Sizinkiler

Sessiz katliam

“Yazı için Yusuf Tansu Büyüktalaş’a teşekkür ederiz.”

Sessiz katliam



…Şimdi sıra haberlerde.Bugün saat sabah 06:40 sıralarında Lumberwood ormanındaki Sentifect ailesinden Hunk Sentifect’in inşa ettirdiği kale bir patlama sonucu alevlere esir düşerek yok oldu.Olayda Hunk Sentifect,Ress Giovanni ve kimliği belirsiz bir kişi hayatını kaybetti.Sentifect ve Giovanni ailesi şimdilik basına bir açıklama yapmak istemiyor……

Yeryüzünde yaşamak gerçekten zorlaşmıştı.Sokaklarda adım atacak yer kalmamıştı…Neydi peki bunun sebebi ? Aslında her şey sıradandı.4 katil…
4 seri katil…Hepsinin yaşayışları, geçmişleri ve tarzları farklı ama hepsini tek noktada birleştiren en büyük özellikleri ÖLDÜRMEK di.Peki kimdi bu insanlar ?…

Hunk Sentifect…Şehirdeki en soylu iki aileden biri Sentifectler..ve onların biricik oğulları Hunk.Hunk küçüklüğünde sahipsiz bir sokak çocuğuydu.Gerçek ailesi onu doğar doğmaz sokağa terk etmiş ve kayıplara karışmıştı.Bir ayakkabı tamircisinin yanında büyüdü 6 yaşına geldiğinde sokaklarda koşturmaya başladı.Bir adı yoktu onun.Ayakkabı tamircisi ona Hunk demişti.(Güçlü Yenilmez).Adı Hunk kalmıştı.7 yaşında ona bakan ayakkabı tamircisi hayatını kaybedince sokaklarda yaşamaya başladı.Birçok insan ona kötü davrandı.Oda bu yaşlarda yaşıtlarından hıncını aldı.Bir gece Hunk açlıktan ölmek üzereyken Çocuk Esirgeme kurumu tarafından bulundu ve bünyesine alındı.Sentifect ailesinin çocuğu olmuyordu.Tıbbın tüm imkanlarından yararlanmalarına rağmen. En sonunda evlat edinme fikrinde hem fikir oldu Sentifect çifti ve Hunkı evlat edindiler.Kendisi kolejlerde ve özel üniversitelerde okudu.Sonunda babasının inşaat şirketine ortak oldu.Ayrıca yapı mühendisi ve mimardır kendisi.


  
Ress Giovanni..yada Sir.Maniac en kısa hali Ortak…Ress şehrin diğer sosyete ailesi olan Giovannilerin tek oğlu.Ress bilgisayar mühendisi ve teknoloji uzmanıdır.Kendisini bilgisayarına adamıştır.Arşivinde birçok kanlı oyun ve film görülebilir.Ayrıca akli dengesi yerinde değildir sürekli insan öldürmek istemektedir.



Resident Hill…diğer adıyla Hunkın ona hitap ediş şekli; MR.HILL…Gerçek adı bilinmiyor fakat bu isimle tanınıyor.21.yüzyılın yetiştirdiği en soğuk kanlı, en korkunç, en vahşi ve yakalanılması en güç seri katillerden.Öldürmek onun için artık gündelik hayatta yapması gereken bir alışkanlık haline gelmiş.Mr.Hill genelde kurbanlarını canlı haldeyken doğramayı seven bir katil.



Zombiwan…Resident Hill’ın ona hitap ediş şekliyle kısaca Zom..Zombiwan çok değişik bir insan.Kendisi katil değil ama yüzyılın en deli ve en psikopat insanı.Tek başına yaşamayı ve tek başına çalışmayı sever.Kendisinden başka kimseyi düşünmez.



ÖLÜM KALESİ…Ölüm kalesi Ress ve Hunkın tanışmasıyla ortaya çıktı.Şehrin dışında kalan Lumberwood ormanına inşa edildi.Mimarlığında ve mühendisliğinde Hunk çok emek sarfetti.Ress ise bu kaleyi çağın teknolojisiyle donattı.Kale, 40 odaya sahip.Labirent koridorları ve iki kontrol odasıda cabası…Kontrol odalarından bir tanesi göz önünde dururken tüm kaleyi kontrol eden bir kontrol odası daha vardı.Bu Ress’in fikriydi.Burası gizli bir bölmeydi.Ayrıca bodrum katında kurbanları ortadan kaldırmak için değişik bir öğütme makinesi de mevcuttu.Ayrıca kalenin en üst katında Hunk’ın özel bir odası vardı.Burda Ress ve Hunk’ın servetleride korunuyordu.Orta katta kalenin ortasında kalan bir ambar odası vardı.Burda her türlü ateşli silah,el bombası kısaca küçük bir savaş çıkarmaya yeticek kadar tehcizat vardı.Ambarın bir ucunda spot ışıklarıyla aydınlatılan iki camekan vardı.Bunların bir tanesinin içinde iki tane çapraz şeklinde konulmuş uzun demir ler vardı.Bunların bir tanesi sivri uçlu diğeri ise düz uçluydu.Öteki camekanda ise gümüş saplı bir orak vardı.Bunlar Hunk’ın ve Ress’in özel silahlarıydı.Kalenin sağlam görünümü en yukardaki resimde mevcut.Diğeri ise patlamadan sonraki harap hali… Kapıları kilitle bir daha dönmeyeceğiz

Hunk paltosunu giydi..Azıcık yürüdü ve arkasından gelen Ress’e seslendi;
-Ress..kapıları kitle..bir daha buraya dönmek istemiyorum..
-Tamam Hunky..
Ress kapıları sıkıca kapatır.Önce kapıda bulunan şifreyi girer ve otomatik olarak kapılar iç taraftan kapanır.İkiside biraz ilerde olan Ress’in lüks arabasına doğru yürür.Ress kapıları açar ve arabaya binerler.Hava çok serindir.Arabanın içide titretcek cinsten soğuktur.Kontağı çevirir Ress ve ıssız Lumberwood’dan yola koyulurlar.Güneş daha yeni doğmaktadır.Hunk’ın gömleği kan içindedir.Ress;
-Ne oldu Hunk sana böyle ? Birden neden vaz geçtin..
-Bilmiyorum Ress…artık daha fazla kan görmek istemiyorum..burda bırakalım
-Kimdi bugünkü ?
-Alicia mı ?…Sadece bir kafeteryada çalışan garson kız…Ress..gerçekten bir
günahı yoktu onun…
-Neden yaptın peki ?
-İşte bunu hiç bilmiyorum…İnsanlardan intikam almak istiyorum çocukluğumda
yaşadıklarım gerçekten kötüydü..Şimdi sadece hıncımı alıyorum ve bu sefer
bitti..
-Ne yani kan yokmu artık ? Bende evimdeki oyunlarıma ve filmlerime dönerim..Hahaha…
-Haklısın bende denemeliyim..hahaha..

İkiside arabada gülüştürler..Ve güneşin doğduğu taraftaki yolda gözden kayboldular.İki seri katil ve iki sıkı dost…Öldürmek onlar için o kadar sıradandı ki, zavallı Alica kalede Hunk’ın demir darbeleriyle çok acı bir şekilde can vermişti. Bodrumdaki mahzende de bozulmuş bir yemek gibi öğütüldü.Zavallı Alica…bedeni toprak görmeyecekti.Bu durumdan 30 dakika geçmemişti ki kahramanlarımız bu kadar normal konuşup bu denli hiçbir şey olmamış gibi gülebiliyorlardı.Onlar gerçekten hastaydı… Gerçekten bitmişmiydi…belki..ama seneler sonra…her şey tekrar başlıyordu…

Esrarengiz internet katilleri

Yeni bir mesajınız var…Gönderen:Resident Hilll;
‘’İyi geceler Sally..Sanırım ikimizde aynı oyunlardan hoşlanıyoruz.Benimle
buluşmak ister misin ?….

Sally göz kapaklarını güçlükle açabildi.Çok üşüyordu..Etrafını ancak bulanık görebiliyordu ve ayrıca çok kötü midesi bulanıyordu.Elleri arkadan bağlıydı ve ayaklarıda bağlıydı.Biraz yere doğru kafasını eğdi ve kustu.Şimdi görüntü biraz daha netleşti.Tepesinde bir ışık vardı ve ahır gibi bir yerdeydi. Karşıdaki kapı açıldı ve içeri elinde testere olan yüzünde kocaman bir çizik izi olan bir adam girdi.Sally;
-Si..Si..Siz ki..kimsiniz ?
-Ahh Sally..Bu kadar korkup, kekelicek ne var ? Sonuçta oynadığın oyunlar da
sıkça öldün.Şimdi korkma…bugün bir deneyimin olacak…ne mi ? ölmek…
Daha sonra kapıdan Zombiwan girer..Zom;
-Ne..? bayan korktu galiba ?
-Evet Zom..çok korktu hemde…
Sally;
-Bi..bi..bir dakika..Sizin adınız ne ?
-Benim mi ? Ben Resident Hill..bu ise Zombiwan…
-Sen internette tanıştığım adamsın..neden bunları bana yapıyorsun
neden!?..ağlamaya başlar..-Seneler önce benimde sevdiğim bir insanı bu şekilde katlettiler.O yüzden sıra
bende…Zom..hadi göster kendini..
Zom levyesini eline alır ve Sally’nin üzerine yürür.Levyesinin arka tarafıyla Sally’nin suratına vurmaya başlar.Sally bağırıyordur. Resident Hill ise onları izleyerek gülümsüyordur.Zom durur ve;
-Benden bu kadar..
-Hey hey..! neden durdun güzeldi devam et !
-BEN KATİL DEĞİLİM ! BEN İNSAN ÖLDÜRMEM…ÖLDÜREN SENSİN..SADECE ALMAK İSTEDİĞİMİ
ALDIM O KADAR !
-Çekil kenara bu işi hiç beceremedin zaten !..der ve Zom’u kenara ittirir.
Resident Hill testeresini havaya kaldırır ve ani bir hareketle indirir.Ahırdan çığlıklar yükselmektedir.Çok acı çığlıklar…Birkaç saniye sonrada sesler kesilir.Çünkü Sally artık vahşice can vermiştir.
-İşte ben bunu seviyorum..izlemeyi..der Zom
-Oda güzel ama denesen iyi olacak..der Resident Hill ve ikisi ahırdan ayrılırlar.Dışarda duran kamyonetlerine binerler ve ordan hızlıca uzaklaşırlar.

Herşey yeniden başlıyor

Hunk’ın ve Ress’in olaylarından sonra aradan seneler geçmiştir.İkiside normal hayatlarını sürdürmektedir.Ama hayatları tekrar cehenneme dönücek ve tekrar öldürmeye başlayacaklardır.Hunk,Ress,Resident Hill ve Zombiwan aynı internet sitesinin forumlarında yazışmaktadırlar.Fakat forumlarda garip olaylar olur.Üyelerin birden yok olması.Ölüm haberlerinin televizyonlarda yayınlanmadan önce Resident Hill denen üyeden öğrenmeleri Hunk’ı birazcık tedirgin etmiştir.Aslında Resident Hill açıkca belli etmiştir kendisini ama bunu birtek Hunk anlayabilmiştir.Çünkü Hunk’da onun gibi cani ve vahşi bir katildir.Hunk, Resident Hill adlı üyeye mesaj yollar ve onunla görüşmek istediğini söyler.Bu da Resident Hill in hoşuna gider çünkü siteden yeni kurbanlar aramaktadır…

Bir gece Ress kulağında kulaklığıyla en vahşi oyununu oynarken ve bilgisayar başında kendinden geçerken telefonu çalar.Arıyan Hunk’dır;
-Evveet Hunk…söyle bakalım çatışmanın en ortasında beni rahatsız etmenin sebebi
nedir ?
-Ress…kaleye git ve orayı hazırla..yaklaşık 1 saat sonra ordayım..Operatör
koltuğuna geç ve beni bekle..Bu gece çok eğlenicez..
-İşte busun bebeğim..beni gerçekten mutlu ettin ! Hemmmeeen yola koyuluyorum
kalede görüşürüz.Kendine dikkat et..
-Sende…der ve telefonu kapatır.

Ress hemen arabasına atlar ve Lumberwood’un yolunu tutar. Kalenin şifresini girer ve kapılar otomatik olarak açılır.İçeri girmesiyle direk sensörlerden dolayı ışıklar yanar ve Cedars-For your infromation şarkısı çalmaya başlar.Bu onun programladığı bir şeydir çünkü Kaleye her zaman Hunk’dan önce gelir ve bu şarkıyla kaleyi açmak onun çok hoşuna gider.Dans ede ede kontrol odasına gidip bütün şalterleri açar.Kalenin bütün ışıkları birden yanar.Kendi operatör odasına geçer ve kameraları kontrol eder.Herşey yerli yerindedir.Sonra operatör
masasındaki aletlerine bakar..;
-Bebeklerim benim hepinizi özledim..der adeta anne şefkati gösterir.
Kalenin kapısındaki kameradan, uzaktan araba farları gözükür;
-İşte geldiler..hehehehe..diğe acı bir kahkaha atar.Araba kapıya yanaşır ve bu gerçekten Hunk’ın arabasıdır.Hunk arabadan iner ve kapıya gelir.Kapıdaki megafondan seslenir Ress;
-İyi geceler efendim ne isterdiniz ?..
Hunk megafonun üstündeki kameraya el sallar;
-Hadi Ress aç şu kapıyı..
-He he he…tamam işte geliyoorrr…
Kapılar açılır ve Hunk içeri girer.Kenarda duran tekerlekli sandalyeyi alır ve dışarı çıkar.Arabadan eli kolu bağlı bir adam indirir.ve tekerlekli sandalyeye oturtur.Ress;
-İşte adamımız bu hihihihi…diye canice güler…
Hunk tekerlekli sandalyeyi sürmeye başlar.Kaleden içeri girer ve kapılar kapanır.Kurbanı bu sefer Resident Hill’dir.Fakat onun sadece çaylak bir psikopat olduğunu zanneder.Ama Resident ilk fırsatta onun gırtlağını kesebilecek kabileyete sahiptir.Hunk bundan habersiz bir şekilde kaleyi gezdirir.
-İşte bayım..burası benim ölüm kalem…Nasıl ? Hoşlandınız mı ? Burada bir çok can
verildi.Çok kan aktı çok…Ben insanlardan geçmişimin hıncını alıyorum.Şey bu arada adınız neydi bayım ?..
Ağzı bantlıdır ve ne dediği anlaşılmaz;
-Oh pardon bayım..der ve ağzındaki bantı hızlı bir şekilde çeker..;
-Resident Hill pislik..RESİDENT…ıhhg..HİLLL….
-Demek gerçek adını söylemiyceksin…Önemli değil…nerde kalmıştık Mr..Hill…
ve devam eder..
-Ben bu olayı seneler önce bitirmiştim Mr.Hill..fakat sizin davranışlarınız yine
beni tetikledi biliyormusunuz?.Katilsiniz..bunu biliyorum…bu deneyim benim için farklı olucak..bir katil, bir katili katletcek…oh..bu arada ortağıma el sallayın lütfen..
O sırada bir kameranın yanından geçmektedirler.İkiside kameraya bakar ve Ress;
-Hunk…seni manyak..bebeğim işte busun sen he he he he..diye güler Ress. Ve devam ederler…İkiside ambar kapısının önüne gelirler.Kapılar otomatik olarak açılır ve Hunk devam eder;
-İşte burası Mr.Hill…benim oyuncaklarımın odası.Onlar burada yata dursunlar ama benim en sevdiklerim işte orda…der..Hill’i orda bırakır ve camekanın yanına gider.Düğmeye basar ve buharlarla camekan havaya doğru açılır..İçinden iki tane demir çıkar.İki elinede alır Hunk.Işığa doğru tutar ve sivri uçlu olanının ışıkta parladığı görülür;
-Neyse Mr.Hill hadi bitirelim bu işi..der ve Mr.Hill ‘ i tekrar sürmeye başlar.Bir odaya gelirler.Oda gerçekten çok pis kokmaktadır.Yerlerde kurumuş kan lekeleri, duvarlarda kanlı el izleri,yerde sürüklenmiş olan kurbanların
izleri,oda ciddi anlamda leş kokmaktadır.Etrafı biraz aydınlatan beyaz flörasan ışıklar kapanır ve tepede tam odanın ortasını aydınlatacak biçimdeki spotlar yanar.Hunk, Resident Hill’i odanın ortasına getirir ve azındaki bantı tekrar ani bir hareketle çıkartır.Hunk, önce ceketini çıkartır ve yere atar..Sonra kravatını çıkartır daha uzak bir yere fırlatır.Bu sırada Hill’in etrafında dönmektedir.Gömleğinin üst düğmesini açar ve kollarını dirseklerine kadar
kıvırır.Yerden demirlerini alır ve..;
-Mr.Hill..bir hikayeniz varmı..benimle paylaşmak istermisiniz…
-Elbette seni zübbe…herkesin bir hikayesi var..ama seninki kadar olamaz…Sen
anlatmak istermisin ? Annen kötü yola mı düştü ?!
Demirle tam karnına çok sert bir şekilde vurur.Hill öksürmeye başlar..;
-Size ciddi bir soru sordum Mr.Hill ve beni gerçekten hasta ediyorsunuz şimdi
tekrarlıyorum…Bir ! Hikayeniz ! VARMI !?
-Ha ha ha ha ha…sen gerçekten hastasın..ha ha ha..! bunu sevdim..hadi devam et
eğlendir beni..ama şunu iyi bil..LANET OLASI SANDALYEDEN KURTULDUĞUMDA KAFANI
GÖVDENDEN AYIRCAM SENİ ZENGİN ZÜBBE !Önce karnına tekrar bir demir darbesi gelir sonra suratına..Ardından sivri uçlu demirini bacağına saplar ve tekrar suratına bir demir darbesi daha gelir..Ama Hill acı çekmez..Diğer demiriyle Hill’in öne eğilmiş kafasını çenesinin altına dayayıp yavaşça kaldırır.Kendisine bakmasını sağlar…;
-Mr.Hill…cıks cıks cıks…Eğer huyuma giderseniz daha hızlı ve acısız bir ölüm olabilir ama bakın..size tekrar ediyorum ! beni sinirlendirdikçe ! daha yavaş öleceksin !…der ve ayağını göğsüne bastırarak onu arkaya ittirir.Tekerlekli
sandalye arka tarafa devrilmiştir ve Hill yerdedir…;
-Az sonra yine gelicem Mr.Hill..sizin için..der ve arkasını dönüp kapıya yönelir..tam kapıyı açacakken;
-LANET !…SEN BİTTİN ZÜBBE ! SEN BİTTİN !…O SİTEDE ÜYELİĞİ OLAN HER OYUN
MANYAĞI GEBERİCEK ! BUNDAN SENELER ÖNCE O SİTEDEN !…SİZ OYUN MANYAKLARI !..EN
SEVDİĞİM KIZ KARDEŞİMİ ÖLDÜRDÜNÜZ..! SIRA BENDE…SIRA BENDE…HEY ZÜBBE BANA BAK
SURATINI GÖSTER…HEEEYY HUCUBEEEEEE !
İşte Hill bu şekilde haykırır…Öldürme sebebi budur…en sevdiği kız kardeşi o sitenin üyeleri tarafından vahşice öldürülmüştür…Oyunlar..ve arkasındaki yatan gizli mesajlar…kendisini kaybeden oyuncular bu denli olaylara karışmışlardır.Hunk bir an durur.Hikayesi onun ilgisini çeker ama kapıyı açıp gider…Koridorlarda biraz yürür.Demirler hala elindedir.Ress’in yanına gelir..Ress;
-Neden bu kadar uzun sürdü..Ayrıca adam hala yaşıyor..henüz ilgi çekici bir hareketini göremedim Hunk..Oraya gidip bu işi düzeltmemi istermisin ?
-Hayır hayır Ress..onunla bizzat ben ilgilenicem..der.. Fakat bilmedikleri bir şey vardır.Onun ortağı Zombiwan onları yol boyunca izler ve kaleye varır.Birşeylerin ters gittiğini hemen anlar ve kaleye girmek ister ama kalenin kapılarının elektronik bir sisteme bağlı olduğunu ve kameraların olduğunu görür.200 metre kadar ilerde bir trafo farkeder.Hemen oraya gider;
-Ress, ben adamımızın yanına gidiyorum..iyi izle bu işi bitiricem…
-Haaahahahahaaa işte Hunk adamım…sen geri geldin gözlerindeki sadistliği görebiliyorum..seni zevkle izleyeceğim…der ve Hunk kapıyı açıp tekrar kalenin koridorlarında yürümeye başlar.O sırada Zom trafonun yanına gelir.Şalter hatlarına levyesini takar ve bütün kuvvetiyle çeker.Elektrikler aniden kesilir ve elinde bezele sarılı bir şeyle kapıya doğru hızlıca koşar.Fakat kalenin jeneratörü vardır ve elektrikler kesildikten 5 dakika sonra devreye giriyordur.Zom bu 5 dakikada hem kaleye girmesi hemde Hill’i bulup kurtarması gerekmektedir.Zom kalenin kapısını şöyle bir ittirir ama zor olmaz çünkü kendiliğinden açılır kapı.İçeri girer ve tekrar kapatır.Fenerini yakar ve
koşturmaya başlar.Elektrikler kesilince kale kapısının tüm mekanizması açılmıştır.Bu yüzden kolayca girebilmiştir içeri.Ress;
-Heyy..lanet olsun ne oldu böyle…KAHRETSİN !…elektrikler..elektrikler gitti galiba…jeneratör…o hayır hala güç topluyor…lanet olası açıl !..
Ress devamlı Jeneratör düğmesine basmaktadır ama 5 dakikada gücünü toplayan bir
jeneratördür…;
-Lanet şey senin düğmene basınca açılman lazım bana karşı gelemezsin sen açıl !
AÇIL ! AÇIL AÇILL ! AHHHHGHH AÇILLL !!!!…ve jeneratör açılır…
Kaleye elektrikler tekrar gelir.Monitörlerde kameraların görüntüleri tekrar belirir.Fakat odaların hiçbirisinde Hill yoktur..Tekerlekli sandalyede kimse yoktur ve ayrıca Hunk da ortada değildir.Bütün koridorların kamerasına tüm oda kameralarına bakar ama kimseyi göremez;
-Hunk…onun için endişelenir ve deliye döner.Hemen odasından çıkıp ambara doğru koşar koridorlarda.Ambarın kapısından içeri girer ve kendi camekanının önüne gelir düğmeye basar.Camlar buharlarla açılır.O sırada yeleğini ve kırmızı papyonunu çözer atar…Gömleğinin birkaç düğmesini açar ve kollarını sıyırır.Camekanın içindeki gümüş Orağını eline alır;
-Gelin bakalım…bu kale benim kalem..benim oyuncaklarımla donatıldı…benim evimde benim kurallarımla oynayacaksınız !…Ress çılgına dönmüştür..kalenin genelde heryerinde olan acil durum padlerine parmak izini okutur ve tuş koruması kalkar.4 haneli bir kod girer ve kalede alarmlar ötmeye başlar…O sırada Zom ve Hill kaçmaktadırlar ve birden dururlar;
-Neler oluyor burada bu sirende ne ?..diye sorar Zom…
-Bilmiyorum ama herneyse kötü bir ses…der Hill
Birden kalenin bütün camlarının önüne demir barikatlar çekilir.Tüm çıkış kapılarına önce demir barikat çekilir sonra demir parmaklıklar çıkar.Yani o kaleden kurtuluş yoktur artık…;
-Al bakalım burada uzunca kalacaz..senin için ! der ve Hill e beze sardığı şeyi fırlatır Zom..Bunu açar Hill ve içindekinin testere olduğunu görür;
-İşte bu iyi oldu…bu işi bitirelim hadi..der Hill ve tekrar kalenin koridorlarında koşturmaya başlarlar.
O sırada Ress ise kalede onları aramaktadır.Peki Hunk nerdedir ?

Ölüm labirenti

Zom ve Hill kalenin labirent koridorlarında yollarını aramaktadırlar.Koşturma tekrar başlamıştır.Ambar kapısının önünden geçerken Hill durur;
-Zom burada silahlar var..ama içine nasıl girebiliriz..
-Bana bırak..der Zom ve levyesini iki kapının arasına takar ve çeker.Elektronik kapı kendiliğinden açılır.İçeri girerler ve Zom eline yerde gördüğü bavulu alır ve içine silahları koymaya başlar.Tekrar ikisi dışarı çıkar ve labirent
koridorlarda koşuşturmaca devam eder..İkili ahşap bir kapının önünde dururlar ve içeri girerler.İçersi çok gariptir çünkü kalenin diğer bütün odalarından farklıdır.Burası kocaman bir salondur bir malikaneyi andırırcasına etrafta deri mobilyalar, halılar, tablolar vardır.Salonun iki ucunda şömineler ve üstlerinde Hunk ile Ress in resimleri vardır.Zom;
-Kahretsin !
-Ne oldu !?
-Bunlar Hunk ile Ress…
-Yani ne olmuş kimki onlar !?
-Hunk Sentifect ve Ress Giovanni…Sentifectlerin ve Giovannilerin
oğulları…Bunların bir kılına zarar gelirse en uzun ve acı dolu hapis hayatımız
başlar…
-Umurumda değil benim kaybedecek birşeyim yok ! diye bağırdıktan sonra salonun yukarsında bulunan karanlık balkondan bir şey gelir ve Hill’in arkadan omuzuna saplanır.Acı içinde yere yığılır Hill..Bu Hunk’ın diğer elinde taşıdığı sivri uçlu demiridir;
-Mr.Hill !!!…kaybedecek birşeyinizin olmaması ne kadar kötü..yani..yanlızsınız..ilk başta sizi küçümsedim ve hata ettim.Oracıkta işinizi bitirmem lazımdı ama şimdide birşey değişmicek zaten.DEĞİLMİ MR….HİLL !!!..diye kükrer Hunk.
-ZOM !! git burdan !! Kalede birisi daha var onu bul ve hallet !! BU ZENGİN ZÜPPEYLE BEN İLGİLENİCEM !!..der Hill.. ve Zom kapıyı açıp koşarak gider.Hunk yüzünü karanlıktan aydınlığa doğru yavaşça çekerek gösterir.Ve balkondan aşağıya atlar.Hill omuzundaki demiri çıkartır ve bir köşeye fırlatır.Testeresini iki eliyle kavrar ve Hunk’a doğru koşmaya başlar.Hunk da elindeki tek demirle ona koşar.Tam Hill testereyle ona vuracakken Hunk elindeki demirle testereye vurup Hill’in yanından hızlıca geçer ve yerdeki diğer demirini alır;
-Mr.Hill…malesef ölmeye hazırlanın…daha fazla uzatmıcam çünkü..
-Gel o zaman zengin zübbe..gel !Zom kapıdan çıktıktan sonra tekrar labirent koridorlara geri döner.Bir sağa sonra sola…Yine dümdüz koşar..Fakat kaleyi bilmemektedir nereye gittiğini oda bilmiyordur.Biraz daha bu şekilde devam ettikten sonra karşısına bir merdiven çıkar.Üst kata doğru çıkan bir merdiven.Merdivenlerden devam eder ve yine dolanmaya başlar.Dolanmak yeterince onun canını sıkmıştır.Tekrar ahşap bir kapıya gelir.Levyesini kullanarak kapıyı açar.Ofis gibi biryerdedir.Burası Hunk’ın özel odasıdır.Biraz etrafı karıştırır.Odanın iki ucunda birisi yeşil diğeride kırmızı iki göz tablosu görür.Fakat bunlar tam anlamıyla birbirine bakmamaktadır.Biraz daha dikkat ettiğinde göz tablolarındaki irislerden hafif bir ışığın çıktığını farkeder.Kırmızı göz tablosunu oynatamaz ama yeşil göz tablosunu hareket ettirir ve iki tablo birbirine bakınca bir mekanizmanın çalıştığını görür.Odadaki kitaplıklar yana doğru açılır ve içerden sarı bir ışık suratına vurur;
-Lanet olsun…işte yakaladım seni..diye şaşkın bir biçimde sayıklar Zom.Çünkü Ress’in ve Hunk’ın mal varlığına erişmiştir.İçeri girer ve etraftaki külçe altınlara ve para tomarlarına bakar.Omuzundaki çantayı yere atar ve içindeki tüm silahları çıkartır.Alabildiği kadar külçe altın alır ve çantaya koyar.Çanta ağzına kadar dolmuştur fakat birazda içine para sıkıştırır.Daha sonra ceplerine doldurur bu tomarları.Daha sonra duvarda özel bir şekilde duran siyah bir kese dikkatini çeker.Eline alır ve inceler.İçini açtığında daha büyük bir dehşete kapılır.Bunlar elmastır..;
-İşte Meryem Ana’ya sevgililer günü hediyem…diye sayıklar yine…Ayakkabısındaki bağcığı çıkartır ve keseye bağladıktan sonra boynuna sıkı sıkı bağlar.Daha sonra kapıyı çekip çıkar odadan.

Kalenin salonunda ise Hill ile Hunk hala kapışmaktadır.Hill’in iki ağır yarası olmasına rağmen iyi dayanmaktadır.Hill;
-Tüm bildiklerin bumu zengin zübbe..ıghh…
-Kanıyorsun Mr.Hill artık vazgeç sen artık bir öl…..derken birden Hill
elindeki testeresini savurur ve Hunk’ı göğsünden yaralar.Hunk birden kenara
çekilir ve;
-Eveeet…Mr….HİLL…buraya kadar artık bu oyunu bitirmenin zamanı geldi !…diye bağırdıktan sonra diğer demiriyle önce Hill’in suratına ve sonra bacaklarına çok sağlam darbelerle onu yere düşürür.Sonra onu ayağa kaldırır.Hill
çok kan kaybettiği için artık pek gücü kalmamıştır.Karşı koyamıyordur…Yine ona vurmaya devam eder ve Hill duvara yapışır.Artık ayakta durması çok güçtür elindeki testeresi yere düşer.Hunk yanına gelir;
-Mr.Hill size söylemiştim..Bu gece oyunumuz uzun sürdü ama güzeldi..Ne yazık ki…Mr…Hill..Her güzel şeyin..Bir sonu vardır……İyi geceler..Mr….HİLL…diye tısladıktan sonra elindeki sivri uçlu demirini Hill’in karnına saplar.Hill’in
ağzından kanlar boşalır.Birşey söylemeye çalışır ama çok güçsüzdür artık..Hunk;
-Efendim..birşeymi demek istiyorsun..Duyamıyorum seni..
-Diyorumk…ki…S..Sss.Sana da..İ..İYİ ! GECELER !…..

DAN !…..DAN !….DAN !!!……Ambardan aldığı silahla Hunk’ı vurmuştur..Hunk iki adım geri attıkdan sonra karnından aldığı 3 mermi yüzünden yere yığılır.Hill ona bakar ve;
-:)….(Gülümser)..oda yavaşça kanlar içinde yere yığılır ve artık ölmüştür.Hunk ise yerden cebinden databank benzeri bir cihaz çıkartır ve tuşlarına basar.Bir şifre girer ve;-Bu kaleden..kimse..sağ çıkamayacak..dedikten sonra oda ölür.Ve elindeki cihaz yere düşer ekranında ise 9:57:40 diye rakamlardan oluşan bir geri sayım vardır.Bu, kalede her katta önemli noktalara yerleştirilen çok acil durumlarda herşeyi yok etmek için planlanan ve kalenin tamamen yerle bir olmasını sağlıcak olan bombaların geri sayımıdır.10 dakika sonra herşey yerle bir olacaktır…

2 dakika sonra Ress koşarak salonun kapısından içeri girer ve Hill’i görür;
-Ouuww adamımızın işi bitmiş hehehehe..
Biraz ilerler ve yerde Hunk’ı görür;
-Ooo lanet olsun ! Hunk !?..HUNK !!???..KAHRETSİN ÖLMÜŞ…hey buda ne ? o hayır olamaz ! Yok etme sistemi devrede…santral odama gidip iptal etmem lazım hemen…der ve koşarak çıkar.Üst kata çıkar ve koridorlarda koşturmaya devam eder.Labirent koridorları avucunun içi gibi bildiği için hemen bulur yolu.Yolun
sonunda bir aynaya gelir ve ona bakar.Bu ayna ise Ress’in gözündeki lenslere göre programlanmıştır.10 saniye boyunca aynaya bakmak yeterli olur Santral odasının kapısının açılması için.Ayna açılır tam içeri girecekken birisi sert birşeyle kafasına vurur ve Ress yere yığılır.Hemen yanından geçer ve içerdeki kolu çekerek aynayı tekrar kapatır.Bu Zom’dur…Ayna diğer taraftan cam görevi görür ve Zom onu izler.Ress hemen ayağa kalkar , aynayı yumruklar;
-Dostum hey ! kolu çekip aç yine onu tamammı ?! bak bu kale yaklaşık 4 dakika
sonra havaya uçucak…!
Zom santral odasında arkasına bakar ve açık bir cam görür.Güvenlik sistemi bütün camlara ve kapılara barikat çekmişti ama burası kaleden bağımsız olduğu için camlar tamamiyle açıktı..Zom;
-Ben bir çıkış yolu buldum..gerisi senin sorunun..iyi şanslar ahbap!
-HEY ! LANET OLSUN SANA DİYORUM HEY !..
Zom içerdeki tüm devreleri paramparça edip bozmuştur.Artık aynaya baksada açılmaz ayna…Pencereden aşşağıya bakar ve bir dere görür;
-O hayır paralarım ıslanıcak…
Pencereye çıkar ve kendisini soğuk sulara bırakır.Sularla boğuşduktan sonra kıyıya varır.Az kaldı altınlar yüzünden boğulacaktı Zom.Keseyi kontrol eder paralarına bakar çantası yanındadır.Biraz ormanda ilerler kaleden çok az uzaklaşır ve saatine bakar;
-4 dakika demişti…hala birşey olmadı….dedikten sonra büyük bir gürültü ve şiddetli bir patlamayla kale yerle bir olur.Bu şöleni gülen gözleriyle izler adeta Zom;
-hehehehehe…HAAHAHAHAHAHAHHAHAHAAA..Zenginim ! veee ÖLMEDİM !…NEDEN
!?..ÇÜNKÜ BEN KATİL DEĞİLİM !!!…hahaha..lanet olsun zenginim…diye sevindikten sonra ormanın içinde kaybolur Zom.

Polis incelemelerinden sonra şehirdeki kaybolma olaylarında Kalenin enkazında buldukları öğütülmüş insan parçaları buldukları için Mahkeme Hunk Sentifect’i ve Ress Giovanni’yi ömür bayı hapse çarptırmıştır.Fakat bu iki şahıs öldüğü için ailelerine para cezası olarak değiştirilmiştir.Hill’in gerçek kimliği ise hiçbir zaman bulunamamıştır.Ne bir yakınına nede tanıyanına ulaşılabilmiştir.Zom ise uzaklarda keyfine bakmaktadır…Ama levyesi hala yaşadığı evde odasındaki parkelerin altındadır…Peki neden onu hala saklıyor..Yoksa ona ihtiyacımı var ? Kim bilir…belki vardır…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu