Rol yapma oyunu dendiğinde akla hemen gelen birkaç örnek vardır. Özellikle aksona dayalı hızlı oynanışı ile Dungeon Siege, bu örneklerin arasında başarısını aynı çizgide devam ettirebilenlerden. Şimdi ise bu başarının arkasındaki isim, Gas Powered Games’in kurucusu Chris Taylor, Supreme Commander’ın ardından yeni bir Siege oyunu yapmak için kolları sıvadı. Ancak Sega’nın dağıtımını yapacağı yeni proje, zindanlardan bizi çekip ferah bir nefes alabilmek için uzaya çıkarıyor. Uzayda geçen, yüksek derecede etkileşimli bir aksiyon RPG oyunu olan Space Siege, fantastik diyarlardan sıkılanlara önümüzdeki yıl taze bir soluk getirecek.
DERİN HİKÂYE, DERİN KARAKTERLER, DERİN DERİNLİK
Peki bu uzay macerasında, Dungeon Siege’den farklı olarak robotlar ve teknolojik silahlar haricinde ne yenilik mevcut? Öncelikle yapımcılar, hem karakterlere hem de hikâyeye olabildiğince derinlik katarak, oyunu bildik kesip biçme monotonluğuna sokmaktan vazgeçmiş. Örneğin artık çoktan seçmeli sınıflar ve karakter modelleri yerine, Seth Walker adında, belirli bir karakteri yöneteceğiz. Yanında birkaç düzine insanla birlikte, yok edilen Dünya’dan kaçan bir gemide bulunan Walker, 34 yaşında, hem savaş sanatları ustası hem de bir robot teknisyeni. Yetenekleri sayesinde robotlar üretip modifiye ve kontrol edebilen Seth Walker, robotların sibernetikten daha iyi bir çözüm olduğuna inanıyor ancak buna rağmen sibernetik güçlendirmeleri bünyesine kabul etmek konusunda esnek görüşlü. Oyunun en büyük özelliklerinden biri de bu; Star Wars: KOTOR serisini hatırlatacak şekilde ‘insanlık’ ve ‘sibernetik’ arasında sürekli bir gelgit söz konusu. Seth Walker’ın vücudunun her parçasını yapay parçalarla değiştirerek güçlendirebileceksiniz. Yine de KOTOR’dan farklı olarak kesin bir ‘karanlık’ ve ‘aydınlık’ taraf yok, buradaki seçimleriniz daha çok motivasyon anlamında etki edecek. Diğer karakterler, oyunu nasıl oynadığınıza bağlı olarak size tavır takınabilecekler. İnsanların dışında, geminin farklı kısımlarını kontrol eden dokuz farklı yapay zekâ ile de etkileşim hâlinde olacaksınız. Özellikle bulunduğunuz geminin yönlendirme sistemi olan PILOT, doğal olarak hikâyede büyük rol oynayacak.
DÜNYA’YA HOŞÇAKAL DEYİN
Başta da bahsettiğimiz gibi, oyundaki hikâyeye göre, sevgili gezegenimiz Dünya, bilinmeyen yabancı bir yaratık ırkı tarafından yok ediliyor. Saldırıdan kaçan koloni gemilerinden sağlam kalan birkaçı içinde bulunan Armstrong, yaklaşık altı kilometre uzunluğundaki bir uzay aracı. Oyunun tamamı da bu devasa gemide geçecek. Neyse ki gemi farklı ortamlar bakımından yeterince zengin olacak, ağaçlarla kaplı bir seradan, sulandırılmış bir kıyıya kadar ne ararsanız Armstrong’da mevcut. Hayatta kalan son insanlardan biri olarak Seth Walker ile bir yandan gemiye musallat olan yaratıklardan kurtulup rotayı bozmamaya çalışırken, diğer yandan da bu gizemli türün kökenini bulmak ve (biraz klişe bir şekilde) onları yenmek durumundasınız.Space Siege bu keşmekeşin içinde başlayacak ve yaklaşık olarak 18 saatlik bir oynanış sunacak. Üç farklı sona sahip olan oyunda, çoklu oyuncu modları da sizi ekran başında tutacak şekilde tasarlanmış. Sekiz kişiye kadar desteklenen kooperatif mod ile arkadaşlarınızla birlikte Armstrong’da birbirinden zorlayıcı, tam bir ekip çalışması gerektiren 20’den fazla görevi tamamlayabileceksiniz. Çoklu oyuncu modu, senaryo modundan ayrı ancak ona paralel olan başka bir hikâyeyi anlatıyor. Burada seçmeli olan birkaç görev ile başlayıp, bunları tamamladıkça yeni görev bloklarını açabileceksiniz. Multiplayer modunda Seth yok; bunun yerine sıfırdan başlatıp, görevden göreve koştukça geliştirebileceğiniz kendi karakteriniz olacak. Ayrıca her bölümün dört farklı zorluk seviyesi olacak ve tahmin edebileceğiniz gibi zor seviyeler daha iyi ödüller sunacak.
ZİNDAN MOTORU UZAYDA ÇALIŞIR MI?
Gas Powered Games, Space Siege için en baştan yeni bir oyun motoru kodlamak yerine, en son Dungeon Siege II’deki Siege motorunun gelişmiş bir sürümünü kullanacak. Daha iyi parçacık ve aydınlatma efektleri içeren bu motorda, firmanın oynanış ve hikâye derinliğine odaklanabilmesini sağlayacak. Ancak bu kadar uğraşa rağmen, hack’n slash çılgınları isterlerse senaryoyu hiç takip etmeden de, standart bir zindan baskını tadını yakalayabilecekler.
Space Siege’deki tüm bölümler aynı anda tasarlanıyor. Böylece oyundaki hiçbir bölüm, daha az özen gösterilmiş veya kopuk görünmeyecek. Bunun sebebini de, bölüm bölüm tasarlama sırasında işin sonuna gelene kadar ilk bölümlerin kötü görünmeye başlaması olarak açıklayan Chris Taylor, bu kısır döngüyle uğraşmanın oyunun çıkışını sürekli geciktirdiğine dikkat çekiyor.
YENİLİKLERİN OYUNU
İnsanlık ve sibernetik arasındaki karar verme aşaması, Siege serileri için yeni bir durum. Bundan önceki oyunlar sadece “Aldığım puanı hıza mı versem yoksa fiziksel güce mi?” şeklinde kararlar gerektiriyordu. Oysa Space Siege’de bu tarz birimler de yok. Karakter geliştirmesi, eklediğiniz parçaların size etkisi şeklinde oluyor. Bulduğunuz parçaları kendinize ekleyerek, kendi vücudunuzdan feragat edip ilk başlarda çok işinize yarayacak yetenekler kazanabilirsiniz. Ancak eğer insan kalmakta ısrar edip, bulduğunuz parçaları robot yardımcınız olan HR-V’e ekleyip onu güçlendirirseniz, ileride açılacak olan çok daha yüksek seviyede yeteneklere kavuşabileceksiniz. Dungeon Siege oyunlarına göre bir farklılık da, oyun boyunca sadık olan tek yardımcınızın HR-V adlı bu robot olması. Bu durum, kalabalık ekiplerle ilerlemeye alışkın olanları memnun etmeyebilir. Yine de tek yardımcısı bir robot olan, yok olduğu için Dünya’nın kaderini elinde tutamamasına rağmen insanlığın son umudu, robot teknisyeni bir asker, Gas Powered Games’in hikâye ve derinlik konusunda ne kadar iddialı olduğunu gözler önüne seriyor. Önümüzdeki yıl piyasaya çıkması planlanan Space Siege, aksiyon RPG oyunlarına yeni bir boyut getirmeye aday.