Oyun İncelemeleri

Resident Evil: Zero

Resident Evil ile ilk olarak 1997 yılında PlayStation’da tanışmıştım. O zaman
için oyun devrim niteliğindeydi. Bazıları tarafından Alone in The Dark taklidi
olarak görülse de, bana kalırsa oyun sadece oynanış stilini Alone in The
Dark’tan almıştı. Gerek grafikleri, gerek senaryosu ve gerek atmosferi ile RE
kısa süre içinde korku oyunlarının zirvesine oturdu ve müthiş bir devam oyunu
ile bu yerini sağlamlaştırdı. Silent Hill serisi doğmasaydı şu anda korku oyunu
kavramı, Resident Evil ismi ile çoktan özdeşleşmiş olacaktı. Alone in The Dark
4’ün ise tüm yapısını birebir RE serisinden kopyalaması ilginçti.

PlayStation’da doğan Resident Evil Efsanesi GameCube’de aynı şekilde devam
ediyor. Ve bunun başarılı örneklerinden biri de Resident Evil : Zero

Zero konu olarak tüm RE’lerin öncesini konu alıyor. Raccoon City’de meydana
gelen ilginç(!) ölümler sonucu bölgeyi araştırmak üzere, S.T.A.R.S’ın seçkin
polislerinden oluşan Bravo Takımı Raccoon City’e gönderilir. Fakat motorda çıkan
bir aksilik sonucu, (olmazsa olmaz) ekip Raccoon City ormanına acil iniş yapmak
zorunda kalır. Orman karanlık, sessiz ve ürkütücüdür. Ekip’in ormanda ilk
farkettiği şey, kaza yapmış durumdaki nakil aracı olur. Kaza yaptıkları yerde
ölüm cezasına çarptırılmış Billy Coen isimli azılı bir katilin raporlarını
bulurlar. Ekip üyeleri katili aramak için gruplara dağılır. Rebecca araştırmaya
başladığı anda haraketsiz durumdaki treni farkeder. Rebecca’nın trene ilk
adımlarını atmasıyla da kabusumuz başlar

Zero’da ana karakterlerimiz ilk RE oyunundan tanıyacağınız Rebecca Chambers ile
Billy Coen. Rebecce Bravo Takımının en genç üyesidir. Billy Coen ise 23 kişinin
katili olarak ölüm cezasına çarptırılmış bir suçludur. Bu ikilinin yolları
oyunun hemen başında, esrarengiz trende kesişecektir. Bu yol nereye kadar devam
edecek? Billy niye 23 kişinin katili olarak suçlanıyor? Rebecca Billy’e ne kadar
güvenebilir? Tüm bu soruların cevaplarını size oyun verecek.

Oyunun en büyük yeniliği bu 2 karakteri istediğimiz zaman yönetebiliyor olmamız.
Tek tuş ile karakter arası geçiş yapabiliyoruz. Eğer karakterlerimiz birbirine
yakınsa menü’den birbirlerine item transferi (exchange) yapabiliyoruz. Her
karakterin kendine has özellikleri var. Billy saldırılara karşı daha dayanıklı
ve ağır nesneleri itebilme gücüne sahip. Rebecca ise fiziksel yönden zayıf
olmasına karşın, oyunun can alıcı özelliklerinden biri olan ‘bitkileri
birleştirme’ yeteneğine sahip. Aynı zamanda sahip olduğu ‘mixing set’ ile
birleştirmenin yanı sıra, bazı kimyasal karışımları yapabiliyor (Oyunun bazı
bulmacalarında bu karışımlara ihtiyaç duyacağız). Oyunun bir kaç bulmacasını 2
karakteri dekullanarak çözmek zorundayız.

RE’de kayıtlarımızı her zaman olduğu gibi daktilolar sayesinde yapıyoruz.
Karakterlerlerimizin her biri 6 adet item taşıma (bazı item’ler birden fazla yer
kaplayabiliyor) kapasitesine sahip olmasına rağmen, oyunda kasa yok! Evet yanlış
okumadınız, bir RE klasiği olan kasa olayı bu oyunda kaldırılmış. Bunun yerine,
fazla itemleri istediğimiz yerde bırakabiliyoruz (Leave). Bu özelliğin artıları
kadar eksileri de var. Diğer oyunlarda item sınırımız dolduğunda yeni item almak
için mutlak olarak elimizdekileri kasaya bırakmamız (veya bonkör bir şekilde
sağlıkları kullanmamız) gerekiyordu. ‘Leave’ özelliği bizi bu hamallıktan
kurtarmasına rağmen önemli nesneleri bıraktığımız yerden almak için oyunun
başlarına dönmek sıkıcı gelebiliyor. Bu yüzden bu nesleri belirli yerlerde
stoklamanızı tavsiye ederim, fakat unutmayın her odanın belirli bir nesne
barındırma kapasitesi var. Ayrıca haritada ‘A’ tuşuna basarak, hangi nesneyi
hangi odada bıraktığımızı görebiliyoruz. Basit ama süper bir ayrıntı.

Grafik olarak oyun bekleneni veriyor. Mekan ve karakterler ince ayrıntısına
kadar düşünülmüş. MGS2’den sonra en güzel yağmur efektlerini RE: Zero’da gördüm.
Yaratık modellemeleri de aynı şekilde başarılı. Zombiler eskisi gibi arka planda
sırıtmıyorlar ve bu oyunun atmosferini olumlu etkiliyor. Oyunun grafiksel olarak
tek eksiği ışık oyunlarına fazla yer verilmemiş olması. Normalde bir eksi
sayılmayabilir ama ‘Remake’ deki muhteşem ışık oyunlarını gördükten sonra,
kendimi ‘keşke bu oyunda da olsaymış’ demekten alamadım. Ara demolara ise
söyleyecek sözümüz yok, Capcom bu işi biliyor.

Ses ve müzikler oyunun atmosfere girmenizde en büyük etken. Özellikler
karakterlerin ayak sesleri daha iyi olamazdı. Ayak sesleri en ince ayrıntısına
kadar düşünülmüş. Mesela cam kırıklarına bastığınızda, kırılan camların
seslerini duymanız mümkün. Zombi ve diğer yaratıkların sesleri bizi sürekli
gergin tutuyor. Ayrıca Capcom bu oyunda daha çok sessizliği kullanmayı tercih
etmiş, ve adrenalinli sahnelerde (özellikle Leech zombiler ile karşılaşmamızda)
aksiyon tozu oldukça yüksek müzikler devreye giriyor. Oyun boyunca Rebecca ile
Billy birbirleriyle fazla iletişime girmediği gibi, seslendirmeleri de diğer
serilerdeki kadar doğal bulmadım. Zero her ne kadar başarılı olmasına karşın,
ses ve müzik olarak diğer serilerin gerisinde kalıyor

Kontroller bildiğimiz Resident Evil stilinde hazırlanmış. ‘A’ tuşu inceleme ve
ateş etme. ‘B’ tuşu koşma. ‘R’ tuşu silah doğrultma. ‘X’ tuşu karakter
değiştirme. ‘Y’ tuşu menüye girme ve ‘Z’ tuşu da haritayı gösterme. Bununla
birlikte haritada ‘R’ tuşu ile zoom yapabilir, A tuşu ile de bırakmış olduğumuz
nesnelerin yerlerini görebiliriz. ‘Start’ tuşu ile kısa yoldan 2. karakterimize
bekle veya takip et komutunu verebiliyoruz.

Oyunda her oyunun klasiği olan Handgun’ın yanısıra Hunting Gun, Shotgun, Grenade
Launcher, Molotof Coctail, Magnum, Sub Machine Gun ve Rocket Launcher gibi
silahlar bulunuyor. Hunting Gun 2 mermi kapasitesine sahip olmasına karşın güçlü
bir silah. Shotgun ise oyunun vazgeçilmezi ve kafa patlatmak için birebir.
Grenade Launcer’ı da diğer oyunlardan biliyorsunuz. Asit mermisini Boss’lara ve
en çok zorlandığınız yaratıklara saklamanızı tavsiye ederim. Molotof için oyunda
bulduğunu şişeleri gaz bidonları ile birleştirmeniz gerekiyor. Magnum, RE
serilerinde her zaman favori silahım olmuştur. Mermilerinin çok az bulunması
dolayısıyla, bu silahı bonkör kullanmamanızı öğrenirim. Sub Machine Gun için
oyunu ‘A’ , Rocket Launcher için ise oyunu ‘S’ alarak bitirmeniz gerekiyor.

Temel düşmanlarımız her zamanki gibi zombiler. Bunların yanı sıra köpekler,
kargalar, dev hamamböcekleri, örümcekler, dev kurbağalar, maymunlar ve
‘Hunter’lar karşılayacağımız düşmanlar arasında. ‘Hunter’ı özel olarak
belirttim, çünkü bu yaratıklar tartışmasız favori RE yaratığım oluyorlar. En
fazla korkmanız gereken yaratıklar Kurbağalar, Leech zombiler ve Hunter. Leech
zombiler Leech’lerden (sürüngenler) oluşuyor. Yenmesi zor olduğu kadar ölmeye
yakın kendilerini imha ediyorlar. Eğer imha sırasında karakteriniz zombinin
yakınındaysa hatırı sayılır bir zarar alabiliyor. Başta dev bir kurbağa görmek
komik gelsede, sağlığınızın durumu ne olursa olsun bir anda ekranda ‘game over’
yazısını görmek sinirinizi bozabilir. Bu yüzden kurbağalarla kapışırken 2.
karakterinizin yanınızda olmasına özen gösterin

Sonuç olarak Zero başarılı bir RE oyunu. 2 kişiyi aynı anda yönetme ve ‘leave’
özelliğinin oyuna ayrı bir tat kattığı gerçek, fakat bunlar devrim yaratacak
yenilikler değil. Ayrıca oyun serinin en iyisi olabilecek kapasiteden uzak.
Oyunu 2 kişi oynamak gerilimi biraz azaltsa da, iyi bir ses sistemi ve karanlık
bir oda ile adrenalinizi tavan yaptırabilirsiniz. GameCube’ün Türkiye pazarına
açıldığı ve Avaturk’un da GC ve oyunlarının satışına başladığı bugünlerde, bu
oyunu almak sizin için iyi bir seçim olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu