Oyun İncelemeleri

Scott Pilgrim vs The World: The Game Complete Edition inceleme

Scott Pilgrim vs The World: The Game – Complete Edition, yaklaşık 7 yıllık bir aranın ardından, tekrar oyuncular ile buluşuyor. Yıllardır satın alınamayan oyunun Complete Edition adı altında yayınlanan yeni sürümünü birlikte inceleyelim.

Vegan Güçleri İçin Vegan Beslenmelisiniz

[reklam=496]

Scott Pilgrim vs The World: The Game – Complete Edition, 2010 yılında sinemalara gelen ve aynı isimli çizgi romandan uyarlanan Scott Pilgrim vs The World ile aynı anda yayınlanmış bir beat ’em up oyunu. Scott Pilgrim, kız arkadaşı Ramona Flowers ile birlikte olmaya devam edebilmek için Ramona’nın yedi eski sevgilisi ile yüzleşip, onları yenmek zorunda. 

Oyunun hikayesi çizgi romana, seriyi yakından takip edenleri memnun edecek kadar, sadık. Sırasıyla “Kötü Eski Sevgililer Topluluğu” üyelerini alt ediyor ve aşkımız ile aramızdaki engelleri kaldırıyoruz. Ramona’nın eski sevgilileri birbirinden çok farklı tipler ve her birinin kendisine ait bir teması bulunuyor. İblis hipster kızlar çağıran mistik sevgili, hayvan ürünleri tüketmediği için telekinezi yeteneğine sahip olan vegan, kaykay ustası bir film yıldızı, yarı-ninja bir kız ve robot uzmanları gibi ilginç düşmanlarınız var

Her biri farklı güçlere sahip olan yedi eski sevgili ile gerçekleştirilen savaşta Scott tek başına değil tabi. Müzik grubundan arkadaşları, ev arkadaşı ve kısa bir süre çıktığı ve hala kendisine aşık olan kız, hatta Ramona’nın kendisi bile bu mücadelede Scott’a yardım ediyor. 

Oyunun hikayesi çizgi romana, seriyi yakından takip edenleri memnun edecek kadar, sadık. Sırasıyla “Kötü Eski Sevgililer Topluluğu” üyelerini alt ediyor ve aşkımız ile aramızdaki engelleri kaldırıyoruz. Ramona’nın eski sevgilileri birbirinden çok farklı tipler ve her birinin kendisine ait bir teması bulunuyor. İblis hipster kızlar çağıran mistik sevgili, telekinezi yeteneğine sahip olan vegan, kaykay ustası bir film yıldızı, yarı-ninja bir kız ve robot uzmanları gibi ilginç düşmanlarınız var. 

Hikaye anlatımı fazla derin değil ama derin bir hikaye istiyorsanız yanlış oyun türünü oynuyorsunuz. Eğer eliniz beat ’em up türüne alışkınsa hikaye modu yaklaşık 5 saat sürüyor. Fiyat etiketine göre kabul edilebilir bir süre. 

Eski Sevgililer Sıkıntı Çıkarıyor

Scott Pilgrim vs The World: The Game – Complete Edition, bir dönem oldukça popüler olmuş beat ’em up türünde. Daha önce River City Ransom oynadıysanız, bu oyuna karşı bir yabancılık çekmeyeceksiniz. Seçtiğimiz karakter ile bölümleri geçip, düşmanları mağlup ederek para kazanıyoruz. Bölümler karşılaşacağımız eski sevgilinin temasına uygun oluyor, film yıldızı ile karşılaştığımız bölümün bir film stüdyosunda geçmesi gibi. Bir bölümde ninjalar ile uğraşırken diğer bölümde paparazzilerin fotoğraf makinalarından kaçınmaya çalışıyoruz. 

Yönettiğimiz karakterler hafif saldırı, güçlü saldırı, bloklama ve birkaç özel yeteneğe sahip. Aslında karakter seçimi çok büyük bir değişiklik sunmuyor. Kullandıkları animasyonlar farklı olsa da benzer saldırılar var. Yalnızca özel saldırının türü ve yardıma gelen karakterin sunduğu destek değişiyor. Her karakter hikaye modunda kendi ilerleyişine sahip. Düşmanları yendikçe seviye atlayıp yeni yetenekleri kullanmaya başlayabiliyoruz. Oyunun sonu hangi karakter ile bitirdiğimize göre değişiyor.

Oyun boyunca patakladığımız düşmanlardan düşen paraları topluyoruz, peki bu paralar ne işimize yarayacak? Burada oyunun karakter geliştirme kısmı öne çıkıyor. Topladığımız paralar ile bölüm içerisinde bulunan dükkanlara girip, çeşitli şeyler satın alabiliyoruz. Kitaplar, video kasetler (önce borcumuzu ödemeniz gerekiyor gerçi) çeşitli yiyecekler gibi şeyler, bölüm içerisindeki dükkanlarda bizi bekliyor. Azalan canımızı ve enerji barımızı dolduran yiyecekler ve diğer satın alınabilir eşyalar, aynı zamanda çeşitli geliştirmeler ve tecrübe puanları da veriyor. Burada en çok canımı sıkan kısım, bir şeyi satın almadan ne işe yaradığını görememek oldu. Eskiden de böyleydi ama hazır el atmışken onu yenileseydiniz keşke. 

İlerleyen bölümlerde zorluk artıyor ve düşmanlar karakterimizi yerden yere vuruyor. Bu tür durumlarda eski bölümlere dönüp para toplamak ve karakterimizi geliştirmek zorundayız. Bu grind kısmı biraz can sıkıcı olabiliyor. Hele tecrübe sistemini anlamamış ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız, oyunun zorluğunun aniden tavan yapması çok sinir bozucu bir durum. 

Kötü Eski Sevgililer Topluluğuna Karşı Yalnız Değiliz

Eğer daha önce beat ’em up oynadıysanız, bu türün en keyifli yanının başka insanlar ile birlikte oynamak olduğunu biliyorsunuzdur. Scott Pilgrim vs The World: The Game 4 kişiye kadar birlikte oynama imkanı sunuyor. Complete Edition’ın oyuna eklediği en güzel özellik ise, artık çevrimiçi olarak diğer oyuncular ile birlikte oynayabilmek. Pandemi döneminde bir araya gelemediğimiz arkadaşlarımız ile bu sayede oynayabilme fırsatı, bu oyunun kesinlikle ihtiyaç duyduğu bir özellikti. Online oyun özelliğinin yalnızca ana hikaye modunda geçerli olduğunu, diğer oyun modlarında ise aynı konsol üzerinden oynamak dışında bir seçenek olmadığını belirtmem gerekiyor. İlginç bir tercih.

Ek oyun modları demişken, onlara da kısaca değinelim. Oyunda ana hikayenin haricinde dört farklı mod bulunuyor. Boss Rush, Survival Horror, Battle Royal ve Dodge Ball. Boss Rush, adından da anlayabileceğiniz gibi, kötü eski sevgilileri ne kadar kısa sürede dövebileceğimiz konusunda meydan okuyan bir mod. Survival Horror ise durmaksızın üzerimize gelen zombiler karşısında olabildiğince uzun süre hayatta kalmaya çalışıyoruz. Battle Royal, arenaya çıkan maksimum 4 oyuncunun, son kişi ayakta kalana kadar mücadele etmesi için tasarlanmış. Dodge Ball modunda ise, yakar top oynuyoruz. İster tek başımıza istersek de arkadaşlarımızla girip, sadece yerdeki topu fırlatarak hasar verebildiğimiz bu modda herkes ayakta kalan son oyuncu olmaya çalışıyor.

Oyunun ana hikayesi orta zorluk seviyesinde 5 saate yakın bir sürede bitiyor. Yine de eliniz alışana kadar bolca sopa yiyip başa döneceğinizi düşünerek, bu süreyi biraz daha uzun tutabiliriz. Oynadığınız karakter oyunun gidişatında herhangi bir değişiklik yaratmıyor ama her birinin kendine özel bir bitiş videosu var. Başkalarıyla beraber oynayabileceğimizi de düşünürsek, oyun süresini kabul edilebilir seviyede tutmayı beceriyor. Ama tamamı diğer insanlar ile birlikte oynamak için tasarlanmış ekstra modların neden online desteğe sahip olmadığını anlamak güç. 

Sonuç

2010 yılında yayınlanan Scott Pilgrim vs The World: The Game yalnızca dijital olarak satışa sunulmuştu. 2014 yılında, büyük ihtimalle lisans sorunları sebebiyle, dijital marketlerden kaldırıldığında insanların oyunu yasal olarak oynama şansı da ortadan kalkmıştı. Seriye ilk olarak film ile başlayıp oyun ve çizgi romanlar ile devam eden biri olarak, oyunu yeniden, bu defa Switch üzerinde oynamak çok keyifli bir şey. 

Oyun görsel olarak ufak tefek geliştirmeler almış olsa da, çok büyük bir yenilik yok. Zaten bu bir remaster değil, uzun süredir erişilmez olan bir oyunun tekrar oyuncular ile buluşmasını sağlayan bir paket. Bazı oynanış mekanikleri günümüze göre eski kalıyor olsa da, ilk yayınlandığı yıla göre oldukça başarılı bir oyun. Günümüz ile karşılaştırmaya kalkarsak, Streets of Rage 4 gibi türü yeni nesile uygun hale getirmiş oyunların yanında biraz sönük kalabilir. Oyunun eski bir oyun olduğunu unutmayın yeter.  

Zamanında film ile aynı anda yayınlanmış 10 dolarlık bir oyun olan Scott Pilgrim vs The World: The Game’in, sonradan çıkan DLC paketlerini de barındıran yeni sürümü, fiyatının hakkını kesinlikle veriyor. Neredeyse tüm platformlarda yayınlanan oyun, Switch üzerinde 15 dolar fiyat etiketine sahip. Aslında taşınabilir konsolda oynamak için oldukça uygun bir fiyat ama kur oranını hesaba katarsak, Epic Games Store üzerinde daha uygun fiyata satılan PC sürümünü tercih etmeyi düşünebilirsiniz. 

İçerdiği oyun göndermeleri, zamanımıza göre biraz eski tarz kalmış olsa da keyifli oynanışı ve yeni eklenen online özellikleri ile Scott Pilgrim vs The World: The Game – Complete Edition, türe azıcık ilgi duyan herkesin mutlaka denemesi gereken bir oyun. Oyunun kendisine zamanında 80 ya da 85 arası bir puan verebilirdim ama şimdiki zamana göre düşünüp, puanlamayı da buna göre yaptım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu