Oyun İncelemeleri

Resident Evil Zero

Nintendo ve Capcom’un anlaşmasından sonra Resident Evil serisinin ana
senaryosu GameCube’e transfer olmuştu. Capcom ilk olarak Resident Evil 1’i (Remake)
yeniden elden geçirmiş ve GameCube için adeta başka bir oyun yaratmıştı. Bu kez
Capcom, GC’e özel bir oyun olan Resident Evil Zero ile hikayenin başlangıcına
iniyor.

Resident Evil Zero serinin beşinci oyunu; fakat konu açısından ele
aldığımızda serinin ilk oyunu. Bu oyunda Dr. William Birkin ve Albert Wesker’ın
hainliklerini, Bravo Team elemanlarının nasıl öldüğünü ve Rebecca Chambers’ın
Resident Evil: Remake’teki şatoya nasıl geldiğini anlıyoruz.

Resident Evil Zero’da S.T.A.R.S Bravo Team’den Rebecca Chambers ve askeri
kuvvetlerden Billy Coen’i yönetiyoruz. Bu ikilinin bir araya gelme öyküsü de
oldukça ilginç; Billy Coen’in bağlı bulunduğu komando birliği bir askeri
operasyon sırasında masum insanların bulunduğu bir köye baskın düzenler. Hiçbir
suçları olmayan bu insanları öldürmeye çalışan arkadaşlarını engellemeye çalışan
Billy, emirlere karşı geldiği için tutuklanır. Üstelik arkadaşları köydeki 24
kişiyi öldürenin Billy olduğunu söyler. Bunun üzerine tutuklanan Billy Coen
askeri bir araç ile götürülürken, Raccoon City ormanları civarında iki koruma
görevlisinin de içinde bulunduğu araç kaza yapar. Kazadan şans eseri sağ
kurtulan Billy yakınlarda hareketsiz duran esrarengiz bir trene sığınır…

Bravo Team’in helikopteri ise Raccoon City ormanlarına düşünce (tabi bu
kazalar şans eseri olmamıştır) kaptan Enrico etrafı araştırma emri verir. Kaza
yapan aracı, iki ölü görevliyi ve Billy’nin dosyalarını bulan takım üyeleri
Billy Coen’i aramak için dağılırlar, Rebecca’nın yolu da Billy Coen’in bulunduğu
trene düşer. Trende Billy’nin Rebecca’nın hayatını kurtarmasıyla sıkı bir
dostluk başlamış olur, ve tabii korkunç bir macera da…

Resident Evil Zero’nun serinin diğer oyunlarına göre hayli farklı olduğunu
söyleyebilirim. Öncelikle Resident Evil Zero’da iki karakteri aynı anda
yönetiyoruz. Ayrıca Item Box (sandık) olayına son verilmiş, ki bu da çok iyi
olmuş, böylece oyun çok daha gerçekçi hale gelmiş. Artık aldığımız item ve
silahları yere atabiliyoruz. Sandıkların kaldırılması kafanızda soru işaretleri
bırakabilir; ama Capcom bu sorunu çok iyi çözmüş. Item’leri bir daha
gidemeyeceğiniz yerlere bırakamıyorsunuz, ayrıca bıraktığınız her nesnenin yeri
haritada ayrıntılı olarak gösteriliyor. Böylece bıraktığınız item’leri kaybedip
aramanız gibi bir durum söz konusu olmuyor.

Gelelim oyunun en çarpıcı yönlerinden biri olan grafiklerine; her zamanki
gibi arkaplan grafikleri dikkatinizi çekecektir. Grafikler Resident Evil:
Remake’ten çok farklı sayılmaz ama artık etrafta daha çok hareketli nesne var.
Trendeki kutuların trenin hareketine göre yer değiştirmesi, bitki ve perdelerin
rüzgarda savrulması gibi ayrıntılar göze çok hoş geliyor. Özellikle; oyun
sırasında bir bölümde Rebecca ve Billy trenin üzerindeyken gözlerini rüzgardan
korumak için ellerini kullanıyorlar; Capcom’un bunun gibi bazı ayrıntılar
üzerinde özel olarak durduğu belli oluyor. Çevre dizaynlarında olduğu kadar
karakterler üzerinde de çok durulmuş, oyun sırasında Rebecca ve Billy neredeyse
sinematiklerdeki kadar net görünüyor. Ayrıca Billy’nin kolyesinin sallanması da
hoş bir ayrıntı. Farkında iseniz hep ayrıntılardan bahsettim; çünkü oyunda hemen
hiçbir şey es geçilmemiş. Yani Capcom’un Zero üzerinde çok durduğu her açıdan
belli oluyor.

Resident Evil Zero’nun sesleri de diğer Resident Evil oyunlarındaki gibi
aksiyona dayalı ve ürkütücü, yalnız oyunda iki karakteri birlikte kontrol
ettiğimiz için bu kez müzikler insana diğer Resident Evil oyunlarındaki gibi
yalnızlık hissini pek vermiyor. Bunun yanında özellikle Leech’lerden oluşan bir
yaratıkla karşılaştığınızda müzikler aşırı derecede korkunç oluyor, bu da
adrenalin seviyenizin tepeye vurmasını sağlıyor. Eğer kaliteli bir ses sistemine
sahipseniz ses ve müzikler konusunda hiç şikayetiniz olmayacak.

Oynanabilirlik ise Capcom’un en başarılı olduğu yönlerden biri. Oyunda iki
karakteri de aynı anda yönetmenize rağmen öyle pek zorluk çekmiyorsunuz.
Karakterler arası item ve silah alış verişi çok kolay, ayrıca karakter değişimi
için kısa yol tuşu da çok akıllıca bir fikir. Oyunun kamera açıları ise
alışıldık şekilde genelde sabit kameralardan oluşuyor; fakat bazı yerlerde
kamera takip moduna geçebiliyor, böylece görüş açınız hiçbir zaman sıfıra
inmiyor.

Genel olarak ele aldığımızda Zero seride çok büyük bir devrim yaratmasa da
Resident Evil’a bir takım yenilikler getirdiği de kesin. Aslında görünüşte çok
büyük eksik yok, ama seri artık miyadını doldurduğundan PlayStation’daki o eski
tadını vermiyor. Tabi bu durum seriyi başından beri takip edenler için geçerli.
Yoksa oyun yalnız başına ele alındığında gayet başarılı. Yine de özellikle
serinin başlangıcı açısından her Resident Evil hayranının Zero’yu oynaması
gerekir diye düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu