Ülkemizde çok da popüler olmayan bir spordur kayak. Tüm dünyanın meşin
yuvarlağın peşinden gittiğini düşünürsek, kim neden ilgilensin kayak sporuyla
değil mi? Soğuk ve yağışlı havanın etkisine girdiğimiz şu günlerde, içimizi
ısıtacak bir oyunla karşınıza gelmek isterdim ancak elimizdeki oyun Ski Racing
2006. Yapacak fazla birşey yok. İçimizdeki buzların üzerinden 40 yıllık kayakçı
ustalığıyla kayalım bari.
Yaklaşık 8 ay önce ortaya çıkan Ski Racing 2005, bende gayet keyifli bir tat
bırakmıştı. Grafikler ortalamanın üzerindeydi. Ses efektleri birbirini tekrar
ediyordu ama oynanış kolay ve eğleceliydi. İlk oynadığımda adeta elimden
bırakamamıştım. Ski Racing 2006’yı da aynı duyguları tekrar yaşayacağım
hevesiyle yükleyip, masaüstündeki icon’una tıkladım.
Oyuna, kendimize uygun bir surat seçerek başlıyoruz. Hemen ardından ise son
derece basit tasarlanmış bir karakter yaratma ekranı geliyor karşımıza. Burada
fizik özellikliklerimiz, karakterimizin yapısı ve temel özelliklerimizi
ayarlıyoruz. İsmimizi de girdikten sonra oyunumuzun menüsü karşılıyor bizi.
Hemen options’dan gereken ayarları yapıyoruz. Grafik ayarlarıyla uğraşmayı
sevenler için üzücü olacak ama Ski Racing’de detaysız bir ayar bölümü mevcut.
Eğer daha önce hiç Ski Racing oyunu oynamadıysanız, tutorial kısmı kafanızdaki
soru işaretlerini kısa sürede giderecektir. Benim gibi deneyimliler(!)
tutorial’in yüzüne bile bakmayıp “Free Run” yapabilir ve gerçeğin suratlarına
bir tokat gibi çarpmasını ağır çekimde izleyebilirler. Neden mi?
Dünya Şampiyonası’ndan Tutorial yollarına uzanan mini dev öykü(!)..
Seçebileceğiniz 4 tip kayak müsabakası türü var. Bunlar sırasıyla Downhill,
Super G, Giant Slalom, Slalom olarak belirtilmiş. Sırasıyla hepsini denedim ve
kendimce iyi neticeler aldım. Ancak rakibim olmadığı için aldığım zamanların ne
kadar başarılı olduğu konusunda net bir fikrim olamıyordu. Bende bir hırsla
menüden World Cup’ı seçtim ve Hermann Maier dahil bir çok kayakçıyla rekabet
etmeye karar verdim. Çok geçmeden anladım ki büyük bir hata yapmışım…
World Cup’ta karşımıza ilk olarak bir fikstür çıkıyor. Buradan sıradaki yarışa
tıklayarak, tamamen gerçeğine göre hazırlanmış piste çıkıyorsunuz. Kısa bir
yükleme ekranının ardından kendinizi, karla kaplı zeminin üzerinde aşağıya doğru
dalışa geçmişken buluyorsunuz. Yapımın en önemli noktası manevra zamanlamaları.
Öyle ki bir bayrağı geçtikten sonra diğerine dönmeye çalışırsanız, muhtemelen
bayrağı kaçıracak ve yaptığınız süreye +3 saniye eklenecektir. Bu yüzden
dönüşlerinizi bayrağa gelmeden önce yapın. Zaten bir süre sonra alışıp, ne demek
istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Fakat bazen öyle bayraklar oluyor ki, nasıl
dönerseniz dönün bir sonrakini tutturamıyorsunuz. Bu gibi durumlarda “s” tuşu
imdadınıza yetişecektir. Dönüşleri daha keski dönmenizi sağlayacak olan bu tuş,
hızını oldukça düşüreceği için mümkün olduğunca az kullanılmalı. Malum bu sporda
zaman kaybına yer yok. İlk mücadelenin sonunda ekrana diğer sporcuların
zamanları yansıdı ve sonuç gerçekten iç karartıcıydı! Kendime güvenim yersiz
çıkmış, ilk 32 kişi arasında kendime yer bile bulamamıştım. Birinci ile aramdaki
11.58 saniyelik fark, diğer yarışlarda da bir ömür gibi uzayıp gitti. Yapacak
fazla birşey yoktu, tutorial yolları ardına kadar göründü(!)Detaysız World Cup mod’u
World Cup mod’u gerçekten çok detaysız hazırlanmış. Neredeyse fikstürden ibaret
diyebiliriz. Birde puan tablosu var. Yarıştıkça kendimizi geliştirmemiz için
puan kazanıyoruz. Bunları sırasıyla Explosiveness, Jumping, Speed ve Edging
üzerinde kullanabiliyoruz. Göründüğü üzere çok fazla bir yetenek de oyunda
bulunmuyor. Birde bu özellikler başlangıçta sadece ilk seviyelerde olduğundan,
son derece yavaşsınız. Zaten yarış ekranında sol üst köşede bulunan Boost
özelliği de, yeteneklerimiz ilk başlarda oldukça zayıf olduğu için pek bir işe
yaramıyor.
Sporcuların üzerlerindeki aksesuarlar da zamanla değiştirilebiliyor. Yarıştıkça
yeni materyaller açılıyor. Bunlar yeni kar gözlükleri, kayak takımları,
başlıklar vb… şekilde sıralanıyor. Sadece bir ayrıntı da olsa, oyunu
renklendirdiği kesin.
Blur yoksa bende yokum
Son zamanlarda “blur” efektinin kullanılmadığı oyun yok gibi. Ski Racing’de bu
efekti kullananlardan. Ancak karlı havada dalışa geçtiğinizde blur efekti
gerçekten çok etkileyici oluyor. Kendinizi gerçekten aşağı iniyormuşsunuz gibi
hissediyorsunuz. Hatta bazı yapımlarda, oyunu oynarken heyecandan ve atmosferden
vucüdunuz da şekilden şekile girer. İşte benzeri bir etkiyi Ski Racing 2006 da
yapıyor.
Alışana kadar bir çok kaza sizi bekliyor olacak. Tıpkı Ski Racing 2005’de olduğu
gibi bu sene ki versiyonda da sporcularda Ragdoll efekti kullanılmış. Hal böyle
olunca çarpmaların veya dengesiz düşüşlerin neticesinde, kullandığınız
karakterin her tarafı kırılmış gibi bir izlenim doğuyor. Öyle ki kollar dirsek
bölgesinden geriye doğru 180 derece dönebiliyor. Bacaklar ise belden geriye
doğru, kafatasına değecek kadar esneyebiliyor… Böyle komik durumlara düşmek
istemiyorsak, sıklıkla antrenman yapmalıyız.
Nasıl oynarım? Ne yaparım?
Yapımın minimum sistem gereksinimleri bir hayli düşük. Öyle ki P3 1GHz veya AMD,
256 MB RAM ve 64 MB’lık ekran kartı çalıştırmak için yeterli. Ancak en az
Windows 2000, ME, XP veya Vista’ya ihtiyacınız var. Bizim oyunu test ettiğimiz
sistem ise P4 2.4 GHz işlemci, 512 MB RAM, 128 MB GeForce FX 5700 LE ekran kartı
içeriyor. Açıkçası oyunun ayarlarını maksimuma getirdiğimizde, hiç bir
yavaşlamaya rastlamadığımızı belirtmek isterim.
Genel olarak bakıldığında Ski Racing 2006, size oldukça keyifli saatler
vaadediyor. Açıkçası kayak oyunu olduğu için soğuk bakabilirsiniz fakat kanlı
aksiyon sahneleriyle dolu hayatımıza farklı bir renk getireceğinden emin
olabilirsiniz. Eğer bu spora ilgi duyuyorsanız sakın kaçırmayın. İlginiz yoksa
bile denemeye değer. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…
