Oyun İncelemeleri

Star Wars: Jedi Knight – Jedi Academy

Geçen aylarda gazetede şöyle bir haber gördüm; Avustralya’da yapılan son nüfus sayımında tam 50.000 kişi kimlik kartlarına “JEDI” dinine mensup olduğunu yazılmasını istemiş. Herhalde verdiğim bu örnek, dünyada Star Wars’a gösterilen ilginin ne boyutta olduğunu anlatır. Elbette ülkemizdeki Star Wars hayranlığı henüz “din değiştirme” mertebesine ulaşmadı ama yinede hatırı sayılır miktarda (ki buna ben de dahilim) fan’a sahibiz. LucasArt’da dünyada oluşan geniş Star Wars pazarından daha fazla yararlanabilmek için her geçen gün yeni bir işe imza atıyor. Serinin 3. filmi yakında gösterime girecek ve genç Anakin, zalim Darth Vader’a dönüşümünü tamamlayacak. Piyasaya çıkmasının üzerinden henüz 1 ay geçmesine rağmen insanları filmde gösterilenlerin taa göbeğine kadar sokan MMORPG oyunu “Star Wars Galaxies”e kayıtlı olan kullanıcı sayısı 300.000’ne yaklaştı ki bu online oyunlar tarihinde rekor olarak geçti. En sonunda da elimize uzun zamandır çıkmasını beklediğimiz, lightsaber (ışın kılıcı) kullanmanın zevkini saçımızdan ayak parmaklarımıza dek yaşatacak olan Jedi Knight: Jedi Academy var. Artık ölsek de gam yemeyiz… 

Bizi canavar gibi bir Jedi yapacak hikaye ise şöyle: Jedi seçme sınavını (JSS) kazananlardanız ve 4 yıllık Jedi Fakültesine doğru yola çıkmışız (okul parasız yatılı:). Fakat tam fakülteye varmak üzereyken gemimiz düşürülüyor. Yeni evimize ulaşmak için gemimizin düştüğü ormanın içinde okula oldukça kısa bir yürüyüş yapıyoruz ve fakültenin sonradan adının Rosh Penn olduğunu öğrendiğimiz biri tarafından sabote dilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu noktadan sonra da bizi bir Jedi şövalyesi yapacak aksiyona başlıyoruz. Asıl amacımız eski, şeytani güce sahip olmak isteyen Rosh Penn’i ve adamlarını durdurmak. Senaryoyu light (iyi) veya dark (kötü) taraftan herhangi birini seçerek (oyunun sonlarına doğru yapacağınız bir seçim bu) bitirmek mümkün. Aslında seçim olayı oyunda biraz sırıtmış, pek manası olmayan bir hareket. Herhalde gelecekteki yeni oyunların senaryoları için açılan bir kapı. Ayrıca ana senaryo sonuçlandığında, en azından Darth Maul veya Luke Skywalker ile karşılaşmayı beklerdim ama hikaye oldukça bayık şekilde bitiyor. Görünce hayal kırıklığına uğramanız mümkün.

Oyunu anlatmaya başlamadan önce şunu belirteyim ki JK:JA serinin kendinden önceki üyelerinden oldukça farklı. Her şeyden önce oyuna gelişmiş, hoş RPG öğeleri eklenmiş. Bunlar sayesinde yönettiğimiz karakterin saç renginden tutun da daha çok hangi tarafın güçlerini kullanacağına bile belirleyebiliyoruz. Bu imkanları bugüne kadara ancak zindanlı, büyücülü fantastik RPG’lerde görmüştük. Demek ki diğer oyunlara da uygulanabiliyormuş. Açıkçası gelecek aylarda piyasaya çıkacak başka oyunlarda da RPG öğeleri görmeye hazır olun. Çünkü yapımcı şirketler oyunlarına karakter geliştirme imkanının katılmasının müşteri potansiyelini arttırdığına iyice inanmış durumdalar. Neyse konuyu fazla dağıtmayalım ne diyordum? Elbetteki Jedi’lık yolunda olgunlaşma olayı öyle pat diye olan bir şey değil. Görevler yaptıkça deneyimimiz artıyor ve bu bize çeşitli kazanımlar olarak geri dönüyor. Neyse konuyu fazla dağıtmadan bu RPG öğeleri JK:JA’ya nasıl adapte edilmiş onu anlatayım.

Efendim oyuna başlamadan önce ekrana gelen menüler yardımıyla karakterimizin nasıl olacağını belirliyoruz. Burada karakterin çeşitli fiziksel özelliklerini, saçını, başını, giydiği pantolonu ve gömleği, kadın, erkek, insan veya diğer ırklardan herhangi birinden olmasını seçmek mümkün. Daha sonra kullanılan lightsaber’ın (ışın kılıcı) rengini, sapının tasarımını filan ayarlıyor ve zorluk seviyesini seçip oyuna dalıyoruz. 4 farklı zorluk seviyesi var ve benden söylemesi heyecanlı bir oyun istiyorsanız en azından “Jedi” seviyesinden başlayın. İlk oynayacağınız bölüm kısa bir training ve bence oldukça yetersiz. Öylesine konulmuş olduğu belli. 

Jedi Academy’de toplam 18 tane single mission bulunmakta (evet oldukça az ama durum maalesef böyle). Bize yerine getirmemiz için 5’er görevlik paketler veriliyor. Bu 5 görevlik paketlerin arasına da asıl senaryoyu ilgilendiren ana görevler oturtulmuş durumda. Ana görevleri oynamak için paketlerdeki görevlerin en az 4 ‘ünü bitirmek şart. Paket görevler çok fazla karışık olmayan, basit ama oldukça eğlendirici şeyler. Mesela görevlerin birinde İmparatorluk gaz istasyonu yok ediyor, diğerinde düşen gemimizi tamir için parçalar buluyor, ötekinde düştüğümüz esaretten kaçmaya çalışıyoruz. Ana görevler ise asıl senaryonun üzerine oturtulan (Rosh Penn ve çetesini imha etme) ve gidişatına göre değişik durumların oluşabildiği uzunca bölümler. Görevlerin uzunlukları da oldukça iyi ayarlanmış ve hemen hiç biri (en son ana görev dışındaki o da devamlı saber’la dövüştüğümüz ve başka zekice numaralar kullanmadığımız için sıkıcı) insanı baymıyor. Görevler bazen oldukça büyük haritalar üzerinde bazen de uzay gemisi gibi dar mekanlarda cereyan ediyor. Merak etmeyin, haritalar kafa karıştıracak labirentlerle dolu değil. Yolunuzu bulmakta çok fazla zorlanmazsınız. Zor durumda kalırsanız “Sense” gücünü kullanarak gideceğiniz yönü tayin edebilirsiniz. Haritanın bazı yerlerinde Wolfenstein’dan hatırlayacağınız secret area’lar bulunmakta. Burada azalan zırhınız ve silah enerjinizi doldurabilir, çeşitli silahlar alabilirsiniz. Görevleri yaparken AT-ST, imparatorluk speeder motosikleti, sabit lazer topları ya da Hoth gezegenindeki o kangurumsu garip binek hayvanlarını kullanmak mümkün. Bu da oyunu oldukça eğlenceli hale getiriyor. Yalnız speeder oldukça kontrolsüz, AT-ST’de ise kamera açısı çok kötü. Ana görevleri de bitirdikçe sırasıyla saber kullanma stilimizi ve saber’mızın türünü (single, dual ya da staff) belirliyoruz. Sonuç olarak hızlı ya da güçlü stilde kılıcımızı kullanabilir, dual saber’a veya saber staff’e (çift taraflı kılıç) sahip olabiliriz ama unutmayın ki karakteriniz için belirleyeceğiniz her şeyin kendilerine göre avantajı ve dezavantajı var.

“Force’suz Jedi tekerleksiz arabaya benzer…” (Jedi atasözü)

Gelelim olmazsa olmaz “Force” mevzuuna. Force sayısı ve kullanım düzeyi “Jedi Outcast”a göre bayağı arttırılmış. Oyunda her göreve gitmeden önce ve ana görevler bitince bize hangi gücümüzü arttırmak istediğimiz soruluyor. Kullanılabilecek 3 tür güç var. Birincisi Core Powers denilen, kendi isteğimiz doğrultusunda değil de ana görevleri yaptıkça gelişen temel Jedi güçleri (Jump, Pull, Push, Sense, Speed, Saber Defense, Saber offens, Saber Throw). İkincisi light side güçleri (Protection, Mind Trick, Heal, Obsorption). Üçüncüsü de dark side güçleri (Drain, Grab, Lightning, Rage). Sadece light side ya da sadece dark side güçlerini seçep geliştirebilirsiniz. Eğer hepsinden de biraz biraz olsun derseniz o da olur. Fakat unutmayın ki böyle yaparsanız karakteriniz tonla force kullanabilen fakat hiç birine maksimum seviyede sahip olmadığından etkin olamayan birine dönüşür. Oyunun böylesine dar bir yapıya oturtulması aslında kötü olmuş. Yani ne iyi ne de kötü olan, arada kalmış yetim bir Jedi gibiyiz. Aslında seçtiğimiz güçlerin ağırlığına göre karakterin davranışları ve senaryo gelişseydi daha güzel olurdu. 

İyi tarafın güçleri arasında en çok kullandığım “Heal” (kendi kendini iyileştirme) oldu. Geri kalanlar ise bence kullanışsız. Düşmanları temizlemek için kötü tarafın güçleri daha avantajlı. Kötü güçlerinden de “Grab” (düşmanınızın boğazını sıkıp öldürme şeysi) en sağlam güç. Özellikle Rank 3 Grab olursanız düşmanınızın boğazını sıkıp, havaya kaldırır ve yüksek bir yerde duruyorsanız sağa/sola götürüp aşağı atabilirsiniz. Böylece bir sürü eli kılıçlı deliden kolayca kurtulmuş olursunuz. Ayrıca Rank 3 Lightning’de bayağı iyi. Elbette oyunu hiç güç kullanamadan yalnızca kılıç sallayarak bitirebilirsiniz ancak unutmayın ki bu durumda hem kolayca kurtulacağınız rakiplerinizle uğraşmak durumunda kalırsınız hem de oyundan alacağınız tadı yarı yarıya azalır. Ayrıca force+saber ile yaptığınız artistik hareketler oyuna motiveyi arttırıyor, unutmayalım. 

“İçindeki gücü kullan Kylie, böylece döneri daha iyi kesebilirsin…”

Peki Jedi Academy’de hiç silah kullanmıyor muyuz? Elbette ki (saber dışında) değişik silahlar kullanmanız mümkün. Oyuna yeni bir-iki silah da eklenmiş, diğerleri ise serinin öncekilerinden aşina olduğunuz şeyler. Saber kullanırken 3.kişi görüşünde olan kamera elinize silah alınca 1.kişiye geçiyor. Bu zaten Jedi Oucast’den alışık olunan bir durum. Yalnız şunu belirtmekte fayda var, oyun, konsept olarak %90’nında saber kullanacağınız şekilde tasarlanmış. Diğer silahları kullanmak içinizden gelmiyor. Zaten kim elinde canavar gibi saber varken tutup E-11 Blaster Rifle kullanır ki ? Ben diğer silahları yalnızca çok uzaktaki düşmanları vururken kullandım o da en fazla 5-6 kere oldu. Yalnız bazı görevlerde oraya buraya monte edilmiş sabit lazer toplarını kullanmak gerekiyor. E o kadar da olsun. Koskoca Tie-Bomber ışın kılıcıyla nasıl düşecek ? (şimdi “yahu birader hiç olur mu ? Luke baba indirmişti dev gibi AT-AT’yi Hoth Savaşında ufacık saber ile…” diyenler çıkar kesin:)

Saber kullanırken tam 41 değişik hareket yapmanız mümkün. Hangi hareketi nasıl yapacağınızı görmek için “Tab” tuşu ile gerekli menüye ulaşabilirsiniz. Bu menüde hareketleri hangi tuş kombinasyonlarıyla yapılacağı yazılı. Hareketler en fazla 3 tuşu kullanılarak yapılıyor. Böylece hareketleri öğrenmek için saatlerce İnternetteki forumları araştırmaya veya ekran başında fare parçalamaya gerek yok. Elbette başlangıçta tüm hareketleri ezberleyip kullanmak oldukça zor. Ama ilerde oyuna alışınca hepsini tıkır tıkır yapabilir, düşmanları oldukça artistik biçimde kesebilirsiniz (bayağı sağlam hareketler var benden söylemesi). 

Bu Jedi milleti yememiş içmemiş evrenin her yerinden düşman kazanmış. Düşmanlarımız çok çeşitli ve hepsi önceki filmlerden/oyunlardan tanıyacağınız karakterler. İmparatorluk birlikleri, çeşit çeşit uzaylılar, suikast robotları vs. vs. askerler ve uzaylılar genelde elinde lazer tüfeği/tabancası olan kolaylıkla harcanan tipler. Arada uçanları da geliyor ama bunlardan Saber Throw ile kurtulmak çok kolay. Beni en fazla zorlayan suikast robotları oldu. Peki düşmanların zekası nasıl? Açıkçası saber kullananlar dışında elinde silah olanların hepsi tek kelimeyle akılsız. Bizi zorlayacak değişik formasyonlara girmiyor yalnızca öylece durup ateş ediyorlar. Eğer saber’rınız yanlışlıkla:) bir yerlerine değerse dönüp kaçıyor 4-5 adımdan sonra ateşe devam ediyorlar. Oyunda asıl aklı olanlar kılıç kullananlar. En ustaları kırmızı elbiseliler. Hele hele dual saber kullananlar inanılmaz seri hareket ediyor. Bir de 2 kişiden oluşan timler var ki bunlardan biri saber taşımayan ama “Force” kullanan diğeri de üzerimizde force etkisi varken kılıçla girişme görevini üstlenen tipler. Dikkatli olun timler çoğu zaman sağlam saldırılar yapabilir (mesela Force elemanı “Grab” kullanıp boğazımızı sıkarken öteki alttan kılıçla kesiyor)! 

Jedi Academy bir 3. kişi aksiyon oyunu olduğu için kamera çok önemli. Kamera genelde iyi çalışıyor. Ancak duvar diplerinde filan bazı çuvallamalar söz konusu. Aynı şey karakterimizin hareketleri içinde geçerli. Bazı görünmez engellere takılabilir, acayip durumlarda kalabilirsiniz. Ancak eminim tüm bunlar yakında yayınlanacak bir yama ile düzeltilecektir. Oyunun grafikleri ise tek kelimeyle süper. Eğer elinizde kaliteli bir ekran kartı varsa tüm özellikleri full yapıp etrafın tadını çıkarabilirsiniz. Eğer destekleyen sisteminiz varsa oyunu 2400×600-dual surround oynamak mümkün( herhalde böyle sistemler bir George Lucas amcada bir de NASA’da vardır…). Özellikle iç mekanlar, aletler, araçlar, silahlar oldukça kaliteli çizilmiş/kaplanmış. Ancak aynı şeyleri kimi yüzey şekilleri (bazı ormanlardaki zemin, dağlar vs.) ve gökyüzü için söyleyemiyorum. Bir-iki yerde oldukça iğrenç kaplamalar görebilirsiniz. Ayrıca ara videoların yarısı sinematik tarzda diğer yarısı da çizim ile yapılmış ki çizim ile yapılan yerler öyle çok kaliteli değil. Karakterlerimizde biraz amelece yapılmış. Oyundaki en beğendiğim efektler ise saber kullanırken oluşanlar (ayrım yapmıyorum, hepsi çok hoş özellikle kestiğiniz adamların üzerinde oluşan yanık çizgiler). Özellikle bitirici vuruşlar oldukça artistik görünüyor. Patlama çatlama olayları ise öyle çok ahım şahım değil. Oyunda kullanılan “Rag Doll” (karakterlerin ölme, dövüşme gibi hareketlerini düzenleyen efekt) oldukça dengeli kullanılmış. Ölenlerin hiçbiri öyle C şekline filan girmiyor ki bu oldukça güzel. 

Sesler ise aşina olduğunuz Star Wars sesleri. Karakterler iyi seslendirilmiş, silah sesleri fena değil, saber’ın sesi müthiş. Kullanılan müzikler ise fena sayılmaz. Son görevde arka planda hafifçe duyulan “The Imperial March” ise insanı gerçekten motive ediyor.

Oyunda oldukça güçlü bir multiplayer desteği de mevcut. 6 farklı tür MP oyun modu arasından istediğinizi seçip oynayabilirsiniz. Açıkçası bu kadar ayrıntılı bir MP desteğini ilk defa JK:JA’da gördüm. Bir sürü harita arasında, istediğiniz şekilde çeşitli kombinasyonlar yapıp arkadaşlarınızla kapışmanız mümkün. Gönül isterdi ki ülkemizde halen yoğun bir gelişim sürecinde olan internet altyapısının standartları biraz daha yüksek olsaydı. Bu sayede doya doya Star Wars: Galaxies oynayabilirdik. Ne yapalım o zamana kadar JK:JA multi ile idare edeceğiz. 

Geldik yazının sonuna. Efendim Jedi Knight: Jedi Academy belki kısalığı nedeniyle size bir eklenti paketi tadında gelmiş olabilir. Fakat unutmayınız ki bugüne kadar piyasaya sürülmüş olan Star Wars oyunları içinde saber kullanma zevkini ilk kez bu kadar yoğun yaşatan bir oyun. Üzerinde biraz daha çalışılsaydı klasikler arasına balıklama girerdi. Yine de alınıp arşivlenmesi gereken bir yapım. Şimdi heyecanla önümüzdeki aylarda yayınlanacak Jedi Knight: Knignts of Old Republic’i bekliyoruz. Bakalım o bize nasıl heyecanlar yaşatacak. Güç sizinle olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu