Razer Deathadder Elite
Oyun dünyasında oyun donanımı denildi mi akla ilk gelen firmalardan biri şüphesiz Razer’dır. Her ne kadar fiyat olarak Razer ürünleri çok üst seviyelerde olsa da, bu markayı oyun donanımları dünyasının Apple’ı olarak saymak mümkün. En küçük aparatından devasa klavyelerine kadar, her ürününde bir numaralı öncelik olan kalite anlayışı, aldığınız her Razer ürününün kutusundan, kablosuna kadar uzanır. Bugün ise Razer’ın belki de en köklü oyun faresi serilerinden biri olan Deathadder’ın, 2016 sürümü olan Elite’ini inceleyeceğiz.
Kökeni 2006 yılına kadar uzanan Razer’ın en ünlü oyun faresi Deathadder, yıllar içinde birçok revizyon geçirmiş olsa da, ana hatlarından hiç ama hiç ödün vermedi. Tasarım anlamında yıllar boyunca birçok model görmüş olmasına rağmen, neredeyse hiç değişmeyen Deathadder, günümüzde birçok profesyonel oyuncunun bir numaralı tercihi konumunda. Sunduğu ergonomi ve kaliteyle, uzun mu uzun yıllar boyunca sıkılmadan kullanabileceğiniz bir mouse olan Deathadder, 2016 model Elite ile bir kez daha karşımızda.
Öncelikle mouse’un bir önceki Deathadder modeli Chroma ile farklarından bahsetmek istiyorum. Kısa sürecek çünkü arada neredeyse hiçbir fark yok. Boyut, olarak birebir aynı ağırlıkta olan Deathadder Elite’in belki de tek farkı, mouse’un üst yüzeyinde bulunan ekstra iki tuş. Bu iki tuş istediğimiz gibi programlanabilirken, standart bir halde DPI ayarını yapabiliyor. Razer’ın kullanışlı Synapse yazılımı üzerinden 5 farklı DPI ayarı hazırlanabiliyor, ve oyun içerisinde zahmetsizce değiştirilebiliyor. Deathadder Elite’in bir önceki Deathadder olan Chroma’dan tek farkı bu. Ancak zaten başarılı bir performans sergileyen Deathadder’ın tasarımında değişiklik olmaması, eleştirilecek bir durum değil.
Günümüzde oyun mouse’ları farklı oyun türleri için farklı şekillerde hazırlanıyor. Örneğin kimi mouse’lar FPS oyunlarında başarılı iken, kimileri moba’larda iyi performans sergileyebiliyor. Mouse’ların tasarımları da bu durum göz önünde tutularak yapılıyor. Razer’ın yeni Deathadder modeli Elite için ise bu durum biraz farklı. Çünkü Deathadder Elite tasarımı ile neredeyse tüm oyun türlerinde başarılı sonuçlar almanıza yardımcı oluyor. Elite ile hep Overwatch’da akıcı bir oyun deneyimi yaşarken, hem de Rise of Nations’da sorunsuzca ve keyifle oyun oynayabildim.
Razer’ın bir diğer önemli özelliği ise Synapse yazılımının hafifliği ve kullanışlılığı. Birçok oyun donanımı firmasının kendilerine has yazılımlarını kullanmış biri olarak, Razer’ın Synapse’i aralarında en çok beğendiğim oldu. İstediğim tüm ayarları kolaylıkla gerçekleştirebilirken, yazılım sistemime de hiçbir yük bindirmedi. Kısacası Razer’ın donanım konusundaki performansı, yazılım tarafında da aynı şekilde korunmuş.
Razer Deathadder Elite’in tuş takımına ise dünyaca ünlü Mouse tuşu üreticisi Omron destek vermiş. Mekanik bir tuş takımı kullanan Deathadder Elite, Razer’ın iddiasına göre en hızlı tepki süresine sahip. Ayrıca dayanıklılık konusunda da bir hayli iddialı. Razer Deathadder’ın Elite’in tıklama ömrü 50 milyon olarak belirtilmiş. Şuan için bunu test etme şansımız ne yazık ki yok ama 10 yıl sonra incelemeyi güncellerim…
Sensör tarafında ise yine Razer bir hayli iddialı. Yeni e-Sports sınıfında optik sensör ile donatılan DeathAdder Elite, tam 16.000 DPI destekliyor. ve saniyede 450 inç tarama gerçekleştirebiliyor. Ayrıca çözünürlük tarafında ise Razer %99.4’lük kesinlik iddia ediyor ki bu çözünürlük de oyun mouse’ları için bir rekor. Zaten Razer Deathadder Elite’in sensör tarafında dünyanın en gelişmiş optik sensörü olduğunu belirtiyor.
Mouse’umuz görsel anlamda daha önceden belirtmiş olduğum gibi sade bir tasarım sunuyor. Razer’ın 16.8 milyon renk destekli ışıklandırması ile özellikle akşam saatlerinde muhteşem bir şıklık sergileyen Deathadder Elite, hiçbir yerden ışık sızdırmıyor ve görsel anlamda hakkını veriyor. Ayrıca Overwatch gibi oyunlarda oyun içindeki durumunuza göre ışıkların dinamik olarak değiştiğini de belirtelim, örneğin öldüğümüzde Deathadder Elite, kırmızı bir şekilde parlıyor.
Mouse’un sağ ve sol tarafında kayganlığı önleyici dokulu bölümler yer alıyor. Deathadder Elite kullanırken baş ve yüzük parmaklarımız bu dokulu yüzeyde kaymadan rahatlıkla durabiliyor. Ancak mouse’un yalnızca sağ elini kullanan oyuncular için tasarlandığını belirtelim. Eğer solak iseniz Razer Deathadder size uygun bir mouse değil. Elite’in bir diğer önemli noktası ise Palm Grip tutuşa uygun olması yani mouse’u tüm avucu ile tutmayı seven oyuncular için uygun bir tasarıma sahip. Parmakların ucu ile mouse kullanmayı seven oyuncular için Deathadder Elite biraz büyük gelebilir.
Mouse’un eleştiriye açık tek tarafı ise DPI değişikliği yaptığınızda, yazılımın oyun ekranının üzerinde gözükmemesi. Yani oyun oynarken DPI değiştirdiğinizde ne mouse üzerinde ne de ekranda bir değişim ibaresi göremiyorsunuz ve o an hangi DPI ayarında olduğunuzu bilemiyorsunuz. En azından Razer mouse üzerine küçük bir LED gösterge koysaydı bu konudaki problem çözülebilirdi. Ancak Synapse yazılımına gelecek bir güncelleme ile DPI göstergesinin oyun ekranı üzerinde görülmesi sağlanabilir ve bu sorun giderilebilir.
İncelemenin son cümlelerine gelirken Razer Deathadder Elite’i yine Razer’ın devasa mouse pad’i Gigantus ile denediğimi belirteyim. Deathadder Elite ile adeta vals yapan bu mouse pad, açık konuşayım oyunlardaki performansımı bile arttırdı. Benim gibi mouse’u Claw Grip şeklinde kullanan bir oyuncunun bile performansını arttırmayı başaran Elite, yetenekli ellerde ölümcü bir silaha dönüşebilir. 400 TL’ye yakın fiyatı ile oldukça tuzlu olsa da, Mouse’da kalite arayanlar ve profesyonel oyuncular, Deathadder Elite’i düşünmeden satın alabilir.
Tasarım: 10/9
Performans: 10/10
Fiyat: 10/7
Genel Puan: 10/9