Sonic Adventure DX Director’s Cut
Oyun bilginiz ne kadar az olursa olsun Sonic ismini mutlaka duymuşsunuzdur.
Sadece pc için değil bir çok oyun konsolu için çeşit çeşit oyunları yapıldı.
Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin oyun olan her yerde Sonic mutlaka vardır.
Örneğin geçtiğimiz aylarda çıkan Nokia’nın oyun konsolu olan N-Gage’de bile
Sonic oyunu var. Galiba sene 2030 olup da sanal gerçeklik devrine geldiğimiz
yıllarda da Sonic bir şekilde hayatımızda yer alacak.
Dr. Eggman ve sevimli yaratığı
Bu sefer konu birazcık dallanmış. Eski oyunlarında çoğumuz konusuna bakmaz
direk oynamaya başlardık. Gerçi çok vatah bir konu değil ama konu işte. Dr.
Eggman Robotnickland uğruna savaşmaktadır. Bu yolda kendisine en çok yardım eden
kaos yaratığı için dünyada bulunan 7 tane kaos zümrütünün peşindedir. Bu
zümrütlerin her birini bulup yaratığa vererek çok güçlenmesini sağlamaktadır.
Oyunun başlarında bunlardan bir tanesini ele geçiriyor ve size yaratığın ne
denli güçlendiğini gösteriyor. O andan itibaren Sonic ve tayfası olarak
göreviniz bu zümrütleri onlardan önce ele geçirmek. Gayet basit bir konu.
Sonic ve tayfasına karşı
Sonic, diğer oyunların aksine bu sefer sadece 2-3 karakter ile sınırlı değil.
Oyun içinde zamanla kullanabileceğiniz 6 adet karakter var. Fakat bunların
hepsini ilk başta kullanamıyorsunuz. Hepsini zamanı gelince kullanabiliyorsunuz.
Bu zamanı belirlemek için ise görevler yapılmış. 30 tane level var ve bunlarda
başarmanız gereken görevleri içeriyor. Yani oynanabilirlik neredeyse tamamen
değişmiş. Yapmanız gereken görevler var. Şimdi işin içine görev felan girince
insan doğal olarak bir duraksıyor. Sonic ile görev yapmanın pek bir alakası
yoktur. Sonic sonuna kadar eğlence anlayışı olan bir oyundu. Nedense bu oynanış
yapımcıları baymış ve böyle bir yola başvurmuşlar. Sadece bu yeni görev sistemi
değil oyun içinde oyun da koymuşlar. Fakat bu oyunlar beni çok sıktı. Hepsi
birbirinden farklı ve değişik şekillerde çözülüyorlar. Ben karakterin oradan
oraya zıplayan, saatte bilmem kaç km ile koşan versiyonunu seviyordum. Fakat bu
ufak oyunlar bana bir tat vermedi. Ana konu olan aksiyon yapmak, koşmak,
hoplamak, zıplamak yerine bu oyunları çözmek, amacını anlamak için uğraştım. Bir
diğer hoş olmayan taraf ise oyunun daha önce DC konsolu için çıktığından bazı
şeylerin Pc ortamında pek kaliteli olmaması. Bunun en önemli göstergesi ise
kontroller. Alışana kadar ak ile karayı seçtim. Kameranın sizin yaptığınız
hareketlere göre ilerlemesi ve bir çok zaman Silent Hill 2 oyununda başıma gelen
karakterin yüzünü seyretme durumu başıma geldi. Genelde bu sorun ile
konsollardan kırma Pc oyunlarında rastlardım ve nitekim bunda da aynı şey oldu.
Yani oynanabilirlik konusunda genel kanım pek başarılı olmamış. Eskiden oynarken
aldığım heyecanın ve tadın çeyreğini bile alamadım.
Daha çok 3D
Oyunda yapılan köklü değişiklerden grafikler de nasibini almış. Dolaştığınız
dünya tamamen 3d olmuş. Renkler hep canlı ve eğlenceli hazırlanmış. Ne kadar
oynanabilirlik beni tatmin etmese de çevrenin grafikleri çok hoşuma gitti. Sonic
ve tayfası gayet güzel modellenmiş. Özellikle iyi bir ekran kartı ile FSAA
özelliğini devreye sokarsanız çok kaliteli oluyor. Ekran görüntülerinden de fark
edeceğiniz gibi etraf rengarenk ve cıvıl cıvıl. Özellikle gaza bazmış
koştururken etrafta olan biteni izlemek çok zevkli. Fakat sadece grafikleri
izlemek için de oyun oynanamaz ki. Müzikler ve sesler ise oyuna uyum göstermiş.
Yerine göre artan müzikler keyifli olmuş.
Son Sözler :
Şahsen denizden Sonic oyunu çıksa oynardım. Fakat bu sefer maalesef olmamış.
Görev yapmak, ufak oyunlar ile uğraşmak beni yordu. Eski oyunlarında ne güzel
kalıbı dinlendirerek oynardık ama bu sefer resmen oyun yapmış adamlar. Kendimi
bu kadar yoracağıma gider 1-2 tane adventure oyunu bitiririm daha iyi. Ahh ahh
nerede o eski “pure action” Sonic.