Star Wars: Jedi Knight II – Jedi Outcast
Bardan içeriye girdiğinde barmenin iki küçük çocuğunun nefesleri kesildi. Yüzündeki kahverengi sakallar ve dalgalı sayılabilecek saçları ile hiç de hikayelerde anlatıldığı gibi değildi. Fakat belindeki bir ışın kılıcı idi. İşte bundan emindiler. Adamın yanına yaklaştılar. Dikkat çekmenin ne yazık ki bu adamın istediği son şey olduğunu ikisi de bilmiyordu. “Bayım siz bir Jedi Şövalyesi misiniz?” diye sordu birden bardaki tüm avcıların sakallı adama bakmalarına sebep olarak. Sakallı adam “ Hayır evlat ben yalnızca buraya bir şeyler içmeye gelen bir taşımacayım” dedi ve çocuğun belindeki ışın kılıcını kemerden merakla çıkardığını görüp çocuğun eline hafifçe vurup kılıcı saklamaya çalıştı. “ Peki ya bu ışın kılıcı nedir? “ dedi çocuk. Sakallı adam “ Pekala daha önce hiç ışın kılıcı olan bir taşımacı görmediniz mi?” dedi tedirgin bir şekilde ve etrafına kaçamak bir bakış attı. Barda ki kimse görmemişti. Çocukları kenara çekti. Işın kılıcının vızıldayarak açılması ile bardaki 20 ye yakın avcıyı aynı anda ayağa kaldırmıştı. Sakallı adam çok hızlıydı. Bir taşımacı için fazla hızlı. Çok yükseğe sıçrıyordu. Normal bir insanın sıçraması olanaksızdı. Işın kılıcını inanılmaz bir ustalıkta kullanıyordu. Avcı silahlarından çıkan her bir lazer ışını kılıçtan geri dönüyordu. Çoğu çıktıkları yere geri dönüyor ve avcıları teker teker yere seriyordu. Bir taşımacı için fazla iyiydi.
Beş dakika sonra geriye canlı olarak yalnızca bir köşede taşımacıyı izleyen iki çocuk ve barmen kalmıştı. Işın kılıcı usta ellerin arasında tekrar vızıldayarak kapandı. Adam arkasını dönerek bardan çıkmaya hazırlanırken çocuklar tekrar seslendi. “ Hey bayım siz gerçektende bir Jedi değil misiniz? “ dediler. Sakallı adam gülerek cevap verdi. “ Hayır çocuklar ben yalnızca Hollywood’ un, Japonların samuraylarına nispet yaparcasına ortaya çıkardıkları, inanılmaz bir reklam bütçesine sahip modern kimonolar giyen ve elinde Japon Mitolojisindeki abartı kılıçların makyajlanmış modelini bulunduran sıradan biriyim. Ayrıcada abartının yerinde kullanıldığında kültürel açıdan ne büyük bir güç olduğunun da kanıtıyım. Ben sinema filminin senaryosunu her yaştan kesime tabak,çanak,oyuncak ve bilgisayar oyunları satmak için değiştirip sanatını sektöre dönüştüren bir yönetmenin hayal gücünden çıkma, kendi hafif felsefelerinin boşluğuna sahip bir savaşçı mezhebin çarpık bir yansımasıyım”. Sakallı adam bir an durup düşündü. Daha sonra söyleyeceklerini tamamlamak için derin bir nefes aldı. “ Çocuklar haklısınız, sanırım ben bir Jedi’ yım. “ dedi. Çocuklar birbirlerine baktılar ve adam barın kapısından çıkıp giderken kafalarında hala bir sürü kuşku vardı. Hollywood da neresiydi. Daha önce duymadıklarına emindiler.
May The Force Be With You
Lucas Arts oyun işinde ne kadar büyük paralar döndüğünü anlayalı çok oluyor. Fakat bunun olumsuz sonuçlarına genelde bizler katlanıyoruz. Örneğin bir dönem Star Wars: Episode 1’den sonra çıkan bir-iki oyun haricinde öyle saçma sapan ve emekten yoksun oyunlar çıkarttılar ki içlerinden bir tanesi zekanızla alay eden bir puzzle oyunuydu ki hala hatırladıkça içim kalkar. Fakat işin bir de diğer boyutu var. Lucas Arts Star Wars evrenini konu alan ciddi bir proje ile karşımıza gelse biz oyun severleri oldukları yerde kilitler ve tam anlamıyla bizi o oyunun esiri yapar. İşte STARWARS JEDI KNIGHT 2: JEDI OUTCAST ( yazının geri kalanında ST:J2O olarak geçecektir.) içinde bu başyapıt mertebesine girebilecek oyunlardan diyebiliriz. Oyun o kadar güzel ve sizi Star Wars evrenine öyle bir sokuyor ki gerçek yaşamdaki kişiliğinize dönmek oldukça zamanınızı alıyor. ( Az önce söylediğim cümleyi kayıtlardan çıkarsak mı acaba. Yani Fatih Altaylı’ nın programında bu oyunun gençlerin akıl sağlığı üzerine deli saçması bir tartışmaya konu olması ülkem gençliği için ciddi şekilde üzülmeme sebebiyet verir.) Şimdi nedir bu oyunu bu kadar güzel yapan bir bakalım.
Oyunun konusu kısaca şöyle. Kyle Katarn Jedi’ ların güçlerinin kaynağı olan Jedi Valley’i koruması sırasında gücün karanlık tarafına geçmeye zorlanmış, bunun önüne geçmek içinde Jedi güçlerini tamamen bırakmış ve günü kurtarmış eski bir Jedi Şövalyesidir. Aradan uzun zaman geçmiş ve Kyle İmparatorluk güçlerinin karşısında duran Cumhuriyetçilere katılmıştır. Bir gün rutin devriyelerinin tam ortasında yakın bir koloniden sıra dışı bazı mesajlar alınır ve araştırmaları için Kyle Katarn ve ortağı Jan görevlendirilir. Tabii bölümleri geçtikçe daha dallanıp budaklanan bir senaryo var ortada.
Öncelikle oyunu yapan ekip gerçektende Star Wars evrenini zihninde çok güzel sindirmiş oldukça yetenekli bir ekip. Yaratılan dünya sizi var olan bir atmosferin yaşayan mimarisi içinde gerçek bir Jedi Şövalyesi olmaya davet ediyor. Bunda tabii ki oyunun içinde kullanılan teknolojik detayların büyük etkisi var. Fakat oyunu gerçekten yapmak istemenin ve yapımcıların içindeki Star Wars coşkusunun da oyun içinde size bulaştığını hissedeceksiniz. Peki bunun haricinde oyunu güzel yapan teknik detaylar nedir.
Dark Side
İlk başta grafikler.Grafikler Quake 3 motorunu temel olarak kullanıyor ve mekan yaratmada oyunun yapımcılara ne gibi olanaklar sağladığı da ortada. Star Wars evreninin inanılmaz güzellikteki mimari çeşitliliği oyunda sonuna kadar kullanılmış. Her şey bu evrenin severlerini tatmin edecek şekilde hazırlanmış ve bana kalırsa çoğunuz bundan da fazlasını oyunun içinde bulacaktır. Oyun içindeki kaplamalar oldukça güzel ve yeterli. Belki de oyunun grafik açıdan alabileceği tek eleştiri karakterlerin kaplamalarındaki yer yer rahatsızlık uyandırıcı renk bozuklukları olacaktır. Yalnız bana kalırsa bu da o kadar önemli değil. Çünkü karakter modellemeleri gerçekten başarılı olduğundan bunlar kadı kızındaki detaysal kusurlardan başka bir şeymiş gibi gelmiyor gözünüze. Tabii ki ışık ve patlama efektlerinde Quake 3 motoruna güvendiğiniz kadar ST:J2O yada güvenmeniz mantıklı olacaktır.
Sesler ise tam anlamıyla bir Lucas Arts kalitesi taşıyor. Bölümlere göre değişen ve zaman zaman da John Williams’ ın ustalık kokan Star Wars soundtrack inden de izler taşıyan çok geniş ve kaliteli bir müzik yelpazesi var oyunun. Seslerde tam anlamıyla mükemmel. Her FPS de kendini tekrarlayan bazı seslere bu oyunda da rastlıyorsunuz. Fakat bunun dışında ışın kılıcının açılarken çıkardığı ve tüylerinizi diken diken eden o vızıltı sesi ya da imparatorluk güçlerinin kullandığı silahların çıkardığı o aşikar ses sizleri oyuna bir parça daha bağlıyor.
Kontroller için şu söylenebilir. Bir Jedi Şövalyesini kontrol etmeyi öğrenmek en fazla bir saatinizi alır. Zaten Jedi olmak için oyunun sanki silahları tanıtmak için konulmuş olan ilk üç bölümünü geçmeniz icap ediyor. Bu bölümler ilginç bir ironiye sahip çünkü sözü geçen ilk üç bölümden sonra ışın kılıcınızı alıyorsunuz ve açıkçası diğer silahlar tüm o animasyonlarına rağmen artık hiç de cazip gelmiyorlar ve bölüm sonuna kadar birkaç istisnai durum hariç hep ışın kılıcınızı kullanıyorsunuz. Jedi güçlerinizi aldıktan sonra özel güçlerinizi kullanmak için bazı kısa yol tuşları mevcut. Belki o süre zarfı içinde bu kısa yol tuşlarına alışmak biraz karmaşık gelebilir. Ama bunu da “f” tuşuna en çok kullandığınız gücü atayarak halledebilirsiniz. Ayrıca oyunda bir çok farklı puzzle var. Hepsi aslında kapının öbür tarafına geçmekle ilgili ve bazen ciddi şekilde uğraştırabiliyorlar. Eğer bir kapıyı açacak doğru yolu bulamaz ya da benzeri bir şey olursa hemen bilgisayarın başından kalkın. Bir süre sonra sakin kafayla oturduğunuzda emin olun çözüme daha çabuk ulaşacaksınız. Aksi takdirde benim gibi yüksek sesle küfür edip alt komşunuzla mahalle kavgası edersiniz 🙂
Atmosfer için ise tek söylenebilecek şey var o da kusursuz. Bu oyunu aldığımdan beri duyu organlarımın tamamı beni bu oyun için terk etti. Yalnızca bu oyunun başındayken işlevselliklerini sergiliyorlar. Elimde oynanmayı bekleyen Heroes 4 var ama inanın benim için tamamiyle arka planda kaldı. Yani Heroes 4 ile atmosfer açısından yarış eden bir oyunun meziyetleri oldukça aşmıştır benim açımdan. Tüm o özel Jedi güçleri, ışın kılıcınızın etrafı gece mavisinde parlatması, bunların hepsi kendinizi bir Jedi gibi hissetmenizi sağlıyor ve inanın sadece bu tecrübeyi yaşamak için bile bu oyun alınır. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, ışın kılıcınızı almak için Jedi ların tapınağında Luke Skywalker’ ı ziyaret ediyorsunuz. Ben bu tanıdık simayı sanki kırk yıllık dostummuş gibi görünce inanılmaz sevindim ve resmen duygulandım. Bu tür detaylarda oyunu sağlamlaştıran unsurlar arasında. Hatta bir bölümde de Luke Skywalker ile… Pardon sustum.
Özetlemek gerekirse ST:J2O bu sene çıkan ve tahminen de çıkabilecek en iyi 3 FPS den biri. Bazen çıldırtan ama çözümü aslında yanı başınızda duran bilmeceleri haricinde çok güzel bir oyun. Tüm Star Wars fanatikleri zaten alacaklardır fakat Star Wars evrenini sevmeyenler içinde bana kalırsa zevkle oynanabilecek tarzda bir oyun. Bu arada Star Wars: Episode 2 filminin çıkmasına az bir zaman kaldı ama oyunları ile ilgili ciddi bir haber dolaşmadı etrafta. Biz sizler için bunu araştırıyoruz fakat bu pek hayra alamet değil sanıyorum ki.