Oyun İncelemeleri

Patrician II: Quest for power

Gönlü denizde ve her limanda sevgilisi bulunan bir denizci günün birinde bir limanda yelkenleri indirir. Yerleştiği bu deniz kasabasını etiyle tırnağıyla bir liman kent haline getirir. İyi günleri takiben gelen savaş dolu zor yıllar ve zedelenen barış her efsanede olduğu gibi doğuş yükseliş ve batış üçlemesinin başlangıç noktasını oluşturur.

Yıl 1991 ve Amiga döneminde ilki çıkan oyunun geç gelen devamı. Patrician II ve bizlere, bu güneşi yeniden doruklara çıkarma şansı veriliyor.

Patrician bir çeşit ticaret simülasyonu olarak da düşünülebilir. Liman liman ve deniz aşırı ticaretin geliştiği son derece kapsamlı bu oyun 14. Yüzyılda geçiyor. O devre ait mimari özelliklerin kasaba, halk ve gemi çizimlerine yansıtılmasındaki başarıyı ilk bakışta farketmemek mümkün değil. Yazımın henüz başında grafiklere artı puan verdiğimi ve bundan son derece memnun olduğumu anlayabilirsiniz.

Bina inşaatları, gemi alım-satımları, limanlar arası ticaret ve oyunun genel yapısına alışmanız için tutorial bölümünü dikkatle takip etmek size büyük kolaylık sağlayacaktır. Single Game ile tek başınıza kurt kapanına atlamadan önce, oyunda belli bir ustalık edinmeniz için hazırlanmış campaignleri tamamlamanızı öneririm. Zira, trader adıyla başlayan bu bölümler kolaydan zora doğru ayarlanmış ve sizleri oyunda belli bir düzeye çıkarmak için odaklanmışlar.

Oyun oynanış olarak Amiga ve Pcdeki High Seas Trader oyununa oldukça benziyor. Bu oyunu oynayanlar bilirler, ticaret dışında oyunda başka bir şey yapılamıyor ve oyun bir süre sonra son derece tekrar edici bir hale geliyordu. Ne mutlu bize ki aynı hataya bu oyun düşmüyor. Artık isimsiz bir tüccardan çok, şehirde kimlik sahibi olmuş birey bilinci oyunda kendini gösteriyor. Tüccar, belediye başkanı, Lord gibi statüleri zaman içinde kazanmanız oyunda güzel bir amacınız olması açısından son derece keyifli bir hale geliyor. Oyundan edindiğim izlenimlere göre zaman içerisinde krallığa dair oynayıp haritalarınızı genişletmeniz olası. Bu da oyunu kuru bir ticaret stratejisinin ilerisine taşıyor. Özetle gemilerle hangi ürün nerede ucuz diye kafa patlatıp ekonomik krizlerle ve vergilerle uğraşırken bir taraftan şehirlerinizdeki halkın ihtiyaçları ve durumlarını düşünüyorsunuz. Ve bu da oyuna bir amaç ve derinlik katıyor.

Para kazanmak için ticaretin inceliklerini oyuna aktarmalısınız. Örneğin bir limanda bir mala çok rağbet varsa ve o maldan orada az varsa, o malın değerleneceği ya da ihtiyaç fazlası bir malın o limanda yapılacak satışının size zarar getireceği oyunda edineceğiniz ve gerçek hayatta ticaretin mantığını oluşturan genel prensipler. Bu yüzden size verilen ipuçlarını takip ederek hangi malları nereye aktaracağınızı öğrenebilirsiniz.

Bir limana geldiğinizde geminizi seçip hemen oradaki pazara kliklediğiniz takdirde malların alım ve satımlarının fiyatlarını görebileceğiniz ticaret tablonuz ekrana gelir. Burada geminize yükleme yapabilir veya geminizdeki malları o limana satabilirsiniz. Bu yolculuklar her zaman güvenli olmuyor. Yolda kimi zaman başınıza korsanlar musallat oluyor. Böyle bir durumda otomatik veya elle müdahale etmek arasında seçim yapmanız isteniyor. İşinizi şansa bırakmayı sevmeyenlerdeyseniz başlıyorsunuz savaşa. Bu esnada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta rüzgarın esiş yönü. Bunu bulutlardan anlayabilirsiniz. Rüzgarı sırtınıza aldığınız vakit page up ve page down tuşlarıyla yelkenlerinizi açıp hızlı manevralar yapabilirsiniz. Tercihen üç yolunuz olacaktır. Birincisi hızla o anki ekrandan kaçmaya çalışmak, böylece tehlikeyi atlatmış olursunuz. İkincisi korsan gemisini batırmak, ki bunun için rakibe paralel durup boşluk tuşu ile top atmalısınız. Üçüncü yol ise sol tarafta göreceğiniz board tuşuna basıp korsan gemisinin yanına gelip mürettebatınızı rakibe salmak olacaktır. Bunun için adamlarınızın sayısı, sağlık durumu, morali ve bu değerlerin karşı gemideki vaziyeti çok önemli.

Şehirlere baktığınız zaman aşağı yukarı aynı tip kontrollerin olduğunu görüyoruz. Her şehirde bulunan tavernadan kaptan, korsan veya denizciler kiralayabilirsiniz. Bath house’da hamama girerek mürettebatınızın rahatlamasını ve size bağlılıklarını arttırabilirsiniz. Kilisede yapacağınız dualar ve hayır işleri yine size bu yönde dönecektir. Ayrıca Arsenal gibi top tüfek yapım yerleri için orada belediye başkanı gibi belli bir seviyeye gelmeniz gerekmekte. Bu arada kontrol edebileceğiniz binaları ekranın yukarısında yer alan çubukta bulunan bina ikonuna basarak görebilirsiniz.

Bu şekilde oyuna iyice alıştıktan sonra Single Game ile oyunda kendi öykünüzü yaratabilirsiniz. Genel olarak oyunun oynanışu bu şekilde. Şehirlerdeki binaları amacınıza göre kullanmayı ihmal etmeyin. Bu işi de halkınızın ihtiyaçlarına göre düzenleyeceksiniz. Toplumun ekonomik tabakaları olan fakir orta ve kaymak yiyen sınıfın kendine has ihtiyacı oluyor. Sol üst köşede yer alan popülasyon tuşuna bastığınızda adeta müzik listelerinde yükselip alçalan gereksiz şarkıların yanındaki inişli çıkış ok gibi halkınızı oluşturan tabakaları da aynı okla gözleyebilirsiniz.

Sonuç olarak grafik, müzik ve atmosferin gerek gerçekçiliği gerek sürükleyiciliği açısından son derece tatmin edici olan bu oyun, daha şimdiden strateji furyası içinde farklı bir yer edinmişe benziyor. Bu oyunu denemenizi ve eski oyunların tadının ve onların atmosferinin insanı bugün de yeni sürümleriyle ne derece etkilediğini görmenizi tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu