Spider-Man 2
Dört bir yana ağ fırlatmak, taklalar atarak gökdelenler arasında süzülmek, New York’un en azılı suçlularını altederken, bir yandan da espriler patlatmak… Gündelik hayatını bir kenara atmak zorunda kalmasına rağmen, New York halkına yardım etmeyi kendine görev bilen kahraman Spider Man; ikinci oyunuyla birkez daha karşımızda. Üstelik bu sefer turnayı tam gözünden vurmuşa benziyor. Vizyondaki filmi ile aynı senaryoyu temel alıp, yeni birkaç düşman ekleyip yoğunlaşan hikayesi, başarılı grafikler ve gerçekçi animasyonlarla birleşince ortaya gayet başarılı bir oyun çıkmış. Yapılacak sayısız görev ve harita üzerinde sınırsız dolaşma imkanı sunan şehir yapısı ile oyunlarda uzun zamandır aradığımız duyguyu yeniden yaşatıyor bizlere. Özgürlüğü…
“Hi! My name is Spider-Man. I’ll be your superhero today.”
Spider-Man 2 DVD’sini konsolunuza yerleştirip, şehirde ilk turunuzu attınığınız anda fark edeceğiniz en önemli özellik, tıpkı Grand Theft Auto’da (GTA) olduğu gibi yaşayan bir şehrin olması. Ana senaryo gereği yapmanız gereken zorlu görevlerin yanı sıra istediğiniz zaman şehrin içinde dolaşabilmeniz ve halk arasından insanların minik yan görevlerini yapmanız mümkün. Büyük kısmını gökdelenlerin oluşturduğu Manhattan sokaklarının her yanını dolaşabilmek, Empire State gökdeleninin tepesine çıkıp yaşayan şehri izlemek oldukça keyif veriyor. Doyurucu karakter animasyonları ve göze hoş gelen çevre dizaynı ile olumlu puanlar toplayan oyun, güzel kurgulanmış hikayesi ile oyuncuya hoş anlar yaşatıyor.
Temelde oynanışın üç kısma ayrıldığını söyleyebiliriz: Birincisi, her oyunda alıştığımız ana görevler. Bunlar asıl senaryo ile ilgili olarak, gittikçe zorlaşan, sonunda bosslarla karşılaşmamıza neden olacak ve birbirini belli bir mantıkla takip eden görevler. İkincisi ise; çevredeki insanlardan alacağımız yan görevler. Yan görevleri almak için, şehrin dört bir yanına dağılmış ve kafalarında yeşil soru işaretleri olan insanlara gidip, etkileşim kurmamız gerek. Genelde basit olan ve kısa süren bu yan görevleri başardığımız zaman, “Hero point” denilen puanlardan kazanıyoruz. Başarısız olmamız durumunda ise kazanmamız gereken puanın yarısı kadarını kaybediyoruz. Her Chapter’ı bitirebilmemiz için ana görevlerin haricinde önceden bize belirtilen miktarda “Hero point” kazanmamız gerekiyor. Kısacası yan görevleri canımızın istediği zaman yapmamıza rağmen bölümleri geçebilmemiz için zorunlular. Üçüncüsü ise; tıpkı GTA oyunlarındaki gizli paketler gibi Spider-Man 2’de de genelde gökdelenlerin en ücra köşelerinde bulunan minik ikonlar. Bu ikonları toplamamız halinde ise gayet yüklü hero pointler kazanabiliyoruz. Böylece ne kadar çok ikon toplarsak yan görevleri de o kadar az yapmamız gerekiyor.
Ağları ve esprileri havada uçuşan yegâne kahraman Spider-Man.
Spider-Man 2 kontrolleri ve oynanabilirliği ile tavana vuruyor. Gökdelenler arasında ağ atarak ilerlemek hiç olmadığı kadar gerçekçi ve bir o kadar da eğlenceli. Hatırlarsanız daha evvel ki oyunlarda Swing (yani ağ atarak ilerleme) modunda düz bir çizgi ile ilerler nereye ağ attığımızı görmeden gidedik. Bu kez ise swing sistemi çok daha gerçekçi yapılmış. Attığımız her ağ mutlaka binaların köşelerine tutunuyor ve sallanırken binaya doğru yaklaşıyoruz. Binaya çarpmadan ilerleyebilmek için diğer binaya ağ atmamız gerekiyor. Karakterimiz böylece hem daha hareketli oluyor, hemde daha gerçekçi gözüküyor. Bir başka güzel ayrıntı ise, attığımız her ağ uzunca sayılacak bir süre yapıştığı yerde kalıyor. Geri döndüğümüzde ise daha evvel attığımız ağları görebiliyoruz.
Başarılı dövüş sistemini içinde barındıran oyunda Spider-Man olmanın yararını sonuna kadar kullanabiliyoruz. Karşımızdaki düşmanımızı seri yumruklar atarak alt edeceğimiz gibi onlara öncelikle ağ atarak etkisiz hale getirebiliriz. Daha evvel de bahsettiğim, kazandığımız hero pointler karşılığında öğreneceğimiz yeni hareketlerle, oldukça akbobatik şekiller çizip düşmanlarımız tarafından yakalanamaz hale gelebiliriz. Hatta ağ atarak yakaladığımız bir düşmanımızı duvardan duvara vurabilir, sokağın diğer ucuna fırlatabiliriz. Dövüş sisteminin vaz geçilmezi ise “Örümcek Hisleri”miz. Oyuna çok güzel monte edilmiş olan bu sistem ile tarafımıza yapılacak saldırıları önceden hissedebilir doğru zamanlamayla hiç hasar almadan kurtulabiliriz. Kabiliyetlerimizi verimli kullanmayı öğrendikten sonra oldukça basitleşen dövüşler, ateşli silahlara sahip düşmanlar tarafından sarılmamız halinde zorlayıcı olabiliyor.
Spider-Man 2, oyuncuya sunduğu özgürlüğü, sayısız yan görevi ve başarılı oynanabilirliği ile konsolculara keyifli anlar yaşatacak gibi duruyor. Yan görevlerin bir sğre sonra kendini tekrar ediyor olması ve yapay zekâ’nın vasatın üzerine çıkamıyor olması eksi olarak görülebilir ancak yaşayan şehir New York’ta halkın arasına inip onların dertlerine derman olmak gayet eğlenceli. Sonuç olarak Spider-Man 2’yi konsol sahibi herkese kesinlikle tavsiye ediyorum.