Oyun İncelemeleri

Ratchet & Clank 2: Going Commando

Geçtiğimiz yıl ‘PlayStation 2’ye epeyce platform oyunu çıktı. Ancak bunların
arasında ‘Ratchet and Clank’ gerek konusu, gerek esprileri, gerekse bol silah
çeşidiyle farklı bir yer edindi konsollarımızda. E tabi bu kadar ilgi sonucunda
yapımcılar boş durmadılar ve ikinci oyunu da kısa bir sürede yaptılar. Hem de
yepyeni silahlar yepyeni alet edevatlarla…

Nerede kalmıştık..?

Oyunumuz, ilk oyunun kaldığı yerden devam ediyor. Baş karakterimiz, Ratchet
ve küçük robotu Clank’in, Chairman Drek’i yenmelerinin üzerinden yaklaşık bir
yıl geçmiştir. Ratchet ve Clank bir gün evlerinde otururken aniden bilmedikleri
bir galaksiye ışınlanıverirler. Büyük bir şaşkınlığın ardından, kendini
Megacorps’un başkanı olarak tanıtan, Fizzwidget isimli enteresan bir karakter
tarafından yardım için çağırıldıklarını anlarlar. Megacorp isimli garip
araştırma merkezinin son çalışmalarından biri çalınmıştır ve Ratchet ve
Clank’den istenen de tabi ki bunun bulunup geri getirilmesidir. Kısacası
hikayemiz böyle başlıyor ancak tahmin edeceğiniz üzere oyun ilerledikçe
oyunumuzun hikayesi dallanıp budaklanıyor. Ayrıca epeyce entrika ve yalan dolana
şahit olduktan sonra, gerçeklerle yüz yüze gelince kendimizi bu entrikaların
arasında kalmış saf bir genç olarak buluyoruz. (Abarttım farkındayım 🙂 Oyun
boyunca epeyce kısa videolar göreceğiz. Fakat oyunun çok eğlenceli olmasından
dolayı videoları geçiştirmek, konuyu boş verip bolca aksiyon yaşamak
isteyeceğinizden, konunun oyuncular açısından çok da önemli olmadığını
düşünüyorum.

Oynanış ise genel olarak hep aynı ve de basit. Her gezegene başladığımızda
yapmamız gereken belli başlı görevler bize belirtiliyor. Bunları oyun esnasında
“select” tuşuna basıp haritadaki yerleriyle birlikte görebiliyoruz. Oyunu biraz
kolaylaştırsa da her an haritaya bakıp nereye gitmemiz gerektiğini görmemiz
güzel bir şey tabi ki. Ayrıca her bölümün sonunda mutlaka çözmemiz gereken ufak
bulmacalar oluyor. Bazen bu bulmacaları çözmemiz için gerekli parçaları farklı
gezegenlerden almamız gerektiği mesajını alıp onu temin ettikten sonra tekrar
buraya geri dönüp görevimizi tamamlayabiliyoruz.

“Ratchet sorması ayıp bu kadar silahı nasıl taşıyon ?” (Bir oyuncu…)

Oyunumuzu diğer platform oyunlarından ayıran bir numaralı özelliği, bol silah
çeşitliliği. Oyunda sahip olabileceğimiz yirminin üzerinde silah var. Bunlar:
makineli tüfekten, lazer tabancasına, mini nükleer bombalardan, güdümlü
yıldızlara, lav fışkırtan silahtan, füze atara kadar, daha burada sayamayacağım
bir çok silah olarak söyleyebiliriz. Üstelik bunların her biri birer kez upgrade
edilebiliyorlar. İşin güzel yanı silahlarımızı upgrade etmemiz için öyle bolt
falan toplamamıza gerekte yok. Yapacağımız tek şey upgrade etmek istediğimiz
silahı bolca kullanmak. Oldukça güzel bir düşünce gerçekten.

Bu oyunda silah ve aletler dendi mi, sabaha kadar anlatsan bitmez. Zaten
oyunda bu kadar çok silah ve kullanılacak alet olunca, yapımcılar da ister
istemez oyuncuya bunları yavaş yavaş sunmayı uygun görmüşler. Neredeyse her
bölümde yeni bir aletle ve yeni birkaç silahla tanışıyoruz. Ancak silahları
almamız için her biri için farklı sayıda bolt (cıvata, bildiğimiz vida işte))
toplamamız gerekiyor. Kimisine zaten çok kolay bolt’umuz yetse de, bazılarını
alabilmek için birkaç gezegende ki tüm boltları toplamamız bile yeterli olmuyor.
Tahmin edeceğiniz üzere bunlar en tesirli silahlar olmuş oluyor. Burada biraz
RPG tarzı yapı sezinleniyor ve bence bu oyuna çok güzel oturmuş.

Alet edevatlardan bahsetmek gerekirse; ilk oyundan hatırlayacağımız kancamız,
özel ayakkabılarımız ve kapıları açmakta kullandığımız şifre çözücüler olduğu
gibi duruyor. Bunlara ek olarak bölümleri geçtikçe kullanabileceğimiz bir çok
yeni aleti de koleksiyonumuza ekliyoruz. Ayrıca çok güzel bir ayrıntı olarak ilk
oyunda edindiğimiz tüm silahları eğer “save” dosyamız memory kartımızda
duruyorsa, bu oyundaki karakterimize aktarabiliyoruz. Gerçekten harika bir olay.
Ancak tersi bir durum söz konusuysa hiç önemli değil; çünkü bunları makul birer
ücret karşılığında silah satıcılarından kolayca temin edebiliriz.

Her bölümde mutlaka ilk yapacağınız şey etraftaki robotlarla kapışıp,
silahları konuşturmak olsa da sonunda mutlaka çözeceğiniz küçük bir bulmaca,
geçmek zorunda olduğunuz bir uzay savaşı, bazen dev robotların kendilerine dar
gelen bir gezegende savaşları, bazense minik robotumuz Clank’in yapması gereken
minik görevler olmak üzere, oyunda sırf oyuncunun eğlenmesini amaçlayan bir çok
mini oyun mevcut. Bazen dev arenalarda, yeni bir silahı edinmek uğruna, acımasız
gladyatörlerle kapışacağız. Üstelik bunları, kimi zaman yerçekimini yenip
duvarlarda yapacağız. Bazen ise, bir hovercraft yarışına katılıp diğer
yarışçıları alt etmek için tüm yolları deneyeceğiz.

Ve şimdi teknik detaylara inelim

Oyunun ekran görüntülerine kesinlikle bir bakın derim, gerek arka plan
grafikleri gerek silah efektleri, gerek karakter animasyonları, gerçekten tek
kelimeyle müthişler. İlk oyunu oynayanlar zaten oyunun grafiklerinin gayet iyi
olduğunu bilirler. Bu oyunda ise bunun epey üzerine çıkılmış. Üç boyutlu her
cisim çok güzel render edilmiş ve göze daha yumuşak görünüyorlar. Her yeni
gezegenin kendine has renk paleti, dokuları ve binaları var. Mekanlar hiçbir
zaman birbirlerini tekrarlamıyorlar. Karakterlerin animasyonlarının çok iyi
olmasının haricinde her birinin patlama efektleri ve parçalarının sağa sola
savrulması harika. Ayrıca ara sıra oynadığımız uçak görevlerinde ağzımızı açık
bırakacak kadar güzel uzay grafikleriyle ve uzay gemilerinin süper patlama
efektleriyle karşılaşıyoruz. Bazen yirmi, yirmi beş uzay gemisiyle birden
kapıştığınız zaman etrafta uçuşan lazer ve plazmaları görünce havaya girip
kendinizi Star Wars filminin bir savaş sahnesinde hissediyorsunuz.

Bir şeyi daha belirtmek istiyorum, oyun boyunca gördüğümüz birçok objeyi
kırarak bolt kazanabiliyoruz. Bunlar bazen bir lamba olabiliyor, bazen
korkulukların üstlerindeki toplar olabiliyor her birini kırıp dökmek ve etrafa
saçılan boltları toplamak çok eğlenceli olduğu gibi, gittiğiniz her yeni
gezegende “Acaba burada neler kırılabiliyor?” diye düşünmeye, dört bir yana ateş
etmeye başlıyorsunuz. Oyunun sesleri gayet güzel. Ayrıca araya giren küçük
reklam tarzı videolarda seslendirmeler çok profesyonelce hazırlanmışlar. Üstelik
oyunun Dolby Pro Logic II’yi desteklemesi de cabası. Ancak oyunun müzikler beni
çok fazla sarmadı. Bir iki bölümde tabiri caizse gaz veren müzikler haricinde
diğerleri biraz sıradan kalıyor sanki.

Oynanabilirlik konusunda diyebileceğim tek bir söz var; o da “mükemmel”, daha
ne diyebilirim ki? İster hayatınızda ilk defa bir PlayStation oyunu oynayın,
isterseniz “oyunların efendisi” olun, bu oyun, her birinize ayrı bir zevk
verecektir. Oyunun her anı yeni sürprizlere açık. Bir platform oyunu deyip
geçmemek gerekiyor, bence bu uzayda geçen harika bir macera.

Aslında oyun için söylenebilecek çok fazla şey var ama mutlaka söylenmesi
gereken tek bir şey var, o da; bu oyunu kesinlikle alın ve oynayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu