Oyun İncelemeleri

Sonic Mania

Yaklaşık 10 seneden fazla oldu doğru düzgün bir Sonic oyunu çıkalı. Bu uzun süreç içerisinde, birkaç istisna dışında, hiçbir zaman iyi bir Sonic oyununa denk gelmedik. Sonic 06, Sonic Boom, Sonic Unleashed ve Ice and Fire gibi yapımlar, yavaş yavaş Sonic’i bitiren ve ününü düşüren yapımlar oldu. Tabii, bu sadece dört veya beş oyun gibi basit bir rakamla bitmiyor. Aynı zamanda Sonic’in sahip olduğu topluluk, her ne kadar hayran yapımı oyunları bir şekilde yaysa da, hiçbir zaman Mega Drive/Genesis zamanındaki o efsanevi oyunlara yetişemedi.

Taa ki, Sonic Mania duyuralana kadar. Geçen sene Sonic Team ve Sega tarafından duyurulan Sonic Mania, ilk başta “Yine mi kötü bir oyun geliyor?” sorularını tekrarlatmıştı. Fakat bu sorular çok çabuk cevaplanmış ve kullanılan cevapların “Sonic CD ve Chaotix’te çalışan arkadaşlar da bulunuyor.” olmuştu. Bunu farkeden ben ise, yapımın çıkmasından bir yıl önce zaten sağlam olacağını çoktan anlamıştım. Oyunun çıkması ile beraber sahip olduğum deneyim, teorimi ve inandığım düşüncelerimin doğru olduğunu kanıtlamış bulunmakta.

Sonic Mania, birkaç gün önce PS4, Xbox One ve Switch için satışa sunuldu. Şu anda hiçbir konsola sahip olmayan ben, oyunun PS4 sürümünü denedim ve kesinlikle keyif aldığımı söyleyebilirim. Christian Whitehead, Headcannon ve Pandoga Games o kadar kaliteli bir iş çıkarmış ki, birkaç hafta içerisinde çıkacak olan PC sürümünü kesinlikle almayı planlıyorum.

Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, Metal Slug’da da olduğu gibi bize sadece verilen görüntülerle hikaye anlatılıyor, yani karakterler ait sesler bulmak zor. Konu ise kötü bir robot grubunun Chaos Emerald’ı bulması ile Eggman’in orada hemen belirmesi oluyor. Chaos Emerald’lar bir hayli önemli olduğu için de Sonic ve Tails, Eggman’in ve kötü robot grubunun peşine düşüyorlar. Elbette herhangi iki boyutlu Sonic oyununda ağır bir hikaye beklenemez, fakat girişte yaşanan olaylar, sizi “Benim elması geri almam gerek.” dedirttirecek kadar umursattırıyor ve haliyle maceraya atılmak istiyorsunuz.

Tabii, Sonic Mania’nın harbiden sağlam bir yapım olduğundan bahsediyorum. Peki, bunları kanıtlayacak neler var, onlardan bahsedeyim. Öncelikle benim gibi Mega Drive, Saturn , Dreamcast veya genel çaplı bir Sega hayranı iseniz, Mania’nın çıkışı sizi küçük de olsa sevindirmiştir. Uzun zamandır sağlam bir 2D Sonic oyunu bekleyen Sega ahalisi, genelde eski oyunları oynamakla beraber kaliteli fan yapımlarını oynamak zorundaydı. Fakat Sega tarafından yayınlanan ve orijinal çalışanların da kadroda bulunduğu bir Sonic oyunu, en azından topluluğa yeni bir soluk vermiş, hatta oyunun ayrı bir kaliteli olması da herkesin “Sonic ölmedi ki.” gibi cümleler kurmasına neden olmuş.

Sonic Mania, diğer 2D Sonic oyunlarının veremediği neleri veriyor, onlara bir göz atalım. En bariz olarak grafikler ve oyunun sahip olduğu çözünürlük, yapımı eskilerinden kolayca ayırıyor. Eski CRT televizyonlarda kısıtlı çözünürlükler genelde platform seklemelerini zorlarştırıyor ve Sonic’e yakın olan kameradan dolayı tam olarak ne yaptığınız anlaşılmıyordu. Sonic Mania’da değiştirilen kamera ve çözünürlük sayesinde platformları görmek bir hayli kolaylaşıyor ve aşırı hızlı olmanıza rağmen tepki verebiliyorsunuz. Ayriyetten geliştirilen motor ile Sonic Mania stabil 60FPS’e sahip. Bununla beraber birazcık gönderme olsun diye ayarlardan CRT televizyon filtrelerini seçebiliyorsunuz, ki bu benim gibi eski kafalı biri için müthiş bir şey.

Geliştirilen grafikler ve “spritework”ler ile her karakterin ne yaptığını ve ne tepki verdiğini görmek mümkün, ayriyetten karşılaştığınız bölüm sonu canavarlarının ne zaman vurabileceğiniz ise geliştirilen grafiklerle tam yerine oturmuş bulunmakta. Arkaplnarın canlılığı ise kesinlikle Sonic Mania’yı kendi atmosferine sokuyor ve kesinlikle 1990’lardan kalma fakat gelişmiş bir Sonic oyunu oynadığınızı farkediyorsunuz.

Oynanışa gelirsek, evet, bu sekme de kesinlikle sıkı bir pozitiviteye sahip. Sonic’i kontrol etmek bir hayli kolay, üstüne üstün zamanında basıldığında geri tepkiyi zamanında veren oyun, muhtemelen bu sene çıkmış ve kontrollerinin sıkı olduğu en iyi oyunlardan biri sayılabilir. Karakter olarak başta Sonic ve Tails verilirken, kaydetme menüsünde veya oyuna yeni başlamadan önce hangi karakterle devam edeceğinizi seçebiliyorsunuz. Tabii ki fragmanlarda da gösterildiği gibi Tails ve Knuckles ile oynama şansınız bulunmuyor. En azından Sega, gönderme olarak “Knuckles” kartuşu göndermemiş (Espri burada Sega’nın 1990’larda Sonic 2’de Knuckles ile oynamak için aynı bir kartuş çıkardığıdır.)

Müzikler, kesinlikle bulunduğunuz bölümlere tamamen uyuyor. Zaten daha önce de belirttiğim gibi kadroda daha önce Sonic CD ve daha sonraki oyunlarda çalışmış ve müzik dizaynı yapmış kişiler bulunuyor. Sonic Mania’da bulunan müziklere, eminim Hotline Miami’deki gibi hem oynanışla beraber hem de müziklerine takılacağınız yapımlardan biri. Bölümlerden bahsetmişken, günümüz şartlarında bulunan teknoloji sayesinde geliştirilen Sonic the Hedgehog’un asıl motoru, daha geniş yelpazeli bölümlere el veriyor. Anlaşılacağı üzere bölümler beklediğinden daha büyük ve gelişmiş. Bunun üzerine klasik platfor oyunlarında olan “Sadece sağa git.” olayı ortadan kalkıyor. Yani bölümleri bitirmeniz için sadece tek bir yol bulunmuyor, eğer el çabukluğunuz varsa hem gizli bölmelerdeki canları ve yüzükleri toplayabilir hem de bölümü hızlıca bitirmek için kısa bir yol bulabilirsiniz.


Sonic Mania, diğer Sonic oyunlarında da olduğu gibi Bonus bölümlere sahip. Bir tanesi Sonic 3’ten alınma olan “Mavi topları topla” gibi gitgide zorlaşan bir mini oyun, diğeri ise Sonic R tadında olan Chaos Emerald’ın peşinden koşma tarzında başka bir mini oyun. Peki bunlar sorunlu mu veya oyunu yavaşlatıyor mu? Kesinlikle hayır. Bölümlerde gizlice yayılmış olan bu bonus bölümler Sonic’e ayrı bir tad katıyor ve oyunculara arada sırada da olsa farklı deneyimlerle ödüllendiriyor. Yani anlayacağınız bonus bölümler oyunun kendisi kadar eğlenceli.

Şöyle son bir toparlama ile Sonic Mania’nın beklenmesine değdi mi, yoksa değmedi mi veya alınması gereken bir oyun gibi bir sonuçla bitireyim. Sonic Mania, eski kafalı arkadaşların kolayca ısınabileceği, yeni mekaniklere kolayca alışabileceği ve sorunsuz bir şekilde bitirebileceği oyunlardan biri. Hem yetişkin kitleye hitap ederken, yeni başlayan yetişkin yaştaki oyunculara ise daha iyi hitap ediyor, çünkü her ne kadar hızlı olsa da Sonic’in ana özelliği oyuna kolay alışabilmeniz ve karakterlere verdiğiniz sempati ile oyunu farklı açıdan izleyebilmeniz olmuştur. Yaklaşık 1,5 senelik bekleyiş ve bir (buçuk) kez ertlenme sonrasında Sonic Mania, kesinlikle zamanınıza ve paranıza değecek bir oyun. Benden söylemesi, Nintendo da aslında böyle bir geri dönüş yapıp eski hayranlarına bir süpriz yapsa ne kadar güzel olur. Fakat Sega bunu çoktan yeni Sonic oyunları ile başardı ve herkesin kalbini tekrar kazandı. Bu güzel başlangıcın devamını ise umarım Sonic Forces’da da görürüz. Ben şahsen Sega’dan çok umutluyum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu