Oyun İncelemeleri

Stronghold Crusader II

Strateji oyunları dediğimiz zaman akıllara ilk gelen oyunlar aslında bellidir. Total War, Age of Empires, Sid Meier’s Civilization vs. bu liste böyle uzar gider. Dünya genelinde baktığımız zaman strateji oyunlarının gerçekten az olmayan bir hayran kitlesi var. Durum böyle olunca, karşımıza çok fazla bu türe hizmet eden oyun çıkması da olası oluyor elbette. Tabii bu oyunların hepsi saydığım ve saymadığım yapımların kalitesine sahip olmayı başaramıyor.

Strateji oyunlarının genel olarak, sıfırdan bir ülkeyi yaratmak, güçlendirmek ve oyun dünyasının efendisi olmayı hedefler. Elbette tüm bunlara sahip olmak için saatlerce ve hatta günlerce bilgisayar başında oturmak gerekir. Bu oyunların bir diğer ortak noktası ise kesinlikle bağımlılık yaratmalarıdır, bilgisayar başında geçirdiğiniz saatlerin ardından zamanın nasıl geçtiğini dahi anlayamazsınız. Ama sanal bir ortam üzerinde dahi olsa dünyaya hükmetme fikri kesinlikle herkese cazip gelen bir şeydir.

Neyse, ben strateji oyunları hakkında konuşmayı bir kenara bırakayım ve yavaştan asıl konumuza döneyim.

Firefly Studios dediğim zaman, bir çoğunuz büyük ihtimalle bu firma adını hiçbir oyundan hatırlamayacaktır. Bu aslına bakarsak oldukça normal bir durum. Bahsettiğim firma diğer strateji oyunlarından daha farklı bir yapıya sahip, daha çok kale simülasyonu ağırlıklı olan Stronghold oyun serisinin yaratıcısı olan firmadır.

Stronghold, diğer strateji oyunlarında olduğu gibi çok fazla kişi tarafından oynanan veya bilinen bir oyun serisi değildir. Elbette bu serinin kötü olduğu anlamına gelmez, aksine hayranları tarafından aşırı ilgi gören ve çıkan hemen her oyunuyla oldukça yüksek seviyede bir başarıya sahip olan bir seridir. Dediğim gibi sadece tür olarak diğer benzer yapımlardan biraz daha farklıdır ve herkese hitap etmeyebilir.

Serinin devam oyunu

Oyuna ilk girdiğiniz zaman çok kaliteli bir görselliğe sahip olmasa da mükemmel bir müzik eşliğinde kısa bir sinematik bizleri karşılıyor. Sinematiğin ardından kendimizi oyunun ana menüsünde buluyoruz. Ana menü oldukça basit ve sade bir şekilde tasarlanmış diyebilirim. Oyunun Single Player menüsünün altında bizleri, Tutorial, Learning Campaigns, Skirmish Trails, Custom Skirmish, Sandbox ve Community Maps seçenekleri bekliyor. Benim yazımda ağırlıklı olarak bahsedeceğim bölüm Learning Campaigns olacak.

Learning Campaigns, basitçe oyunun hikaye modu oluyor. Yalnız hikaye moduna geçmeden önce, eğer Stronghold oyunlarına uzaksanız mutlaka Tutorial bölümlerini tamamlamanızı öneririm. Tutorial bölümleri oldukça anlaşılır ve sade bir şekilde oluşturulmuş, burada bulunan görevleri tamamladığınız zaman zaten oyun hakkında pek çok bilgiye sahip olmuş olacaksınız. Tekrardan oyunun hikaye moduna döndüğümüz zaman, bizi üç farklı hikaye modu bekliyor. Bunları sırayla oynayabileceğiniz gibi, istediğiniz bir tanesini seçerek de oyuna başlayabiliyorsunuz.

Menülerden kurtulup, oyuna başladığımız ilk anda oyunun kolaylığı dikkatimizi çekmeyi başarıyor. Oyunun kolaylığından kastım, oynanış bakımından elbette. Sade ve basit arayüz (aynı oyunun menülerinde olduğu gibi), oyun boyunca bize oldukça yardımcı olan bildirimler, takip etmemiz gereken görevlerimiz oldukça güzel bir şekilde sunuluyor. Bu sadelik ve basitlik Stronghold Crusader II için kesinlikle çok büyük bir artı diyebilirim, çünkü strateji oyunu dediğimiz zaman hemen herkesin ilk aklına gelen karmaşık arayüz, öğrenilmesi zaman alan oyun yapısı gelir. Hatta bu nedenle pek çok oyunsever strateji oyunlarından uzak durmayı seçer fakat burada böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil. Daha önce hiç strateji oyunu oynamamış dahi olsanız, oyuna alışmanız oldukça kolay olacaktır.

Pek çok strateji oyununda gördüğümüz ve alıştığımız üzere, gerek kalemizi geliştirmek, gerekse güç elde etmek için bazı gereksinimlerimiz oluyor. Bunları oyuna başladığımız gibi rahatlıkla inşa edeceğimiz yerlerden karşılayabiliyoruz. Ayrıca ihtiyacımız olan odun, buğday, şeker vs. gibi şeyleri oyunda bulunan market sistemi üzerinden kolaylıkla karşılayabiliyoruz. Bunun için ayrı bir ekrana geçmenize ya da ayrı bir bina inşa etmenize gerek yok, tek yapmanız gereken Stockpile (ana binamız diyebiliriz) üzerinden gerekli işleri yerine getirmek olacaktır. Ayrıca bir süre sonra bu bahsettiğim şeyleri kendimiz üretmeye başlıyoruz ve bunları satarak gelir elde edebiliyoruz. Firefly Studios 2. oyunda böyle bir yol izlemeyi seçmiş ve aslında oldukça da iyi etmiş diyebilirim.

Oyun dünyası ve savaşlar

Oyun boyunca göreceğiniz haritaların pek çoğunu, Stronghold Crusader’ın ilk oyunundan da hatırlayabileceğiniz gibi çöller oluşturuyor. Bu kurak topraklarda bulacağınız ufak bir yeşillik hayat kurtarıyor diyebilirim. Hikaye modunda bulunan haritaların boyutları çok fazla bir büyüklüğe sahip değil. Haritayı hızlıca dolaşarak, hem çevreyi, hem de hikayede geçen düşmanımızı tanıma fırsatına sahibiz. Bu noktada biraz daha büyük boyutlu haritalar, gerek oyun süresini, gerekse oyun tecrübesini olumlu yönde etkileyebilirdi. Yine de Stronghold Crusader II yeterli bir harita büyüklüğüne sahip.

Haritaların bazı bölgelerinde hazineler bulunuyor,bunları toplamak için askerlerimizi kullanabiliyoruz. Bu hazineler kimi zaman size altın sağlarken, kimi zamansa çeşitli ihtiyaçlarınızı gidermenizi sağlıyor.

Yerleşim yerimizi oluşturduk, düşmanımızı tanıdık, çeşitli hazinelere konduk ve şimdi sıra geldi elbette oyunun savaş mekaniklerine.

Düşmanınızla savaşmadan önce elbette kendi yerleşim yerinizi koruma altına almanız gerekiyor. Bu noktada size sunulan gerçekten çok fazla çeşitlilik var! Yerleşim bölgenizi sadece askerlerinizle savunmuyorsunuz, yazımın başlarında da söylediğim gibi Stronghold Crusader bir strateji oyununun dışında, aynı zamanda bir kale simülasyonu oyunudur. Kale inşa etme geliştirme seçenekleri gerçekten fazla ve sistem olarak oldukça eğlenceli.

Savunma veya saldırı amacıyla kullanabileceğiniz silahlar ve tuzaklar pek çok yerde işimize yarıyor. Ordunuzla birlikte bir yerlere saldırıya çıkmadan önce, mutlaka savunmanızı güçlendirmeniz sizin için en doğru seçim olacaktır. Aksi durumda savunmasız kalan kaleniz, düşman birlikleri tarafından kolayca yok edilebilir.

Kale savunmasının ve kale oluşturulmasının bu kadar detaylı olduğu bir oyunda, ne yazık ki göğüs göğse verdiğimiz savaşlar biraz geri planda ve basit kalmış. Yani bu savaşlarda bir Total War stratejisi ya da içeriği beklemek sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. Düşmanlarımızla göğüs göğse girdiğimiz bu savaşlar daha detaylı ve taktiksel bir içeriğe sahip olsaydı, Stronghold Crusader II neredeyse kusursuz bir strateji oyunu olabilirmiş.

Haritanın tamamlanması için düşmanımızın üssünü tam anlamıyla yok etmemiz gerekiyor (her strateji oyununda olduğu gibi). Bunu başardığımız zaman görevimiz tamamlanmış sayılıyor.

Savaş ve inşa mekaniklerinden bahsetmişken unutmamak gereken bir nokta daha bulunuyor. Oyunda tek düşmanınız karşınızda duran ordular olmayacak! Doğal afetlere de dikkat etmeniz çok önemli. Doğal afetlerden kastım ne mi? Yerleşim yerlerimize, ordularımıza ağır hasarlar verebilecek; çöl fırtınaları, salgın hastalıklar, çekirge saldırıları vs. gibi pek çok problemle karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu gibi durumlarda yapabileceğiniz çok fazla bir şey bulunmuyor. Bekleyip, durumu en hafif zararla atlatmayı umut etmekten başka elimizden gelen bir şey olmuyor.

Görsellik ve sesler

Stronghold Crusader II görsel anlamda günümüz koşullarının biraz gerisinde kalıyor. Gerçi strateji oyunlarında görsellik çoğu zaman arka planda kalan bir özelliktir fakat biraz daha detaylı grafikler hoş olurdu diye düşünüyorum. Grafiksel olarak çok yüksek bir detay seviyesi olmasa da Stronghold Crusader II bir şekilde sizi kendi dünyasının içine çekmeyi başarıyor ve oyun atmosferini size yaşatıyor.

Sesler konusuna gelirsek, bence bir oyunda grafiklerden daha önemli bir durum varsa o kesinlikle seslerdir. Oyunda birliklerin seslendirmeleri, size çoğu yerde yardımcı olan dış ses, savaş sesleri oldukça kaliteli hazırlanmış. Hele ki oyunun müzikleri beni mest etmeyi başardı diyebilirim. Zaten bunu daha yazımın başlarında da söylediğim gibi, oyuna başladığınız ilk anda sizi karşılayan sinematikte kullanılan müzikle birlikte fark edebiliyorsunuz. Bu sinematikte bulunan müzik kalitesi, oyun boyunca devam ediyor ve o an bulunduğunuz duruma göre değişiklik gösteriyor.

Sonuç

Sonuç olarak baktığımız zaman Stronghold Crusader II, ilk oyunun zaten iyi olan mekaniklerini daha da iyi bir hale getirmiş ve serinin hayranları tarafından yıllardır beklenen oyunu bizlere sunmuş durumda. Yapımın eksikleri var ama bunlar sizi çok fazla rahatsız edecek şeyler değil. Eğer Stronghold serisinin hayranıysanız zaten oyunu kesinlikle oynamanızın gerektiğini düşünüyorum. Stronghold hayranı değil ama strateji oyunlarına ilgi duyan bir oyuncuysanız, oyun genel yapı olarak size biraz farklı gelebilir fakat alışmanız oldukça kısa sürecektir ve bir kere alıştığınız zamansa bağımlısı olmanız kaçınılmaz olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu