Pariah
Pariah geçen seneden bu zamana kadar F.E.A.R. ile beraber beklediğim
oyunlar arasındaydı. Özellikle de yapımcı Digital Extremes olunca, insan ister
istemez heyecanlanıyordu. Çünkü onlar Unreal adlı klasiğin yaratıcılarıydılar.
Aradan aylar geçti ve oyun en sonunda piyasaya çıktı. Bekleyiş ve heyecan değdi
mi? İşte bu sorunun cevabı yazıda saklı.
Unreal Adına
Jack Mason bir doktordur ve Karina adlı bir grubunda lideridir. Yaşadıkları
cezaevi, yakın zamanda yok edilecektir. Son olarak dondurulmuş bir mahkumun
nakil görevi ile gemileriyle beraber havalanırlar. Fakat gemileri saldırıya
uğrar düşer. Bundan sonra kontrol bize geçiyor. Konu aslında oynadıkça gelişiyor
ve klasik bir temaya bürünüyor.
Pariah’ın alt yapısını Unreal Engine ve Havok fizik motoru oluşturuyor. Oyundaki
Unreal Engine, UT 2004’de kullanılan grafik motorunun biraz daha geliştirilmiş
hali. Grafikler genel olarak başarılı. Patlama ve ışıklandırma efektlerinde
sorun yok. Modellemelerde gayet güzel bir şekilde çizilmiş. Baş rol
karakterlerinin modellemeleri gerçekten de harika. Açık alanlar, başarılı bir
şekilde grafik motoru tarafından çiziliyor. Ancak ne kadar güzel olursa olsun,
artık Unreal grafik motorunun yaşlanmaya başladığı gözleniyor. Doom 3 – RoE
oynadıktan sonra Pariah oynayınca bu durum gözümde iyice belirdi. Zaten yeni
nesil Unreal 3 grafik motoru da piyasaya çıktı.
Havok fizik motoru sayesinde karakterlerin ölmeleri daha gerçekçi olmuş. Bir
yere roket attığınız zaman, adamlar kütük gibi devrilmiyor. Aksine patlamanın
şiddetiyle çevreye fırlıyorlar. Böylelikle daha gerçekçi bir oynanış sağlanıyor.
Buna karşın bazı zamanlar düşmanların cesetlerinin virgül şeklinde katlanması
gibi komik olaylarda oluyor. Bunların dışında Turret kulelerinin ayaklarına ateş
ederek, onların yıkılmasını sağlıyorsunuz. Yine de yakacağınız dökeceğiniz
yerler belli. Camları kırıp, bir iki fıçıyı oraya buraya hareket ettiriyoruz. Bu
da bir zaman sonra can sıkabiliyor. Açıkçası Havok fizik motorunun gücü tam
olarak kullanılmamış durumda.
Sesler genel olarak başarılı. Her silahın kendine has çıkan sesi belli oluyor.
Kulaklığınız ile hepsini teker teker deneyip, ne kadar başarılı olduğunu
duyabilirsiniz. Sinematiklerde ki seslendirmeler gayet güzel bir şekilde
yapılmış. Öyle yapmacık bir şekilde durmuyorlar. Düşmanlarınızın ölürken
çıkardığı sesler, bağrışları veya bedenlerinin yüksek bir yerden düştüğünde
çıkardıkları seslerde başarılı bir şekilde hazırlanmış. Müzikler gelecekte
süregelen Pariah’a güzel uymuş. Arka fonda insanı rahatsız etmeyecek şekilde
çalıyorlar. Yerine göre hızlanıp, yerine göre yavaşlıyorlar.
A Touch Of Blessing
Pariah’ın teknik alt yapısı, genel olarak başarılı. Fakat oyunun asıl can sıkan
yerleri, konsollara da beraber yapıldığından ortaya çıkan genel manzara. En
başta belirli yerlerde save etme problemi ile karşı karşıyayız. Özellikle de
aksiyonu bol yapılmış bir oyun yaptığınızda böyle bir yönteme giderseniz, oyuncu
her öldüğünde sizi anabilir. Bu gibi bir durum yaşamamak için mümkün olduğunca
böyle yöntemlerden kaçınmak gerekir. Yüksek zorluk seviyelerinde, zar zor
geçtiğiniz bir yeri, öldüğünüzde yeniden oynamak insanı çıldırtıyor.Save problemi dışında dengesiz bir yapay zeka karşımızda. Bölümlerin çoğunda
belli olmayan abuk sabuk hareketler yapabiliyorlar. Düşman karşıdan geliyor,
elinde roket atar var. Onu bana atmak isterken gidiyor önündeki duvara atıyor ve
kendi kendini öldürüyor. Yanındaki patlayan varile ateş edipte kendisini ve
takım arkadaşlarını katleden manyak ötesi yapay zeka isterseniz, hepsi boy boy
Pariah’da var. İşin ilginci bu olaylar oyunun başından sonuna kadar arada sırada
oldu. Bu saçmalıklar içinde ayrıca akıllı olanları da çıkıyor. Öldürmek için tüm
şarjörü bitirmeme rağmen, bale yapıp da benden kaçan düşmanlarda oldu. Adamı vur
vurabilirsen. Bazı zamanlarda adamın yanına gidip piknik yapsam(!), hiç oralı
olmuyor! uyanmıyor bile. İki örnek ve ikisi de birbirine zıt şekilde. Bu yüzden
yapay zeka dengesiz. Zorluk seviyesini arttırdığınız zaman, düşmanların
dengesizlikleri daha da artıyor. Bununla beraber sizi 4 kurşunda öldürüyorlarsa
1 kurşunda öldürmeye başlıyorlar, sonuç bu. Oyunda iki adette boss’umuz
bulunuyor. Bunların ikisi de son iki bölümde çıkıyor. İlk boss düşmanımız
Stocktan adında zenci bir adam. Titan Fist adında bir silahı var ve oyundaki en
güçlü silah. Onu öldürdükten sonra bu silah elimize geçecek ve ikinci patronu bu
silahla öldüreceğiz. İkinci boss düşmanımızda Shround Assassins ve bir enerji
küpünün içinde durup da size adam göndermekten başka bir şey yapmayan hatun
kişisinin teki, öldürmesi Stocktan’a göre çok daha kolay. Açıkcası oyundaki her
iki boss kapışması da hatırda kalır değil ve çok kolay. Ben daha zor bir şeyler
beklerdim.
Pariah’da araçta kullanıyoruz. Yalnız araçların kullanımı aynı Halo’da ki gibi.
Yani sağa sola mouse hareketi ile döndürebiliyoruz. Bununla beraber araçtayken
hedef almanız ve ateş etmenizde zorlaşıyor. Ben önüme geleni ezdim bari ateş
edip de tutturamadıktan sonra ezerek öldürmek daha garanti oluyor tavsiye
ederim. Toplamda 4 tane farklı araç var ve hepside yerde gidiyor. Havada uçan
kaçan araçlar yok. Gemi normalde var ama biz kullanamıyoruz o ayrı mevzu. Onları
ya vuruyoruz ya da sinematiklerde görüyoruz. Araçların kullanımı ayrıca single
player’da çok az bir yer tutuyor. Birkaç bölümde, o da bölümün hepsinde
olmamakla beraber araç kullanabiliyorsunuz. Bu yüzden araç kullanımın zevki
multiplayer’da çıkıyor.
Oyunun multiplayer kısmı, sağlam Unreal kodlarıyla birleşince ortaya güzel bir
şeyler çıkmış. Multi’de yine klasik olarak Deathmatch, Team Deathmatch, Capture
The Flag ve Frontline Assault modları bulunuyor. Frontline Assault modun da her
iki takımda belirli olan iki yeri ele geçirmeye çalışıyor. Çoklu oyunculu
mod’da, oyuna girmeden önce 8 ayrı sınıftan birini seçmemiz gerekiyor. Her
sınıfın uzman olduğu bir ana silahı ve ikinci bir alt silahı bulunuyor. Çoklu
oyuncuda tüm modlar için araç kullanımı serbest. Zaten araç kullanımının zevki
de burada ortaya çıkıyor. Bu araçların sadece yerde gidebilen ve 4 adet sınırlı
sayıda olması da yeterli değil. Single player’da hadi neyse de multiplayer’da
böyle bir olaya gidilmesi kötü olmuş. Daha çok çeşitle daha çok eğlence
sağlanabilirmiş. Haritalar yeterli sayıda ve kapışmak için gayet iyiler.
Bunların haricinde oyunda bir tane level editör ve ayrı bir map editör
bulunuyor. Bunlarla daha ilerde çeşitli modlar ve haritalar yapılarak,
multiplayer daha da zenginleştirilebilir. Bu olumlu yönde harika bir özellik.
Ayrıca oyunun map editörüne bir kez bakın derim. Çok güzel ve harika yapılmış
ben bayıldım.Nereye Kadar
Oyunda toplamda 8 farklı silahımız bulunuyor. Bunlardan 7 tanesini son bölüme
kadar kullanabiliyoruz. Son kalan tek silahı ise son bölümde kullanıyoruz.
Silahlar, Bulldog yani makineli tüfeğin evrim geçirmiş hali, Plasmagun, Frag
Rifle olarak pompalı, Rocket Launcher, Grenade Launcher, Sniper Rifle, oyun
başında alacağımız bıçağımız ve Titan Fist adında ki dehşet silah. Her silahla
zoom yapma imkanımız var. Bu özellikle daha kolay nişan alıp vurabiliyoruz.
Silahların kötü yanı ikinci bir ateş alternatifinin bulunmaması. Ancak bunun
yerine geliştirebilme özelliği koymuşlar. Açıkcası ben hem ikinci atış
fonksiyonu ile artı geliştirebilmeyi de isterdim. Böylece çok daha çeşitli ve
zevkli olurdu. Geliştirebilme özelliği şöyle yapılıyor; “Weapon Energy Cores
adındaki geliştirme kapsüllerini alıyorsunuz. Bu kapsüller oyunda dağıtılmış
durumda. Ufak bir araştırma yaparsanız kasmadan rahat rahat bulabiliyorsunuz. Bu
kapsüller sayesinde silahınızın ateş gücünü yükseltebiliyorsunuz veya ilave
özellikler sağlayabiliyorsunuz. Her silah için üç tane aşama var. Her aşamada
sırayla bir, iki ve üç adet geliştirme kapsülü yiyorlar.” Mesela Bulldog yani
makineli tüfeğiniz, ilkinde biraz daha seri ateş ederken son aşamada zırhları
delebilen ve çok az seken bir hale geliyor. Grenade Launcher’da ise ilk
başlarda, sadece bomba atıp onun patlamasını bekliyorsunuz. Patlaması içinde
belli bir zaman geçmesi gerekiyor. Fakat geliştirdiğiniz de hiç bekleme yapmadan
uzaktan kumanda ile attığınız bombayı patlatabiliyorsunuz. Bu kapsüllerin asıl
özelliği sağlığınızı da arttırması. Healt’i normalde arttırmak için sağlık
paketleri alıyorsunuz. Fakat bu paketleri “Healing Tools” yani “Tedavi seti” ile
kendinize enjekte edebiliyorsunuz. Bu sayede sağlığınızı yeniden
doldurabiliyorsunuz. Healing Tools da tıpkı silahlar gibi geliştirilebiliyor. Bu
gelişim sayesinde sağlık barınızda artıyor ve adrenalinde kazanıyorsunuz. Sağlık
barınız sol üst köşede 4 tane karede mevcut. Healing Tools geliştirdiğiniz zaman
bunlar 7 kareye yükseliyor. Adrenalin demişken oyunda bir anda koşup hızlanma
gibi bir yeteneğiniz de mevcut. Bunu “F” tuşuna basarak kullanabiliyorsunuz.
Kısa bir süreliğine sürüyor, ama bombadan veya patlamalardan kaçmak için
birebir.
Oyunun diğer bir eksikliği eski tip fps tadında olması. Genel kural git şu
düğmeye bas, kapı açılsın. Git diğer düğmeye bas, asansör gelsin. Sonrasında bin
git hadi vb… bir hava hakim. Bu yüzden türe bir yenilik filan getirdiği yok.
Aynı kuralları biraz daha değişik biçimde gene önümüze koyuyor. Toplamda 18
bölümden oluşan Pariah ne yazık ki kısa sürüyor. Bu da oyunun diğer gedik bir
yanı. Ara sinematikler oyun içi grafik motoru ile yapılmış ve başarılılar.
Senaryoyu anlatmakta yeterliler. Oyunda ilerledikçe senaryo da açılıyor. Fakat
oyunun asıl konusunu oynayın ve öyle öğrenin.
Game Over
Aksiyonu bol olan ve sizi devamlı tetikte tutan bir oyun Pariah. Aksiyon
normalde kesilmiyor ama iştahı kaçırtabiliyor. Kısa oyun süresi ve dengesiz
yapay zeka, bazı zamanlar zevkinizi kaçırtabiliyor. Digital Extremes’den
açıkçası daha iyi bir şeyler beklerdim. Yılların FPS üstatları, bence daha iyi
olmalıydı. Bu durumu oyunu konsollara da çıkardıklarına bağlıyorum. Çünkü konsol
oyuncularını memnun etmek için oyunda bazı şeyleri kolaya kaçmışlar. Sonuç
Pariah beklediğim hit değil. Buna karşın kötü bir oyunda değil. Aksine iyi güzel
bir oyun. F.E.A.R. gelene kadar Pariah bizleri FPS camiasında idare edecek
potansiyelde.