Oyun İncelemeleri

Painkiller: Resurrection

İlk Painkiller, şeytani düşmanları, devasa boss’ları, fizik efektleri,
grafikleri, gaza getiren metal müzikleriyle iyiydi. Aslında basit oynanışı
vardı, ama ölmüş bir adamı cehennem ordularına karşı olan savaşta yönetip,
iblislerin hakkından gelmek, bina boyu boss’lara kafa tutmak zevkliydi. Başarılı
oyunun arkasından bir de Battle out of Hell adında ek paketi çıktı. Onu da çoğu
kişi gibi oynayıp bitirdim, ancak Painkiller’in hikayesi burada sona ermedi. Üç
yıllık bir aradan sonra ilk oyuna pamuk ipliğiyle bağlı konusuyla Overdose
geliştirilip, piyasaya sürüldü. Ne yazık ki seneler önce iyi, güzel dediğim
güzelim oyun, pek bir geliştirme göstermeden biraz daha değiştirilmişti. Zaten
moddan bozma bir yapımdı. Şimdiyse sıra Painkiller: Resurrection’da…

Tekrar doğmak

Resurrection’da William “Bill” Sherman adındaki ölmüş bir karakteri
canlandırıyoruz. William aslında profesyonel bir suikastçı. Son aldığı görevinde
ise birini ortadan kaldırması gerekiyordu. Adamımız hedefinin arabasının altına
zaman ayarlı bir bomba yerleştiriyor, tüm işler tıkırında derken arabanın olduğu
sokağa bir otobüs giriyor. Bomba patladığında arabayla birlikte otobüsteki,
kadın, çocuk ve erkekleri de havaya uçuracak. William buna göz yumamıyor,
bombanın patlamasına az bir süre olmasına rağmen, sokağın ortasına fırlayıp,
otobüsü uyarmaya çalışıyor. O sırada bomba patlıyor ve kötü adamlarla birlikte,
otobüsteki siviller ve adamımız da ölüyor. Sonrası mı? İşte sonrasında kontrolü
biz alıyoruz.

Oyun “Homegrown: fan_made_product” etiketi altında hazırlanmış. Kısaca önceki
Painkiller oyunlarının yapımcıları ve mod geliştiricilerinin iş birliği
sayesinde ortaya çıkmış. Resurrection, önceki Painkiller’larla -aslında klasik
stil FPS’lerle- aynı yapıda seyrediyor. Bölüme giriyoruz, üstümüze bir sürü
düşman geliyor, onları ortadan kaldırıyoruz ve diğer kısma geçiyoruz.
Rakiplerimiz gene farklı yaratıklardan oluşuyor, hatta önceki yapımlardaki bazı
eski düşmanlar Resurrection’daki yerini almış. Yapay zekaları ise yok, oraya
buraya takılıp kalıyorlar.


“Painkiller: Resurrection’da oynanış önceki yapımlarla aynı stilde.”


Daha neler neler?

Mekanlar gotik mimaride, karanlık atmosferdeler, ancak tasarımlar bazen
karmaşık, bazen de düzgün seyrediyor. Bir türlü ortasını tutturamamışlar.
Resurrection’da, önceki oyunlardaki silahları kullanıyoruz. Klasik olan ve oyuna
aslında ismini de veren Painkiller, kazık atan silahımız vs… sahibiz, bunlar
dışında yeni olarak ölüm saçtığımız birkaç tane de tehlikeli oyuncağımız var.

Yapım yeniden elden geçirilmiş, Painkiller 2.0 Engine kullanıyor. Yeni Shader
efektleri, hava şartları, anti-cheat sistemi vs… içinde barındırıyor güya.
Grafikler günümüz şartlarında vasatın altında. Seneler önce göze hoş gelen
görselliğin eskiliği belli. Keşke yeni bir motorla yapsalarmış. Rag doll
animasyonlarla karşı karşıyayız, iyi hoş, yalnız grafiksel ve fiziksel olarak
hatalar var. Karakterler duvar içinde kalıyor ve fizikler birbirine karışıyor.
Arka arkaya hatalara denk gelirseniz, şaşırmayın. Sesler ise daha elle tutulur.
Özellikle gaza getiren metal müzikler ortama iyi gidiyor.

Oynanışta en büyük değişim hesapta co-op olacaktı, ancak bu söz yerine
getirilmemiş. Co-op var, ama yok. Resmi forumlarda bu konu hakkında açıklama
getirilmiş, keşke adam gibi bir co-op tecrübesi yaşasaydık. Painkiller:
Resurrection en büyük eksiyi bu haneden yiyor. Gelecek zamanda hatalar
düzeltilip, co-op menüsü de eklenecekmiş, ne güzel haber. Oyun satın
alıyorsunuz, ama halen geliştirme aşamasında. Ara sinematikler çizgi roman
havasında yapılmış, o da ne kadar ilginizi çekerse. Yine etraftan altın
toplayıp, bunları kartları kullanmak için harcıyoruz. Kartlar bazı zamanlar
hayat kurtarıcı oluyor. Ölen düşmanlardan topladığımız ruhlar belli bir sayıya
ulaştığında, bir süreliğine şeytani bir biçime girip, ortalığı yıkıp, döküyoruz.
Buradan sonuca bağlayalım ve kötü hikayeyi bitirelim, kısaca Resurrection
sözleri yerine getirmeyen, daha önce çıkan Painkiller’larla arasında bir iki
değişiklik dışında neredeyse aynı olan bir yapım. Eski oyunların o kaotik
havasını tekrar solumak isterseniz, keyif size kalmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu