Shadowbane
Ortalığı sarsacak kapasiteye sahip bir oyun! Ne yazık ki dial-up buna izin vermeyecek gibi..
“Özgür yaşa, ölümün onurlu olsun” bu sözü ilk kez “Akrep Kral” isimli filmde duymuş ve çok beğenmiştim. Bu oyunu da görmemle ne kadar doğru bir söz olduğunu anladım çünkü o sözü yaşadığımız dünyaya göre değerlendirmiş ve mantıksız bulmuştum ama Shadowbane’nin etkileyici dünyasını görünce fikrim değişti.
Oyunun hikayesinden kısaca bahsedecek olursak;
Shadowbane kim tarafından yapıldığı bilinmeyen kutsal bir kılıç, kendi iradesi ve ruhu var(Oyunun ismi de bu kılıçtan geliyor zaten) Efsaneye göre Shadowbane dünyaya 3 kez göründü ve her göründüğünde bir savaşın kaderini değiştirdi. Sonra sonu olmayan savaş başladı. Kötü lordlar, iblisler,güçlü kara büyücüler ve karanlık adında savaşan ordular hepsi bir kabus gibiydi,umutlar birer birer sönüyordu, son yakındı… ve bu son saatte, tek bir ümit kalmıştı.
Buna Shadowbane derler, karanlığın karşısında duran ışık.
Etkileyici bir giriş yaptıktan sonra biraz oyun hakkında bilgi verecek olursak, ilk önce oyun sadece online oynanabiliyor ve oyun bir çok bakımdan Ultima Online’a benziyor fakat Ultima’nın gelişmişi desek daha iyi olur; çünkü Shadowbane grafik, ses, ayrıntı, ortam gibi bir çok bakımdan Ultima’nın birkaç kat üstünde bulunmakta. Fakat başta da dediğim gibi oyunu dial-up kullananların oynamasına imkan yok gibi isteyen tabii ki oynayabilir ama lag yüzünden kıpırdayamaz orası başka.
Oyun gerçekten de çok ayrıntılı, özellikle de ırklar ve sanat dalları çok iyi seçilmiş ayrıca lonca sistemini de ön planda tutmak çok akıllıca bunların yanı sıra birbirinden değişik ev tipleri ve sınıflar gibi çeşitli şeyler oyuna ayrı bir zevk veriyor. Irklardan ve Sanat dallarından kısaca söz etmekte fayda var diye düşündüm ve biraz bilgi vermek için tek tek tanıttım;
IRKLAR:
Elfler: Oyunda “ilk doğanlar” olarak nitelendiriliyorlar ve bir zamanlar dünyanın yöneticileri olduğuna inanılıyor fakat şu an sadece avare gezginler halinde yaşıyorlar buna rağmen hala büyü sanatının ustaları olarak kabul ediliyorlar.
Cüceler: ”Şekil Veren’in oğulları , Taştan doğanlar” olarak nitelendirilen cüceler son zamanlar dışında asla yeryüzüne çıkmazlar ve dağların içinde, dünyanın alt kısımların da madencilikle uğraşırlar. Onlar yaş sebebiyle ölmezler fakat çoğalamazlar da. Aralarında hiç dişi yoktur ve dünyanın başlangıcından beri var olduklarına inanılır.
İnsanlar: “İnsanoğulları, All-Father’ın Varisleri” olarak nitelendirilen insanlar Dünya’nın haklı yöneticileri olduklarını iddia ederler. İnsanların uzun tarihi anlaşmazlık ve mücadeleyle geçmiştir.Mücadele onlar için bir savaş biçimidir büyük imparatorluklar kurmalarına rağmen hala kendi ve düşmanları arasında savaşırlar.
Yarı Devler: “Vahşiler, Gücün Sütunları” olarak bilinirler. Teknik olarak yanlış da olsa bir insanın bir buçuk katı civarı olan bu adamlar için tam yerinde bir tasvirdir. Çok uzun zaman önce yapılan devler ve insanlar arsındaki bir savaştan kalan bazı dev kanlarının ürünüdür, yarı devler. Bu kan çok nadir olarak yeni doğmuş çocuklarda etkisini göstermesine rağmen gösterdiği zaman da çocuğun aşırı büyük boyutlara ulaşmasına ve kısa sürede devler kadar güçlü olmalarına sebebiyet verir.
Irekei: ”Dışlanmışlar, Yanan Çölün Şeytan Adamları” olarak anılan bu adamlar hakkında çok az şey bilinmesine rağmen halk öyküleri onların savaşçı ve vahşi karakterlerinden dolayı çöle sürgüne gönderildiklerinden bahseder ayrıca denir ki Irekei çocukları doğuştan itibaren eğitilir ve daha konuşmadan savaşmayı öğrenirler. Zorlu çöl şartları Şeytanadamları asıl amaçları hayatta kalmak olan çetin bir topluluk haline getirmiştir.
The Shades: “Soluk Olanlar, Karanlıktan Doğanlar” olarak bilinen ve “Lanetlenmiş Çocuklar” olarak çağırılan bu adamların derisi kül grisidir, üreyemezler ve gözleri kömür kadar karadır. İnsan gibi görünmelerine rağmen vücutlarını saran ve ruhlarını zehirleyen uğursuz bir hastalık yüzünden çok farklıdırlar. Normal insanların rahminde doğarlar fakat küçüklükten lanetlenmiş bir çocuk olduğu belli olur. Kimse onlara güvenmez ve nasıl oluştukları bilinmez.
The Arcoix: “Kuş Adamlar, Rüzgardan Doğanlar” olarak tanınan bu adamların nasıl oluştukları ve nerden geldikleri konusunda çok az bilgiye sahip olunmasına rağmen bir çok tahmin vardır ama hangisinin doğru olduğunu ya da tahminlerin doğru olup olunmadığı hiçbir zaman öğrenilmeyecek gibi görünüyor. Şahin ve insan karışımı görünüşe sahip bu yaratıklar vahşi savaşcılardan oluşmuş uygar bir ırktır.
The Centaurs: “Düzlüklerin Efendileri, Avcının Oğulları” olarak bilinen centaurslar güç ve onur kelimeleriyle anılırlar.Dünyanın en eski halklarından biri olan bu ırk zamanla azalmalarına rağmen hala düzlüklerde dünyanın kötü düşmanlarını avlarlar. Centaurslar iyi bir dost kötü bir düşmandır.
(Ayrıca bunların dışında hakkında bilgi bulamadığım 2 ırk daha bulunmakta Aelfborn ve Minatörler.)
Sanat Dalları:
- Alchemist (Simyacı):
- Animator, The Life Magic (Hayat verici, yaşam büyüsü):
- Berserker, Savaşın Kırmızı Deliliğinin Ustaları
- Archer (okçu):
- Blackmask, Emissary of Death (Karamaske, Ölümün Elçisi):
- Blade Weaver, Kılıç Dansçısı:
- Blood Prophet, Ejderha’nın Temsilcileri
- The Gladiator, Lord of the Arena (Arena’nın Lordu)
- Duelist The Fencing Master (Kılıç Ustası)
- Commander, Savaş Ustası (Komutan)
- Bounty Hunter, İnsan Avcıları
- Dark Knight,Heir of the Age (Asrın Mirasçısı)
- Forge Master, Son of the Shaper (Çekiç Ustasının Oğlu)
- Blacksmith(madenci)
- Blademaster
Neyse bu kadar bilgi şimdilik yeter, biraz da grafiklerine falan bakalım oyunun grafik motorunun kaliteli olduğu belli.Grafikler çok güzel özellikle büyü yapmadaki efekler mükemmel, karakter tasarımları da iyi.Oynanabilirlik biraz daha iyi olabilirdi ama gene de yeterince güzel. Sesler üzerinde de bayağı çalışıldığı belli, oyundaki sesler insana ayrı bir haz veriyor ve oyunun sürükleyiciliğinin artmasında büyük pay oynuyor.
Verdiğim bilgilere ilave olarak 25 Mart’ta piyasaya çıkacağını söylemeliyim. Doğrusu merak,heyecan ve üzüntü ile bekliyorum çünkü benim bağlantım da dial-up ama arkadaşlarım arasında bağlantısı iyi olanlar var artık onlar da oynarım diye düşünüyorum. Benden size tavsiye eğer bağlantınız dial-up değil ve iyi ise kesinlikle bu oyunu alıp oynayın ama bağlantınız kötü ise cd ye boşa para vermeyin derim.