Resident Evil 6
Günümüzde, oyun dünyası ile ilgisi olmayanların bile adını çok iyi bildiği bir efsane haline dönüştü Resident Evil. 14 yıl önce Raccoon City’de başlayan macera tüm dünyayı etkisi altına alarak yoluna devam etti ve modern klasikler arasına girmeyi başardı. Değişik platformlara onlarca oyunları çıkan ve başarıdan başarıya koşan bu serinin son zamanlarda geleceği ise pek de parlak görünmüyor. Daha doğrusu işin ticari kısmında yapımcı Capcom açısından sorun yok, yan oyunlar değişik platformlar için piyasaya sürülerek ya da film projeleriyle serinin adı varlığını korumaya devam ediyor. Ancak oyuna ait ana seri için aynı sözleri söylemek şu an için imkansız.
İki farklı kitle oluştu
Efsanenin ilk üç ana seri oyun sonrası Resident Evil adının mucidi Shinji Mikami’nin anlaşmazlıklar sonucu yapımcılıktan ayrılmasıyla başlayan çalkantılar, yerine geçen Jun Takeuchi’nin dördüncü ve beşinci oyunlarda yaptığı kökten değişim ile iyice doruğa ulaştı. Elbette bu değişim genel olarak satış açısından büyük bir başarı sağladı ve hayatında Resident Evil adını duymamış oyuncuları bile kendi tarafına çekti. Ama seri özünden neredeyse bir şey içermeyen farklı bir oyuna dönüşürken, onu efsane yapan özelliklerini kaybederken satış rakamları da bunu engelleyemedi. Eski ve yeni fanlar olarak iki yeni Resident Evil kitlesi ortaya çıkarken, gelen değişim aslında seriyi karanlık bir geleceğe sürükledi. Serideki yaşanan değişimi ve buna bağlı ortaya çıkan şiddetli eski-yeni fan tartışmalarını uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım, çünkü artık bundan haberdar olmayan yok gibi.
Korku ve gerilimin, mücadelenin, hayatta kalma duygusunun simge oyunlarından olan Resident Evil, yapımcı değişikliğiyle saf bir aksiyon oyununa dönüşmekten kurtulamadı. Bu aşamada seri, yeni bir oyuncu kitlesi kazansa da özünü yitirerek çok şey kaybetti aslında. Oynanıştan zombilere, hissettirdiği duygulardan akla gelebilecek her detaya kadar büyük bir değişimden bahsediyoruz, bir şeylerin eskisi gibi olması imkansız oluyor böyle olunca.
Peki gelecek nasıl?
Şöyle bir baktığımızda satış rekorları kıran dördüncü ve beşinci oyunların gayet başarılı olduğunu düşünebiliriz. Ama aslında serinin geleceği beşinci oyundan sonra tam bir muammaya dönüştü. İşte şimdi biraz daha konuya yakından bakacağız.
Aksiyonun dibine vuran beşinci oyun, seride senaryonun da değişimle beraber çıkmaza girmek üzere olduğunun ispatı gibiydi. Oysaki o kadar derin ve kusursuz bir senaryoya sahip bir seri Resident Evil. Ama Takeuchi beşinci oyunda geçmişteki karmaşık ve derin senaryodan pek yararlanmayı seçmedi. Yeni bir yol çizerek oyunu Afrika’ya taşıdı, yepyeni yüzler ve konuyla. Elbette yer yer eski anlara dönüş yapıldı ama çok da tatmin edici değildi. Takeuchi daha çok yeni bir yol belirlemişti kendisine ve başrollerde eski karakterler olsa da senaryo inanılmaz bir farklılık gösterdi. Ana seri dediğimiz beşinci oyunda geçmişten kalan birçok soru işaretini temizleme yoluna gitmektense senaryoyu apayrı bir boyuta taşıdı. Bu soru işaretlerini daha çok farklı platformlara çıkarılan serinin yan oyunlarında işlemeye çalıştı ama herkes bunları ana oyunda ve daha detaylı işlenmesini bekliyordu. Bu yüzden son oyun senaryo açısından pek istenileni veremedi ve serinin geleceğinin de tıkanmasına sebep oldu.
Bu hale nasıl gelindi?
“Bu nasıl oldu?” diye sorarsanız, serinin en önemli düşman karakteri Wesker’in ölmesi senaryo açısından beklenmeyen bir gelişme oldu ve gelmesi muhtemel altıncı oyunda bekli de sil baştan bir düşman yaratılmak zorunda kalınacak. Wesker’in bu kadar erken ölmesi de pek beklenilmiyordu üstelik ama Takeuchi büyük bir kumar oynayarak senaryonun en büyük kozunu tamamen yok etti. Eğer gelecekte bir klon mucizesi yaşanmazsa…
Chris, Jill, Leon gibi karakterlerin en büyük düşmanı Wesker’in erkenden ölmesi senaryo açısından büyük kayıp ve altıncı oyun gelirse nasıl bir yol izleneceği büyük merak konusu.
İkinci oyunda iki farklı perspektiften oynayabiliyorduk.
Hali hazırda Barry Burton, Ada Wong, Rebecca Chambers, Claire Redfield gibi karakterlerin durumları ile alakalı soru işaretleri de merak uyandırırken, senaryoda bunlara hiç değinilmemesi daha da garipti. Bu kadar gizli olay ve karakter varken yeni bir karakter yaratılıp senaryonun onun üzerine çekilmesi, en büyük düşmanın öldürülmesi gibi etmenler birleştirildiğinde ortaya çıkan sorular şunlar: Altıncı oyun gelirse düşman safında kim olacak? Bu kadar karakter varken yine yeni bir karakter mi olacak ve yol Afrika’dan sonra nereye gidecek? Zombilerden eser kalmamış, sihirli sandıklar bile yok olmuşken soru işaretleri giderek çoğalıyor.
Beklentiler farklılaştı
Beklenen ise altıncı oyun ile beraber senaryonun biraz daha eskiyi işlemesi ve eski yüzleri tekrar birlikte savaşırken görmek olabilir ya da şu ana kadar oyunda hiç karşılaşmayan Jill ile Ada’nın, Chris ile Leon’un yollarının kesişmesi gibi.
Oyunda eskisi gibi korku ve gerilimi artıran öğeler arttırılacak mı, yoksa beşinci oyunun izinden mi gidecek? Bu da soru işaretlerinden. O kadar çok soru işareti var ki geleceği karanlık yapan…
Şöyle bir yapımcı cephesine baktığımızda ise yaşanan gelişmeler de iç açıcı değil.
Öncelikle altıncı oyunla ilgili ilk açıklamalar Mart 2009’da beşinci oyunun çıktığı ilk haftalarda oyunun yapımcılarından Masachika Kawata’dan geldi. Kawata o sıralarda altıncı oyun ile alakalı kesin bir karara varılmadığını, ama böyle bir karar alınırsa yapım aşamasının sekiz yıl bile sürebileceğini söyleyerek şoka uğratmıştı. Daha sonra ise toparlayarak karar verilirse tamamlanması ile ilgili umut edilen sürenin dört yıl olabileceğini, ama bundan çok daha fazla sürerse de normal karşılanması gerektiğini söylemişti. Bu açıklamalar serinin geleceğinin karanlık olduğunun göstergesi gibiydi.
Belirsizlikler sürüyor
Uzun bir süre serinin yapımcılarından ses çıkmadı. Ta ki 2009 yılının temmuz ayına dek. Açıklamalarda bulunan başyapımcı Jun Takeuchi ve Masachika Kawata, gelmesi muhtemel altıncı oyunda görevi üstlenmeyi düşünmediklerini söyleyerek hayranlarını şoke ettiler. Neden olarak bir şeyler göstermeseler de, beşinci oyunun başarılı satış grafiğine rağmen eski fanlardan gelen aşırı tepkiler sebep olarak düşünülüyordu. Haklılık payı da yok değildi, çünkü ilk üç oyun ile son iki oyun her açıdan adı dışında farklı seriler gibi görünmeye başlanmıştı. Artan tepkiler de yapımcıları biraz gelecekle alakalı çekincelere itmeye başlamış olabilirdi.
Altıncı oyunun ve serinin geleceği ile ilgili soru işaretleri giderek artarken eylül ayında Takeuchi cephesinden bir açıklama daha geliyordu. Tokyo Games Show’da konuşan Takeuchi, altıncı oyunun yapımcısının kim olacağının hala netleşmediğini belirtti. Bu açıklamalar yine tatmin edici değildi.
Dördüncü oyun, seriyi baştan aşağı değiştirdi!
Söylentilere göre Takeuchi, serinin mucidi ve eski hocası Shinji Mikami’nin adının altında ezilmekten rahatsız olmaya başlamıştı ve artık yapımcılıktan ayrılmak istiyordu. Ayrıca devam ederse de serinin artık tamamen sıfırlanması gerektiğini, karakterlere kadar inecek köklü bir temizliğe gitmeyi düşündüğü belirtiyordu. Yani işler yolunda gitmiyordu hala.
Fırtına öncesi sessizlik
Uzun bir süre ne Capcom açıklama yaptı ne de Takeuchi, ama beklenen açıklama 2010 yılının mayıs ayında geldi. Takeuchi neredeyse serinin geleceğinde artık olmayacağını resmen açıklıyordu. Artık Resident Evil yapımcılığında kalmayı düşünmediğini belirten Takeuchi, sebebini de açıklayarak önceden çıkan söylentileri doğruluyordu. Artık Mikami’nin adı altında kalmanın kendisi için baskı yarattığını söyleyerek bunun böyle devam edemeyeceğini belirtiyordu. Seriye bir değişim getirdiklerini ama bunun eskinin baskısını kıramadığını ve artık baskı yarattığını belirten Takeuchi, altıncı oyun gelirse kadro içinde bulunmayı düşünmediğini söylüyordu.
Çok geçmeden haziran ayı içerisinde Takeuchi artık başka projeler için çalışmak istediğini belirterek altıncı oyunda kesin olarak olmayacağını açıklıyordu. Böylece çıkacağı bile henüz meçhul olan altıncı oyunun geleceği tamamen muamma oluyordu.
“Altıncı oyun gelecek!”
Takeuchi’nin tamamen seriden ayrılmasından sonra artık daha net açıklamalar bekleniyordu ve altıncı oyunla ilgili ilk resmi ve net açıklama eylül ayının başlarında Capcom’dan Keiji Inafune’dan geliyordu. Serinin devam edeceğini açıklayan Inafune, altıncı oyunla ilgili bilgilerin de yakında duyurulacağını belirtiyordu.
Bundan sonrasında ise şu ana dek başka bir açıklama yapılmış değil. Altıncı oyun gelecek, artık bu kesin, ama soru işaretleri hala devam ediyor. Yeni oyunun yapımcısı kim olacak, ne zaman ilk detaylar verilecek, kaç yıl sürecek yapım aşaması, senaryo bu kez nasıl olacak, yeni karakterler mi göreceğiz, aksiyon azalıp gerilim arttırılarak öze dönüş açısından adım atılacak mı vs… şeklinde aklımıza takılan o kadar çok soru var ki, şu an bunlar cevapsız duruyor. Artık açıklama beklemekten başka çare yok elbette.
Serinin fanlarına göre, serinin yüz karası beşinci oyun…
Son sözler
Yazının sonlarına doğru olayı biraz toparlamaya çalışalım. Seri, dördüncü oyun ile beraber inanılmaz bir değişime gitti ve artık neredeyse özünden adı ve karakterleri dışında bir şey kalmadı. Satış aslında bir başarı ölçüsü değil bana göre, önemli olan oyunu efsane yapan özelliklerinin korunmasıydı. Ama şu anda durum ortada. Resident Evil efsane yapan şeyler, derin senaryosu, gerilimi, zombileri, harika mekanları, karakterleri, bulmacaları gibi etmenlerdi. Beşinci oyun ile tamamen bitirilen bu öğelerin yeni yapımcısıyla biraz daha özüne dönmesi aslında beklenilen. Çünkü benliğini kaybeden bir seri olarak görmek istemiyor kimse bu efsaneyi ve artık kendi özüne biraz da olsa dönmesini umuyoruz.
Elbette yeni nesil Resident Evil oyuncuları aksiyonun devam etmesini istiyorlar, buna saygımız sonsuz. Ama bir olgu zaman içinde uğradığı değişimlerle benliğini neredeyse tamamen yitirmişse, onu eski haliyle seven kişiler tekrar kendisini bulmasını bekliyor sadece. Son yıllarda yan seri oyunlarda bile biraz daha eskinin tadını verirken ana senaryonun geçmişten bu kadar kopuk gitmesi artık üzüyor. Biraz öze dönüş ve biraz da yeni nesile göre uyarlanarak yine efsane bir Resident Evil oyunu gelebilir. Bakalım Capcom bu kez nasıl bir yol izleyecek? Resident Evil geleceğini karanlıktan aydınlığa çevirebilecek mi? Bunların cevabını ancak zamanla öğreneceğiz.