Dünyanın belki de en popüler markalarından birisi olan Pokemon’un mobil platform için ücretsiz olarak yayımlanacak olan oyunu Pokemon Go, geçtiğimiz günlerde açılışını yaptı. Hala bizim ülkemiz de dahil birçok ülkede halka açılmamış olsa da insanlar bir şekilde gereken dosyaları bulup oyunu oynamaya, pokemonları belirli yerlerden toplamaya başladı.
Bizim ülkemizde çok eskiden kalma bir haber vardır, bilirsiniz. Hatta bu olay sonucu Pokemon’un ülkemizde gösterimi yasaklanmıştı. Küçük bir vatandaşımız ‘ben Pikaçu’yum hehööööy’ diyerek camdan atlamış ve kolunu bacağını kırmıştı. Kendisi hala hayatta, belki bir yerlerden atlamakla meşguldür ama konumuz bu değil. Konumuz medyanın, daha doğrusu sosyal medyanın Pokemon Go’yu şimdiden bu tür bir zor duruma sokması ile alakalı.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir haber dolanmaya başladı. ‘Pokemon Go oynayan adam köprüden düşüp hayatını kaybetti’ diye. Hem Türk sitelerinde, hem de yabancı sitelerde bu haberi okudum ve ufak bir araştırma sonucu haberin aslında sıradan bir yol kazasına ait olduğunu anladım. Haberde köprüden düşen adam aslında bu düşüşünü alkollü bir sürücü tarafından motorsikleti yoldan çıkarılınca yaşıyor. Öyle, Pokemon Go tarafından değil.
Bu ne demek oluyor? Pokemon Go bu tür haberler yüzünden belli bir güruh tarafından taşlanacak demek oluyor. Ama şöyle bir şey de var. Bildiğiniz üzere mobil cihazlar günümüzde de büyük dikkat dağınıklığına sebep olup bazı feci ölümlere yol açabiliyor. Bu yüzden Zubat yakalayacağım diye karşıdan karşıya geçerken yolun her iki tarafına bakmayı da ihmal etmeyin. Bulunduğunuz şehrin ücra köşelerine gidip de pokemon yakalama sevdası uğruna telefonunuzdan veya belki de canınızdan olmayın. Tehlikeli bir yerde yaşıyoruz en nihayetinde. Yani siz siz olun, en iyi pokemon ustası olurken aynı zamanda da en sağlıklı pokemon ustası olmayı unutmayın. Böyle haberlere de kulak asmayın.
Dur, lan, şşt! Arkadaşlar evimde Zubat var. Halıya pisledi. Hoşçakalın.