Street Fighter IV
Ken, yaşadığı balıkçılar sokağında dolaşmaktadır. Hava yağmurlu ve serttir.
Damlalar Ken’in kaslarından aşağıya girdaplar çizerek kaymaktadır. Aniden
karşısına biri çıkar. İlk başlarda tanıyamasa da bu kişi Ryu’nun ta kendisidir.
Ryu ve Ken uzun bir aradan sonra tekrar karşı karşıyadır…
Uzun zamandır kendime inceleyecek oyun bakıyordum. Halihazırda ilgimi çekecek
bir yapım bulmak gerçekten zordu. Sürekli çıkacak oyunların tarihlerini takip
ediyordum. Sonra bir de ne göreyim. Street Fighter 4 (SF4)!.. Vakit kaybetmeden
oyunun siparişini verdim. Geriye sadece çıkış tarihini beklemek kalıyordu.
Sayılı gün çabuk geçer mantığı ile gün sayıyordum ama bu o kadar kolay olmadı.
Sabırsızdım… Bekleyiş beni gittikçe rahatsız etmeye başlamıştı ki, oyunun çıkış
gününe çoktan gelindiğini fark ettim. Kısa süren heyecanlı bekleyişimin ardından
SF4 elime geçmişti. Uzun zamandır çalıştırmadığım konsolumun üzerindeki örümcek
ağlarını temizledim. Oyunu taktım ve başlamaya hazırdım.
“Yeni nesil grafikleriyle dikkat çeken yapımda, iki ezeli rakip Ken ve Ryu yine kozlarını paylaşıyor.”
Usta dövüşçülerin tarzları
SF, dövüş oyunları arasında fenomen olmuş bir yapımdır. Sevgili abim ile az mı
oynardık bu oyunu? Nasıl her dövüşçünün bir ustası varsa, beni de zamanında bu
oyunun ustalarından olan abim yetiştirdi.
Gerçekten SF serisinde bir tarzınız yoksa, müsabakalarda tutunabilmeniz
olanaksızdı. Efsane, yeni oyunuyla geleneklere sadık kalmış ve bu özelliğini
devam ettirmiş. Alışılagelmiş dövüş oyunlarındaki gibi combo, süper hareket ve
tekme, yumruk sıralamalarını kullanırsanız, SF4’de KO olma olasılığınız yüksek.
Her karakterin kendine has stilleri, hareketleri ve süper vuruşları var. Ayrıca
her dövüşçü bazı eksilere ve artılara sahip. Mesela bir karakterin enerjisi daha
fazlayken karşısındaki rakibinin darbelerde verdiği hasar daha fazla. Bunun gibi
oyunda karakterler arası dengeyi sağlayan unsurlar mevcut. En sevindiğim ve
sevdiğim özellik bu diyebilirim. En azından oyunu basit kılmıyor.
“Chun-Li, kendisine göre koca cüsseli Honda’yı hiç acımadan pataklıyor.”
Bu güne kadar gördüğüm en iyi oynanabilirliğe sahip dövüş oyunu SF4. Müsabakalar
başlamadan önce her karakterin bazı meydan okuma hareketleri var. Bunlar yapımın
görselliğini artırmış. Karakterlerin hareketleri o kadar abartılı değil. Beni en
çok etkileyen nokta burası oldu. Yürüme ve zıplama animasyonları tam tadında.
Özellikle karakterleri hareket ettirirken verdikleri tepki ve animasyonlar çok
hoş olmuş. Mesela koşarken ve dururken zıpladığınızda, karakterlerin
animasyonları farklılık gösteriyor. Dövüş esnasında rakibinize vurduğunuz anda
suratındaki acı ifadesini dahi görebiliyorsunuz. Bu, darbenizin sertliğine göre
veya özel hareketlere göre de çeşitlilik gösteriyor. Bu da oynanabilirliği
artıran diğer etkenler arasında. Darbelerden sonra karakterinizin doğruluşu,
terini silişi, belli bir süre suratındaki acı ifadesinin gitmeyişi gerçekten hoş
olmuş. Hatta ve hatta yamulan karakterler neredeyse ağlayacak. Dövüşçülerin
müsabakadaki hareketleri çeşitlilik gösterebiliyor. Rauntlara göre ve hatta
enerjinizin azalmasına dayanarak karakteriniz farklı hareketler
sergileyebiliyor. Oyunu dört tur Ken ile oynadım ve her defasında kendisinin
farklı hareketlerini gördüm.Karakter hareketlerini ve animasyonları biraz daha açmam gerekirse, durum,
enerji, alınan darbe ve hatta mekana göre bile farklılık gösterebiliyorlar.
Fiziki yapılarına göre daha seri veya hantal hareket edebiliyorlar. Mesela
Zangief, gözlemlediğim kadarıyla oyunun en hantal karakteri. Fakat karşısında
çok ter dökeceğiniz kesin çünkü iri cüssesi ve aşmış kaslarıyla o ünlü bel
hareketini her karakter üzerinde kolayca yapabiliyor. İri yarı karakterlerle
oynuyorsanız, fazla ani hareketler yaptırmamanızı öneririm. Bir Zangief vs. Chun-Li
müsabakasında Zangief’i seçtiyseniz, karakterinizi hoplatıp zıplatmamanızı
tavsiye ederim çünkü hemen akabinde Chun-Li’den ölümcül darbeler serisi adı
altında bir çok combo ve süper vuruş yemeniz kaçınılmaz. Yani iri cüsseli bir
karakteri zıplatmak demek, rakibinize karşı almanız gereken bir çok risk
anlamına geliyor. Bu da gözlerimi yaşartan diğer bir özellik diyebilirim.
Yapımda her hareketten önce kırk kere düşünmek gerekiyor. Tavsiye olarak ilk
başlarda kolay zorluk seviyesinde tekli müsabaka maçları yapmanızı öneririm.
Rakipleri tanımak için çok ideal bir yöntem. Aksi takdirde karşılaşmalarda
harcanırsınız.
Adamım Ken
SF serisinde tek geçtiğim karakter Ken olduğu için diğer dövüşçülerle oynamaktan
çekinirdim. Öyle ki, serinin eski yapımlarında eğer karakterinizi çok iyi
tanıyorsanız ve onu çok iyi kontrol ediyorsanız, karşınızda hiçbir rakip ayakta
kalamazdı. SF4’de bu kural değiştirilmiş. Ben, Ken ile direkt oyuna dalıp,
boyumun ölçüsünü daha ilk müsabakada aldım. Öncelikle SF4’de usta olmanız şart.
Bu sebeple bütün karakterleri tanımanız ve ezberlemeniz gerek. Yine bir
tavsiyede bulunmak gerekseydi bu, bütün karakterlerle oynayın ve onları tanıyın
olurdu.
“Güneş gözlükleri ve uzun kızıl saçıyla dikkat çeken Crimson Viper, oyuna dahil olan yeni dövüşçülerden biri.”
Yapımda bilinen dövüşçüler yine var. Onun haricinde dört adet yeni karakterimiz
mevcut. Bu karakterler Rus Abel, Amerikalı Crimson Viper ve Rufus, Meksikalı El
Fuerte. Yeni dövüşçülerin oyuna pek bir getirisi yok. Benim ilgim ana
karakterlerin üzerinde yoğunlaştı. Yapımda gizli karakterler mevcut. Bunlardan
bir tanesi geceyi simgeleyen ve Mısır Tanrısı olan Seth aynı zamanda oyunun
boss’u. Akuma ise yapay zeka tarafından kontrol edilecek olan, yine oyun
bittiğinde açılan karakterlerden bir diğeri.
“Zangief, Blanka’ya sert bir tekme atıyor. Ancak Blanka kolay kolay dövüşü bırakmaz!”
Hadouken! Hadouken! Shoryuken!
SF4’de yeni eklenen dövüş sistemleri hemen gözüme çarptı. Öncelikle en çok
hoşuma giden “Manual Combo” özelliğinden bahsetmek istiyorum. Bu özellik,
karakterinizin yeteneklerine göre yumruk, tekme, üst tekme, üst yumruk tuşlarını
komplike bir şekilde kullanırken ortaya çıkıyor. Yani alışılagelmiş diğer dövüş
oyunlarındaki gibi belli bir tuş serisine sırasıyla bastıktan sonra, otomatik
olarak combo işlemine geçmiyor.
Karakterlerin süper vuruşları, yine çok çeşitli. Ryu ve Ken’in bilinen
hareketleri ‘’Hadouken” ve “Shoryuken” seviyelere ayrılmış. Yani dövüş esnasında
rakibiniz üzerinde ezici bir üstünlüğünüz varsa, süper vuruş barınız doluyor ve
bir sonraki özel harekette daha ölümcül darbeler indirebiliyorsunuz. Bu özellik
sadece Ryu ve Ken için değil, tüm karakterlerde geçerli.Beni sevindiren bir diğer yenilik ise, rakibinizin fiziki özelliklerine bağlı
olarak vurduğunuz yere göre değişkenlik gösteren hasar sistemi olmuş. Karşınızda
çıtı pıtı bir dişi karakter varken, ona art arda indirdiğiniz tekme ve yumruklar
fena halde canını acıtabiliyorken, Zangief’e bu işlemiyor. Öyle ki, rakibinize
direkt saldırmaktansa bekleyip, zayıf anını kollamak en doğru yol olacaktır.
Tabii yukarıda da dediğim gibi her dövüşçünün stili farklıdır.
Bir diğer yenilik ise “Focus Attack” sistemi. Bu atak belki de dövüş oyunlarına
yeni soluk getirecek bir sistem olabilir. Bundan sonraki yapımlarda kullanılması
muhtemel, çok güzel bir özellik olmuş. Öncelikle Focus Attack’ın nasıl
işlediğini anlatalım. Karşınızdaki rakip size saldırırken blok yaparsanız,
dövüşçü size vurdukça sizde belli bir güç toplanıyor. Bu güç üst seviyeye
ulaştığı zaman da değişik bir özel harekete dönüşüyor.
“Eski bir dost olan Chun-Li’nin yeni Street Fighter’da kalın ve kaslı bacaklara sahip.”
“Ultra Combo” özelliğinde karakterinize gelen darbeler söz konusu fakat bu sefer
blok yapmıyorsunuz. Yediğiniz darbeler “Revenge” adında bir barı dolduruyor. Son
anlarda kurtarıcı görevi gören bu yeni sistem, ölmek üzereyken “Revenge” özel
hareketini çekmeye yarıyor. Bu süper vuruş sayesinde ise ardı arkası kesilmeyen
combolor ile rakibinizi sersemleştirip, özel hareketler eşliğinde müsabakayı
kazanabilirsiniz.
Görsel şölen
Yapımda görsellik ağızda tat bırakacak şekilde karşımıza çıkıyor. Çevre
modellemeleri gayet ilgi çekici olmuş. Bazen dövüş esnasında kendinizi etrafı
izlerken bulabilirsiniz. Gözüme batan tek nokta, dövüş esnasında bulunduğunuz
stage’deki insanların hiçbir tepki vermeden sağa sola bakmaları oldu. Ayrıca
çevreyle pek fazla etkileşimde bulunamıyoruz. Klasik SF serisindeki gibi uzun
dar bir koridor içersinde müsabakaları gerçekleştiriyoruz.
Karakter modellemeleri 2B gibi gözükse de, 3B olarak tasarlanmış. Bunun sebebi
ise senelerdir bizde yer edinen 2B SF oyunlarının tarzını bozmamak olsa gerek.
Dövüşçülerin hepsi çok iyi modellenmiş.
“Super Street Fighter 2’den tanıdığımız Fei-Long, Bruce Lee’ye olan benzerliğiyle dikkat çekiyor.”
Oyunda beni etkileyen bir diğer faktör de sesler oldu. Karakterler hareket
ederken üzerlerindeki elbiselerin sürtünme vb… sesleri mevcut. Rakibe
attığınız her yumrukta ve tekmede kemik sesleri duymanız kaçınılmaz. Süper
vuruşlardaki ses efektleri de çok iyi olmuş diyebilirim. Hatta o kadar iyi
yapılmış ki, sürekli özel hareket çekmek geliyor içinizden.
K.O.!
SF4, uzun zamandır suratına bakmadığım konsolumdaki tek eğlencem oldu
diyebilirim. Efsane bu sefer gerçekten kendini bir kat daha geliştirerek geri
döndü. Epeydir beni tv başına kilitleyen, yemeden içmeden oynamama sebep olan
bir yapım. Kaçırmak, hayatınızın hatası olabilir. Ancak online olarak oynamaya
kalkarsanız, turnuva modunun olmaması sizi üzebilir.