Oyun İncelemeleri

Starhawk

Gelecek için kaos senaryoları yazılmaya devam ediliyor. Yaşlı dünyamızın artık iyice güçsüzleştiği, diğer gezegenlerde kolonileşmelerin başladığı, doğal kaynakların birçoğunun yok olduğu, azalanların da kıymete bindiği gelecekten söz ediyoruz. Ticarette “Az olan şey, kıymete biner” kavramı vardır. Ne var ki öyle bir zaman geliyor, artık az olan her şey kıymete biniyor. Paranın artık değersiz olduğu sırada, hüküm koymak için silahlar kendini gösteriyor ve insanlıktan nasibini almamış mutantlar, bize göz kırpıyor…

Starhawk, 2007 yılında yine PS3 platformu için satışa sunulan Warhawk’ın bir nevi devamı niteliğinde. Direkt bir devam oyunu değil, ancak yapımın içindeki birçok unsurda, Warhawk’ı hatırlamak mümkün. SCE Santa Monica ve Light Box Interactive tarafından hazırlanan yapım, biraz western, biraz da uzay temalı bir aksiyon sunuyor bizlere.

Sen küçükken kazana düştün. Evet, bu Obelix’in hikayesiydi, pardon!

Starhawk, günümüze uzak bir gelecekte geçiyor. Rift isimli mavi enerji kaynağı, oldukça değerli. Büyük bir güç potansiyeline sahip olduğu gibi, özellikle yapılar ve silahların geliştirilmesinde de çok önemli. Tabii bu enerjiyi kontrol etmek demek, büyük bir güç anlamı da taşıyor. Bu sebeple var olan düzene karşı çıkıp, kendi klanlarını kuran kötüler beliriyor. Tabii ki bu sorunların ortadan kaldırılması için güvenlik güçlerinin harekete geçmesi lazım. Ancak sadece bu yeterli görülmüyor ve kontrol ettiğimiz karakterimiz de minik bir ücret karşılığı operasyona dahil oluyor.

Peki neden bizim karakterimiz, diyecek olursak… Adamımızın bir kolu, boynuna kadar mavi bir sarmaşığı andırıyor. İşte bu rift enerjisinin ta kendisi. Zamanında bu enerjiye yanlışlıkla maruz kalan kahramanımız, ölümden kurtuluyor ve tedavi olarak yaşamına devam ediyor. Ancak bu olayın ardından vücudunun kimyasına rift de dahil oluyor ve enerji kaynağı bulduğu takdirde kimsenin yapamayacağı şeyleri yapabiliyor. Böylelikle şimdi de oyun mekaniğini açıklayabiliriz…

TPS – RTS – Vehicle Combat

Starhawk, TPS bakış açısına sahip bir aksiyon oyunu. Önümüzde genellikle kurak ve büyük haritalar var. Tamamını gezemiyoruz, ancak bizi kısıtlamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çevre tasarımları bana ilk etapta, son zamanlarda çıkan Rage ve Borderlands gibi oyunları fazlasıyla hatırlattı. Arka planda çalan müzikleri de işin içine katınca, hoşuma gitmedi desem yalan olur. Tabii çizgi roman sayfaları tarzında hazırlanan ara sinematik video da olumlu etki bıraktı bende.

Peki neler yapıyoruz? Öncelikle kontrollerin çok rahat olduğunu belirteyim. Hiç zorluk çekmiyoruz. Etrafta takılırken bir anda mesaj geliyor ve “Hadi git şuraya, şu saldırıyı önle” deniyor. Biz de bunun üzerine jet motorumuza atlıyor ve yola koyuluyoruz. Üzerimizde birçok ağır silah taşıyabiliyoruz ve hiç yorulmadan koşabiliyoruz. Evet, yorulmaya son, iki büyük silah sınırına da son. Alın roket, alın otomatik, alın dürbünlü, istediğiniz gibi kullanın. İstenen mıntıka temizliğinin ardından, zarar gören yapılar varsa tamir ediyoruz, yapı yoksa da biz inşa ediyoruz. “Ne, nasıl yani?” diye sorabilirsiniz. Açıklayalım.

Az evvel bahsettiğim rift enerjisinin bina yapımında da kullanılabileceğini söylemiştim. Ekranın sağ üst köşesinde, rift barımız bulunuyor. Etraftaki varillerden ve öldürdüğümüz düşmanların üzerlerinden düşen mavi orbları toplayarak, bu barımızı doldurabiliyoruz. Ardından üçgen tuşuna bastığımızda, karşımıza bir ekran geliyor. İstersek bina inşa edebilir, istersek ağır silahlar kurabilir, istersek de araç istasyonu kurabiliriz. Oyunda ilerledikçe seçeneklerimiz de artıyor haliyle ve bu menü, Starhawk’ın RTS kısmını oluşturuyor. Gerçek zamanlı olarak düşman saldırılarına karşı defans yapmak veya gerekli gördüğümüz yerlerde önlem almak için belirli noktalara yapılar kurabiliyoruz.

Vehicle combat tarafını da ilerleyen bölümlerde iyice kavrıyoruz. Basit bir jet motorunun ardından, Transformers benzeri robotlara kadar götürüyoruz işi. Üstelik sadece bir noktadan öteki noktaya gitmek için değil, düşmanlarla savaşmak için de kullanıyoruz ve düşmanlarımız her zaman kanlı canlı varlıklar olmuyor. Robot robota da mücadele etmemiz gerekiyor. Sadece karada değil, it dalaşı olarak tabir edilen havadaki mücadelelerdede.

Ne oldu, anlamadım ki?


Starhawk’ın oyun mekaniği çeşitli ve eğlenceli, ancak senaryo modunun pek detaylı olduğunu söyleyemeyiz. Görevlerin bazıları basit, bazıları da gerçekten sıkıcı. Saniyeler içinde araya giren videolar ve saniyeler sonra tamamlanan görevlerin ardından yine yenilerinin gelmesi, sanki her şeyi eğitim modunda yapıyoruz hissini uyandırıyor. Hani “Şunu yap önce. Bitti mi? Hadi şimdi de bunu yap. Yapmadan önce de sana videoları gösteriyoruz” der gibi bir duruma yol açmış. Bu kesintilerin birçoğu gereksiz olduğu gibi, senaryo modunun 5-6 saatte tamamlanıyor olması da sıkıntıya yol açıyor.

Starhawk’ın senaryo modunun dışında, çoklu oyuncu modları da bulunuyor. İstersek arkadaşımızla, istersek de PSN üzerindeki diğer oyuncularla toplamda 32 kişiye kadar online mücadelelere girişebiliyoruz ve burada yaratılan etki, senaryo moduyla kıyaslanınca çoğu kez daha zevkli. Çünkü tek kişilik modda yaptığımız birçok şeyi, bu kez gerçek oyuncularla, sürekli iletişim halinde yapıyoruz. Araç kullanıyorsak, arkamıza bir silahlı asker alabiliyoruz. Silah kurmamız veya bina inşa etmemiz gerekiyorsa, bizi koruyanlar oluyor. Bir bölgeyi ele geçireceksek veya koruyacaksak, yine ekip işiyle hallediyoruz hepsini. Araç kullanımı, stratejik unsurlar ve tabii ki aksiyon unsurları, multiplayer’da daha etkili performans sergilemiş.

Grafikler ve sesler

Oyunun grafikleri genel olarak orta düzeyde. Karakter tasarımlarının çok detaylı olmadığı açık. Genel olarak çevreye baktığımızda oluşturulan tablo, göze hoş geliyor. Işık ve gölge efektleri de fena değil. İşin fiziksel boyutu ise, yok denecek kadar az. Yaşanan patlamalar sonucu etrafa saçılan az sayıdaki parçalar, bir süre sonra ortadan kaybolabiliyor. Bunun dışında zaten başka hasar efekti bulunmuyor. Karakter animasyonları da biraz donuk sanki.

Sesler ve müzikler ise, geçer notu hak ediyor. Özellikle arka planda çalan western soslu müzikler, gerçekten çok güzel olmuş. Bazen kendimi Red Dead oynuyor hissettim doğrusu, ancak Starhawk’a da güzel gitmiş bu melodiler.

Sonuca gelecek olursak Starhawk, özellikle multiplayer olarak oynandığında size keyif verebilecek bir oyun. Araç kullanımı, strateji unsurları ve aksiyonu bol oynanışıyla sizi cezbedebilir. Ancak istediğiniz tek kişilik oyun moduysa, tercihinizi tekrar gözden geçirmenizi öneririm. İyi oyunlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu