Poker Night 2
Son 10 yılda dünya eğlence sektöründe önemli bir yer edinen poker artık turnuvaları ve arkadaş ortamı ile benzer temalı şans oyunlarından ayrılarak farklı bir hikayeye dönüşmeye başladı. Kumarhanelerde hala en sevilen kağıt oyunu olmasının yanında dünya statüsünde oldukça büyüyen poker artık filmlerde, dizilerde ve oyunlarda da sık sık karşımıza çıkıyor.
Macera oyunları ile görmeye alıştığımız Telltale Games’in farklı türdeki ender oyunlarından olan Poker Night 2 de bu eğlence aktivitesini bizlere daha iyi anlatıyor. 2010 yılında çıkan Poker Night at the Inventory oyunun devamı olan PK2 tıpkı selefi gibi eğlenceli ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir tada sahip.
Arkadaşlarla bir el atıp gideceğiz
Tıpkı ilk oyunda olduğu gibi PK2’de de farklı oyunlardan karakterler sizlere eşlik ediyor. İkinci oyunda Sam & Max’ten Sam ve kenarda oturan Max, The Venture Bros. oyunundan Brock Samson, Army of Darkness’tan Ash Williams ve Borderlands serisinden Claptrap eşlik ediyor. Sam, Ash, Brock ve Clap masadaki rakiplerimiz iken Max bir kernarda durup Sam’in bazı (hatta pek çok) muhabbetine dahil oluyor. Bunların yanında kurpiyerlik görevini Portal’ın unutlmaz karakteri GLaDOS yaparken Borderlands’ten Mad Moxxi sessiz barmaid olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun ve mekanın sahibi olarak ise Tales of Monkey Island serisinden Reginald Van Winslow Bone.
Zaten Poker Night 2’yi ve ilk oyunu diğer poker oyunlarından ayıran özellik de bu. Poker Night 2 sadece 20,000 dolar yatırıp kazanmaya çalıştığınız bir turnuva değil. Onun da ötesinde uzun zaman boyunca oturup oynadığınız oyunlardaki karakterlerin komik ve ilginç muhabbetlerini birbirlerine ve size sataşmalarını, kazanınca rakipleri ile, kaybedince kendileri ile dalga geçmelerini dinleyeceğiniz bir aktivite olmuş. Oyunun iskeletini de bu mekanizma oluşturuyor. Tahminimce 4-5 oyun yerine onlarca oyundan pek çok karakter olsa ancak her birinin sadece bir iki cümlesi bulunsa PK2 bu kadar eğlenceli olmayabilirdi. Nitekim Brock, Ash, Clap ve Sam’in aralarındaki ilginç muhabbetler sizi oyundan koparıp kahkahanın içine sürüklüyor. Elbette pek çok şakayı anlayabilmek için karakterlerin rol adlıkları oyunlara aşina olmanız gerekli ve en azından orta düzeyde bir İngilizce şart, lakin oyunlar hakkında hiçbir bilginiz olmasa bile yine de masada sizleri güldürecek oldukça fazla materyal var.
This was a thriump
Monkey Island’ın kaptanı ve Borderlands’in kendisine has karizmasına sahip Mad Moxx’u muhabbetlerde hiç yer almasa da GLADoS onların eksikliğini fazlası ile kapatıyor. Tıpkı Portal oyununda olduğu gibi yine Ellen McLain tarafından seslendirilen bu sinirsiz Sheldon ruhlu robotun espri niyetiyle yapmadığı espriler karnınıza yumruk yemiş gibi hissetmenizi sağlayıp ardından bir Portal oyunu açma isteği doğuruyor.
Masadaki muhabbet sonu gelmeyecek bir poker oyunundan beklenebileceği kadar fazla. Elbette bir noktadan sonra artık konuşmalar döngüye giriyor ve ilk başlarda kahkahalar atmanıza sebep olan cümleler bir zaman sonra sadece gülümsemelere sebep olurken en nihayetinde sıkıcı olmaya başlıyor lakin bütün muhabbetleri duyup onlardan sıkılana kadar yüzlerce el poker oynamış oluyorsunuz zaten.
Bu noktanın tek kötü yanı, ki bu biraz da zorunluluktan oluşmuş, yeni muhabbetleri ancak oyunda ilerlediğiniz zaman duyabiliyorsunuz.
Teksas’ın medar-ı iftiharı
PK2’de iki tür oyun bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Omaha, diğeri ise artık tüm dünyaca bilinen ve neredeyse bütün turnuva Casino’larda sıkça oynanan Texas Hold’em.
Omaha benim de PK2 ile tanıdığım ve açıkçası fazla etkili olamayıp dolayısı ile çok da sevemediğim bir tür. Omaha’da elinize 4 kart dağıtılırken yere tıpkı Texas’ta olduğu gibi 5 kart açılıyor. Omaha’da elinizi açarken mutlaka iki kartınızı elinizdeki dört karttan, üç kartınızı ise yerdeki beş kart içinden seçmeniz gerekli. Bir örnekle anlatacak olursak; diyelim ki elinize K,J, 9 ve 7 kartları geldi (türleri önemli olmasın) dağıtımın sonunda ise yerde 2,4,10,Q ve 7 bulunuyor. Normalde bu dokuz kartın birleşiminde K,Q, J,10 ve 9’u birleştirerek “Straight” yapmayı düşünebilirsiniz ancak maalesef mümkün değil. Nitekim bu durumda elinizdeki iki kartı yerine üç kartı (K,J,9) kullanmak zorunda kalıyorsunuz ki bu da kuralların dışında. O yüzden mevcut dağılımda elde edebileceğiniz en iyi el 7’li per oluyor. Bu da Omaha’yı Texas’a göre daha zorlu bir oyun kılıyor.
Texas ise Omaha’nın biraz daha sadeleştirilmiş hali. Texas’ta sizlere sadece iki kart dağıtılıyor. Yere ise yine toplam beş kart açılıyor ve siz elinizdeki iki kartı MUTLAKA kullanmak zorundasınız. Dolayısı ile seçiminizi sadece yerdeki beş karttan üçü üzerinde kullanabiliyorsunuz. Mantıken Omaha, Texas’tan çok daha alternatifli gözükse de oynarken ben Texas’ta daha başarılı olduğumu gördüm.
Zaten PK2’de bu iki oyun da sizlere nereden geldiklerine kadar detaylı ve espirili bir dille anlatılıyor. Her poker oyununda olduğu gibi bir kart tablosu da mevcut. Bu şekilde “Flosh Royale, Straight, Döper” gibi dizilimleri nasıl yapabileceğinizi rahatlıkla takip edebiliyorsunuz.
Nesine oynuyoruz delikanlılar?
Oyunun ilerleme mekaniği ise gayet basit. İlk önce tatlı bir sinematik ile Inventory adlı mekana gelip sıra sıra rakiplerinizi karşılıyorsunuz. Ardından masaya oturup herkes gibi 20,000 dolarlık giriş paranızı yatırıyor ve fişlerinizi alıyorsunuz. İlk turnuvayı kazandıktan sonra oyunda objective’ler açılıyor. Rastgele üç tane seçilen bu objective’ler çoğunlukla “Straight ya da üstlü bir elle kazan”, “Art arda 3 el kazan” gibi pokerle alakalı olduğu gibi her turnuva sonunda sizlere verilen token’lar ile açabildiğiniz kilitli tema eşyalarıyla da alakalı olabiliyor.
Bu eşyalar rakiplerinizin bulunduğu video oyunlarının temasını içeriyor ve oyunun görsel yüzünü değiştiriyor. Açılabilir eşyalar; fişler, kartlar ve masa olarak üç kategoriye ayrılmış durumda ve siz bunlardan birini set olarak aktif ettiğinizde oyunun bütün arayüzü ve teması değişiyor. Örneğin The Venture Bros.’un açılabilirlerinde fiş, kart ve masayı aynı anda aktif ederseniz fişlerin, kartların ve masanın yanında, The Inventory’nin bütün iç mimarisi ve hatta Brock’un kıyafetleri de ona uygun bir temaya dönüşüyor. Eğer bunu turnuva sırasında yaparsanız da yine makara bir muhabbete şahit oluyorsunuz.
Size verinle Objective’lerin üçünü de tamamladığınızda dördüncü objective olarak ya ilk üçünü tamamlamayı başardığınız turnuvayı ya da ondan sonra oynadığınız bir turnuvayı kazanmanız isteniyor. Bu turnuvayı da kazanınca bir sonraki turnuva öncesi rakiplerinizden bir tanesi kendisine ait bir eşyayı ortaya koyuyor. Bounty adı verilen bu eşyaları toplamak da zaten temel hedefiniz oluyor. Sam’in bonjosu, Ash’in Necronomicon kitabı gibi kişisel eşyalardan oluşan bu bounty’ler sizde birikiyor.
İşte yazının başlarında da belirttiğim yeni muhabbetler açılma sistemi de bu durumda aktif oluyor. Yeni bir bounty kazandığınızda rakiplerinizin o zaman kadar daha önce duymadığınız şeyler hakkında konuştuğunu fark ediyorsunuz. Bu da sizi oyunda ilerlemek için teşvik ediyor. Öte yandan bounty’leri açtığınızda size oynadığınız platforma göre (Steam, XBLA, PSN) avatar ve temalar da hediye ediliyor.
Aşkta sevilene pokerde ne oluyordu ya?
Poker Night 2 başından kalkamayacağınız, bir şaheser olarak nitelendirebileceğiniz ya da “Yılın oyunu olur” diyebileceğiniz bir oyun değil elbette. Oldukça eğlenceli, oldukça makara ve oldukça kendine saran bir oyun olsa da 1-2 saatin sonunda (eğer insanüstü bir hırsınız yoksa) sıkılacağınız bir oyun ancak bu hiçbir şekilde onu kötü bir oyun olarak değerlendirmenize sebep olması.
Diyalogları, değişen temaları, karakterlerin kişiliklerine göre davranışları ile oldukça etkileyici bir oyun olmuş. Üstelik “Yarım saatlik boş zamanım var. Acaba ne yapsam?” diyebileceğiniz durumlarda hemen açıp iki el atıp kapatabileceğiniz bir oyun olması da onu oldukça kullanılabilir kılıyor.
Eğer pokerden biraz olsun hoşlanıyorsanız ve bahsi geçen oyunlarla da içli dışlı olmuşluğunuz varsa hiç düşünmeden alın oynayın derim. Oyunu şu anda Steam, XBLA, PSN ve iOS üzerinden alıp oynayabilirsiniz.