Makale

PES 2012 lansman gecesi

Konami’nin beklenen futbol oyunu PES 2012, nihayet konsol ve PC kullanıcılarıyla buluştu. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da yeni oyunun tanıtım organizasyonu için Balta Limanı’ndaydık. Sektörden birçok ismin yer aldığı partide, aynı zamanda oyun oynamayı seven, organizasyona renk katabilecek isimler de vardı. Bunlardan en dikkat çekicileri ise, şüphesiz ki ünlü spor spikeri Ersin Düzen ve ünlü müzisyen Bedük’tü.

Gece başlıyor

Günler öncesinden PES 2012 organizasyonu için heyecanlandığımızı belirtmem gerek. Kendi adıma konuşmam gerekirse, geçen yıldan kalma bazı kötü hatıralarımı hala unutamamıştım. Bu sebeple de yeni organizasyona katılmayı çok istiyordum. Geçen yıl PES 2011’de hakem arkadaşımız “avantaja bırakma” tercihini kullanmamış ve attığım golü saymayarak bana penaltı kullanmayı reva görmüştü. Bu tip durumlar, kullanıcılar üzerinde moral olarak çöküntülere yol açabildiği için maçın da kaderi bir anda değişebiliyor. Nitekim öyle de olmuştu. PES 2012’den en büyük beklentim, pozisyonları ve gidişatı daha iyi analiz edebilen hakemlerdi. Doğrusunu söylemek gerekirse olumlu gelişmelerin olduğunu söyleyebiliriz.

Tam kadro Merlin!

PES 2012’yi görmek için tam kadro Balta Limanı’na doğru hareket ettik. Önce vapurla Beşiktaş sahiline demir attık, ardından da uzun arayışlar sonucunda taksi bulamadık. Evet, boş taksi bulmak gerçekten zormuş, ki yine aklıma geçen yıl trafikte çektiğimiz çileler geldi. Şöyle bir ürperdim. Neyse ki gece yürüyüşümüz fazla sürmedi ve bir araç bularak kendimizi organizasyon alanına atmayı başardık. Her yanda kurulu PES 2012 stantları, sohbet eden konuklar, patlayan flaş ışıkları, kameralarla yapılan çekimler derken, bir kez daha bu işi ne kadar sevdiğimizi fark ettik. Oyun oynayarak hem eğlendiğimiz gibi, hem de bu vesileyle yeni insanlarla tanışabilme, fikir alışverişlerinde bulunabilme olanaklarımız doğuyor.

Maça doğru

O kadar yol geldik. Üstüne bir de turnuva heyecanı var tabii ki. PES 2012’yi görmeye gelinir de, turnuvasına katılmamak olur mu, olmaz tabii ki! Biraz yemek yedikten sonra herkeste enerji artışları görüldü. Haliyle tatlı sataşmalar da ortamda yankılanmaya başladı. Genelde futbolu çok seven bir toplum olduğumuz için bilinçaltında yer ettiği üzere en iyi futbolu da mutlaka hep biz oynarız. Buradaki “biz”, hemen her insan için kullanılabilir. Hepimiz takım seçmek için sıraya girdik, takımlarımızı seçtik ve rakiplerimizi beklemeye koyulduk. Bu esnada yapılan içecek servisi de gayet hoştu doğrusu. Herkes benden Trabzonspor’u seçmemi beklerken, M. United’ı almam hayal kırıklığı yarattı. Ancak asıl hayal kırıklığı ise, oynamak istememesine rağmen Murat Halilbeyoğlu’nu zorla turnuvaya sokmamdı ve ne oldu biliyor musunuz? Beni 3-1 yendi. Evet, bu da ilginç bir not olarak kayıtlara geçti.

Tabii ki ekip olarak PES 2012’yi hem dışarıdan gözlemek, hem de daha fazla oynayarak iyice analiz etmek istiyorduk. Bunu yaptık da. Yapılan maçları izlerken, hem pozisyonlara, hem futbolcu animasyonlarına, hem de hakemin davranışlarına dikkat ettik. Bazen kendimizi tutamadık ve çılgın tezahüratlar yaparak takımları da destekledik. Ekibimizde en fazla maç kazanma başarısını, Murat Halilbeyoğlu gösterdi. Evet, az önce onu turnuvaya kayıt ettirdiğim için biraz pişmanlık duyduğumu belirtmiştim, ancak elde ettiği başarılı sonuçlarla aslında ne kadar da doğru bir karar verdiğimi gösterdi bana.

Hasan Uğur’un güçlü bir rakiple eşleşerek elenmekten kurtulamaması, Özgür’ün ise, 3-2 gibi bir skorla kıl payı yenilmesi, ama yine de attığı ikinci golün çok güzel olduğunu savunarak sevinmesi, görülmeye değerdi. Özellikle Uğur abinin aldığı takım sanki M. City değil de Menemen Spor’un B takımı gibiydi. Gerçi 1-0 öne geçmişti, ancak bu avantajını kısa sürede yitirdi ve maalesef fark kaçınılmaz oldu. Arkadaşımız Emre Demiray da hayal kırıklığı yaratan isimlerin başında geliyordu. Ofiste attığı nidaları hatırlayıp “Bu muydu yani?” demekten alamadık kendimizi. Bu sonucun ardından ortadan kayboldu, bir daha da kendisini gören olmadı! Bizim aramızda bu tip olaylar cereyan ederken, sevgili Mine ablamız da dostlarıyla hem sohbet ediyor, hem de ortamın nabzını tutuyordu.

PES 2012, olmuş mu?

Olmuş arkadaşlar, gerçekten güzel olmuş. Daha önce PES 2012’nin ön inceleme sürümünü uzunca bir süre deneme imkanımız olmuştu. Bu sürüm hakkında pek de parlak düşüncelerimiz yoktu. Ardından gelen demolar ise, yavaş yavaş fikrimizi değiştirmişti. Tam sürüm oyunu da oynayarak gördük ki PES 2012, gayet güzel bir futbol oyunu olmuş. Oynanış tarzında eski PES oyunlarını hatırlattığı gibi, bunun yanında yeni ara pas sistemi ve aynı anda 2 adamı kontrol ederek atak geliştirme sistemi çok güzel olmuş. Atağa çıkarken verdiğiniz paslar kesinlikle adamlarınızın hızını düşürmüyor, çünkü pas verme konusunda bayağı seçeneğimiz var bu kez. Direkt adama değil de, 3 rakibin arasından birkaç metre önüne yuvarlayabiliyorsunuz topu örneğin. Ve topa vurma şiddetini ayarlama unsuru da gayet başarılı, fizikler zaten güzel.

İkili mücadeleler, ani dönüşler, beklenmedik hareketler de oyunun ahengini artırmış. Bir ara pası attığınızda rakibiniz topa kayabiliyor, ayak ucuyla dokunamasa bile çabalıyor, arkasına top düşen oyuncu bir anda geriye dönüp mücadele ediyor, bırakmıyor. Genel de bu tip atraksiyonlar, önceki oyunlarda daha pasifti. Eğer oyuncu topu kaptırmışsa, kolay kolay geri almak için hamle yapmıyordu, bir süre boyunca dengesini kurmaya çalışıyordu öncelikle. PES 2012’de ise, kanlı canlı, heyecanlı bir mücadele söz konusu.

Grafiksel olarak PES 2012’nin bir önceki oyuna nazaran büyük gelişme kat ettiğini söyleyemeyiz. Animasyonlarda gelişmeler var. İşitseller konusunda ise, net bir yorum yapamayacağım, zira ortam o kadar coşkuluydu, tezahüratlar o kadar fazlaydı ki kendi seslerimizi duymaktan, oyunun seslerini pek duyamadık. Bu konuda ve aslında her konudaki detaylı görüşlerimizi ise, tabii ki inceleme yazısına saklıyoruz!

Geceden minik, ama dikkat çekici notlar:

* Gecede, Konami Avrupa’dan bir de yetkili vardı. Açılış esnasında ufak bir konuşma yaparak hem oyundan kısaca bahsetti, hem geldiğimiz için memnuniyetini dile getirdi, hem de İstanbul’u ne kadar beğendiğini söyledi. Bu konuşma yapılırken tüm oyun konsollarının dolu olması ve herkesin harıl harıl PES 2012 oynaması da dikkatlerden kaçmadı. “Bizim zaten kulağımız sizde, siz devam edin” demişlerdir belki de.

* Oyunla ilk buluştuğumda yaptığım ilk şey, Trabzonspor’un oyunda yer alıp almadığına bakmaktı. Malum, UEFA kararı sonucunda ülkemizi Şampiyonlar Ligi’nde Trabzonspor temsil ediyor. Bu ligin lisansı da sadece PES 2012’de olduğuna göre, bakmamak olmazdı. Ve evet, Trabzonspor, PES 2012’de var. Galatasaray da var.

* Ekibimizden deneyimli kalem Emre Demiray, Show TV’de yayımlanan bir program için röportaj verdi ve PES 2012 hakkında merak edilenleri yanıtladı.

* Turnuvadaki ilk maçlarında karşı karşıya gelen Özgür Yıldız’lı Barcelona ve Emre Demiray’lı Milan, normal süresi 1-1 biten maçın uzamasıyla minik bir krize yol açtı. Normalde herkesin ilk tur maçları bitince, yeni rakiplerin belli olması için de bizimkilerin maçının bitmesi beklendi, ancak biraz uzun sürdü. Çünkü penaltılarda skor 15-15’e dayanmıştı. Neyse ki bir sonraki penaltıyı sayın Demiray kaçırdı ve Özgür, bir üst tura çıkmanın sevincini yaşadı. O sevinç de fazla uzun sürmedi zaten.

* Özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarındaki heyecanlı anlatımıyla tanıdığımız ünlü spor spikeri Ersin Düzen de gecedeki renki isimlerden biriydi. Gayet uzun boyluymuş açıkçası ve PES 2012 oynarken ki duruşu, bize Ronaldo’nun frikik çekmeden önceki bacakları açık duruşunu anımsattı!

* İlerleyen saatlerde çok fazla bardak kırılma sesi duyduk, kiminin içinde, kiminin de dışında yer aldık, ancak öyle bir an oldu ki, etraf bir anda aydınlandı. Dışardaki bir mazgalda ne olduysa oldu, bir anda kocaman bir alev topu beliriverdi. Neyse ki kısa sürede yok oldu.

Bedük ile çok özel!

Takım yazdırmak için kuyruğa girdiğim esnada, önümdeki kişinin Bedük olduğunu görünce kayıtsız kalamadım. Meğerse futbol oyunlarını o da seviyormuş. “Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?” teklifimle başlayan sohbetimiz, Bedük hayranı bir Merlin okuyucumuzun ondan imza istemesi  ve finalde de Bedük’ün turnuvada 2-1 mağlup olmasıyla sona erdi. Turnuvada 2 maç kazanan Bedük, üçüncü maç için de oldukça iddialıydı ve çok keyifli görünüyordu, ama son maçta ne yaptıysa olmadı ve elendi. Özellikle 89. dakikada çok önemli bir fırsattan yararlanamaması, hem onu, hem de bizi üzdü. Sanatçıya “Kratos’a benziyorsun be abi” demeyi ihmal etmedim, ki bayağı benziyor arkadaşlar. Ek not olarak Bedük’ün FIFA ve Mortal Kombat’ı da sevdiğini belirtelim.

Mahmut: Adam Kratos’a çok benziyor yaa.
Bedük: ?

Tanıtım gecesiyle ilgili fotoğraflara ulaşmak için buraya tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu