Teknoloji Haberleri

Profesyonel Oyuncu Fareleri

Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz “Pro-gamer” veya “Profesyonel Oyuncu” kelimeleri ile, ülkemizde de uygulanmaya başlanan oyun turnuvaları dolayısıyla, oyuncular amatörlükten profesyonelliğe doğru bir seyir izlemeye başladı. WCG, ESL veya intenet cafelerin düzenlemiş oldukları yerel turnuvalar olsun, tüm turnuvalarda oyuncular oyunu “öylesine” değil de, bilinçli olarak, bir hedef doğrultusunda (örneğin büyük ödülü almak için) oynuyorlar. 

Bunun sonucunda da, her oyuncu, oynadığı oyunu, oyun oynayacağı çevreyi, donanımını vs. kendi ihtiyaçlarına göre düzenlemektedir. Bu düzenlemelerin en başında ise, hızlı bir bilgisayar ve oyuncunun kendisine uygun çevre birimleri (klavye, fare, kulaklık vs.) gelmektedir. Örneğin bir sıkı Unreal Tournament oyuncusu için, iyi bir fare ve klavye, en azından, hızlı bir bilgisayar kadar önemlidir.

Bu yazıda “ülkemizde büyük bir çoğunluk tarafından kullanılmakta olan” ve oyuncuların ihtiyaçlarına cevap verebilecek seviyedeki fareleri –daha doğrusu optik fareleri- inceleyeceğiz. 

Optik fare dedik. Ama niçin toplu fare değil? Cevabı çok basit: (Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi) kirlenme ve temizleme sorunları. İyi bir toplu fare bile, ilk başlarda oldukça rahat ve kullanışlı olabilir. Fakat aradan belli bir zaman geçtikten sonra fare, ilk günkü hassaslığını kaybeder ve ardı arkası kesilmeyen kirlenmeler baş göstermeye başlar. Daha daha sonra ise fare kullanılamaz hale gelebilir.

Ne bir kirlenme problemi, ne de bir hassaslık kaybı… İşte bu nedenle optik fareleri “herkesin anlayabileceği dilden” test ettik ve yorumlarımızı kaleme aldık. 

Logitech MX 300

Logitech’in üretmiş olduğu MX teknolojisine sahip giriş modeli. Daha çok, eskiden Quake oynayanlar kullanırdı. Basit yapısına rağmen oldukça rahat hareket imkanına sahip. Hem sağ elini hem de sol elini kullananlar için uygun. Üzerinde standart sağ, sol ve kaydırma tuşlarının haricinde (sürücüsünü yüklediğiniz takdirde) programlar arası geçiş sağlayan bir tuş daha bulunuyor. Ve çözünürlük: Artık standartlaşmış olan değer 800 cpi. 

Tuşlar yeterince hassas. Üzerlerine tıklandığında ince bir tik sesi haricinde bir şey çıkmıyor (bazı farelerde daha başka sesler de çıkabiliyor :]) Kaydırma tuşu ise, diğer serilerdeki kadar hassas olmasa da oldukça kullanışlı ve elinizi yormuyor.

Farenin ağırlığına gelince. Yeteri kadar ağır, fakat biraz daha hafif olsun isterseniz farenin iç kısmına yerleştirilmiş olan ağırlığı çıkarabilir ve farenin yaklaşık 70 gram daha hafiflemesini sağlayabilirsiniz.

Eğer farenizden maksimum verim almak istiyorsanız, en az haftada bir kez farenin altındaki ayakları temizleyin ve bu ayakların çizilmemesine dikkat edin. Bu sayede, hem fare hassasiyetinden bir şey kaybetmeyecek hem de farenizin her an temiz olduğunu hissedeceksiniz.

Artılar: Her ele tam oturuyor ve hiç bir uyum sorunu yaşatmıyor. Tuşlar yeteri kadar hassas.
Eksiler: Kaydırma çubuğu biraz ağır gelebilir. Opsiyonel tuş ise kullanışsız gözüküyor (yeri uygun değil).
Yorum: Ekonomik ve kaliteli. Yani fiyat/performans oranı çok iyi. Toplu farelerden optik farelere geçiş yapan oyuncular, uyum açısından ilk önce bu fareyi kullanabilirler.

Logitech MX 310

MX 300’ün optik algılayıcıları geliştirilmiş ve tasarımında köklü bir değişikliğe gidilmiş hali diyebiliriz. Bu nedenle bu iki model arasında geçiş yapanlar için yeni tasarıma alışmak bir hayli zaman alabiliyor. MX 300’de de bulunan (orta kısımdaki) opsiyonel program geçiş tuşu haricinde, -erişmesi o kadar kolay olmasa da- farenin her iki yanına birer tuş daha eklenmiş.

Geliştirilmiş optik algılayıcılar sayesinde oldukça hassas. Özellikle Half-Life ve Counter-Strike oyuncularına bol frag sağlayacak olan bu hassaslığa alışmak da zaman alabilir :] Zira yazılım ve oyun ayarlarından fare duyarlılığını en alt düzeye indirmek zorunda kalabilirsiniz.

Farenin ağırlığı ise yine optimal düzeyde. Her nedense kullandığım zaman fare bana biraz hafif geldi ve elime tam oturmadı. Dolayısıyla, bir müddet istediğim verimi alamadım. Ama aradan biraz zaman geçtikten sonra fareye yavaş yavaş ısınmaya başladım. Fakat daha bitmedi. Aradan birkaç gün geçtikten (bu birkaç gün içerisinde başka fareler kullandım) sonra fareyi tekrar kullanmaya başladığımda yaşadığım uyum sorunu yine kendini gösterdi. Demek ki ya hep bu fareyi kullanacağız ya da kendimize başka bir fare seçmek zorunda kalacağız :]

Artılar: Geliştirilen MX teknolojisi sayesinde oldukça hassas ve veri kayıp oranı sıfır denecek kadar az. Standart bir fareden daha fazlasını sunuyor.
Eksiler: Yapısı nedeniyle her ele yeterince uyum sağlamıyor. Opsiyonel tuşların yerleri yine ayarlanamamış.
Yorum: Eğer ilk kullanışta bu fareye ısınabildiyseniz, doğru fareyi bulmuşsunuz demektir. (Tam tersi bir durumda ise başka fare arayışına geçin.) Diğerlerine göre fiyatı biraz fazla.

Logitech MX 500

Büyük bir ele sahip olanlar için tasarlanmış olan MX 500 oldukça iri bir yapıya sahip ve sadece sağ elini kullananlara hitap ediyor. Alışılmışın üzerinde tuşlara sahip bu farede de yine bir ağırlık bulunuyor. İsteyenler farenin içindeki bu ağırlığı çıkararak farenin biraz daha hafiflemesini sağlayabilirler.

Fare üzerinde 8 adet tuş bulunuyor. Her ne kadar bu opsiyonel tuşlar, oyuncular için pek bir anlam ifade etmese de, Internet veya ofis kullanıcıların oldukça işine yarayacaktır. Mesela bunlardan, farenin sol tarafında bulunan tuşlar kaydırma görevi görüyor ve normalden daha yavaş çalışıyorlar. Bu da bir sunumu gözü yormayacak biçimde takip etmek isteyenler için ideal.

Diğerlerinin aksine MX 500’ün alt tarafında 5 adet ayak bulunuyor. Tabii bu ayakların temizliği her zamanki gibi oldukça önemli. Eğer MX 510’u saymazsak (test etme imkanı bulamadım) bu fare tüm kablolu optik fareler arasında en hızlısı ve en hassası sayılabilir.

Artılar: Ele tam oturuyor ve dolayısıyla muhteşem bir kontrol sağlıyor. Hassaslık mükemmel seviyede.
Eksiler: Sadece sağ elini kullananlar için tasarlanmış ve küçük ele sahip kişiler için uygun değil. Fiyatı biraz yüksek.
Yorum: MX teknolojisinin üstün özelliklerini başarıyla uygulamaya geçirebilen bu modeli sağ elini kullanan kişilere şiddetle tavsiye ederim. Bütçeniz biraz sarsılabilir :]

Not: Henüz ülkemizde o kadar yaygın olmadığından dolayı ve test etme imkanı bulamadığım için MX 510’u inceleyemedim. Daha sonraki yazılarım da incelemesini yapacağım.

Logitech MX 700

MX 500’ün kablosuzu eşittir MX 700 desem, bu fare hakkında herkes bir yorumda bulunabilir. Tasarım ve optik teknoloji olarak MX 500’ün aynısı. O yüzden bu özelliklere değinmeyeceğim. Yalnız, ağırlığı MX 500’den oldukça fazla. Nedeni ise fare içinde bulunan iki adet şarj edilebilir pil ve elektronik devreler. Half-Life Death Match gibi oyunlarda fareyi çok sık yönlendirdiğiniz için, bu fareyi kullanırken bir müddet sonra eliniz uyuşabilir.

MX 700 bazı noktalarda diğer kablosuz farelerden bir adım öne çıkıyor. MX 700’de Fast RF olarak adlandırılan yeni bir veri iletim teknolojisi yer almakta. Bu teknolojide veri iletim hızı 50’den 125’e çıkartılmış. Bu nedenle, ani hareketlerde fare herhangi bir gecikmeye neden olmuyor.

Farenin içinde bulunan pilleri şarj etmek için ise, pilleri çıkartmaya gerek yok. Fareyi şarj yuvasına takmak yetiyor. 12 saatlik bir şarj ile fareyi yaklaşık bir hafta kullanabiliyorsunuz.

Artılar: Kablo derdi yok. Diğer kablosuz farelere göre şarjı uzun süre dayanıyor ve kendi şarj adaptörü var.



Eksiler: Oldukça ağır ve MX 500’ün tasarım yönünden bir takım eksilerini taşıyor. Ayrıca şarj ünitesi biraz hantal gözüküyor.
Yorum: Başta da yazdığım gibi MX 500’ün kablosuzu. Kablolardan bunalmış olan kullanıcıların ilk tercihi olmalı. Yine bütçenizi zorlayabilir.

Microsoft Intellimouse Explorer 3.0

Microsoft’un fareleri Logitech’in farelerine göre daha kaba. Özellikle sağ elini kullananlar için tasarlanmışlar. Ama Logitech’in farelerine nazaran daha ergonomikler ve insan eline daha rahat uyum sağlıyorlar. En azından benim için öyle.

MS 3.0 modeli de sağ elini kullananlar için oldukça uyumlu. Her ne kadar kullanmış olduğu optik teknoloji Logitech’in kullandığı MX teknolojisinden daha zayıf olsa da, herhangi bir olumsuz duruma yol açmıyor. Sadece yüksek çözünürlüklerde Logitech’in yanında biraz yavaş kalıyor o kadar. 

Bu fare de yine 800 cpi’lık bir çözünürlük değerine sahip. Bunun dışında bazı kişilere göre fare biraz büyük gelebilir. Ama alıştıktan sonra çok rahat kullanılabiliyor. Yalnız, farenin sol tarafında bulunan tuşlar bir müddet sonra hassaslığını kaybedebiliyor ve ağırlaşmaya başlıyor.

Metalik rengi ise göz kamaştırıcı. Microsoft, tasarım konusunda oldukça iyi bir iş çıkarmış.

Artılar: Ergonomisi yüksek ve parmaklara tam oturuyor. Kaydırma çubuğu ise oldukça rahat.
Eksiler: Yüksek çözünürlüklerde (1024 ve yukarısı) biraz yavaş kalıyor. Solaklar için uygun değil.
Yorum: Uygun fiyat ve Microsoft kalitesi birleşince dar bütçeli kullanıcılar için iyi bir tercih oluyor.

Microsoft Intellimouse Explorer 4.0

Yine sağ elini kullananlar için tasarlanmış olan bu fare, diğerlerine göre biraz “yüksek” kasaya sahip. Dolayısıyla eli büyük olanlar için ideal diyebiliriz. Yoksa parmaklarınız tuşların yarısını ancak kavrayabilir :]

MS 4.0, yine Microsoft’un geliştirdiği “Tilt Wheel” teknolojisi ile çok yönlü kaydırma sağlıyor. Her ne kadar bu özellik oyuncular için pek bir anlam ifade etmese de, ofis kullanıcıların oldukça işine yarayacaktır. Düğmeler oldukça hassas. Yine MS 3.0’da olduğu gibi, sol tarafında iki düğme mevcut. Bu düğmeler birbirine çok yakın, dolayısıyla çoğu kez ikisine birden basabilirsiniz.

Tasarım olarak yine oldukça göz alıcı. Değişik renkler arasından istediğiniz birini tercih edebilirsiniz. Ayrıca parmakların tam oturması için tuşların altında çukur bölgeler yer almakta. Oldukça akıllıca.

Artılar: Tasarımı oldukça iyi. Göze hitap ediyor ve cezbedici. Dayanıklı yapı ve Tilt Wheel özelliği. Kullanılan teknoloji biraz daha iyileştirilmiş.
Eksiler: Yine solaklar için uygun değil. Ayrıca oldukça iri bir yapısı var. Geliştirilen kaydırma çubuğu oyunculara hitap etmiyor.
Yorum: Diğer Microsoft fareleri gibi fiyatı oldukça uygun. Yalnız satın almadan önce imkanınız varsa birkaç saat kullanın. Bu sayede size uygun olup olmadığını belirleyebilirsiniz.

Peki iş sadece fare almakla bitiyor mu? Yani iyi bir fare oyunlarda iyi bir derece yapmamıza imkan veriyor mu? Tabiki de hayır! Sahibi olduğunuz fareden maksimum verim alabilmek ve farenizin uzun süre dayanıklı kalabilmesi için, unutmamanız gereken birkaç önemli nokta var. İşte bunlar:

Nasıl kullanmalı? Tavsiyeler ve Püf Noktaları

  • Markası veya modeli ne olursa olsun, bir optik fare kullanırken, hiçbir zaman farenizi pürüzlü yüzeylerde gezdirmeyin. Optik fareler için özel olarak tasarlanan “Mouse-pad”lerden kullanın. Özellikle; fUnc, Steelpad veya DKT Pad adıyla piyasaya sürülen Mouse-padler bu iş için oldukça kullanışlıdır. (NOT: Bunların incelemesini ayrı bir yazıda yapacağım.)
  • Ayrıca, kullandığınız bu Mouse-pad’in koyu renkte olmasına dikkat edin. Farenizden daha fazla verim alırsınız.
  • Temizlik her yerde olduğu gibi burada da çok önemli. Yukarıda da dediğim gibi en az haftada bir kez farenizin altını ve kasasını, ayda bir kez de içini temizleyin. Faydasını göreceksiniz.
  • Eğer imkanınız varsa, farenizi USB yerine PS/2 yuvasına bağlayın. PS/2 yuvası fare ve klavyeler için özel olarak tasarlandığından dolayı, farenizden daha fazla verim almanız olası.
  • En güzel görüneni değil, elinize en uygun olanı seçin. Ayrıca kemik ve bilek yapınıza göre, fare şekli çok önemlidir. Uygunsuz bir fare ileride sağlık problemlerine yol açabilir.
  • Zorunlu durumlar haricinde kablosuz fare almayın. Örneğin bir kablosuz fare almak yerine, kablolu bir fare ve belki de bir DKT Pad alabilirsiniz.
  • Ve son olarak… Sadece iyi bir fare sahibi olarak oyunlarda iyi olacağınızı aklınıza getirmeyin. Fare, amaçlara ulaşmak için sadece bir araçtır :]

    Eğer fare seçiminizi tüm bu yazılanlara göre yaparsanız, seçiminizden memnun kalacağınıza eminim. İyi oyunlar…

  • Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Başa dön tuşu