Oyun İncelemeleri

Spore: Origins

Önce ufak bir nokta kadardım. Sudaki ufak tefek toz parçacıklarıyla beslenmeye çalıştım ve büyümeye yönelik bir hücre halini aldım. Daha hızlı gelişebilmem için daha çok yemem gerekirdi. Bunun için de evvela bana güçlü bir çene lazımdı. Tabii ki yeterli olamazdı tek başına. Gideceğim yerleri akıl kârı belirleyebilmem için gözlere, hızımı artırmak veya azaltmak için yüzgeçlere ihtiyacım vardı. Zaman geçtikçe anladım ki, bu engin sularda yalnız değildim ve düşmanlarım da vardı. O halde kendimi koruyabilmek için dikenlerim de olmalıydı. Hem bazı sürprizler de hayatımı kurtarabilirdi. Diğer canlıları birbirine düşürmek, çaldığım bir istiridye kabuğuna saklanarak ortadan kaybolmak gibi. Peki ya kumsal hayatı? İşte onu hiç düşünmemiştim. Beni neyin karşılayacağını ya da oraya ulaşıp – ulaşamayacağımı henüz bilemezdim.

Maxis’in en yeni dahiyane yapımı Spore, milyonlarca oyuncu gibi beni de fazlasıyla etkilemişti. Açık konuşmak gerekirse, piyasaya çıkana kadar benim için bir şey ifade etmiyor, “garip bir oyun” statüsünde yer alıyordu. Ta ki PC’me kurup, denemeye karar verene kadar. Ama ne deneme! Spore, kesinlikle PC’ye çıkmış en iyi yapımlardan bir tanesi. Keşke daha uzun olsaydı, bitirme sonrasında karakter geliştirmeye devam edebilseydik, farklı evrenler keşfederek, farklı uygarlıklarla mangal yapabilseydik.

Spore, gerçekten kısaydı. Ardından gelen eklenti paketi de hoştu, ancak asıl istenen bu paket değil, orijinal yapımın daha uzun olmasıydı. Her neyse, şimdi köklere dönme vakti. Spore’un başlangıç evresi, ufak bir hücre olarak deniz akıntılarıyla ekranlarımıza taşınıyordu. Her evre gibi bu evrede yeterince kısaydı. Gelin en azından bu evreyi uzatalım ve suyunu çıkaralım (zaten su içinde değil miyiz).

Spore: Origins’te su altındayız. Ufak bir organizma olarak başladığımız yaşantımızda giderek gelişmeye, farklı su seviyelerini keşfetmeye ve en nihayetinde de karaya ayak basmaya çalışıyoruz. Ana besin maddemiz olan ufak hücreler, kimi zaman akıntının savurmasıyla önümüzde düşüyor, kimi zaman da devasa bir deniz yaratığının artığı olarak bize sunuluyor. Karnını doyurma derdine düşmüş tek yaratık bizimkisi değil, irili ufaklı birçok canlıyla aynı ortamı paylaşıyoruz. Kaçmayı, saldırmayı, hatta şaşırtmayı da bilmelisiniz. Böylelikle her zaman çıkarlarınız doğrultusunda kazanabilirsiniz.

Kontrolsüz güç, güç değildir!

Karşımdaki eleman çok büyük. Ne dişim, ne de pençelerim işe yaramaz. Bu bir FPS oyunu değil ki silahlarımla üzerine gideyim. Ayrıca RPG oyunu olmasını isterdim doğrusu. Böylelikle büyü yapar, olduğumdan da güçlü bir vücutla üstesinden gelirdim. Bekle bir dakika, RPG’lerdeki düşmanların da ilginç güçleri olabiliyor ama. En iyisi mi ben ortayı verveleye vereyim. Nasıl mı oluyor? Öncelikle etrafta dolaşan 2-3 tane balığa bilerek kafa atarım ve onları kızdırırım. Bu aşamadan sonra, asıl hedefimin yanında durarak poz veririm. Kızgın balıklar da üzerime doğru hızla harekete geçer. Tam bana vuracaklarken ani bir hareketle yana atlarım ve bana değil, alt etmek istediğim devasa düşmanıma zarar verirler. Ben de yolumu bulurum. Nasıl plan ama? İyi, ama yem olmamak kaydıyla…

Çoğu kez ekranın sol üst köşesinde yer alan barı doldurmak için uğraşıyoruz. Böylelikle bir sonraki bölümü oynayabiliyoruz. Bazen de “yol bulmamız” gereken bölümler oluyor. Bu kez de akıntıyı takip etmemiz ve düşmanlarımızdan uzak durmamız yeterli oluyor. Arada rastladığımız hız, zırh ve sağlık simgeleri de hayat kurtarıcı olabiliyor. Ne diyorduk; av olma, avcı ol!

Yapımın grafikleri güzel. Performans açısından olsa gerek, çoğu tasarım 2 boyutlu olarak eklenmiş. Yine de rahatsız olmuyorsunuz. Sesler de ilginç. Gerçi orijinal Spore’da inanılmaz sesler vardı, bunu da belirtmek isterim. Kontroller zor değil, zira sadece hareketlerle kontrol sağlıyorsunuz. Kimi oyuncuya göre Origins, bir süre sonra sıkabilir. Yaratık gelişim ekranının da daha detaylı olmasını beklerdim, bitirmeden önce bunu da ekleyeyim. İyi oyunlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu