Oyun İncelemeleri

Pirates of Black Cove

Korsanlık ve deniz temalı oyun denilince Sid Meier’s Pirates’dan sonra benim aklıma Finlandiyalı Nitro Games firması gelir. Örneğin; East India Company kimi çevrelerde hayal kırıklığı yaratmış olsa da bana kalırsa çok başarılı bir yapımdı. Aynı şekilde Commander: Conquest of the Americas da gayet iyiydi. Nitro Games’in yeni oyunu ise Paradox Interactive’in de dağıtımcılığını üstlendiği; Pirates of Black Cove. Kimileri oyundan fazla umutluydu ama ben yazının sonunda diyeceğimi başında diyeyim; beklentilerinizi biraz aşağı çekin isterseniz…

Özür dilerim ama hikaye nerede?

Pirates of Black Cove açar açmaz sade bir oyun olduğunu belli ediyor hatta haddinden fazla sade zira ayarlar kısmına girince seçeneklerinizin çok kısıtlı olduğunu görüp hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Grafik ayarlarını geçtim “gameplay” ve kontrol seçenekleri bile bulunmuyor. Hemen burada ilk eksisini de kapıyor zaten. Olmazsa olmazımız hikaye kısmına geçersek; yine fazla detay göremiyoruz. Başlarken seçebileceğimiz üç farklı korsan bulunuyor ve herbiri kendi aralarında hikayeleri, güçleri ve özel yetenekleriyle ayrılıyor. Oyunun senaryosu korsanlığın altın çağını yaşadığı, hayali bir dünyada geçiyor. Ben söylemeden de tahmin edeceğiniz üzere biz de bu durumda “Korsan Kralı” olmak istiyoruz (hayır, One Piece veya Luffy-San ile alakalı değil). Görüldüğü gibi klişe ve vasat bir senaryo, beklentileri biraz daha çektiniz mi aşağıya?

Pirates of Black Cove oynanabilirlik ve eğlence yönünden de açıkçası yerlerde sürünüyor. Zamanında Pirates’i oynayanlar bilir, zaten bir korsan oyununda denizlerde gezersiniz, belirli noktalardan görev alırsınız, gemileri yağma edersiniz-batırırsınız vesaire. Aynı temel mantık POBC’da da aynen devam ediyor ama maalesef seneler önce oynadığımız Pirates’dan çok çok geride olarak. Oyun RPG-RTS karışık olduğu için kimi görevleri karada yapıyorsunuz.

Yazının başında bahsetmiştim; oyunda tipik rol yapma öğeleri de bulunuyor; skill (baddge), stats, reputation gibi. Gel gelelim ne karada, ne denizde kontrollere hiç ısınamadım. Özellikle bir korsan oyunu yapıyorsanız ve oyunculara gemi yönettikleri hissini veremiyorsanız bir şeyleri eksik yapmışsınız demektir. Aynı kamera açıları ise ayrı bir can sıkan nokta. Doğru düzgün “zoom” dahi yapamıyoruz.

Bunların hepsi aynı galiba

Gemilerle ilgili bir diğer sıkıntı ise hepsinin birbirinin benzeri olması ve avantaj-dezavantajların iyi yansıtılamaması. Kusura bakmayın, yine Pirates’dan örnek vereceğim çünkü kendisi korsan oyunlarında mihenk taşı. Hatırlarsanız,  orada gemilerin boyutlarıyla hızları ve manevra kabiliyetleri ters orantılıydı ki mantıklı olan da bu zaten ama gel gelelim POBC’da benim ufak korsan gemimle, 3 katım büyüklüğündeki diğer savaş gemisi aynı manevra kabiliyeti ve hızına sahip.

Deniz savaşlarına gelecek olursak, gemilerin de bazı özel yetenekleri oluyor; düşmanı yavaşlatan zıpkınlar gibi. Tıpkı karakter yetenekleri gibi bunlar da zaman içinde geliştiriliyor fakat genel olarak deniz savaşları çok yetersiz. Toplar sanki güdümlü gibi düşmana gidiyor, her savaş aynı taktiklerle geçiyor ve yapabileceklerimiz sınırlı bu da beraberinde basitliği getiriyor. Pirates’da mesela (Sid Meier, duy artık) çok farklı yöntemler kullanıyorduk, gemiyi ister batırıyor, ister bırakıp işgal ediyor ve yağmalıyoyrduk hatta kaptanıyla bire bir düello yapıyorduk. POBC’da ise direkt saldırıyoruz, üzerine tam bir arcade oyunu gibi top yağdırıyor ve batırıyoruz. Altınları vesaire topladıktan sonra da olay mahallini terk ediyoruz. Savaşların tüm numarası bu kısacası.


Nerede o eski korsanlar

Korsanlığın yanında “macera” ve “keşif” hislerini de alamıyorsunuz. Haritada yön tayin etmek ve rota almak  zaten çok kolay (hey gidi Pirates!). Böyle “Issız bir adada durup karaya ineyim, hazine falan arayayım” da diyemiyorsunuz. Görevler desen son derece monoton ve sıkıcı şeyler. Ardından bir noktadan diğer noktaya gitmek işkence halini alıyor sadece.

Teknik yönden de, öncelikle grafikler için olumlu şeyler diyemeyeceğim. Başarılı bir oyun yapısı ve senaryo grafikleri umursamamamı rahatlıkla sağlayabilirdi ama bu haliyle fazlasıyla gözüme battı. Zaten dediğim gibi kafanıza göre bir optimizasyon, ayar yapamıyorsunuz. En önemlisi ise gemilerin hasar mekanizmasının hiç gerçekçi olmaması ve ortaya kötü görüntüler çıkması. Fizik motoru bayağı yetersiz yani (sözde Physx). Vasat kaplamalar ve bariz Anti-Aliasing eksikliği ise diğer detaylar. Oyunun “kotarıyor” diyebileceğim nadir noktalarından biri ise işitsel öğeler. Öyle çok güzel olduğu falan çıkarılmasın ama müzikler, ses ve seslendirmeler fena değil.

Pirates of Black Cove şu haliyle  bitirilmemiş bir oyun izlenimi veriyor ve maalesef de yüksek potansiyelini kullanamamış, başarısız bir Sid Meier’s Pirates! klonu olmaktan öteye gidememiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu