Sektörün Türk Mutfağı #1: Sony Türkiye
Oyun sektörünün ne kadar büyük olduğu son verilerde gayet gözler önüne seriliyor. GTA V’in bile 265 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olması ne kadar muazzam bir güç ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. İşte biz de bu sektörün ülkemizdeki durumunu daha iyi anlamak adına yeni bir yazı dizisi oluşturalım dedik.
Açıkçası bu makaleye konu olacak ilk firmayı belirlemek adına pek çok seçenek mevcuttu ancak yeni ekibi ile son dönemde yaptıkları işlere baktığımızda ve heyecanla beklediğimiz Playstation 4’ü düşününce bence Sony Türkiye şu an için güzel bir başlangıç olarak gözüküyor.
Her oyun Türkçe doğar
2011 yılında kendi döneminde de oldukça güzel işler yapan Özgür Kirazcı ve ekibi sürpriz bir şekilde Sony Türkiye’den ayrıldıktan sonra yeni bir ekip bu boşluğu doldurmak için ileriye adım attı.
Murat Gebeceli, Mustafa Yiğit ve daha sonrasında ekibe katılan Sercan Sülün (ve elbette hepsinin adını buraya sığdıramayacağım daha pek çok Sony çalışanı) ile birlikte Sony Türkiye tarafında yepyeni bir döneme geçişin haberi verilmişti.
(Soldan sağa: Mustafa Yiğit, Murat Gebeceli, Sercan Sülün
Not: Temsili resimlerdir.)
Her şeyden önce Sony Türkiye’nin Türk oyun sektörüne en büyük katkısı hiç şüphe yok ki lokalizasyon alanında oldu. Her ne kadar PS3 harici oyunlar da zaman zaman Türkçe olarak karşımıza çıksa da Sony Türkiye bu özelliği adete rutine bağladı. Özgür Kirazcı ile başlayan bu dönem, sektörde bir mihenk taşı olarak algılanmalı. Dolayısı ile gerek basın tarafı, gerek ise oyuncular ardından gelen yeni ekibin neler yapacağını merak ediyordu. Nitekim bir önceki ekip arkasında Türkçe GT5, Türkçe Killzone 3, Türkçe inFamous 2 gibi oyunlar bırakarak gitmişti. Elbette herkesin umudu bu lokalizasyonun aynı şekilde ilerleyeceği yönündeydi… Öyle olmadı, nitekim yeni ekibin ivmesi beklentilerin de üzerine çıktı.
Hemen konu sıcakken yeni ekibin şimdiye kadar Türkçe lokalizasyon yaptığı oyunları sıralayalım:
– Uncharted 3
– Book of Spells
– Sly Cooper (PS3)
– Sly Cooper (PS Vita)
– God of War Ascension
– Epic Mickey 2 (PS Vita) (Altyazı)
– The Last of Us (Altyazı)
– Beyond altyazı
– Killzone Mercenay (PS Vita)
– GT6
Elbette biz oyuncular için bunun önemli olan kısmı seslendirmenin veya çevirinin ne kadar iyi yapıldığı, oyuna ne kadar uyumlu olduğu ve bunun gibi hissiyatlı olaylardır. Oyuncular işlemin maliyetine, süresine, çekilen sıkıntılarına bakmazlar ki haklıdırlar da. Lakin umurlarında olmasa da herkes eleştirirken madalyonun diğer tarafını da düşünmelidir.
(Kazuro Hirai de bu üçlüden çok memnun olduğunu bu şekilde açıklamıştı)
Bildiğiniz gibi ben ve Özgür (Kirazcı değil Yıldız olan, bonus kafa), God of War: Ascension ve Sly Cooper’ın lokalizasyon çalışmalarına misafir olup hem Sony tarafı ile hem de aktörlerle konuşmuş ve sizlere röportajlar ayarlamıştık. Dolayısı ile bizler seslendirme sırasında yapılan sıkıntıları kendi gözlerimiz ile gördük. Burada konunun detaylarına girmeyeceğim ancak bir de bunların üzerine sağlam bir maliyet eklendiğinde God of War: Ascension gibi PS3’ün en çok beklenen oyunlarından bir tanesinin119 TL olması bence fiyat politikası açısından etkileyici bir rakam.
Bunu yanında artık hepiniz fiyat oluşumunda esas kaynağın ne olduğunu biliyorsunuz. Gerek oyun konsolları gerek oyunlar ülkemizde yüksek vergilere maruz kalıyor. İngiltere Parlamentosu “En düşük oyun vergisi bizde” diye övünürken ülkemizde bu vergilerin yüzdelik dilimden ve kur fiyatlarından dolayı nitelikli olarak sürekli olarak artması akıl alır gibi değil ki bu konuda zaten alınacak aklımız da kalmadı fazla.
Eğlenmeyeceksek oyunun ne mantığı var?
Neyse konudan fazla sapmadan Sony Türkiye’nin Türk oyun sektörüne yaptığı diğer katkılar ile devam edelim. Firmanın Murat Gebeceli, Mustafa Yiğit ve Sercan Sülün ile birlikte yaptığı bir ilk de GameFest oldu.
(GameFest 2012: Ondan sonra Sony’i neden seviyorsun oluyor)
2012 yılında Sony Türkiye, PS3 ve o dönemki yeni oyunların odak noktası olduğu bir festival gerçekleştirdi. GameFest adlı bu oyun festivali bu tarz bir etkinlik olarak Türkiye’de ilkti. Evet, daha öncesinde oyun fuarları, etkinlikler, lansmanlar ve gösteriler olmuştu ancak içerisinde yarışmaların, konserlerin ve daha pek çok aktivitenin olduğu video oyun temalı bir “festival” düzenlenmemişti. Merlin’in Kazanı ekibi olarak bizim de katıldığımız festivalin devamını şahsen bekliyorum.
Bunun yanında Sony Türkiye ekibi 2012 yılında lokalizasyon işlemini bir adım ileriye götürerek oyunların da ötesine geçip ara yüz kısmına aktardı ve PS Vita ve PS3 işletim sistemlerine Türkçe destek geldi. Aynı şekilde PS Store’un da dil seçenekleri arasında Türkçe ibaresini görmek mutluluk vericiydi.
Bu sene de ekip hızını kesmeden çalışmalarına devam ediyor. Daha kısa zaman önce oldukça güzel bir PS Vita paketini bizlere sundular. Yalan yok, ben de dahil pek çok insan PS4’ün sunumlarına kadar Vita için çok da hevesli değildik ancak remote kontrol, cross-platform (ki PS3’te de var biliyorum) gibi pek çok özelliğin yanına şimdi bir de PS Vita TV eklenince inanın PS Vita’yı ister oldum.
İşte bu yüzden içerisinde bir tanesi kutulu olmak üzere on adet oyunun dahil olduğu ve yurt dışı fiyatı ile aynı rakama satılan bir paket hazırlanması da ekibin başarıları arasında yer almaktadır.
Kaldı ki bu fiyat politikası her ne kadar demin bahsettiğim “bürokratik” sorunlardan dolayı oldukça zor belirlense de daha Gamescom’dan altı ay önce Sony Türkiye PS Vita ve PS3’ün bundle’sız paketlerini oldukça mantıklı fiyatlara çekmişti.Son aldığım bilgiye göre ise merakla beklenen Playstation 4 Türkiye lansmanında da Türkçe oyun bulunacakmış. Henüz isim belli değil ancak mükemmel bir başlangıç diyebiliriz.
Madalyonu ters takalım
Şimdi bir okuyucu gözü ile şu ana kadar yazdıklarımı gözden geçirdiğimde sizlerin aklındaki ilk fikri DANK!!! diye görebiliyorum ama hayır Etiler’deki tripleks villamı farklı bir “kaynak” sayesinde aldım. Sony Türkiye beni sadece her yaz 2 aylığına sıfır masraf ile Ibiza’ya tatile gönderir. (Ne, güzel mi? Bilmem, eh işte. Eğleniyoruz yani)
İşin şakası bir yana bu zamana kadar yazdıklarım firmanın gerek eski gerek yeni ekibinin başarılarını sıralamaktan öte bir şey değildi. Araya kendi yorumlarımı kattığım doğrudur ki bir makalenin de amacı budur zaten. Elbette bu dünyada kimse bütün herkesin hoşuna giden veya kabul göreceği işler yapamaz ancak önemli olan karşı tarafın gösterdiği çaba ve niyettir.
Son zamanları en büyük tartışma konusu Playstation 4 oyunları. Türk oyuncusu olarak ne kadar ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuzun ben de farkındayım, lakin doların bile 2 lirayı geçtiği, avronun kuş misali uzaklarda göründüğü ülkemizde maalesef bu fiyatlar beklenmedik şeyler değildi.
(Bu arada evimi de bir görün istedim. İşte bu yüzden oyunlar hep 80-90 alıyor)
Sonuç olarak yazımızın konsepti itibari ile konumuz, ele aldığımız firmaların bu zamana kadar yaptıkları iyi işleri ve daha önemlisi Türk oyun sektörüne neler kattığını sizlere anlatmak. Problemleri ve kötü yanları? Elbette değineceğiz onlara da fakat Buda misali zaman zaman aksaklıkları görmezden gelip iyi şeylere odaklanırsak daha mutlu olacağımız garantidir.
İkinci bölümde görüşmek üzere.