PlayStation Home
Şöyle deniz manzaralı, ferah mı ferah, dayalı döşeli, bir de yanında
alışveriş merkezi, bir yanında oyun salonu olan fıstık gibi bir evi kim istemez
öyle değil mi? Ancak günümüz şartlarında herkesin böyle bir eve, en azından
maddi açıdan bakarsak sahip olması pek mümkün değil. Ama daha ucuz, hatta
oldukça ucuz bir şekilde sahip olmanın yoları da var. Mesela bir PS3 aldığınız
takdirde sizin de böyle bir eviniz olabilir. Tabii ki sanal alemde olması
şartını kabul ediyorsanız. İşin esprisi bir yana, Sony’nin uzun zamandır PS3
kullanıcıları için geliştirmekte olduğu Home, başka bir değişle sanal hayattaki
diğer dünyamız, sonunda beta sürümü ile bizlerin beğenisine sunuldu. Ancak beta
olduğu için birçok kısıtlama söz konusu, ama sunulanlara göre değerlendirirsek,
Home’un çıktığı zaman, oyunculara çok rahat ve eğlenceli bir online hizmet
sunacağı aşikar.
Sanal yaşam
Home, aslında PS2 için düşünülmüş bir sistemdi. Bu konuda yapılan önceki
açıklamalarda, sistemin PS2 için tasarlandığını ama daha sonra vazgeçildiği
belirtilmişti. Belki o zamanlar çıkmış olsaydı, PS3’de şuanda daha oturmuş ve
daha rahat bir online hizmet olabilirdi, ayrıca bu kadar da gecikmezdi. PS3 için
oldukça uzun bir zaman önce duyurulan Home, maalesef sürekli ertelenme
haberleriyle karşımıza çıktı. 2005 yılından beri geliştirilen ve sürekli ha
bitecek, ha bitti diye diye neredeyse 2009’a az bir zaman kala, artık tamamen
bitmiş bir şekilde karşımıza çıkmasını bekliyorken betasıyla karşılaştık. Yinede
hemen denemek için bu güzel dünyanın içine girdim.
İlk bakışta The Sims oyunlarından birine girmiş gibi hissediyorsunuz. Karşınıza
karakter yaratma ekranı geliyor ve buradan bay ya da bayan olarak karakterimizi
seçerek detaylandırmaya işlemine başlıyoruz. Fakat bu işlemin pekte detaylı
olduğunu düşünmüyorum, belki beta sürüm olduğu için de olabilir. Ancak genel
anlamdan bazı seçenekler çok kısıtlı, mesela kıyafet, sakal gibi şeyler sadece
birkaç taneden oluşuyor. Ayrıca kendi karakterimizin tipini de yaratmak mümkün
değil. Hazırlanmış suratlardan birini seçerek, onun üzerinde oynamalar
yapabiliyoruz. Sistem bu açıdan biraz daha özgür olabilirdi diye düşünüyorum.
Yine de bunun beta sürümü olduğunu unutmamak gerek, çünkü tam sürümde çok daha
farklı bir Home ile karşılaşma olasılığımız oldukça yüksek. Karakterimizi
yarattıktan sonra güzel, rahat ve oldukça ferah olan, deniz manzaralı, kıyı
kenarında bir evin içinde Home dünyasına adım atıyoruz.Evimizde de birkaç parça koltuk ve masa dışında pek bir şey yok. Tabii ki her
eşyanın yerlerini istediğimiz gibi değiştirebiliyoruz, fakat dediğim gibi çok az
eşya olduğu için bu konuda çok zaman kaybetmedim. Bir an önce Home’un bana
sunduğu diğer özelliklere bakmaya başladım. Daha önceleri PSP şeklinde çıkan ana
menü bölüm değiştirilmiş, farklı bir ekran şeklinde karşımıza geliyor. Bu
bölümde kişisel ayarlar, genel ayarlar, mekanlara hızlıca ulaşabilme, arkadaş
listemiz, iletişim, sistem ile ilgili haberler, güncellemeler, yapılan
download’lar ve birçok aktivite kısmı yer alıyor. Kısaca Home ile ilgili hemen
hemen her şeyi buradan yapıyoruz. Tabii ki ilk olarak mekanlar bölümüne girerek
nereleri gezebildiğimizi öğreniyoruz. World Map şeklinde karşımıza çıkan Home
dünyası, beta dolayısıyla sadece 5 farklı mekanı içinde barındırıyor.
Home dünyasında gidilecek yerler
Birinci mekan doğal olarak kendi evimiz, diğerleri ise Central Plaza. Bu bölümde
tüm çevreyi görüyorsunuz ve genelde oturma alanlarının olduğu, en büyük alan
diyebiliriz. Ardından ziyaret ettiğim ikinci yer ise Mall. Bu alışverişi merkezi
sayesinde kıyafet, oturma grubu vs… gibi eşyalarımızı edinebiliyoruz. Fakat
sanırım beta dolayısıyla tüm mağazalar bomboş. Buradan çıktıktan sonra da
sırasıyla Bowling Alley ve Home Theatre bölümlerine girdim. Bowling Alley,
tamamen bir eğlence merkezi olarak yaratılmış. İçinde Bowling, atari, bilardo
gibi oyun oynama seçenekleriniz var, ancak beta dolayısıyla tek bir eğlence
merkezi olduğu için aşırı derecede kalabalıktı ve oyun oynamak pek de kolay
olmuyor, uzun bir süre sıra bekleyebiliyorsunuz. Ama tam sürümde bu salonların
sayısı daha fazla olacağı için bu tip bir sıkıntının yaşanacağını sanmıyorum.
Son olarak da, Home Theatre’a girdim. Orada ise maalesef herhangi bir aktivite
yok. Sadece karşınızdaki perdede reklamı geçen oyunun Trailer’nı izliyorsunuz,
onun dışında koltuklardan birine oturmaktan başka yapacak bir seçenek
bulunmuyor. O yüzden bu bölümün işlevselliğini en iyi tam sürümde göreceğiz gibi
gözüküyor. Bunlar dışında mekanlarla ilgili söylemek istediğim son nokta, bu
belirtmiş olduğum 4 mekanı da açmak için, sistem sizden o bölümü download
etmenizi istiyor. İlk başta ne saçma iş diye diyebiliyorsunuz ama bölümlerin
boyutları, 20mb civarı olduğu için bir, iki dakika içinde yükleniyor.Farklılık
Home konusunda bahsi geçen en önemli konulardan biri de bölge kilidi sorunuydu.
Herkes kendi makinesinin bölgesinde girecek diye düşünüyorken, betada bu durumun
tam tersi çıktı. Home’da bu tip bir bölge sorunu yok. PAL PS3 sahibi NTSC-J PS3
sahibiyle de rahatlıkla iletişim kurabiliyor. Ancak bu durum tamamen serbest
değil. Biliyorsunuz, PlayStation Network hesabı açtırırken, tüm PS Store’lardan
yararlanmak için kullanıcılar genelde birkaç hesap açarlar. Bunlar da US, UK ve
Japon hesapları olur. İşte bu bölgeler maalesef birbirinden ayrılıyor. US
hesabından giren biri, UK hesabındaki kişi ile ne yazık ki iletişim kuramıyor. O
yüzden kişilerin buluşması için aynı bölgeden sisteme giriş yapmaları gerekiyor.
Bu durum biraz sinir bozucu olsa da, makine bölge kilidi uygulamasına oranla çok
daha iyi olacağı kesin, çünkü diğer türlü birçok arkadaşınız ile iletişim
kuramayabilirsiniz.
Home, görsellik ve ses konusunda da kesinlikle yeterli seviyede diyebilirim.
Oldukça canlı mekan tasarımları, karakterler gibi sürekli göz önünde olan hemen
hemen her şey yüksek kalitede yapılmış. Aynı şekilde sesler de çok başarılı
olmuş. Gerçek bir yer havası yaratmak için, nereye giderseniz gidin oranın
sesini duyuyorsunuz. Büyük bir ekranın önündeyseniz onun sesi, kalabalığın
içindeyseniz müzik ya da konuşma seslerini sanki cidden ordaymışsınız gibi
hissediyor ve işitiyorsunuz. Ayrıca yanınızdaki arkadaşınızla da sesli konuşma
yapabiliyorsunuz, ama bu konuşmayı yapabilmek için R2 tuşuna basılı tutarak
yapmanız gerekiyor, yoksa sesiniz karşı tarafa gitmiyor. Bu durum biraz can
sıkıcı olsa da sesle iletişim konusunda herhangi bir sorun görmedim.
Misafirin kalkma vakti…
Home’dan çıkarken, bu sistemin eğlence olarak çok ciddi işler yapacağını
düşündüm. Ama hani arkadaşlarla toplanarak, online oyun oynama konusunda sanki
yolu uzatıyormuş gibi bir izlenim verdi. Çünkü oradaki ortam daha çok Home’un
bize sunduklarıyla vakit geçirme işlemine dönmüş. Hani şöyle güzel bir ev
partisi vermek, satranç turnuvası, bowling turnuvası yapmak ya da film izlemek
için tasarlanmış gibi görünüyor. Açıkçası oyun içindeyken sesli chat gelmiş
olsa, kimsenin bir oyunda buluşmak için Home’e gireceğini sanmıyorum. Şahsen
düşünülen tema çok başarılı ve orijinal, fakat hangi konuda ne kadar işlevsel
olacak o ben de soru işareti yarattı. Tabii ki son olarak Home’un çıkış tarihini
merak ediyor olabilirsiniz, net bir tarih verilmese de muhtemelen 2009 yılı
içerisinde çıkacaktır.