Pro Evolution Soccer Management
Benim gibi Pro Evolution Soccer fanatikleri, yapıtın ilk üç kelimesini
okuduktan sonra yanına altı rakamını koymak istediklerinden eminim. Ancak bunun
için biraz daha beklememiz gerekecek. Futbol alanında bayrağı taşıyan Konami,
aynı başarısını menajerlik alanında da gösterebilmiş mi, hep birlikte bakalım.
İtalya, Almanya, İspanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda liglerinden bir takım
seçerek kariyerimize başlıyor. Ancak takım seçerken fark edeceğiniz üzere, tüm
takımların lisansları alınmamış. Hatta takımlara ek olarak birçok oyuncunun ismi
de doğru değil. Bu zayıf ilk izlenimden sonra seçtiğiniz takımın da kadrosunun
güncel olmaması, bir menejerlik oyunu için gerçekten çok büyük bir hayal
kırıklığı. Yapıtın ismine güvenip devam ediyoruz. Seçtiğiniz takımın başına
geçtikten sonra, takımın başkanıyla ve çeşitli yetkili kişilerle konuşuyoruz.
Takımın beklentilerini öğrendikten sonra kendimize bir sekreter ve görüşmelerde
giyeceğimiz takım elbisemizi seçip, ana menüye geçiyoruz. Buradaki ana menü
aslında oldukça basit ve kullanışlı olmuş. PES serilerindeki “Master Lig”de
kullandığımız menünün biraz daha geliştirilmiş olanı kullanılmış. Taktik
ayarlama bölümü ise yine bildiğimiz PES serilerinden farklı bir detay içermiyor.
Taktiğinizi ayarladıktan sonra takımın antreman programını
düzenleyebiliyorsunuz. Antreman programı ayarlamak oldukça basite indirgenmiş ve
oldukça güzel olduğunu söylebilirim. Koçlarınız antremanlara göre size
futbolcularınızın performansları hakkında bilgi verebiliyor. PES serilerine ek
olarak artık oyuncularınız antremanlarda da sakatlanabiliyor. Bu yüzden antreman
programını ayarlarken sporcularınıza çok fazla yüklenmemenizi tavsiye ederim. Bu
bakımdan menejerlik dalında adeta bir ekol haline gelen FM serilerine
benzediğini söyleyebilirim.
Gözlemcileriniz sayesinde rakip takımınızı maçlardan önce izlettirebiliyorsunuz.
Zayıf taraflarını, yıldız futbolcularını görebiliyorsunuz. Ayrıca
gözlemcilerinizi genç yetenek avına yollayabilir ya da diğer futbolcuları
izlemesini isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak performansını beğenmediğiniz bir
oyuncunuzu yanınıza çağırtıp, onunla konuşabiliyorsunuz. Aynı şekilde mesela
daha fazla transfer bütçesi için, başkanla konuşmaya gidebiliyorsunuz. Transfer
bölümü ise PES5’den çok farklı değil, ancak transfer yapması biraz kolay olmuş
gibi geldi bana. FM serilerindeki gibi gerçekçi değil. Takımınızı lige
hazırlayıp, taktiğinizi belirledikten sonra isterseniz maçlara bir göz atalım.
Maçlar PES 5 motorunu kullanılarak oynanıyor. Bir teknik direktör olarak
kenardan taktik vermekten başka hiçbişey yapamıyorsunuz. Yapıtın en büyük
eksilerinden biri de burada karşımıza çıkıyor. Maçlar o kadar monoton geçiyor
ki, verdiğiniz taktiğin doğru düzgün uygulanamadığını görmek için adeta işkence
çekiyorsunuz. Amatör küme maçlarını izlerken bile daha çok zevk alabilirsiniz.
Zaten bir kaç maç yaptıktan sonra “Ahh orda ben olacaktım..” tarzında cümleler
kurup, oyunu kaydedip hemen PES 5 açmanız muhtemel. Devre arası olunca, koçunuz
size bir takım öneriler sunuyor ancak kulak asmasanız iyi edersiniz. Gerçi çok
bir şey fark etmiyor. Sizin taktiğiniz ya da koçun önerisi fark etmeden ne
yaparsanız yapın, bir yerden sonra iş teknik direktörlükten çıkıp tamamen
oyuncuların güçlerine dayalı yapay zekâ kapışmasına dönüyor. Maçın üzerinde
herhangi bir etkiniz olmadığını anladığınız zaman hepten soğuyorsunuz.
Karşılaşmalar bittikten sonra basın toplantısına çıkabiliyoruz. İlk başta
oldukça ümitlenmiştim çünkü basın toplantıları alternatifleri arasında eksikliği
hissedilen bir özellikti. Ancak basın toplantılarının özü X tuşuna belirli
aralıklarla basmaktan öte bir şey olmadığını fark edince, moraliniz biraz daha
bozulacaktır. Menüye geri döndükten sonra her hafta aynı şeyleri yapmaya devam
ediyoruz. Rakibi inceleyip, taktiğimizi düzenleyip, antreman yapıp ve tekrar
maça çıkıyoruz. Zaten bir yerden sonra kendini tekrar etmeye başlıyor.
PES: Management, Konami firmasının PES ismini kullanan ve onun hayran kitlesine
hitap eden bir yapıt olarak karşımıza çıkıyor. Ancak sanki biraz aceleye gelmiş
ve baştan savma olmuş. Özellikle FM, CM ve FIFA Manager gibi rakipleri arasında
ezilmekten öteye gidemiyor. Maçları izlerken sıkılıp PES 5’i açıp oynayasınız
geliyor. Oyuncu keşfedeyim derseniz de, lisansı alınmayan isimler arasında
arayışa girmek oldukça sıkıcı. PES ismine güvenip en azından bir şans
verebilirsiniz ancak sadece vakit kaybından öteye geçmeyecektir. En fazla on maç
yaptıktan sonra ya FM ya da PES 5’i açmanız ve Pro Evolution Manager’i de rafa
kaldırmanız olası. Ancak Konami firmasının kapasitesini bildiğimiz için gelecek
sene daha da fazla üstüne düşeceklerini tahmin ediyorum ve güzel şeyler ortaya
çıkabileceğine inanıyorum.