Samsung Galaxy S8
Akıllı telefon pazarının kurucusu her ne kadar Apple gibi gözükse de, Samsung uzun yıllar boyunca Apple’dan daha atik davranmış, yeni teknolojileri kullanıcılarına daha erkenden ulaştırma yolunu seçmişti. Galaxy S serisi ile direkt olarak iPhone’u rakip alan Samsung, Android işletim sisteminin esnekliği ve Pazar payı ile kısa sürede Apple’ın en ciddi rakibi konumuna yerleşti. Özellikle Galaxy S2, S3, S4 ve S7 ile çok başarılı işler çıkaran marka, geçtiğimiz yıl Note 7 ile ne yazık ki tarihinin en büyük krizlerinden biri yaşamıştı. Akıllı cihazın bataryasında yaşanan problem yüzünden oldukça sıkıntılı bir dönem geçiren Samsung, probleme kesin bir çözüm bulamayınca tüm Note 7’leri geri toplamak zorunda kalmıştı.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali Galaxy S8’de hiçbir kusur olmaması için kolları sıvayan Samsung, bir önceki model S7’nin başarısını da koruyarak çok daha yenilikçi ve güzel bir telefon ile karşımıza çıkmak istedi. Galaxy S8’in tanıtımı ile birlikte gözlerimize bayram ettiren Samsung, özellikle ince çerçeveli telefonlardan hoşlanan kullanıcıları tasarımı ile adeta mest etmeyi başardı. Xiaomi’nin Mi Mix ile başlattığı çerçevesiz tasarım trendini mümkün olduğunca kullanıcıya aktarmak isteyen Samsung, Galaxy S8 Plus’ta tamı tamına 6.2 inç büyüklüğünde ve 1440 x 2960 piksel çözünürlüğünde bir ekran kullanılmış.
Tasarım tarafında ilgi çeken durum ise, ekranın kasaya oranının tamı tamına %84 olması. Kenarlarda sıfır, alt ve üst taraflarda ise incecik bir çerçevesi bulunan Samsung Galaxy S8, neredeyse tamamen ekrandan oluşuyor gibi gözüküyor. 529 PPI’lık piksel yoğunluğu bulunan Galaxy S8 Plus, koruma tarafında ise Corning Gorilla Glass 5 ile korunuyor. Bir önceki modele göre çizilmeye ve kırılmaya karşı daha dayanıklı bir yapıda tasarlanan Gorilla Glass 5, S8 gibi oldukça ince bir çerçeveye sahip olan ve kavisli ekranı bulunan bir telefonda olmazsa olmaz bir durum. Ancak yine de telefonu satın alan kullanıcıların, her ihtimale karşı kırılmaz bir cam kaplaması ve koruma kılıfı kullanmalarında fayda var.
Galaxy S8 Plus’ın bir diğer önemli ekran özelliği ise, ekranın “Home” tuşunun 3D Touch ile desteklenmesi. Yani ekran kapalıyken dahi, ekranın alt tarafında bulunan “Home” tuşuna baskı uyguladığımızda ekran uyanıyor ve tuş kilidi ekranını görebiliyorsunuz. Samsung Galaxy S8’in Yüz tanıma ve İris tarayıcı özellikleri sayesinde, 3D Touch’lı “Home” tuşu yardımı ile telefonun kilidini hızlıca açabiliyorsunuz. Ancak karanlık ortamlarda veya Iris tarayıcı kullanırken gözlük takıyorsanız, algılama konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Telefonu parmak iziniz ile açmak istediğinizde ise sizleri çok daha büyük bir sıkıntı bekliyor. Telefonun parmak izi okuyucusu ne yazık ki telefonun arka tarafında ve kamera lensinin hemen sağında bulunuyor. Büyük elleri olan kullanıcıların bile oldukça zorlanacakları bir konumda bulunan parmak izi sensörü, ne yazık ki Samsung Galaxy S8’in en büyük kusurlarından biri. Keşke Samsung parmak izi sensörünü telefonun arkası yerine, “Home” tuşunun altındaki ince çerçeveye yerleştirseydi.
Telefonun tasarımındaki Galaxy S7’ye kıyasla bir diğer belirgin farklılık ise arkadaki kamera lensinin artık çıkıntısız olması. Bu sayede ne elinize değiyor, ne de görüntü bakımından bir kusur oluşturuyor. Kamera lensi ile birlikte hemen lensin yanında bulunan kamera Flash’ı, SpO2 ve Nabız sensörünün de çıkıntıları sıfırlanmış ve çerçeveleri kaldırılmış. Bu sayede daha tok bir görüntü oluşturulmuş. Arkadan bakıldığında da, önden bakıldığındaki kadar şık bir duruş sergilemeyi başaran Galaxy S8+, her ne kadar göreceli olsa da, bize göre yılın şuana kadarki en şık telefonu olmayı başarmış.
Tasarımı bir kenara koyduktan sonra telefonun giriş ve çıkışlarına da değinmek gerek. Öncelikle baştan belirtelim ki telefonun kulaklık çıkışı mevcut. Apple’ın iPhone 7’den sonra kaldırdığı kulaklık girişi modasına Samsung çok şükür ki uymamış ve bizlere kendi kulaklarımızı rahatça kullanmamıza olanak sağlayan kulaklık çıkışı ile birlikte gelmiş. Kulaklık çıkışından bahsetmişken, Samsung’un kutusunda AKG tarafından incelikle ayarlanmış ancak yine da Samsung üretimi olan kulaklıklar çıktığını belirtelim. Ancak hemen söylemem gerekiyor ki, Galaxy S8’in kutusundan çıkan kulaklıklar, hem çok rahat, hem de ses kalitesi bakımından sizleri fazlasıyla memnun edecek seviyede. Ayrıca kulakların ses izolasyonları da çok başarılı, şöyle ki kulaklığı taktığınız anda, neredeyse dış dünya ile bağlantınız tamamen kesiliyor.
Telefonun doğal olarak en önemli çıkış ve girişi, şarj ve data transferi yaptığımız bölüm. Samsung geçtiğimiz yıl diğer markaların yaptığını yapmamış, çok da yaygın olmayan USB Type-C yerine MicroUSB kullanmıştı. Bu bazı kullanıcılar için olumsuz bir durum olsa da, genellikle birçok kullanıcı durumdan memnun kalmıştı. Bu yıl ise Samsung, Galaxy S8 ile birlikte yeni nesil arayüze tam manası ile geçiş yaptı. Galaxy S8 USB Type-C desteği ile birlikte geldi. USB Type-C ile birlikte çok daha hızlı veri transferi de yapabiliyor oldu.
Samsung Galaxy S8, performans tarafında ise kendi geliştirmiş olduğu Exynos 8895 işlemcisinden güç alıyor. 8 çekirdekli olan bu işlemcinin 4 çekirdeği 2.3 GHz hızında çalışırken, diğer 4 çekirdeği düşük güç gerektiren uygulamalar için hazır bulunuyor. Bu çekirdeklerde ise frekans hızı 1.7 GHz’de sınırlandırılmış. Zaten performans bakımından uzun yıllardır hiçbir Android telefonun sıkıntı yaşamadığını göz önüne bulundurduğumuzda, Samsung Galaxy S8’in bir amiral gemisinden beklenen performans çok ama çok rahat bir şekilde verebildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. GPU tarafında Mali’nin G71 MP20 modelinden güç alan Samsung Galaxy S8, Android işletim sistemi için çıkmış olan tüm yüksek grafik kaliteli oyunlarda tam performans vermeyi başarıyor. Kısacası mobil oyuncular da Samsung Galaxy S8’den beklediğini fazlasıyla alacak.
RAM tarafında ise 4GB bellek ile desteklenen Samsung Galaxy S8, Samsung’un kendi optimizasyonları sayesinde hiçbir sıkıntı yaşamadan rahatlıkla çoklu uygulama performansı sunabiliyor. Hafıza tarafında ise 64 GB’lık kendi hafızası bulunan Galaxy S8, microSD kart slotu ile hafızasına 256 GB daha eklememize izin veriyor. MicroSD desteğine sahip olması, Galaxy S8’in albenisini de ciddi anlamda artıran bir etken. Günümüzde 4K videolar yavaş yavaş standart hale gelmeye başlamışken, yüksek hafıza kapasitesi ihtiyacı da doğal olarak artıyor. Samsung Galaxy S8 ise bu durumu rahatlıkla karşılıyor.
Kamera tarafında ise Galaxy S7’ye oranla ciddi bir gelişme söz konusu değil. Hatta donanım bakımından Galaxy S8’in kamera, Galaxy S7 ile tamamen aynı. 12 MP çözünürlüğünde bir kamera ile gelen Galaxy S8’in f/1.7’lik diyafram değeri mevcut. Galaxy S7’den de hatırlayacağımız üzere, az ışıklı ortamlarda oldukça başarılı bir performans sergileyen Galaxy S8, bizden geçer not almayı başarıyor. OIS, yani Optik İmaj Sabitleyici ile de titreşimleri mümkün olduğu kadar egale ediyor ve sarsıntısız bir deneyim sunuyor. Ayrıca Galaxy S8 ile 4K mod’unda video çekerken, aynı anda 9 MP çözünürlüğünde fotoğraflar da çekebiliyorsunuz. Bu da telefonun başarılı özelliklerinden bir tanesi. Ön kamera tarafında ise bizleri 8 MP çözünürlüğünde ve yine ana kamera gibi f/1.7 diyafram aralığında bir Selfie kamerası karşılıyor. Düşük diyafram aralığı sayesinde az ışıklı ortamlarda bile kaliteli selfie’ler çekebilen Galaxy S8, kamera konusunda hem ön hem de arka tarafta bizden geçer not almayı başarıyor.
Sensör ve bağlanabilirlik tarafında da neredeyse mevcut olan tüm sensörlere ev sahipliği yapan Galaxy S8’de, Iris tarayıcısı, parmak izi sensörü, hareket sensörü, jiroskop, yakınlık sensörü, pusula, barometre, nabız sensörü ve SpO2 sensörü bulunuyor. Bu sensörler sayesinde etrafında olup biteni çok rahat bir şekilde algılayabilen Galaxy S8, GLONASS, BDS ve Galileo destekli bir GPS ile birlikte geliyor. Yaptığımız testlerde Galaxy S8, çok ama çok hızlı bir şekilde yer tespiti yapabiliyor.
Tabii ki telefonun en önemli özelliklerinden biri batarya kapasitesi. 3500 mAh boyutunda Li-ion batarya ile birlikte gelen Galaxy S8, Quick Charge 2.0 desteği ile hızlıca kendisini şarj edebiliyor. Qi/PMAA kablosuz şarj standı ile kablosuz bir şekilde de şarj edilebiliyor. Ancak kablosuz şarjın normal şarjdan çok daha yavaş olduğunu da belirtmek gerek. Telefonu tam şarj ettikten sonra, yoğun kullanımda dahi 1 günü rahatlıkla çıkarabilen Galaxy S8, yalnızca iletişim ve mail için kullanıldığında ise iki güne çıkabilir. Kısacası Samsung Galaxy S8 batarya tarafında da bekleneni fazlasıyla verebiliyor.
Uzun lafın kısası, Samsung’un 2017 yılındaki amiral modeli Galaxy S8, günümüzde bir akıllı telefondan beklenen herşeyi kullanıcıya sunmayı başarıyor. Tasarımı ile, performansı ile, kalitesi ile tam manasıyla Premium bir telefon hissiyatı vermeyi başaran Galaxy S8, yüksek fiyatı ile bizlerin gözünü korkutuyor olsa da, en iyisini isteyenler için doğru bir seçim olmayı başarmış.