Razer Huntsman V2 Analog inceleme

Bir süredir yoğun bir şekilde Razer’ın geçtiğimiz günlerde duyurduğu Razer Huntsman V2 Analog modelini kullanıyorum. Ve baştan söylemem gerekiyor ki Razer Huntsman V2 Analog sadece firmanın yelpazesinde değil, bu kulvarda üretilen en farklı oyuncu klavyelerinden birisi. Genelde klavyelerde kişisel tercihlere göre değişen farklı tasarımlar ile karşılaşıyoruz. Razer’ın bu modeli ise sadece tasarım ve alıştığımız özelliklerde değil, direk olarak sahip olduğu teknolojiyle de bir adım öne çıkmayı başarıyor. Şimdi gelin bu klavyenin neden farklı olduğuna birlikte göz atalım.

Razer Huntsman V2 Analog oyuncu klavyesi incelemesi

[reklam=496]

Genelde klavye ya da oyuncu aksesuarları incelemesinde tasarımı anlatarak başlıyorum. Fakat bu modelde hepsinden öne çıkan yeni özelliklere öncelikli olarak değinmem gerekiyor. Razer Huntsman V2 Analog modelinin tuş takımında, alıştığımızın aksine oyuncu kontrolcülerine (gamepad) benzer bir işleyişe imza atılmış. Kontrolcülerin özellikle geliştirilşen yön, analog ve tetik tuşu gibi kısımlarında analog bir yapı ile karşılaşıyoruz. Yani basışımıza göre daha hassas bir kontrol yapısı sağlanıyor. İşte Razer firması da Huntsman V2 Analog modelinde bu prensibi baz alarak bir işleyişe gitmiş ve optik anahtarlar ile donatılan bu klavyede her tuş vuruşunu en ince hassasiyete kadar ayarlamamıza izin vermiş.

Bu klavyenin en büyük özelliği dediğim gibi tuş takımının altında yatıyor. Eğer daha önce Razer firmasının farklı modellerini kullandıysanız firmanın Hunstman serisinde farklı, Blackwidow serisinde farklı tuş yapısına yer verdiğini biliyorsunuzdur. Bu klavye tasarım anlamında Blackwidow, tuş tarafında ise Hunstman’ın izinden gidiyor. Hatta biraz sonra daha detaylıca değineceğim tasarımına baktığımızda Razer Blackwidow 3 Pro’ya bir hayli benzediğini görüyoruz. Fakat tuş takımında dediğim gibi çok daha önemli geliştirmeleri bünyesinde barındırıyor.

Klavyedeki işleyişi anlatmak için aslında en basit şekilde bilgisayar dilinden örnek vermeye çalışacağım. Bilgisayar dilinde bir şeyin varlığı 1, yokluğu ise bildiğiniz gibi 0’dan oluşur. Tıpkı matrix’teki kayan yazılar gibi aslında tüm veriler sayamayacağımız kadar 0 ve 1’lerden oluşmakta. Normal klavyelerde de tuş basımını aslında buna benzetebiliriz. Yani bir tuşa basıyorsanız 1, basmıyorsanız 0 olarak tabir edebiliriz. Razer Huntsman V2 Analog modeli işse tıpkı Gamepad’lerde olduğu gibi bunun ötesine geçiyor. Tuşa basmanıza göre aslında sizin o tuşa ne kadar bastığınızı algılayabiliyor. Klavyede her tuşa atanan optik anahtarlar tıpkı bir derinlik algılayıcısı gibi sizin o tuşa ne kadar bastığınızı ölçebiliyor.

Ben kullanım olarak genelde Razer Ornata Chroma serisini daha çok seviyorum. O nedenle bu klavye tuşlarına alışmam biraz zaman aldı. fakat tuş basım sistemine alıştığınız zaten aslında ne kadar rahat bir kullanıma sahip olduğunu da anlıyorsunuz. Örneğin tuşa hızlı bir şekilde bastığımda ya da hafiften dokunduğumda bile işlevini yerine getirdiğiniz fark edebiliyorum. Bu durum normal kullanımda çok etki etmiyor ama oyunlarda o rahatlığı daha net bir şekilde anlıyorsunuz. Analog şekilde tasarlanan tuşlar hareketinize çok hızlı tepki verdiği için oyunlarda daha hızlı bir aksiyon alma şansınız da yükselmiş oluyor. 

Bu işleyişi aslında daha net bir şekilde örneklemem gerekirse karakter hareketlerinden yola çıkabilirim. Bildiğiniz gibi gamepad ile oyun oynadığınızda analog kontrolcüyü sert bir şekilde iterseniz karakteriniz koşmaya başlıyor. Desteklenen oyunlarda hafif bir şekilde ittiğinizde ise karakterinizin yürüdüğüne ya da çok daha yavaş hareket ettiğine tanıklık ediyorsunuz. İşte bu klavyedeki basış hissini de buna benzetebiliriz. Tuşa köküne kadar bastığınızda karakteriniz koşarken hafiften bastığınızda ise daha ağır hareket edeceğini düşünebilirsiniz. 

Her tuşta ayrı ayrı bu sistemi özelleştirmek klavyenin eşsiz bir kontrolcüye dönüşmesini sağlıyor. Çünkü Razer Synapse yazılımı üzerinden tüm tuşları ayarlayabiliyorsunuz. Bu durum Synapse programı bu klavye için olmazsa olmaz konumuna sokuyor. Kullandığım diğer modellerde programı çok aramazken bu klavyeyi kullanırken işse ne kadar gerekli olduğunu fark ettim. Zaten bu ayarlamalar dışında makro, RBG özellikleri gibi tüm ayarlamaları bu program üzerinden yapabiliyorsunuz Her tuşun 3.6mm’ye kadar tamamen ayarlanabildiğini de hatırlatalım. Kısaca her tuş için aslında iki ayrı tuş kullanımı atamış oluyorsunuz da diyebiliriz.

Gelelim klavyenin tasarım ve diğer özelliklerine. Biraz önce de bahsettiğim gibi klavyenin genel tasarımı Blackwidow 3 Pro’ya oldukça benziyor. Bildirim ışıklarının yön tuşlarının üzerine konumlandırıldığını görüyoruz. Numlock tuş takımının üst kısmında ise medya kontrol tuşlarına yer verilmiş. Yuvarlak bir şekilde tasarlanan bu tuşların sağında ise bana göre artık bir klavyede olmazsa olmaz diyebileceğim ses kontrol tekerleği yer alıyor. Bu tekerleği çevirerek ses seviyesini ayarlayabiliyor ya da tamamen kapatabiliyorsunuz. Yine çevirerek yapabildiğiniz gibi üzerine basarak da sesi tamamen kapatmak mümkün. Bu tekerleğin etrafı daha vurucu bir şekilde aydınlatılmış. Çevirdiğinizde ses seviyesine göre aydınlatmanın da kısıldığını fark ediyorsunuz. Yine aynı şekilde ses kapalıyken bu ışıklandırma tamamen kırmızıya dönüyor.

Işıklandırma anlamında aslında alıştığımız ve sık sık gördüğümüz özellikleri size detaylıca anlatmayacağım. 16 milyon renk gamına sahip olan RBG ışıklandırma çok başarılı bir şekilde çalışıyor. Yine Razer Synapse uygulamasından ışıklandırma tarafında da özelleştirmeler yapabiliyorsunuz.

Sol tarafında bir USB yuvasına da yer verilen klavyenin etrafında bir led şerit de bulunuyor. Bu led şerit özellikle RBG severler için tasarıma büyük bir katkı sağlamış durumda. Üstelik led ışık aynı şekilde bileklik kısmına da uyarlanmış. Bileklik kısmı diğer modellerin aksine kendi led şeritlerine de sahip. Klavye ile temas ettiği kısma bir alıcıya yer verilmiş ve bu kısmı klavyeye dokundurduğunuz anda bileklik kısmındaki ışıklar da devreye giriyor. Tıpkı iPad modellerine kullanılan klavyelere benzer bir işleyişe sahip olduğunu söyleyebilirim. Işıklandırma için gerekli gücü bu noktadan alıyor.

Razer Huntsman V2 Analog modelini kutudan çıkardığınız anda ağpır bir klavye olduğunu fark ediyorsunuz. Yani öyle kolaylıkla taşıyacağınız klavyelerden birisi değil. Tam olarak masa üstü bilgisayarınız için tasarlanmış ve benim yerim bu masa diyen bir klavye var karşımızda. Bu ağır yapısı aynı zamanda malzeme kalitesinin de ne kadar iyi olduğunun sinyallerini veriyor. Bu konudaki bir diğer farklılık da klavye kablosunda karşımıza çıkıyor. Genelde çift girişli modellerde tek bir kalın kablo ve ucunda çift başlıkla karşılaşıyorduk. Bu modelde ise giriş çıkışları klavyeden itibaren iki farklı kablo ile ayrılmış. Örgülü bir yapıya sahip olan bu kablolarda klasik olarak USB Tip A ve Tip C girişleri bulunuyor.

Tabi klavyeyi bu kadar övdükten sonra sevmediğim bir tarafından da bahsetmek istiyorum. Genelde inceleme ürünleri İngilizce klavye olarak karşımıza çıkıyor. Yani incelediğim bu model tamamen İngilizce bir klavyeydi. Bu nedenle almayı düşünüyorsanız İngilizce – Türkçe ayrımına dikkat etmenizi öneriyorum. Bu konuda beni en çok rahatsız eden nokta ise Enter tuşu. İngilizce klavyede tuş takımı, yani Türkçe karakterleri bulmak alışkanlık edindiğim için beni çok zorlamıyor. Fakat Enter tuşu bu klavyede küçük yapıda ve ben büyük Enter tuşu tasarımına alıştığım için beni en çok zorlayan kısmı bu oldu. Türkçe versiyonunda Enter tuşu tasarımının nasıl olduğundan emin değilim. Yani bu konuda büyük bir alışkanlığınız varsa kontrol etmenizde fayda var.

Sonuç olarak Razer Huntsman V2 Analog modeli adını da aldığı analog yapısı ile gerçekten de iyi bir iş çıkartıyor. Bu konuda belki ilk değil ama analog yapısının bu işleyişi ile en iyi çalışan klavye olduğunu söyleyebiliriz. Yine klasik klavyelerin aksine gelişim açısından da birkaç adım ileri gitmeyi başaran bir klavye olmuş diyebilirim. Eğer üst düzey bir oyuncu klavyesi arıyorsanız kontrol etmeniz gereken modellerden birisi de Razer Huntsman V2 Analog modeli olsun.

Exit mobile version