RoboCop’u kaçınız merak ediyorsunuz? (Köşe Yazısı)
1987’den 2014’e… Hani beklentileriniz ister istemez değişir öyle değil mi? Epik efektler, mükemmel müzikler, bol aksiyon vs. Bilim kurgu işin içerisinde ise en iyisini bekleriz mesela. Haklısınız, o tarihten bugüne çok fazla şey değişmeli ancak her şey mi bu sürece girmeli? Ben elimizdekilerin ne kadar çok değiştiğinin farkında olsam bile, bazı yapımların eski tadı taşıması gerektiğini düşünenlerdenim. RoboCop‘un yeni filmi de, buna verilebilecek en güzel örnek.
Şimdi elimizde süper hızlı, hatta duyguları olan bir robot var; bunu bir kenara yazın. Sonrasını size yavaş yavaş anlatacağım. 2014’ün RoboCop’unun başrol oyuncuları; Joel Kinnaman, Gary Oldman, Michael Keaton, Abbie Cornish, Jackie Earle Haley ve Marianne Jean-Baptiste. Yönetmen koltuğunda ise José Padilha oturuyor.
Ortaköy Feriye Sineması’nda bizleri ağırlayan Warner Bros. Türkiye, RoboCop’un ne kadar ilginç bir film olduğunu göstermiş oldu. Özellikle iki tane gözlük takmamak beni inanılmaz mutlu etti diyebilirim. İşin bir de bu tarafı var, sadece 3D’ye mahkum değilsiniz. Eminim aranızda benim gibi düşünenler vardır. Neyse konuyu çok da uzatmadan 14 Şubat tarihinden önce, sizlere film hakkında birkaç detay sunalım.
Yeni RoboCop filmimizde yıl 2028’dir ve robot teknolojisinde dünya lideri OmniCorp, şirkete milyarlar akıtmak için altın bir fırsat görür. Alex Murphy (kendisi sevgi dolu bir koca ve baba olmanın yanı sıra, Detroit’teki suç ve yozlaşma dalgasının önüne geçmek için elinden geleni yapan iyi bir polistir) ciddi biçimde yaralanınca, OmniCorp kısmen insan kısmen robot bir polis memuru yaratma şansını yakalar. OmniCorp her şehirde bir RoboCop hayal etmektedir ve Alex’i kullanırlar ancak OmniCorp’un asla hesaba katmadığı bir şey vardır: O makinenin içinde hâlâ savaşan bir insan vardır.
Açıkçası aksiyon sahnelerinden bir şekilde kendisi kurtaracağını düşünerek, sabırla her saniyeyi dikkatlice izledim. Elimizde oldukça başarılı bir müzik ekibi, televizyon programında bağırıp “robotlar Amerika’da olmalı, bizi korumalı” diyen bir Samuel L. Jackson, başarılı ve insanları kurtarmaya kendisini adayan Dr. Dennett Norton, para için her şeyi yapabilecek olan Raymond Sellars, son olarak evli ve çocuklu bir Alex Murphy var.
Filmi yerden yere vurmak kesinlikle büyük haksızlık olur. Sevgili senarist ve yönetmen, hatta oyuncuların bu işte büyük emekleri var. Ayrıca hikayeye farklı bir şekilde bakıp “peki ya Robocop’un duyguları olsaydı, nasıl olurdu?” sorusunun cevabını vermişler. Doğal olarak eski RoboCop’u bilmeyen, çizgi dizisini izlemeyen kitlenin, yeni RoboCop’u seveceğinden eminim.
Filmin ilk birkaç dakikasında Alex’i tanıyor ve onunla ilgili ufak detayları öğreniyoruz. Üzülerek söylüyorum, ortağı Anne Lewis’in yerine farklı bir polis var. Polisliğin gerekliliklerini gerçekleştiriyorlar ve aniden bir suikastin kurbanı olan Alex, RoboCop ile hayat buluyor. OmniCorp, kimi zaman onun var olan duygularıyla oynayıp, istediği zaman kapatabiliyor ve emirlerini yerine getirmesini sağlayabiliyor. Kimi zaman ise RoboCop kontrolden çıkıp, karısına sarılarak “her şey düzelecek bebeğim” diyor.