Oyun Ön İncelemeleri

Runaway 2: The Dream of the Turtle

İki yaz öncesini hatırlayın ve Runaway’i akıllarınıza getirin. _ki yıl önceki
çöl sıcakları ile birlikte gelen buzlu limonata ya da yabancı markalı bir bira
serinliğindeki o muhteşem oyunu. Afet-i devran güzelliğiyle dillere destan
Gina’yı ve biraz sonra hayatını tamamen altüst edecek olaylardan bihaber olan,
doktora tezinin Berkeley’de kabul edilmesinin verdiği sevinçle Amerika’yı bir
uçtan diğer uca kat etmek zorunda kalan Brian Basco, namı diğer BB’yi. İkinci
oyun çok yakında geliyor sevgili okurlar; çok yakında serinin devamı geliyor ve
kahramanlarımızla tekrar buluşacağız.

İlk Runaway bundan tam iki sene önce piyasaya çıktığında onu büyük bir umutla ve
sabırla bekleyenlerin karsısında tüm zarafetiyle yerini almış ve İspanyolların
oyun dünyasında neler başarabileceğini herkese göstermişti. Her ne kadar oyun
kendi içerisinde yerleşim birimlerinin dünya coğrafyasına yayılması bakımından
biraz yanlışlık ve bulmacalardaki piksel avcılığı nedeniyle de büyük miktarda
zorluk barındırsa da ortaya çıktığı sırada adventure piyasasının durgunluğu
sayesinde önü açıldı; sonucunda da, aslına bakılacak olursa, beklenenin de
üstünde bir basarı elde etti. Oyun gayet iyiydi, kimsenin bunun tam aksini iddia
edeceğini sanmıyorum. Grafikleri ve karakterleri sayesinde oyun hem yoğun bir
atmosfere, hem de eğlenceli bir yapıya sahipti. Gölgede kalan tek kısmı
bulmacalarıydı ve onun dışında pek de bir eksi yöne sahip değildi. Serinin
sıradaki oyunu duyurulalı da yaklaşık bir sene oldu ve bakalım bakalım oyun
hakkında şimdiye kadar neler ortaya çıkmış, neler söylenmiş?

1) Trapped in the Jungle

Aslını isterseniz ikinci oyun için söylenebilecek tek değişik şey oyunun
konusunun öncekinden farklı olduğu. Çünkü ikinci oyundaki envanter sistemimiz,
grafik düzenimiz ve bulmaca varyasyonlarımız ilk oyundan hiç de farklı değil.
Runaway 2, 2005’in E3 fuarında kendine yer etti ve fuar alanında oyunun
tanıtımının yapıldığı yerde oyuna ait küçük bir demo bile vardı. Fuardan
anlatılanlar göz önüne alınırsa oyunumuz küçük bir adada geçiyor ve konu
bakımından ilk oyundaki Gizemli Haç ve mafya elemanları ile hiç alakalı değil.
Oyundaki ana kahramanlarımız Gina ve Brian, kullandıkları iki kişilik
uçaklarıyla ilerlerlerken küçük bir adaya zorunlu iniş yapmak zorunda
kalıyorlar. Daha doğrusu yalnızca uçağın inişi biraz zorunlu ve zorlu oluyor;
bunun dışında Gina ve Brian paraşütlerini açarak “konforlu” bir iniş
gerçekleştirebiliyorlar. Tahmin edeceğiniz üzere uçak düşer düşmez parçalanıyor.
Yere indiklerinde Brian hemen baslarının belada olduğunu bildirmek için ilk
oyundan hatırlayabileceğiniz hacker arkadaşı Sushi’yi arayıp ondan yardım
istiyor. Bu aşamada film biraz geriye sarılıyor ve kahramanlarımızın birlikte
kaldıkları Hawaii’deki otel odasına; yani ilk oyunda Brian’ın bize hikâyesini
anlattığı o havuz basına geri dönüş yapıyoruz. Uykularından uyanan Brian ve Gina
Hawaii şelalelerini gezmek için bir uçak kiralıyorlar, ardından da oyunun
başındaki bu videonun oyunumuzu başlatan olayı meydana geliyor! Meydana gelen
uçak kazası neticesinde kahramanlarımız ormanın ortasında kalakalıyorlar.
Aksilik değil mi iste; bu kez de Gina ortalıkta yok!E3’te yayınlanan oyunun oynanabilir ilk halinde yer alan görüntüler bunlardan
oluşmaktaydı ve gösterilen tek bölüm Brian’ın Gina’yı bulması üzerine kuruluydu;
ondan sonra da, büyük ihtimalle, adadan çıkmanın bir yolunu bulmaları üzerine
hikâye gelişecektir. Fakat öykümüzün fazlasıyla dallı budaklı olacağına sizi
temin ederim; zira ekran görüntülerinde yer alanlara bakılırsa Amerikan askeri
güçleri ve ilk oyundan tanıdığımız şahıslarla oyun boyunca karsılaşacağız; bu
sayede birçok yan görev ve talihsiz olay karakterlerimizin ensesinden inmek
bilmeyecek. Runaway 2 ilk oyundaki birçok özelliği kullanarak bunlara sadece
yeni bir hikâye ekleyerek geliyor. Oynanışa, ekran düzenine ve grafiklere ait
birçok şeyle atasının izinden gideceğini gösteriyor. 3rd person point&click ara
yüzü ile envanter ağırlıklı bulmacalar içeren bir oyun olacak ve kontrolümüzü
tamamen fare ile sağlayacağız.

Oyunun temel yapısının değişmemiş olmasına rağmen ana karakter Brian’ın
görünümünde epey farklılık var. Hawaii’nin sıcakları vurmuş anlaşılan; öncekine
nazaran bronzlaşmış ve daha sert bir yapıya bürünmüş. Ekran görüntülerine dikkat
edilecek olursa ilk oyundaki mantık adamı Brian’dan eser kalmamış; onun yerine
vücudu daha çok göze batan, saçı ve imajı ile çok farklı bir adam çıkmış ortaya.
Nitekim oyunun ilk ekran görüntülerinin yayınlanmasıyla bazı yabancı forumlarda
oyunun fanlarının aralarındaki muhabbetler sunu gösteriyor ki, Brian’ın bu
görünüşü onları da epey bir şaşırtmış. Gerçi, zanlımca bunu yadırgamanın pek de
bir gereği yok. Çünkü ilk oyundaki Brian adalelerine pek ihtiyaç duymuyordu;
karşılaştığı bulmacaları zekâsıyla çözüyordu ve kaslarının gücüne ihtiyacı olan
yerlerde de sahip olduğu görünüm ona fazlasıyla yeterli oluyordu. Bununla
birlikte ruh hali ve saçlarının duruşu da onun bu yeni görünümünü destekliyor;
dolayısıyla ikinci oyundaki Brian’ı ilkinden oldukça öteye taşıyor. Ana
karakterimizin yeni görünümünün, oyunun geçtiği mekânlar dikkate alınacak olursa
gayet normal olduğuna kanaat getirilebilir. Gina’da ise pek bir değişiklik yok;
o “sadece güzel”.

2) Free Your Mind

İlk oyundaki bulmacaların yapısı sizi tatmin ettiyse yaşadınız; ama eğer sırf
onlar yüzünden oyun size hiçbir şey ifade etmediyse yada mantıksızlığından
şikayet ettiyseniz kelimenin tam anlamıyla yandınız! Tıpkı ilk oyunda olduğu
gibi oyun size birçok şeyi çok dolambaçlı yollardan yaptırıyor. Birinci oyundan
aklıma ilk gelen örnek; “Great Escape” bölümünde helikopteri çalmak için yandaki
körkütük sarhoş olan adamın dikkatini çekmememiz ve ona fark ettirmeden işimizi
gerçekleştirmek için birasına uyku ilacı atmamız gerektiğiydi. Sırf bunu
gerçekleştirmek için üç farklı işi arka arkaya gerçekleştirmek ve birden fazla
farklı diyalog yapmamız lazımdı; üstelik o bahsettiğim uyku hapı da elimizdeydi.
Bu işlemi, zaten adam sarhoş olduğu için, bir defada gerçekleştirmek varken
dakikalarca bununla uğraşmak biraz yıldırıcıydı ve zaten o ana kadar piksel
avcılığı yüzünden epey canımız sıkılmıştı. Maalesef ikinci oyunda da buna benzer
bulmacalar bizi bekliyor olacak. E3’te gösterilen demoda yer alan bir tanecik
bulmaca bile bunun en büyük göstergesi. Bulmacaya göre Brian bir kum tepesinin
diğer tarafına orada yer alan iri bir maymun yüzünden geçemiyor ve bulunduğu
yerden çıkması için oyuncak bir köpeğin maymunun yanına gidip havlayarak onu
korkutması ve (çok affedersiniz) üzerine işemesi gerekiyor.

Anlasılan o ki Runaway 2: The Dream of the Turtle beklemeye değer bir oyun
olduğunu gösteriyor. En azından ilk oyunu beğenenler ikincisini iple
çekeceklerdir. Şurası kesin ki bulmaca yapısı dışında oyun gerçekten de sağlam
olacak gibi. Oyun bu yılın sonunda Almanya ve İspanya’da; büyük ihtimalle de
gelecek yılın başında tüm Avrupa’da satışa sunulacak. Eh, çok bir vakit de
kalmamış, değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu