Street Fighter IV
Dev bir gökdelenin yükseldiği sokakta, bir siyahi, bir de sarışın adam, yumruklarını sıkmış, birbirlerinin gözlerine bakıyor. Etrafını saran ve tezahürat yapan kalabalığa aldırış etmeksizin veya belki de bu bağırışlardan destek alarak saldırmaya hazırlanıyorlar. Derken ilk yumruk geliyor ve bir adamın yere yıkılmasının ardından, görüntü gökdelenin üzerine doğru yükseliyor ve ışıklı tabelada Street Fighter II yazısı beliriyor…
Arcade kültürünün en önemli yapımlarından bir tanesi olan Street Fighter (SF) ismini, birçok oyuncu gibi ben de bu şekilde tanımıştım. Arkadaşlarımla “Atari salonu” olarak tabir ettiğimiz mekânlar, yıllar önce gördüğüm en iyi oyunlardan bir tanesini bana sunmuştu. Dünyanın farklı noktalarında yer alan, her biri güçlü ve tarz sahibi dövüşçüler, en iyisi olmak için, çevrelerindeki hiçbir detaya aldırış etmeksizin, sadece karşısındakini düşünerek dövüşüyordu. Hiroshi Matsumoto ve Takashi Nishiyama tarafından hazırlanan Street Fighter, ilk olarak 1987 yılında oyuncuların beğenisine sunulmuştu. İlk yapımda Ryu ve Ken karakterlerini kontrol edebiliyorduk. Sonraki SF üyelerinde çeşitlilik arttı tabii ki. Serinin ikinci oyunu, aynı zamanda atılan ikinci büyük adım oldu. Street Fighter II: The World Warrior, ilk Street Fighter’ın devamı olarak piyasaya sürüldü. Yapımla birlikte oyun dünyasına kazandırılan en güzel yenilik, “Bire bir karşılıklı dövüş imkânı tanıyan ilk oyun” olması özelliğiydi.
Yeni bir başlangıç
Street Fighter, ilk iki yapımın ardından Alpha, Ex ve SF III ile yola devam ettiyse de, özellikle ikinci oyundaki başarıyı tekrar yakalayamadı. İlk SF II, 6 milyon 300 bin, SF II adı altında çıkan oyun serisi ise, toplamda 14 milyon satmıştı. Yaklaşık 20 yıl önce başlayan bu dövüş turnuvası, günümüzde halen büyük beğeni topluyor ve ismi saygıyla anılan yapımlar arasında gösteriliyor. Street Fighter IV (SF IV) için SF II ardından çıkarılmış en iyi dövüş oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl, PS3 ve X360 için piyasaya sürülen yapım, dünya çapında 2.5 milyondan fazla satınca, PC versiyonu için de yeşil ışık yanmıştı.
Yapım başlar başlamaz dikkatleri çeken ilk nokta görsellik oluyor. Her bir karakter tasarımı ve eklemleriyle özenle uğraşılmış, önceki oyunlarda 2B olan arka planlar, 3B olarak tasarlanmış ve içerisinde yer aldığımız her aksiyonun görsel yönü, oyunun grafiksel kalitesine kalite katmış. Yapımla birlikte gelen test yazılımını deneyerek, SF IV’ü sisteminizde ne tür bir performans vereceğini öğrenebiliyorsunuz. SF IV, PC için başarılı bir optimizasyon evresinden geçirilmiş. Eğer sisteminiz güçlü değilse, görsel ayarları en düşük seviyeye getirerek performans artırabiliyorsunuz. Fakat bu seçenekler sonucunda, dövüş sırasında arka planda yer alan görüntü ortadan kaldırılıyor.
Meydana buyurun
SF IV’de birçok dövüş oyunundan da aşina olduğumuz Arcade modu ve arkadaşlarımızla mücadele edebileceğimiz Versus modu yer alıyor. Dövüşçülerin hareketleri üzerine alıştırma yapmak istiyorsanız Training; hem alıştırma yapmak, hem de yeni giysi renkleri, dövüş hareketleri gibi ekstralar istiyorsanız da Challenge başlığına göz atabilirsiniz.Yapım dördü yeni (Abel, Rufus, Viper ve El Fuerte) olmak üzere 20’ye yakın dövüşçü barındırıyor. Hepsinin farklı birer hikâyesi var ve bunlar oyuna anime videolar olarak eklenmiş. Tabii ki tüm karakterlerin hepsini ilk başta kontrol edemiyoruz. Bunun için SF IV’ü defalarca bitirmeliyiz. Sonrasında sadece yeni karakterler değil, yeni video ve resimlerle de karşılaşıyoruz. Oyun, Games for Windows etiketiyle hazırlandığı için, elde ettiğimiz her istatistik, kullanıcı profilimize işleniyor. Her karakterin, standart tekme ve yumrukları var. Sadece bu saldırıları kullandığımızda oyunun hiçbir anlamının olmadığını söyleyebiliriz. Asıl heyecan, her karaktere özgü mükemmel comboları yaptığımızda başlıyor. Eğer nasıl yapıldıkları hakkında ufak bir yardım istiyorsanız, “Command List” sekmesine giderek yönergeleri öğrenebilirsiniz.
Dövüş esnasında art arda yaptığımız isabetli vuruşlar, ekranın alt kısmında yer alan enerji barını dolduruyor. Böylece özel hareketler yapabilmeniz için zemin hazırlanıyor. Aldığımız her bir darbe ise, enerji barının yanında yer alan Revenge barını dolduruyor ve öfkeli saldırabilmemize olanak sağlıyor. Her bir tekme ve yumruk, sağlık seviyenize göre etkili oluyor. Yapılan her bir vuruş, alınan her bir darbe, bir tuvalden ekrana sıçrayan mürekkep misali bir görsellik oluşturuyor.
Hani çizgi grafiklerde hazırlanmış deriz ya, işte Street Fighter IV’de bu yok. Yapım, boyalarla değil, renkli mürekkeplerle hazırlanmış bir dünyada yaşayan, mücadele eden insanları sunuyor. Dövüş öncesinde, sırasında ve sonrasındaki esprili yaklaşımlar, oyunun eğlencesini daha da artırıyor. Tabii ki herkesin favori bir karakteri vardır. SF deyince ilk akla gelen isimler Ken ve Ryu, yeşil canavar Blanka, kol ve bacakları uzayan Dhalsim veya kaslı vücudu ve sarı saçlarıyla dikkat çeken Guile’dır… Açıkça söyleyebilirim ki aylar sonra ilk kez bir yapımı, kesintisiz olarak saatlerce oynadım ve oynamaya da devam ediyorum. Hemen hemen tüm karakterleri denedim, ama genellikle Guile’ı seçtim. Mutlaka her oyunda sinir olabileceğiniz bir de karakter olur. SF’nin yeni isimlerinden Viper, onu ilk kez seçip, hareketlerini denemeye başlayana kadar benim için bu sınıfa giriyordu. Yani sevin veya sevmeyin, ama mutlaka tüm karakterlerle oynamayı ihmal etmeyin.
Kimseye aldırış etmeden saldır
Kontrollerden söz edersek, oldukça kolay olduğunu söyleyebilirim, fakat klavyenin gamepad’e nazaran daha hantal olduğu da bir gerçek. PC’nize bir gamepad takarak yapımı böyle de oynayabilirsiniz. İkisini de denedim ve kesinlikle gamepad kontrolleri çok rahat ve daha işlevsel. Özellikle combolarda bu farkı daha da iyi anlayabiliyorsunuz. SF IV’ü, Windows Live üzerinden online olarak oynayabilir, diğer oyuncularla kapışabilirsiniz. Ayrıca isterseniz aynı PC’de iki kişi karşılıklı olarak da oynayabiliyorsunuz.
Son sözlere gelecek olursak Street Fighter IV, muhteşem görselliği, eğlenceli yapısı ve dövüşleriyle kaliteli bir yapım. Rakibinize büyük hasarlar verdiğiniz ve onu yenmek üzere olduğunuz sırada, umulmadık bir comboya maruz kalarak dövüşü kaybedebiliyorsunuz. Eğer en iyisi olmak için mücadele ediyorsanız, çok çalışmanız gerekiyor.