Resident Evil 4
PlayStation’da tanışmıştık onunla.Yıl 1996… O zamanlar bu türde çok sağlam
bir Alone in the Dark serisi vardı. Birçok açıdan Alone in the Dark’a benziyordu
Resident Evil. Bazı insanlar ilk çıktığı zaman onu bir Alone in the Dark kopyası
olarak görse de, kısa zamanda büyük hayran kitlesine ulaştı Resident Evil.
Ardından çıkan oyunlarla da bu hayran kitlesi giderek büyüdü. İkinci yapım ile
beraber, Resident Evil bu türde ne kadar iddialı olduğunu herkese gösterdi.
Büyük beğeni toplayan bu oyunda Leon adlı çaylak polis memuru ve ilk oyundan
bildiğimiz Chris’in kardeşi Claire ile oynadık. 1999’da sadece benim değil, aynı
zamanda birçok kişinin serideki favori oyunu geldi. Hangimiz “STAAAARS” sesini
duyduğumuzda kaçacak delik aramadık? Onun karşımıza çıktığı anlarda hangimizin
kalp atışları hızlanmadı? Evet, Nemesis’ten bahsediyorum. Keşke zamanı geri
alabilsem de bu oyunu oynadığım ilk güne geri dönebilsem… O heyacanı, o duyguyu
tekrardan yaşayabilsem… Ne yazık ki bu mümkün değil. Aradan geçen yıllarla
beraber, Resident Evil 3 Nemesis kalplerimize ve beynimize bir daha asla
unutulmayacak bir şekilde yazılmıştı. Daha sonra Capcom dördüncü oyun için uzun
süre bekledi. Bu süre içerisinde birçok Resident Evil oyunu yapıldı.
Nihayet sıra merakla beklenen serinin dördüncü oyununa gelmişti. Capcom,
Gamecube’ün en iyi oyunları arasında gösterilen Resident Evil 4’ün kesinlikle
başka bir platforma çıkmayacağını açıklamıştı; ancak bir süre sonra PS2
versiyonunun da çıkacağı haberi, oyun dünyasına bomba gibi düştü. Kuşkusuz bu
habere en çok sevinen PS2 sahipleriydi ve Gamecube versiyonundan aylar sonra
Resident Evil 4’ü oynama sırası artık onlarındı.
Oyunun neredeyse tamamını Resident Evil 2’deki kahramanımız Leon Kennedy ile
oynuyoruz. O artık bildiğimiz eski polis Leon değil; Amerika hükümeti için özel
görevlerde çalışıyor. Eskisinden çok daha karizmatik ve soğukkanlılığını hiçbir
zaman kaybetmiyor. Üstelik bu sefer onu daha da zorlu bir görev bekliyor.
Raccoon City’nin tarihe karışmasının üzerinden 6 yıl geçti. Amerika Başkanı’nın
kızı Ashley kaçırılmış ve onu bulma görevi Leon’a verilmiştir. Leon, iki polisle
beraber Ashley’nin son görüldüğü kasabaya gelir. Arabadan tek başına inen Leon,
gördüğü ilk eve girip, içerideki köylüye Ashley’i sorar. Ancak köylü Leon’un
elindeki silaha aldırış etmeden, eline baltayı aldığı gibi saldırır. Leon’un onu
öldürmekten başka çaresi kalmamıştır. Adamın cesedine baktığında onun zombi
olmadığını görür. Bu noktadan sonra tüm köylüler manyak gibi Leon’a saldırmaya
başlarlar. Beraber geldiği polisler ölmüş, araç uçurumdan yuvarlanmış ve
kasabadan çıkış yolu olan köprü de parçalanmıştır. Hiçbir şeyden haberi olmayan
Leon, bir yandan neler olduğunu anlamaya, diğer yandan ise Ashley’i bulmaya
çalışmaktadır.Resident Evil 4 Seride Bir Devrim
Serinin artık yeni bir kana ihtiyacı olduğunu düşünen Capcom, riski göze alıp
ortaya bambaşka bir Resident Evil oyunu koydu. Her Resident Evil oyununda
gördüğümüz Raccoon City, beyinsiz zombiler, kapı geçiş animasyonları, klasik
sabit kamera ve daha birçok şey bu oyunda yok. Düşmanlarımız zombilerden çok
daha tehlikeli olan “Las Plagas” isimli virüs bulaşmış insanlar. Kendileri
müthiş bir yapay zekaya sahipler. Kaçabilirsiniz; ama saklanamazsınız. Nerede
olursanız olun, sizi bulabiliyorlar. Sürekli toplu halde saldırıyorlar aynı
zamanda hızlı davranabiliyorlar. Etrafınız sarıldığında bir binaya kaçıyorsunuz.
Kapıları kapatıyorsunuz, bir işe yaramıyor; bir bakmışsınız evin camlarını kırıp
içeriye dalmışlar. Üst kata çıkıp, merdivenlerin önünde pusuda bekliyorsunuz.
Onlar ise pencerelere merdiven dayayıp içeri girmeye başlıyorlar. Merdivenleri
aşağı itiyorsunuz ancak o da işe yaramıyor; tekrar merdiveni dayayıp içeri
atlıyorlar. “Merdivenmiş, pencereymiş, kapıymış, hangi biriyle uğraşacağım ben?”
diye düşünürken birden evin içinde 15 kişi oluyorlar! Hem de düşmanların hepsi
yakından saldırmıyor. Kimi balta, kimi ok, kimi de patlayıcı fırlatabiliyor.
Hatta ileride ağır makinalı ile saldıran düşmanlar bile çıkıyor (Yuh artık!).
Daha oyunun başlarında kontrollere tam alışmadan ortaya çıkıp ölmek bilmeyen ve
yakaladığı an kafanızı kopartan elektrikli testereli düşmanlardan bahsetmedim
bile. Başlarda sadece köylülerle karşılaşsak da sonradan görüyoruz ki, düşman
çeşitliliği oldukça fazla. Yapay zekanın bu kadar iyi olması oyunu daha zor bir
hale getirmiş. Ayrıca sık sık boss savaşları bulunuyor ve bu savaşlar çok güzel
olmuş.
Resident Evil 4’te yepyeni bir kamera kullanılmış. Karakterimizin omuz hizasında
bulunan yeni kamera sabit değil, karakterimizle beraber hareket ediyor. Sağ
analog tuşuyla kamerayı çevirebiliyoruz. Silahlardaki lazer sayesinde çok rahat
nişan alıp, düşmanların istediğimiz bölgesine ateş edebiliyoruz. Düşmanlar da
ateş edilen bölgeye göre oldukça gerçekçi tepkiler veriyorlar. Bacağına vurarak
yere düşürmek, koluna vurarak silahını düşürtmek ve kafasına ateş ederek
koparmak mümkün. Aynı zamanda farklı silahlarda farklı tepkiler veriyorlar.
Yalnız virüs nedeniyle normal insanlardan çok daha dayanıklılar. Öyle tabancayla
kafasına ateş eder etmez kopacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Nişan alma
sistemi o kadar başarılı olmuş ki size hızla fırlatılan bir baltayı veya oku bir
tarafınıza saplanmadan, havada ateş ederek yere düşürebiliyorsunuz. Havada uçan
kargaları bile vurup öldürebiliyorsunuz. (Yerde uçan karga görürseniz bana da
haber verin). Leon zaman zaman tekme atabiliyor ve bazen oldukça yararlı oluyor.
Ancak sakın bıçakla saldırmaya kalkmayın. Mermi harcamamak için etraftaki kutu,
cam vb. şeyleri bıçakla kırmak en mantıklısı. Sol analoğu aşağı itip, kare veya
yuvarlak tuşuna bastığımızda karakterimiz 180 derece dönüyor. Bu hareket birçok
zaman hayatınızı kurtaracak. Düşmanlar arkadan saldırmayı çok sevdiğinden,
sürekli arkanızı kollamalısınız.Survival Horror yerini iyice aksiyona bırakmış. Eski Resident Evil oyunlarında
birçok bulmaca olurdu. Resident Evil 4’teki bulmaca sayısı çok az. Hepsi de
zaten birbirinden basit bulmacalar. Düşmanları öldürmekten bulmaca çözmeye vakit
mi kalıyor ki? Çok kısa bir süreliğine Ashley’i kontrol ediyoruz. Zavallının
silahı olmadığı için mecburen bulmacalarla uğraşıyor. Ashley yanımızdayken daha
da saldırgan olmak gerekiyor. Öldüğünde ya da kaçırıldığında oyun biter. R2
tuşuna basarak, bizi takip etmesini, olduğu yerde kalmasını veya saklanabileceği
bir yer varsa saklanmasını sağlayabiliyoruz.
Silah çeşitliliği hiçbir Resident Evil oyununda olmadığı kadar fazla.
Tabancalar, pompalılar, magnum’lar, tüfekler, sniper’lar, makinalılar, mayın
fırlatıcı, el bombaları, flash bombası, patlayıcı oklar, roket atar… Kısacası ne
ararsanız var. Oyundaki en güçlü silah olan roket atarın sadece tek bir roketi
bulunuyor ve bunu kullanınca yeniden satın almak zorunda kalıyorsunuz. Bu silah
sayesinde bazı boss savaşlarını kısa sürede tamamlayabilirsiniz.
Biraz önce “satın almak” dedim. Bu da Resident Evil oyunlarında bir ilk.
Etraftan ya da düşmanlardan topladığımız para, silah ya da eşya satın almaya
yarıyor. Daha güçlü düşmanlar öldüklerinde daha çok para vereceklerdir. Oyun
boyunca saçma sapan yerlerde bile karşımıza çıkan tüccarlarla alışveriş
edebiliyoruz. Elimizdeki eşyaları da satabiliyoruz. Değerli eşyaları birleştirip
satarsak çok daha fazla para kazanıyoruz. Ne yazık ki mermi satılmıyor. Belki de
satılsaydı, oyunun eğlencesi azalabilirdi. Oyunun başlarında envanter oldukça
sınırlı. İlerleyen kısımlarda daha geniş envanter satın alabiliyoruz. Bu arada
Flash bombaları sadece zaman kazanmak için işe yaramıyor. Bazı düşmanları
öldürdüğünüzde şekil değiştirip, kafasından acayip bir şey çıkartarak size
saldırıyorlar. Flash bombasını bu düşmanlara attığınız zaman hemen
ölüveriyorlar.
Tüccarlar sayesinde silahları upgrade etmek de mümkün. Bu özellik oyunu çok daha
eğlenceli kılmış. Silahların gücünü, atış hızını, doldurma hızını, mermi
kapasitesini parayla geliştirebiliyoruz. Oyunu bitirip yeniden oynamaya
başladığımızda yeni silahlar da açılıyor.
Eski Resident Evil oyunlarından bir şeyler de bulunuyor elbette. Mesela kayıt
sistemi aynı. Karşımıza çıkan daktiloları kullanarak oyunu kaydediyoruz. Yeşil
ve kırmızı bitkiler yine bulunuyor. Yeni olan ise sarı bitkiler. Hemen hemen her
bölümde bir veya birkaç tane bulabileceğiniz bu bitkiler oldukça önemli. Yeşil
bitkilerle birleştirerek kullanacağınız bu bitkiler, maksimum sağlığınızı
arttırmaya yarıyor. Oyunun başlarında sağlık düzeyinin oldukça aşağıda olduğunu
düşünürseniz, bu bitkileri kaçırmamaya çalışın. Mavi bitkiler ise bulunmuyor
çünkü sizi zehirleyecek bir düşman yok.Her Duyduğunuza İnanmayın
Resident Evil 4’ün piyasaya çıkacağı öğrenildiğinden beri hakkında az
konuşulmadı. Yok grafikleri çok kötü olacakmış, yok çok uzun yüklemeler
olacakmış, yok oyunun içine edeceklermiş… Bunların hiçbiri doğru değil sevgili
okurlar. Bir defa grafikler mükemmel. Yapımcıların büyük bir titizlikle
çalıştıkları belli. PS2’nin gücü sonuna kadar kullanılmış. Karakterler muhteşem,
arka planlar da çok iyi. Görsel olarak birçok detay bulunuyor. Örneğin bir
kapıya ateş ettiğiniz zaman tamamen değil, sadece vurduğunuz bölgesi
parçalanıyor. Gamecube versiyonu kadar olmasa da, ona yakın grafikler. Üstelik
oyunda hiçbir yavaşlama sözkonusu değil. Yüklemeler sadece bazı kapılarda
oluyor; hiç de oyuncuyu rahatsız edecek cinsten değiller. Oyunun videoları da
oldukça güzel. Hiçbir zaman, özellikle de videolarda kontrol cihazını sakın
elinizden bırakmayın. Bazı sahnelerde hemen doğru tuşlara basmanız gerekiyor;
basmazsanız ya da geç kalırsanız ölürsünüz.
Düşmanlar saldırırken müzik hızlanıyor ve daha da heyecanlanmamıza sebep oluyor.
Düşmanların sesleri ürkütücü, silah ve çevre sesleri de çok iyi olunca, seslerin
atmosfere büyük bir katkısı oluyor.
Sadece PS2’de!
Oyunun sadece Gamecube için piyasaya çıkacağını açıklayıp da daha sonra PS2
versiyonunu çıkaran Capcom, utanmadan(!) Gamecube’de olmayan birçok şey eklemiş:
Yeni silahlar, giysiler, geniş ekran seçeneği ve oyunu bitirince açılan ekstra
mod’lar. Oyunu bir kez bitirdiğiniz zaman ekstralar bölümünde Separate Ways,
Assignment Ada, The Mercenaries, movie browser ve Ada’s Report’u bulacaksınız.
Bunlardan Assignment Ada ve The Mercenaries Gamecube’de de vardı. PS2
versiyonunun asıl bombası Separate Ways mod’u. Ada Wong ile oynadığımız bu mod,
tam 5 bölümden oluşuyor ve uzunluğu da neredeyse oyunun dörtte biri kadar!
(Oyunu 17 saatte bitirmeme rağmen, bu mod dört saatten fazla zamanımı aldı.) Mod
bu kadar uzun olunca oyunu kayıt da edebiliyorsunuz. Bu mod’da senaryo ile
ilgili açıklanmayan birçok şey öğrenecek, oyunda olmayan birçok muhteşem videoyu
izleyebilecek ve oyunda gidemediğiniz yerlere gidebileceksiniz. Bölümlerin
sonunda topladığınız raporlar senaryo ile ilgili çok önemli bilgiler içeriyor.
Oyunda zaman zaman adı geçen ancak hiç gözükmeyen Albert Wesker’ı da bu mod’da
sık sık görüyoruz. Bu mod’u kesinlikle oynamalısınız.
Assignment Ada mod’unda yine Ada Wong ile oynuyoruz. Tek bölümden oluşan bu mod
senaryoya bir şey katmadığı için Separate Ways mod’unun yanında oldukça sönük
kalıyor. Kısa olduğu için kayıt yapmanıza da izin verilmiyor.
The Mercenaries mod’unda dört bölüm bulunuyor. Süre bitmeden öldürdüğümüz kadar
düşman öldürmeye çalıştığımız bu bölüm, hiç de kolay değil. Her yerden sürüyle
düşman çıkıyor ve öldür öldür bitmek bilmiyorlar. Etraftan silah, sağlık, mermi
toplayabilir ve süre kazanabilirsiniz. Bölümleri iyi derecede bitirirseniz yeni
karakterler açılıyor. Karakterlerin özellikleri ve silahları birbirinden farklı.
Movie Browser’dan oyundaki ve Separate Ways mod’undaki videolardan istediğinizi
tekrar izleyebilirsiniz. Yenilikler bu kadar da değil! Eğer bir yerden oyunun
Amerika versiyonunu alırsanız, Resident Evil’a ait bir art kitabına ve oyunun
nasıl yapıldığını anlatan ekstra bir DVD’ye sahip olacaksınız.
Yapımın elle tutulur, gözle görülür tek eksisi senaryo. Böyle bir oyun için
senaryo daha sağlam olmalıydı. Senaryodan bir orijinallik, bir sürpriz, bir
detay beklemeyin. Diyaloglar da çok basit kalmış.
Senaryo konusunda hayal kırıklığına uğrasak da, yapımcıları tebrik etmek lazım.
Oyunun PS2 versiyonu bundan daha güzel olamazdı. Belki ortaya bambaşka bir
Resident Evil oyununun çıkması serinin bazı hayranlarını üzebilir. Sonuçta
Resident Evil 4 farklı da olsa mükemmel ve herkesin oynaması gereken bir oyun.
Bu oyunu kaçırmayın!