Sizinkiler

Split/Second

“Evet değerli izleyiciler son virajda beş araç kaya düşmesi sonucu patladı. Olayda ölen ya da yaralanan olamadı. Nasıl mı? Çünkü bu program Split Second!”

Split Second ne mi? Şu an sadece ilk sezonu çekilen, sadistliğin diz boyu olduğu, araçların “keşke bu programda olmasaydım” dediği bir yarışma programı. Yanlış duymadınız aslında oyunumuz bir yarışma programından ibaret diyebiliriz. Zira oyunda araç modifikasyonu neredeyse yok. Araçların rengini değiştirmeyi saymasak tabii. Ama oyun da tam bu noktada cevabı suratıma bir tokat gibi yapıştırıyor. Oyundaki aksiyon öyle bir noktada ki, ne aracı ne de modifiye yapmayı düşünemiyorsunuz.

Split-Second’da gelecek hafta

Ender rastlanan türde bir yarış oyunu olduğunu söyleyebilirim. Neden mi? Çünkü bir yarış oyununa göre gerçekten çok fazla adrenalin yüklü bir oyun. Örnek vermek gerekirse oyunda; yarış pistinin ortasındaki büyük barajı patlatmak, rakiplerinin üstüne kaya yağdırmak, helikoptere talimat vererek pistin ortasına kamyon fırlattırmak veya yol üstündeki köprü ve benzin istasyonunu patlatmak gibi aklınıza gelebilecek bir çok tuzak kurulu yarıştığınız pistlerde. Bu tuzakları harekete geçirmekte siz ve rakiplerinizin elinizde. Bu tuzaklar TV programı yapımcıları tarafından konulmuş ve her pistte 10’a yakın bulunuyor. Tuzak demekte pek doğru , ancak rakibiniz size bir Powerplay kullandığında tuzağa yakalanmış tavşana dönüyorsunuz.

Gelelim oyunu zevkli kılan en önemli özelliklerden biri olan Powerplay özelliğine. Bu özellik yarış sırasında arabamızın altında üçe bölünmüş bir bar olarak gösteriliyor. Yarış sırasında drift yaptıkça veya hızlandıkça da bu bar yavaş yavaş dolmaya başlıyor her bir bar dolduğunda bir Powerplay hakkınız oluyor ve bu Powerplay özelliğini rakibiniz pistte ilerlerken daha önce patlayıcı yerleştirilmiş bir taksiyi veya bir aracı patlatarak kullandığınızda gerçekten çok zevkli ve adrenalin dolu dakikalar geçirebiliyorsunuz. Yarışı değiştiren ve sonuncu iken birinci olmanızı sağlayacak bir özellikte Powerplay barının her 3 bölmesini de doldurduğunuzda ortaya çıkıyor. İşte bu noktada oyun sizi kendini bağlamaya yetiyor. Çünkü bu tamamen dolu Powerplay barı ile piste kuleyi patlatarak indirmekten tutunda piste uçak dahi indirebiliyorsunuz. Gemi patlatmaktan bahsetmiyorum bile.

Çok güzel hareketler bunlar

Toplamda altı farklı yarış modu bulunmakta. Race modu bildiğiniz üzere normal bir yarış modu. Bu modda Powerplay kullanarak rakiplerinizi geçmeye çalışıyorsunuz. Elimination modu ise en arkada kalanın aracının patladığı bir mod. Bu mod özellikle Multiplayer oynarken zevkli. Bir diğer mod olan Survival modunda ise size iki tür varil atan (patlayıcı ve sarsıcı variller) büyük TIR’ları geçmeye çalışarak puan kazanıyorsunuz. Detonator modunda süreye karşı yarışıyorsunuz. Pistteki Powerplay’lerin hepsi sizin aleyhinize karşı harekete geçiriliyor ve gerçekten sinir bozucu ve bir o kadarda zevkli bir mod.

Gelelim Air strike ve Air revenge modlarına. Air strike modunda size füze yağdıran bir helikopterden kaçarak yarışı en iyi zamanla tamamlamaya çalışıyorsunuz. Air revenge modu ise Detonator modundan daha sinir bozucu bir mod. Bu modda diğer moddaki gibi üstünüze füzeler geliyor, ancak bu modda Powerplay’lerinizi doldurarak bu füzeleri helikoptere geri göndermeye çalışıyorsunuz. İşte bu noktada gerçekten zamanlama çok önemli. Senaryo modunda en küçük bir hatanız bile ilk üçe girmenize engel oluyor.

Son olarak bir de belirli başarılarınıza göre açılan Bonus bölümler mevcut. Örneğin bir Episode’de 25 araba patlattığınızda o Episodu’n Bonus bölümü açılıyor.

Her yiğidin araba sürüşü farklıdır

Evet şimdiden senaryo modundan yani Season’dan bahsetmek istiyorum. Season adından da anlaşılacağı gibi bu TV programının bir sezonunu oluşturuyor. Season modunda toplam 12 Episode mevcut. Her Episode içinde altı farklı yarış bulunmakta. Bunlardan beşi bahsettiğim altı moddan karışık bir şekilde veriliyor bir ise Elite yarıştan oluşuyor. Gelelim Elite yarışlarına. Bu yarışlar her Episode sonunda o Episode’dan topladığımız puana göre açılıyor. Bu yarışlarda ilk 3’e girmeden sıradaki Episode’u açamıyorsunuz.

Zorluğa gelince ilk başta leblebi yer gibi bölüm geçerken 8. Episode’a doğru terlemeye başlıyorsunuz. Bu noktada Black Rock Studio’yu tebrik etmek gerek çünkü oyunun zorluğunu kademeli bir şekilde ayarlamışlar.

“Fuel is pumping engines”

Ses ve müzikler olarak hoş bir oyun. Ancak bu oyuna Burnout: Paradise City’deki gibi bir de Guns’n Roses şarkısı koysalarmış daha da güzel olurmuş diye düşünüyorum. Metallica veya Rammstein da fena olmazmış hani. Düşünsenize bu adrenalinin üstüne bir de yarış sırasında arkadan hafif bir Enter Sandman çaldığını. Gerçekten güzel olurdu.

Kadı kızı mı, kupa kızı mı?

Bu kadar iyi yönleri olsa da olumsuz yönleri de var. En başta online modu çok kısır ve diğer oyuncularla iletişim ne yazık ki kuramıyoruz. Bir süre sonra sıkılmamızı sağlayan en önemli sebeplerden biri de oyunda toplam 11 pist olması. Evet arkadaşlar bu gerçekten bir süre oyundan sizi soğutuyor. Zira arkadaşlarımla LAN’dan oynarken artık pistleri ezberlediğim için sıkıldım. Ama bu noktaya kadar oyun gerçekten çok zevkli ve oyunun her yerinden adrenalin fışkırıyor. Grafiklere gelince yeni nesil için gerçekten güzel. Parça modellenmeleri harika patlamalar müthiş. Ama oyunun bir süre sonra tek bir dinamik üzerine kurulu olmasını hissettiğinizde oyun bayıyor ve kapatıyorsunuz.

Sonuç olarak oyun gerçekten güzel, ancak az pist olması ve bazı şeylerin kısıtlı olmasından dolayı en iyi olmayı başaramıyor. Ancak mutlaka bir kez de olsa oynanması gereken bir oyun. Umarız Black Rose Studio hatalarından ders çıkarmıştır ve yeni oyunda bu eksiklikleri tamamlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu