Oyun İncelemeleri

Spider-Man 2 Enter: Electro

“Evet, Ben amca öldü ve sanki onu öldüren benmişim gibi hissediyorum. Çünkü şimdiye kadar büyük güçlerin büyük sorumluluklar getirdiğini fark edememiştim. Ama şimdi biliyorum… Ve ben yaşadıkça Örümcek Adam hiç bir zaman kendi çıkarı için çalışmayacak. Hırsızlar, katiller, savulun! Örümcek Adam geliyor…”

Yazıya başlarken bu sözleri yazmazsam sanki büyük bir eksiklik olacakmış gibi geldi. Sizin de anladığınız gibi duvar sürüngeni dostumuz ikinci kez ekranlarımıza ağlarını örüyor. İlki sıkı Örümcek Adam takipçisi olan konsol oyuncularını bile pek sarmayan oyunun ikincisini yapmak için bakalım Activision’un ne gibi bir gerekçesi varmış…

İhtiyacım Olduğunda Neden Ortalıkta Hiç Gökdelen Olmaz ki?

Oyun ilk oyunun kısa bir tanıtımı ve ikinci oyunun isminin anonsu ile açılıyor. Açılış demosunda, oyunun isim babası da sayabileceğimiz Elektro’nun son derece teknolojik görünen bir binaya nasıl elini kolunu sallayarak girdiğini ve dilimize çevirecek kadar İngilizcem olmayan “Bio Nexus Device”ı çocuğun elinden şekerini alır gibi nasıl aldığını izliyoruz. Dolayısıyla oyunumuzun konusunu Elektro ve bu Bio Nexus Device davası oluşturuyor. Elektro zaten mevcut olan elektrik güçlerine bu cihaz sayesinde güç katmak ve -her zamanki gibi- dünyanın hakimi falan olmak istemektedir. Burada yapımcıların bu konu kabızlığı konusunda feci göndermeler yapabilirdim aslında, ama şimdilik vakurluğumuzu koruyoruz.

Düşün Örümcek Düşün(!)

Oyunda grafik yönünden ilk göze çarpan şey demolara bir miktar daha piksel serpiştirilmiş olması. İlk oyunun demolarındaki vasat arka planlarının üstündeki flu görünen karakterler bu oyunda yok. Onun yerine orta halli background (dikkatle bakılmazsa fark edilmeyen bir gelişme var) üzerine bu sefer -nispeten- hoş görünen karakterler var. Artık demolarda “Allahım ne olur suratlara zoom yapılmasın ” demiyoruz. Görüntü kalitesini bir tarafa bırakırsak demolarda, keza oyunun kendisinde adrenalin bir miktar daha arttırılmış. Demo bitişlerinde “Allaah ayvayı yedik şimdi napacaaz” diyebiliyor insan. Her ne kadar grafik kalitesi yeterli olmasa da demolar insanı havaya sokmayı beceriyor.

Sallanma Günlerin Bitti Artık!

Oyun içi grafiklerde belki tür için değil ama, bir önceki oyuna göre devrim sayılabilecek nitelikte yenilikler var. Gördüğüm kadarıyla Manhattan yeniden modellenmiş ve binalar artık öyle hadi yapayım da bitsin mantığıyla yapılmış gibi değil. Önceki oyunda sanki yapımcı firmanın sahibi oğlunun eline cetveli vermiş ve “hadi bize bir kaç bina çiz de grafiker amcaların görsün” demiş, ortaya çıkanlar da sanki birer sanat eseriymiş gibi oyuna koyulmuş gibiydi. Ama bu oyunda binalar binaya benziyor artık. Yani biraz da olsun uğraşılmış üzerlerinde.Şu paragrafa da “Binaların arasında sallanırken…” gibi bir cümleye başlamayı ne kadar isterdim bilemezsiniz. Ancak bir kaç bölüm dışında öyle binaların arasında sallanma durumumuz yok. Yani öyle Örümcek Adam’ın şu sıralar FoxKids’te yayınlanan bilgisayar animasyon bölümleri gibi bir tat beklemeyin oynarken. Zaten yalnızca bir-iki bölümde sokaklara inip oralarda oynayabiliyorsunuz. Diğer bölümlerde ise bir binadan diğerine geçerken vurulduğunuz anda zemini bile göremeden Game Over yazısı kafamıza dank diye iniveriyor. Ama buna da şükür, ilk oyunda sokağın yüzünü göremezken şimdi sokakta Shocker’ı kovalarken bulabiliyoruz kendimizi.

Oyunun atmosferinin önemli bir parçası olan düşmanlarımız da tamamen yenilenmiş. Hatta eski düşmanlarımızdan hiç biri yok. Biraz akıllanmışlar düşmanlar ama yine de salak damgası yemekten kurtulamıyorlar. Yapay zekaya 100 üzerinden 50 bile veremedim. Ancak yaptıkları konuşmalar ve demolardaki görüntüleri bu açıklarını kapattırıyor. Boss’ları yenmek ise artık sırf joystick hakimiyetine dayanmıyor. Bütün Boss’lar belirli tekniklerle yeniliyor. Örneğin bir bölüm sonunda kum adamı yenebilmek için üzerine su püskürtmemiz gerekiyor, diğer bir bölümde ise Lizard’a yapacağımız antidodu enjekte etmezsek bizi ham yapıyor. Atmosfer iyi sonuç olarak. Ama yine de yeterli değil.

Oyunun yenilik olarak gördüğüm Training modu ve Special bölümü var. Yapımcılar bize ayıp olmasın diye, çoğu kimsenin bakmaya bile üşendiği Special, Gallery ve Training bölümünü genişletmişler. Training bölümünde X-Men’den tanıdığımız Doctor Xavior ve Rogue bize önemli beyanatlarda bulunuyorlar. Training alanı yenilenmiş, artık bilgisayar simulatör-vari bir ortamda oynuyoruz. Gallery bölümünde usta fotoğrafçımız Peter Parker’ın fotoğraflarının olduğu Parker’s Ğortfolios ve gazete başlıklarının yeraldığı Bugle Headlines; Special bölümünde ise kendi örümcek adamımızı yaratabildiğimiz Create-a-Spider menüleri var. Eski oyundan hatırladığımız bir hoş özellik olan Storyboard’lara bakabildiğimiz bölüm ise yine mevcut. Başkaca da pek bir yenilik göremiyoruz.

Oyunun kontrolleri tavana yapışmadığınız sürece iyi. Ama tavana yapışıpta kamera Spidey’in etrafında şöyle 180 derece bir dönünce bütün yön duygularınız karışıyor ve kontroller insanı “Seni pis duvar sürüngeni, o tarafa değiiilll!” diye bağırtabiliyor. Kamera açıları da zaten ayrı bir dert, siz kendi etrafınızda döndükten bir kaç saniye sonra kameranın jetonu düşüyor ve ancak o zaman dönüyor. Ama L1 tuşuna basarak kamerayı o an için ortalayabiliyorsunuz. Aslında kontrolleri zorlaştıran etken tamamen kamera açıları. Onun dışında kontroller gayet iyi.

Sesler yine aynı sesler. Sanırım en sona bırakılmış seslerin kaydedilmesi ve yine fazla özenilmemiş (yapayım da bitsin olayı…). Özel bir durumları yok, yine vasatlar. Aslında bütün bunlara rağmen oyunu oynarken bir sonraki bölümü yine de merak ediyorsunuz. Hatta çok zevkli olduğu bile söylenebilir. Ama Örümcek Adam gibi kült olmuş bir karakter için asla yeterli değil. Aslında bunun gibi bir malzemeyi kanımca Electronic Arts gibi bir firma yapmış olsaydı belki de tadına doyulmayacak bir oyun ortaya çıkardı. Yine de teker teker baktığınızda kötü not alan ayrıntılar bir araya gelip de CD’ye dolunca sınıfı geçiyor.

Oyun hakkında söylemem gereken ufak bir dipnot daha var. Oyunu bitirmem iki (yazıyla: iki) gün sürdü. Toplamda 8 saate yaklaşık bir süre oynadım ve oyun bitti. Sonuç olarak oyun geçer not alıyor belki. Ama defalarca da belirttiğim gibi Örümcek Adam gibi bir karakter için yeteri kadar iyi değil. Böyle bir kültü nasıl bu kadar vasat işlemişler, anlayamadım. Oyunsuz günlerde çerez niyetine oynanabilir nitelikteki örümcek adamımızı sadece türünün ve Peter Parker’ın meraklılarına tavsiye ediyorum. Bu arada iyi bir action istiyorsanız Syphon Filter 3 derim. Gerçi o da beni hayal kırıklığına uğrattı ya, neyse.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu