Red Faction: Guerrilla
“Yazı için Ceyhun Aras’a teşekkür ederiz.”
Red Faction (RF), aslında geçmiş olarak gayet köklü ve kaliteli FPS’ler arasına girebilecek bir seri. RF, Mars madencilerine EDF (Dünya Savunma Gücü) askerleri tarafından uygulanan baskı ve şiddete karşı gelen isyancıların kurduğu bir direniş. İlk yapım, hatırlayacağınız üzere mağara duvarlarını istediğimiz gibi yıkabilmemizle bize yaratıcı bir özgürlük sunuyordu. RF2’de yapımcıların bir sözü vardı, oyundaki her yapı yıkılabilir olacaktı. Fakat bu söz yerine getirilemedi, ne hikmettir ki bu iş Guerrilla’ya nasipmiş.
Mars’a yeni ayak basan ve kardeşi aracılığıyla RF’a katılan Alec Mason’ın hikayesini anlatan, en azından anlatmaya çalışan Guerrilla, sadece yıkım olarak özgürlük sunmuyor. Mars’ta tıpkı bir GTA oyununda olduğu gibi özgürce gezip, tozabiliyorsunuz. Size oyun boyunca verilen görevlerin yanında, yan görevleri yapabilir, EDF binalarını hatta isterseniz gidip kendi üslerinizi yağmalayabilirsiniz. Yapım kesinlikle önünüze bir engel koymuyor.
Yıkım seçenekleriniz ise azımsanmayacak kadar geniş. İster binayı temelini patlatarak veya çekicinizle kırarak yıkın, isterseniz farklı şekiller bulun. Örnek vermek gerekirse; bir binayı, aynı kaydı kullanarak tekrar tekrar yıkın. Her seferinde farklı şekillerde yıkmanızı sağlıyor oyun, patlama alanına göre çevredeki nesneler de nasibini alıyor. Bu durum çatışma atmosferini iyiden iyiye etkiliyor. Özellikle ekibinizle EDF bölgelerini bastığınız veya savunma yaptığınız ufak görevler gerçekten harika.
Bir kamyonet aldım kızıl toprakları eşelerken
Oyun boyunca yandaşlarınız adına yaptığınız her şey, size saygınlık ve yardım olarak geri dönüyor. Şöyle ki, yapımın altı parçaya ayrılmış geniş haritasında, bir bölgeyi özgürlüğüne kavuşturmak için ana görevlerin yanında EDF üslerini yıkmak ve yan görevleri yerine getirmelisiniz (Hepsini yapmamıza da gerek yok ayrıca). Bir süre sonra diğer Red Faction üyeleri başınız derde girdiği zaman size yardım etmeye başlıyor. Bu görevlerin arasında araç kaçırmak, EDF üslerini basmak, belli bir süre içinde bir binayı yıkmak gibi RF Mars’ının sıradan işleri mevcut. Aslında, yaptığınız yan görevler belirli tiplerde olmasına karşın, Guerrilla’nın sürekli zorlaşan ve değişen yapısı sayesinde sıktığı söylenemez.Böylesine geniş bir haritayı yürüyerek geçmemiz beklenemez tabii ki. Oyunun bir de azımsanmayacak derecede geniş olan araç seçenekleri mevcut. Dozerinden tutun da, ralli arabalarına benzeyen arazi araçlarına kadar geniş bir yelpaze sunuyor. Araçların kimisi hız konusunda diğerlerine fark atarken, kimisi dayanıklılık ve zırh bakımından üstünlük gösteriyor. Zırhlı bir araç alıp, yıkacağınız binaya dalmak çok keyifli. Özellikle etrafınız düşmanlarla çevrili olduğu sırada bu taktik çok işe yarıyor.
Silah satın alma ve cephane sistemi de mevcut. Herhangi bir Red Faction üssüne girip, karakterinize yeni silahlar alabilir veya zırhınız gibi ekipmanları geliştirebilirsiniz. Bunları satın almak için kullandığımız yöntem ise bir hayli ilginç ve yaratıcı. Yıktığımız bazı yapılardan toplanabilir parçalar çıkıyor, siz de bunları biriktirip gereken parça sayısına ulaştığınızda alışveriş yapabiliyorsunuz. Alacağınız geliştirmeler arasında parça toplamak için özel bir araç dahi bulunuyor.
Koyu koyu atmosfer
X360 ve PS3’den sonra PC’ye merhaba diyen yapımın, konsollarla arasındaki grafik farkına, konsol sürümlerini oynamadığım için değinemeyeceğim. Grafiklerin, kötü kaplama ve sığ ışıklandırmalar yüzünden günümüz oyunlarından geride olduğu ortada. Fakat her şeyi bir kenara bıraktığınız zaman, Mars dağlarının arasından sizleri selamlayan bulutlar, çorak arazilerdeki sis ve hortumlar gibi hoş detayların yanında; müthiş ses efektleri size harika bir atmosfer sunuyor. Öyle ki, yıktığınız bir binanın en ufak parçasından çıkan tıkırtı sesini dahi duyabiliyorsunuz! Ara sıra duyduğunuz ve nereden geldiğini bilmediğiniz, ama EDF askerlerinin birilerine işkence yaptığını düşünmenizi sağlayan çığlıklar tüylerinizi diken diken ediyor.
Red Faction: Guerrilla, başarılı sesleri ve müthiş fizikleri (Tek tük aksaklıklar ve mantık hataları dışında) sayesinde günü kotarıyor. PC’ye biraz gecikmeli gelmiş olsa da, beklentileri karşılayabiliyor. Atmosferi ve fizikleri ile sizi içine iyiden iyiye çekmeyi başarabiliyor. Sığ hikayesi yanında, gerçekten uzun bir oynanış süresi vadeden Guerilla, Games for Windows Live sistemi üzerinden de ara sıra sinire, strese iyi gelecek çoklu oyuncu modlarıyla da beğeniyi hak ediyor. Mars’taki bu uzun heyecanı, eğer biraz da vaktiniz varsa kesinlikle denemelisiniz.