Geriye baktığımızda, birbirinden güzel 5 PES eskitmiş olduğumuzu görüyoruz.
Normalde, daha önce birçok oyunu çıkmış bu gibi serilerin giriş yazılarında,
geçmiş oyunlara ufak tefek bakışlar atar, ya da haklarında bir iki yüzeysel
bilgi veririz. Çünkü biliriz ki, eskileri oynamamış olanlar vardır ve onları da
bilgilendirmek gerekir. İşte, bu ince detayda bile PES, tabuları rahatlıkla
yıkabileceğini gösteriyor. Evinde bilgisayarı ya da konsolu olmayan, bu gibi
ihtiyaçlarını Internet cafe’lerde gideren arkadaşlarımız da olmak üzere, hepimiz
PES ve Winning Eleven serisini artık iyice yakından tanıyoruz. Yaşı 5-10
arasında değişebilen ufak kardeşlerimiz bile, “Beyler hadi Winning’e”
cümlelerini rahatlıkla kurabiliyorlar. Bu da demek oluyor ki, dünya çapında
tanımayan yok, dolayısıyla giriş cümlesinde PES hakkında yüzeysel bilgi bile
vermeye gerek kalmıyor. İşte böyle farklı bir dünya bu PES.
Kralın dönüşü
Başka bir taraftan, serinin neden bu kadar tavan yaptığını sorgulayacak olursak,
FIFA’ya en büyük rakip olmasını, hatta zamanla onu geride bırakmasını bile tez
olarak kullanabiliriz. Başka bir spordan örnek verecek olursak, hala NBA Live
serisinin tam bir rakibi ortaya çıkmamış durumda. Eskiden aynısını FIFA için de
düşünebilirdik ama işte, kazın ayağı öyle olmadı ve nereden çıktığını
bilmediğimiz bir anda, PES hortumuna kapılmış bulduk kendimizi. Belki de tek
eksisi, oyun içerisinde bulunan lisanssız oyuncuların çokluğuydu. Ancak
oynanışı, futbol seyir zevkini bir oyun olarak bilgisayar ekranlarına taşıması
ve atmosferiyle birlikte, bu durumu rahatlıkla görmezden gelebildik. PES 6’da da
bu durumun devam ediyor olduğunu baştan söyleyelim, ancak bunu bir ayrıntı
olarak görüp, kendinizi esas futbol atmosferine bırakmanızı şiddetle tavsiye
ediyoruz, çünkü o geri geldi.
Konami, konsollarda Winning Eleven (WE), bilgisayarlarımızda PES olarak
oynadığımız yapımı yine olumlu yönlerde geliştirmeye devam etmiş. Öncelikle, WE
10’a denk gelen konsol versiyonundan biraz bahsetmek gerekirse, tabii ki
konsoldaki futbol kapışmacıları için biçilmiş kaftan olacak, yine cafe’ler dolup
taşacak ve evlerde sabahlamalar başlayacak. Yalnız, WE 10 ve PES 6’yı
birbirleriyle karşılaştırıp benzer taraflarını ortaya koymak, aslında pek doğru
bir hareket olmayacak, bu yüzden PES’i tamamen farklı bir oyunmuş gibi
değerlendireceğiz. Hem görsel, hem de oynanış olarak ikisi gerçekten
birbirlerinden ayrılıyorlar ve sanki PES 6 çok farklı bir oyunmuş gibi çıkıyor
karşımıza. Farklı zamanlarda ikisini de oynadığınızda, ne demek istediğimizi
aslında çok daha iyi anlayacaksınız. PES 6’da birçok şey değişmiş ve WE 10
oynadığınızı hissetmiyorsunuz, belki de Konami bu benzeşmeyi ortadan
kaldırabilmek için değişikliklere gitmiş.
PES 6’nın ilk olarak grafiklerini değerlendirmeye başlayalım. PES oyunlarında,
bir önceki oyun ile ondan sonra çıkan arasındaki grafiksel farkı hep rahatlıkla
süzebiliriz. İşte, PES 6’da da bu kural bozulmuyor ve grafik motorunun daha da
geliştirilmiş olduğunu görüyoruz. Zemin ve karakter modellemeleri son derece
güzel. Animasyonlarda da geliştirilmelere gidilmiş ve ortaya çok güzel sonuçlar
çıkmış. Fizik kuralları sonuna kadar işliyor, topu kontrol edişler, şutlar,
darbeler tamamen gerçek hayattakine uygun olarak cereyan ediyorlar. Bilinen
oyuncuların çoğu gerçeğine benziyorlar, ancak arada yine alakasızlar da olmuş.
Topun hareketi, zemine ve atılan pasa göre gerçekçi oluyor ve yavaş ya da hızlı
vuruşlarımıza göre de şekilleniyor. Bu gibi görsel ayrıntılar son derece güzel
ve hakikaten gerçek fizik kurallarıyla atmosferi yüksek bir futbol oyunu oynamak
çok zevkli oluyor. Bu güzel görüntülere, gerçekçi sesler de eklenince, kendinizi
stadyumda hissedebiliyorsunuz.Taraftarların pozisyonlara, gollere ve ataklara
olan tepkileri gayet güzel, bunun dışında çarpışma ya da top darbelerinde
meydana gelen sesler de gayet hoş. Ancak, nedense şut çektiğiniz zaman top
direkten geri geldiğinde çıkan sese kişisel olarak bir hayranlığım oluştu,
kulağa harika geliyor nedense. Maç içerisindeki olaylara göre ekranlara gelen
ara video’lardaki modellemeler de, geçmiş oyunlara göre elden geçirilmiş ve daha
yüzüne bakılır bir hale gelmişler.
Bizim oyuncularımız onlar
Her zaman görmeye alışkın olduğumuz tüm oyun mod’ları, burada da aynen yerlerini
koruyorlar. Aşırı olmasa da, ufak ufak değişiklikler dikkatimizi çekiyor, ancak
genelde mantık aynı ve radikal yenilemeler bulunmuyor. Match kısmında, direkt
olarak takımlarımızı seçip maça başlıyoruz, tabii bu modda arkadaşlarımız ile
gamepad kullanarak kapışma şansına da sahip oluyoruz. PES ile özdeşleşmiş olan
Master League yine karşımızda. Bu kısma girdikten sonra, bize ayarlar adımlar
şeklinde yaptırılıyor. Oyun zorluğu, Master League zorluğu ya da transfer
konusundaki zorluklar buradan ayarlanabiliyor. Eğer daha önceki PES oyunlarında
en zor seviyede oynuyorduysanız, buraya da direkt olarak aynı şekilde giriş
yapmanızı önerebiliriz. Bu moda başladıktan sonra, takımın tüm taktiksel
dizilişlerinden ve kondisyon durumlarından tamamen siz sorumlu oluyorsunuz.
Oyuncuların form durumlarına göre kadroları şekillendirebiliyor, “Regulate
Condition” seçeneği ile kondisyon çalıştırabiliyorsunuz. Takımınızı seçtikten
sonra bir gruba yönlendiriliyorsunuz ve burada hem şampiyon olmaya çalışırken,
bir yandan düzenlenen turnuva ve kupalarda da başarıya ulaşıp bir sonraki
liglere yükselmeye çalışıyorsunuz. PES’in iskeletini oluşturan mod burası ve
oturduğunuz zaman başında saatler harcamanız muhtemel, zaten buna başladıktan
sonra sizi bir sonraki PES oyununa kadar idare edeceğini düşünüyoruz.
Bu arada az evvel takım seçmekten bahsetmişken. Master League’de, isterseniz
direkt maç modundaki oyun kadrolarını kullanabilir, isterseniz de bilinmedik
karakterlerle oynayıp kendi yeteneklerini de geliştirebilirisiniz.
Oyuncularınız, Master League’de maçlardan sonra deneyim kazanıyorlar ve böylece
özellikleri de giderek güçleniyor. Sezon aralarında ya da sonlarında, transfer
dönemi geliyor ve istediğiniz ya da ihtiyaç duyduğunuz mevkilere göre
transferler yapabiliyorsunuz. Özellikle genç oyunculara yönelmenizi tavsiye
edebiliriz çünkü gerçekten aralarından önemli yetenekler çıkabiliyor. Onları
ileriki zamanlarda daha da geliştirerek geleceğin yıldızlarını
oluşturabiliyorsunuz. Oynamak son derece basit ve zevkli olan Master League
gerçekten PES’i PES yapan unsur. Takımlara gelince, birtek Galatasaray’ın
kadrosunun orijinal olduğunu görüyoruz. Oyunda Fenerbahçe ve Beşiktaş da var
ancak Beşiktaş FC Bosphorus, Fenerbahçe de Constanti olarak geçiyor, kadrolar da
maalesef tuhaf isimlerden oluşmuşlar. Yine de, oyuncularımız az çok
özelliklerini taşıyorlar, onların forma numaralarından da kim olduklarını az çok
anlayabiliyorsunuz. Ayrıca, Türk milli takımı da esas olmayan bir kadroyla yer
alıyor.
Tekrar ana menüye döndüğümüzde, bir sonraki seçenek Lig seçeneği. Burada;
İtalya, İspanya gibi önde gelen liglerden birisini seçerek şampiyonluk yarışına
girebiliyoruz. Bu moda göz attığımda ilk merak ettiğim şey; Juventus’un hala
Seri A’da gözüküp gözükmediğiydi, ancak hakikaten de gözükmüyor. Daha sonra kupa
seçeneği bulunuyor ve burada kendi kupamızı hazırlayarak ona uzanmaya
çalıştığımız bir turnuvada mücadele ediyoruz. Training kısmında, çeşitli
çalışmalar yapıp kendimizi oyuna ve içerisindeki öğelere ısındırabiliyoruz.
Özellikle duran top organizasyonları konusunda çalışmalar yapmanızı önerebiliriz
çünkü gerçekten oyun içinde duran topları olumlu yönde kullanmanın getirisi son
derece büyük.Orta-kafa-gol üçlemesinin çok işe yaradığını ben de bizzat gördüm,
onun dışında frikik çalışmayı da ihmal etmeyin çünkü gerçekten frikik özelliği
yüksek olan oyuncularınız ile harika gol bulmanız olası. Bu arada unutmadan,
attığınız güzel golleri, oyun onları tekrar gösterirken kaydetmeyi de ihmal
etmeyin, böylece arkadaşlarınıza nispet yapabilmek için elinizde belge
bulundurmuş olursunuz.
Kafanıza göre takılın
Edit kısmını kullanarak oyuncuları, onların fiziki şekillerini, stadyumları,
forma numaralarını, ayakkabıları ve takımları tekrar elden geçirebiliyor, ya da
eğer dünya üzerinde gerçek zamanlı olarak transferler yaşanmışsa, siz de buradan
gerçeklerine göre ayarlayabiliyor, oyununuzu güncel tutabiliyorsunuz. Bu bölüm
tamamen kendi zevkinize ve uğraşınıza göre hazırlanmış. Options menüsünde
çeşitli ayarları yapabilmenin yanında, PES Shop kısmı bulunuyor. Buraya
girdiğinizde, satın alabileceğiniz kilitli şeylerin bulunduğunu göreceksiniz.
Bunlar içerisinde oyuncular, stadyumlar, toplar, klasik takımlar ve oyun ilgili
daha nice öğeler bulunuyor. Satın almak için gerekli olan puanları, maçları
kazandıkça topluyorsunuz ve giderek biriktirebiliyorsunuz. Bol bol
biriktirdikten sonra hepsini satın almanız daha güzel oluyor. Ancak, arada
Master League’de de kullanabileceğiniz önemli oyuncuları da satın almak, sizin
için önem teşkil edebiliyor.
International Challenge bölümü bir nevi dünya kupası gibi. Milli takımınızı
seçiyorsunuz ve gruplar seçildikten sonra bu gruplardan çıkıp turnuva boyunca
tutunmaya çalışıyorsunuz. Bu bölümün başında, isterseniz sadece Avrupa değil,
diğer kıtaların içlerindeki takımları da kontrol etme şansına sahipsiniz. Random
Selection Match bölümünde, çok fazla uğraşmıyor ve her şeyi bilgisayara
bırakıyorsunuz. O da sizin için iki takım seçiyor ve bunları kullanarak
eğlencelik bir maç yapabiliyorsunuz, tabii bunu yaparken bilinmedik çok çeşitli
takımlara da hazırlıklı olmanız gerekiyor. Son olarak da Network bölümü ile,
online olarak diğer PES kullanıcılarıyla kapışabiliyorsunuz. Tabii bunun için,
orijinal PES 6’ya ihtiyacınız var ve onun içerdiği şifreyi kullanmanız
gerekiyor.
PES 6 ile ilgili bahsedebileceğim kişisel bir handikabım oldu, belki oyun
içerisinde bunu siz de fark edebilirsiniz. Her şey gayet güzel ve fizik
kuralları son derece gerçekçi, ancak oyuncu hareketleri son derece yavaş oluyor.
Bu yavaşlık bilgisayardan ya da grafiklerden meydana gelen bir yavaşlık değil,
öyle programlanmışlar ve en sert çektiğiniz şut bile ekranda yavaş gidiyormuş
gibi gözüküyor, kalabalık defansın arasına girdiğinizde de, genelde tabiî ki
topu kaybediyorsunuz ancak zaman zaman bu yavaşlığı kullanarak çoğu kez
aralarından çıkıp kaleciyle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Aynı yavaşlık, şut
çizgisinin dolması konusunda da yaşanıyor, yavaş dolduğu zaman tam ayarını
yapamadığınız yerler oluyor. Aslında bu çizginin yavaş dolması olayı,
alışılabilecek bir durum. Çünkü normalde eski PES oyunlarında biz daha hızlı
dolmasına alışmışız ve ilk başlarda PES 6’dan da aynı reaksiyonu bekleyince
biraz afallıyoruz.
Hoş geldin kral
Bunun dışında, Konami’nin artık her sene alışmış olduğumuz şaheseri yine
karşımızda duruyor, uykusuz gecelerin habercisi oluyor. Gerçek futbol
heyecanını, tüm gerçekçi fizik kurallarıyla birlikte PES 6’da yaşayabilmek
mümkün. Lisansı olmayan kulüpleri ve oyuncuların yavaş hareket etme durumlarını
göz ardı ettiğiniz zaman, PES 6’nın her bilgisayarda mutlaka yüklü olması
gerektiğini, bir sonraki PES çıkana kadar da hiç silinmemesi gerektiğini
rahatlıkla söyleyebiliyoruz, futbol dolu günler ve geceler ile birlikte, PES
6’ya tekrar hoş geldin diyoruz.