Pro Evolution Soccer 08
“Yazı için Yalçın Yaman’a teşekkür ederiz.”
Japonların futbol sanatına hoş geldiniz
Seneler önce başladı Japonlar’ın futbol oyunlarına el atması. Çoğu zamanda
hüsranla sonuçlandı ve Avrupalılar tarafından beğenilmedi. Bir gün “Winning
Eleven” adında bir yapım çıkageldi, o zamanlar piyasada FIFA vardı ve herkes
FIFA’cı tabir ile bütünleşmişti. KONAMI firmasının Winning Eleven’nın hayatımıza
girişi sessizce oldu, önceleri burun kıvırdık sonraları değişiklik olsun hep
“FIFA oynayalım” şekline getirdik.
Halbuki kendimizi kandırıyorduk. FIFA’da eksik bir şeyler vardı. Aklımızda
yapmaya çalıştığımız, ama FIFA’da yapamadıklarımız Winning Eleven’da
sergileniyordu. “Acaba FIFA’dan daha iyi mi?” diye aklımıza gelmeye başladığında
ise artık her şey için çok geçti. Çünkü son yıllarda FIFA serisi Winning
Eleven’a git gide benzemeye başlamış ve bir zamanların tek futbol oyunu
rakibinin ciddiyetini anlamıştı. Bu olanların sonucunda artık, 2 tane mükemmel
futbol oyununa kavuşacağımızı herhalde yıllar önce söyleseler inanmazdık.
Winning Eleven veya Avrupalıların bildiği diğer adıyla Pro Evolution Soccer
(PES) son oyunuyla hayatımıza girmek üzere. Pro Evolution Soccer 2008 demosu dün
PC sahipleri için yayınlandı ve nihayetinde sabırsız futbol oyunu sevenler hemen
bilgisayarlarımıza indirdik oynamaya başladık. Yalnız oynamaya başlarken az çok
nelerin bizi karşılayacağını da biliyorduk. Her yeni PES’te (Uzatma
kullanmayacağım kısaca PES diyoruz unutmayalım) olduğu gibi bu seferde bizleri;
daha zorlaşmış gol pozisyonları, daha gerçekçi hareketler, daha elden geçirilmiş
kontrollerle her şeyin daha iyisi olduğunu biliyorduk, hissediyorduk.
Aynı şeyler PES 2008 içinde geçerli. Demo iki devreli, beş dakikalık maçtan
ibaret, ama farklar hemen görülebiliyor. Peki nedir bu farklar dersek
hissedilebilirlik açısı ile sıralayabiliriz. Mesela oyun başlar başlamaz çok
etkili bir fizik sunumunun olduğu ortaya çıkıyor. Oyuncuların koşmaları
hareketleri ve animasyonları serinin diğerlerine göre çok gelişmiş, dahası
grafiksel açıdan belki de en çok atlama yaşanan PES oyunu diyebiliriz. Buna ayrı
olarak yazının sonunda değineceğim.Artık her PES’te olduğu gibi futbol alanındaki meşin yuvarlak daha bir gerçekçi
ve daha bir ağır, kaldı ki oyun genel olarak daha ağır diyebiliriz. Ağırlaşmış
olan yapımda paslaşmalar direk olarak daha fazla öne çıkıyor. Futbolcu “Body
Balance” diye tabir ettiğimiz fiziki özellikleri artık çok fazla hissedilebilir
seviyede, yani Vierra’nın yanından kaçabilmeniz biraz zor herhalde beni
anladınız. Futbolcuların topu sürüşünden tutunda, topla beraber gitmelerine
kadar hareketlerde bir değişiklik söz konusu. Artık oyuncularımız ile top sürmek
zorlaşmış. Karşıdaki takım boş alanları iyi kapatıyor ve ayağa pasları çok iyi
şekilde yapıyor. Bu durumda oyunda hücum ve defans yapabilme özellikleri demodan
anlaşıldığı kadarı ile dengelenmiş. Yani Ronaldinho, Henry yada Adriano ile alıp
başınızı gitmek biraz zor. Oynanıştaki yenilikleri anlatmakla bitmez; şut çekmek
falso vermek her şeyin elden geçirildiğini oynarken rahatlıkla hissediyorsunuz.
Kalecilerin biraz daha iyi olduğu ve uzaktan gol atmanın artık çok ince
hesaplara döküldüğü ortada. Bugüne kadar benim gibi ikili kapışmalarda artı
sağlaması için, duran top çalışmaları yapmanın ise bu oyunla beraber pek
getirisi olmayacak. Çünkü serinin öncekileri yapımlarındaki duruş açıları ve
falso olayları bu yeni PES’te farklı ve daha bir gerçekçi.
Oyunun seçeneklerinde benim gibi ileri derecedeki PES severler için çok fazla
yenilik var. Artık takım komutlarında taktik ekranında sadece takım üzerine
değil, birebir oyunculara verilen komutlarla yenilenmiş. Manuel olarak oyuncu
oynarken artık oyuna çok daha fazla hakim. Futbolcularımızın anlamsızca
değiştirmelerden ve istenmeyen kaleci açılmalarının da önüne geçilmiş durumda.
Artık rakibin boş alan bırakmaması ve her pasımızın direk oyuncumuzla
buluşmasını beklemek hayal. Ara pasları ve yan paslar biraz etkili olabilir; ama
unutmadan da ekleyelim, artık oyuncumuzun duruş açısının koşarken ki ayak
bileklerinin hareketlerinin doğruluğu bile, atacağımız pas ya da şutun yerini
bulmasına direk etki ediyor. Artık L2 – R2 tuşları diye tabir ettiğimiz ve adam
eksiltmeye yarayan hareketler biraz daha gerçekçi ve etkili. Topla beraber
hareket etme özelliği elden geçirilmiş. Belirli oyuncularla çok rahat top ile
ileriye gidebilirken defans oyuncuları ile rakibi küçümsemeye kalkarak üstüne
gitmek neredeyse imkansız (Kendimden bilirim 3-0’dan sonra Terry ile gol aramaya
çalışırdım. Çalım yapardım artık hayal).Artı hakemlere de değinecek olursak yaptığım onlarca maç sonunda yerinde ve
dengeli diyebiliriz. Hareket halindeki rakip futbolcunun önüne görüş açısına
göre, baya bir uzaktan kayıp topu almak ya da dokunmak yok. Çünkü tüm
oyuncuların oyundaki fiziki özellikleri çok değişmiş durumda. En ufak sert bir
hareket ise takibinde cezasız kalmıyor bunu eklemekte fayda var.
Demoda Türkiye’nin de içinde bulunduğu 6 takım ile oynama imkanına sahibiz.
Açıkçası ülkemizi; Arjantin, Brezilya, İspanya gibi takımlar arasında demo da
bile olsa görmek harika. Oynanış hakkında yazacaklarım tabi ki bu kadar değil.
Ama oyunun tam sürümü çıkana kadar beklemek bu tip durumlarda en iyisidir.
PES benim sistemimde çalışır mı?
Şimdi oynanışından az da olsa bahsettiğimize göre, sistem olarak ve teknik
açıdan neler bizi bekliyor ona bakalım. Konami özellikle bugüne kadar PES
oyunlarında optimizasyonu çok iyi yaptı. Ama daha önceki PES’lerle, PES 2008’in
aralarında ciddi anlamda grafik farkı olması, insanın aklına ister istemez;
“Acaba sistemimde sorun yaşatır mı?” sorusunu akıllara getiriyor. Sistem
gereksinimlerine bakıldığında minimum olarak; GeForce 3 ayarı ekran kartı, 512
ram ve 1.4GHZ işlemci istiyor. Zaten oyunun Settings kısmında “Low – Medium –
High” seçeneklerinin üstüne gelip biraz beklerseniz, size ne tür teknolojiyi
destekleyen ekran kartı gerektiği de yazıyor.
Low(Düşük) detay için Pixel Shader 1.1 destekli 64MB bir ekran kartı isterken,
Medium(Orta) detay için Pixel Shader 2.0 ve 128MB ekran kartına ihtiyaç
duyduğunu göreceksiniz. Takdir edersiniz ki High yani yüksek detayda ise Pixel
Shader 3.0 standartlarında bir ekran kartı olması gerekiyor. 256MB belleği
olmazsa sorun çıkacağı da ortada. İşlemci yönünde 2.4GHz civarında bir işlemci,
512MB ram ve 256MB’lık orta seviye X1600 Pro veya 6600GT sahip ekran kartlarının
1024×768 çözünürlükte yüksek detay ve sorun yaşamadan oyunu oynayabilmesi
kuvvetle muhtemel diyebiliriz. Bu arada “Wide Screen” monitörlerde önceki PES
oyunlarının çıkardığı sorunlara sıkça rastlamışsınızdır. Ama PES 2008’de, Wide
Screen monitörlere tam destek vermesi ile bu sorun çözülmüş diyebiliriz.“Önceki PES’lerde Shader detayları bu kadar önemli değildi” diye aklımıza
takılabilir. Ama PES 2008 grafik motoru ciddi anlamda atılım yaşamız takdir
edersiniz ki, modellemelere gerçekçiliği işlemciler ile verebiliriz. Artık
yüzler gibi dokulara da ekran kartlarımızın Shader teknolojisi ile efekt
vermemiz gerekir. Bu yüzden PES 2008 oyununda Shader destekli ekran kartları ön
plana çıkmış. Yani en az 1.1 destekli bir ekran kartınız yoksa oyunu
oynayamıyorsunuz. Son olarak da oyunun Readme dosyasında yazana göre,
desteklenen ekran kartları arasına Laptop kategorisinin girmediğini belirtmek
isterim. Şahsen denemeye fırsatım olmadı, ama ben gene de hatırlatmak istedim.
İşin özü oyun iyi olmuş mu?
İşte yüzde yüz olarak emin olacağım tek doğru budur. Oyun tam kıvamında eski PES
oyunculuğundan farklı değil. Herhalde Konami daha iyisini yapana kadar PES
2008’den seri içinde daha iyisi olmayacak diyebiliriz. Hem grafiksel açıdan hem
oynanış açısından hem de sistem dostu olması açısından; Pro Evolution Soccer
2008 gümbür gümbür geliyor. Bizleri gene uykusuz bırakacağı ortada. Demoyu gönül
rahatlı ile indirebilirsiniz, oyun çıkınca da koşarak gidip alabilirsiniz
özellikle PES severlerin beklediğine değecek.