Shazam filmini izledik!
Shazam filmini izledim ve tonlama anlamında biraz farklı bulduğumu söylemeliyim. Bir türlü rayına oturamayan ve şu sıralar çalkantılı bir dönem geçiren DC Evreni, son olarak Aquaman filmi ile bir nebze de olsun toparlamayı başarmıştı. Shazam ise bu konuda kilit filmlerden birisiydi diyebiliriz. Bu nedenle hem karaktere hem de filmin nasıl olacağına dair merakımın da daha fazla olduğunu belirtmem gerekiyor.
Shazam İnceleme
Baştan söylemem gerekiyor ki belki de beklentimin bir tık yüksek olmasından dolayı filmde tam olarak istediğim tonlamayı bulamadım. Bu Shazam‘ın kötü bir film olduğu anlamına gelmiyor. Sadece hedef kitlesi çok farklı ve bunu bize hiçbir şekilde göstermediler diyebilirim. Filme gitmeden önce eğlenceli ama bir şekilde dengesini de korumayı bilen bir film bekliyordum. Fakat Shazam bu beklentiden biraz uzak gidiyor ve daha çocuksu bir tonlama ile karşımıza çıkıyor. Hatta bu konuda DC tarafının en renkli filmi olduğunu da söylemeliyim. Bu renk Marvel filmlerindeki gibi bir renk değil, yanlış anlaşılmasın. Sadece DC’nin diğer filmlerine göre daha ufak yaştaki izleyicilere hitap eden bir yapım olmuş Shazam.
Filmde Billy Batson isimli bir çocuğun hikayesine tanıklık ediyoruz. DC Evreni’nin kapanmayan yarası olan anne probleminden nasibini alan karakterimiz yeni koruyucu ailesi ile yaşamaya başlıyor. İşte bu sırada da kalbindeki saflık sebebiyle kendisini fragmanlarda da görmüş olduğumuz meşhur mağarada buluyor. Film aslında karanlık bir şekilde başlıyor fakat bu durum çok çabuk değişiyor ve sıradan diyebileceğimiz bir köken hikayesine dönüşüyor.
Shazam‘ın en büyük problemi ise anlatmak istediği hikayeyi tam olarak yansıtamaması. Film her ne kadar süper kahraman ve onun güçlerine odaklanmış olsa da merkezinde aile olgusu yatıyor. “Sevgi emekti” ve “aile önemi” filmin de ana kısımlarını oluşturmuş. Buraya kadar herşey normal fakat Shazam filmi tam 2 saat 12 dakika uzunluğunda olmasına rağmen bu olguyu size tam olarak hissettiremiyor. Yani Billy’nin ailesi ile tanışıyorsunuz ama aralarındaki o önemli etkiyi, hissiyatı bir türlü yakalayamıyorsunuz. Arada anlatılan kısa hikayeler de bu durumu değiştiremiyor. Bu problemli durum filmin ana mottosunun havada kalmasına sebep olduğu gibi filmi de fragmanlardan öteye taşıyamıyor. Bir diğer problem de Billy’nin 2 hali arasındaki büyük farklılıklar. Normal hali çok depresif olan, eğlenceden mümkün olduğunca kaçan karakterimiz, kostüme girince tam tersi davranıyor ve çok eğlenceli bir yapıya bürünüyor.
Bu sıkıntılı durum kötü adam tarafında çok daha başarılı anlatılmış diyebilirim. Tamam onun hikayesine de gerektiği gibi odaklanılmamış ama Billy Batson karakterine göre Dr. Thaddeus Sivana‘nın hikayesi daha net çizilmiş gibi geldi bana. Bu noktada filmin CGI kalitesi olarak sıkıntılı olduğunu da belirtmem gerekiyor. Yıldırım sahnelerine bayıldım fakat bazı sahnelerde CGI kalitesi gerçekten de yetiştirilememiş gibi hissettirdi.
Sonuç olarak Shazam filmi başta da söylediğim beklediğimizden daha farklı bir tonlamaya sahip. Aralara espriler serpiştirilmiş, oturaklı bir hikaye bekliyorsanız Shazam! 6 Güç sizi biraz hayal kırıklığına uğratabilir. Fakat eğer çocukluğunuzda ya da gençliğinizde Shazam çizgi romanları okuduysanız sizin için şahane bir nostalji olacaktır diye düşünüyorum. Ya da okul çağındaysanız, o çağlarda olan çocuğunuz, akrabanız varsa yine çok eğlenceli bir filmin sizi beklediğini söyleyebilirim.