Makale

Silent Hill serisine genel bir bakış

Welcome to Silent Hill…

Silent Hill… Her seferinde asla çıkamadığımız, sisli sokaklarda dolaştığımız ve kazalar sonucunda uğradığımız lanetli kasaba. Oyun tarihinin en iyi psikolojik gerilim türünde olan ender oyun serilerinden biri. Atmosferi, bulmacaları, müzikleri ve psikolijik ögeleri ile her zaman gönüllerde taht kurmuştur. Gelin, hep beraber bu efsane seri hakkındaki yazımıza geçelim…

Cherly!

1999 yılında başlayan efsanevi serinin ilk oyununda Harry Mason adlı karakteri yönetiyorduk. Kızıyla beraber arabasıyla seyahat ederken birden önüne küçük bir kız çıkar ve kaza geçirir. Harry uyandığında, kızının kaybolduğunu görür ve telaş içerisinde arabasından çıkıp kızını aramak için yola koyulur. Fakat Harry’nin, kabusun tam ortasına düştüğünden haberi yoktur ve bu şekilde Silent Hill maceramız başlar…

İlk Silent Hill, çıktığı yıl çok ses getirmişti. O sene Resident Evil gibi bir korku oyununun piyasayı sallamasından sonra Silent Hill bu olaya dur demişti. Bunu sadece korku ögeleri ile  değil, eşsiz atmosferi, kafa yorucu bulmacaları  ve korkutucu ses efektleri ile başarmıştı. Satış rakamı anlamda da büyük başarı yakalamış, serinin ikinci oyununun geleceğinin sinyalleri verilmişti.

Aradan geçen iki yılın ardından, nihayet Team Silent ekibi tarafından geliştirilen ikinci oyun  piyasaya çıkmıştı.

Silent Hill aşkı!

James Sunderland, karısı garip bir hastalığa yakalanmadan önce normal yaşantısına devam ediyordu. Nitekim James’in eşi Mary, hastalığının ilerlemesi sonucunda iki yıl boyunca hasta yatağına mahkum olmuş, ardından da hayata gözlerini yummuştu. Tabii James’in artık hayatı alt üst olmuştu. Aradan üç yıl geçtikten sonra James, ölü karısından mektup alır ve onu ”Özel mekanları”nda beklediğini söyler. Mary’nin kast ettiği özel yer, Silent Hill’dadır. James, korkudan bunun bir şaka olduğunu düşünür. Fakat aynı zamanda da  ciddiye alır ve onu uzun bir Silent Hill macerasına sürükler.

2001 yılında PS2, PC ve Xbox platfromlarına çıkan ikinci oyun, en az ilk oyun kadar büyük beğeni toplamıştı. Belki de bu kadar  sevilmesinin nedeni aslında, eşsiz müzikleri, hüzünlü hikayesi, mükemmel atmosferi, kafa yorucu bulmacaları ve daha önce hiç bir oyunda  görülmemiş (Nemesis hariç) karizmatik bir boss’un olmasıdır. O da Pyramid Head!

Yine aradan iki yıl geçmiş, efsane  haline gelen serinin üçüncü oyunu piyasaya çıkmıştı.

Where am I? – (Heather)

Bu sefer maceramızda, ilk oyundaki karakterimiz Harry Mason’ın kızı olan Heather Mason’ı kontrol ediyorduk. Heather’ın nerede olduğunu ve oraya nasıl geldiğini bilmeden Lakeside Amusement Park içinde uyanışıyla oyun başlar. Kabuslarıyla yüzleşmeye başlayan Heather, oyun başladıktan kısa süre sonra yaratıklar ile tanışmak zorunda kalır. Birden uyanır ve kendini alışveriş merkezinde bulur.Telefonda babası ile konuşuktan sonra, bir dedektif onu takip eder ve sürekli Heather’a onun doğumu ile ilgili çok önemli şeyler bildiğini söyler.Heather pek dedektifi takmaz.

Silent Hill 3, 2003 yılında PC, PS2 platfromlarına çıkmıştı. Oyun, ilk iki oyuna göre başarılı sayılsada tek eksiği, o sisli Silent Hill sokaklarını  çok az ziyaret ediyor oluşumuzdu. Fakat oyun yine kendine has müzikleri, bulmacaları ve paslı Silent Hill mekanlarından ödün vermiyordu.

“Seri için artık değişim gerekiyor” gibi söylemler ortaya çıkmaya başlamıştı. Üçüncü oyun çıktıktan aylar sonra dördüncü oyunun sesleri yükselmeye başladı ve dördüncü duyuru geldi.
Farklı bir hikaye

Henry Townshend,  Silent Hill’inn yakınlarındaki Ashfield kasabasında, 302 numaralı apartmanda 1.5 yıl yaşamıştı. Fakat son iki gün içerisinde korkunç rüyalar görür. Uyandığında ise, bu rüyaların gerçek olduğunu düşünür ve apartmanda ilginç olaylara tanıklık eder. Dairesinin sokak kapısı ve odasının pencereleri zincirlerle kilitlenmiştir. Henry, buradan çıkış yolunu bulamayacağını anlar. Fakat ta ki, banyoya girene kadar. Banyoda kocaman bir delik vardır. İçerisinden yükselen çığlıklar Henry’i rahatsız eder, yine de tek çıkış yolunun bu olduğu düşünür.

Silent Hill 4, aslında The Room olarak piyasaya sürülecekti. Fakat oyunun ismi Konami tarafından satın alındı ve oyun Silent Hill 4 The Room olarak 2004 yılında PS2, PC ve Xbox için piyasaya sürüldü. Silent Hill 4’te, önceki oyunlara göre bazı değişikliklere gidilmişti. Inventory sistemi değişmiş, Silent Hill ile özdeşleşen düşmanın yakında olduğunu bize hissettiren bozuk radyo ve el fenerimiz bu oyunda yok olmuştu. Her ne kadar yine bunlar Silent Hill fanları tarafından eleştiri alsada, oyun büyük bir zevk ile oynandı. Korkunç yaratıklar, Akira Yamaoka’nın eşsiz tınıları ve soluksuz hikayesi ile beğeni topladı. Belki de en çok üzüldüğümüz nokta, bu oyunun Team Silent’ın son Silent Hill oyunu olmasıydı.

Team Silent’ın ayrılmasıyla beraber, seri uzun bir sessizliğe gömüldü. Nitekim Climax firması el konsoluna bir Silent Hill oyunu yapmak istediğini söylemişti ve yeni Silent Hill oyununun adı Origins oldu. Serinin hikayesinin ilk oyunun öncesini konu alınacağını söyleyen firma, ayrıca PSP için özel bir oyun olacağını hatırlatmıştı. 2007 yılında PSP için Silent Hill Origins piyasaya sürüldü. Ayrıca Climax, Origins’i bir yıl sonra PS2’ye port etmişti.

Bir tır şöförünün hikayesi

Evet söylediğimiz üzere Origins, ilk oyunun öncesini anlatıyordu. Travis Grady, bir tır şoförüdür. Karakterimiz aracın içindeki telsizle arkadaşları ile sohbet ederken yolun ortasında bir kız görür. Travis hızlı bir şekilde frene basar. Araçtan inerken kızın yanına gitmek ister, fakat kız o anda kaçar. Travis, kızın peşinden koşmaya başlar ve tabeladaki yazı onu umutsuzluğa sokar ”Welcome to Silent Hill.”

Uzun bir kovalamacanın ardından Travis, yakınlarda bi evin yandığını görür. Tam ortalığı kolaçan ederken yanan evin yanında bir kadını görür ve Travis kadın’ı fark ettiği anda evden bir bağırış sesi duyar. Travis, evin içinde birisi olduğunu düşünür ve içeri girer. Girdiğinde büyük uğraşlar sonuncunda adamımız, büyük bir odada, yerde yatan bir kız görür ve alıp dışarı çıkmaya çalışır. Çıkınca beraberindeki kızla birlikte yere düşer ve şu sözleri söyler’: ‘Hey! Someone help me! Where is everyone? ”

Climax gerçekten PSP gibi bir el konsolunda klasik Silent Hill elementelerini ortaya koyarak büyük bir iş başarmıştı. Her şey tamam, fakat bundan sonra ne olacaktı? Serinin yaratacısı efsane firma Team Silent olmadan ana seri nasıl ilerleyecekti? İşte şimdi zurnanın Zırt dediği yere geldik…

Aradan geçen  bir yılın ardından yeni nesil oyunlar çoğalmaya başlamıştı.Silent Hill fanları artık yeni nesil için beşinci oyunu bekliyorlardı. Konami de bu çağrılara kulak verip en nihayetinde Silent Hill Homecoming için çalışmalara başladığını söylemişti. Oyun 2008 yılında PS3, X360 ve PC için satışa sunulmuştu!

Welcome to home Alex!

Oyundaki yönettiğimiz kişi, görevden dönen 22 yaşındaki gazi asker Alex Sheperd. Yaşadığı zorluklardan sonra eve dönen Alex, Babası ve erkek kardeşi Josh’In kaybolduğunu anlar. Kimliklerinin Silent Hill kasabasında olduğunu duyan Alex, çocukluğunu geçirdiği kasabaya gitmeye kafasına koyar.Eve girdiğinde Alex annesine Josh’u bulacağına dair söz verir ve Alex’in ürkütücü hikayesi bu şekilde başlar…

Homecoming çıkışını yaptığı aylarda bütün Silent Hill fanları tarafından oyunu eleştiri yağmuruna tutmuşlardı. Oyunun en çok eleştiri aldığı yer, gerilim yerine aksiyonun daha fazla olmasıydı. Nedeni ise, yönettiğimiz karakterin asker oluşuydu. Alex, oyunda çeşitli kombolar ve atraksiyonlar yapıyordu, ki oyunun bu yapısı Silent Hill’in ruhuna aykırıydı. Oyunun diğer eksilerine geçecek olursak, önceki oyunlardaki kafa yorucu bulmacaların yok olması ve yarattığı atmosfer Silent Hill evrenini yansıtmamasıydı. Bu yüzden Homecoming, birçok eleştirmen tarafından fiyasko olarak görüldü. Belki de oyunun en iyi tarafı Akira Yamaoka’nın muhteşem müzikleriydi…

Nerede o eskiler?

Silent Hill serisi beşinci oyunuyla beraber tam anlamıyla bir çöküş içerisindeydi. Team Silent’ın ayrılmasından sonra belliydi sanki böyle olacağı. Tam umutlarımız suya düşüyordu ki, Climax Homecoming faciasının ardından yeni bir Silent Hill oyunu duyurmuştu.Firma oyunun köklerine dönüceğini, ilk oyunun hikayesiyle devam edeceğini açıkladı ve Wii için Silent Hill Shattered Memories, 2009 yılında piyasaya sunuldu. Ardından oyun, PS2 ve PSP için de satışa çıkmıştı.

Oyunun hikayesi ilk oyun  ile aynı aslında. Yine mevsimlerden kış, Harry kızıyla beraber arabasında seyahat ederken kaza geçiriyor. Sonra da araçtan el fenerini alıyor ve Silent Hill’in soğuk mekanlarında küçük kızı Cherly’ı bulmak için yola koyuluyor.

Silent Hill Shattered Memories’i açtığınızda karşınıza bir uyarı geliyordu.”Bu oyun, oynayanın psikolojik profilini ortaya çıkarmaktadır. Siz oyunla oynarken oyun da sizinle oynar…” Oyun hemen Psikiyatr ofisinde başlıyor ve psikologun sorularına yanıtlıyorduk.Oradan çıkan profile göre oyunun hikayesi bizim verdiğimiz cevaplarla şekilleniyordu. Bir diğer  yenilik ise, Harry’nin iPhone’a benzer bir telefon kullanmasıydı.Çevre ile etkileşime geçip oyunun sonunu biz belirliyorduk ve oyunda yakın dövüş ve ateşli silahları kullanamıyorduk. Sadece saklanmak ve kaçmaktan ibaretti. Silent Hill Shattered Memories, serinin önceki oyunu Homecoming’e göre bir nebze olsun eskiye dönüşü gerçekleştirdi ve oyun siteleri tarafından olumlu notlar aldı. Climax yine güzel bir iş çıkarmıştı!

Evet arkadaşlar, yazının sonlarına gelirken eğer Silent Hill serisine daha önce başlamadıysanız, kesinlikle bu efsane seriye ilk oyundan itibaren başlamanızı tavsiye ediyorum . Şimdi Akira Yamaoka’nın ikinci oyunda bestelediği Promise adlı  parçasını sizlere takdim ederek yazımı sonlandırıyorum.

Herkese iyi oyunlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu