Stronghold: Crusader
Geçen sene oynadığımız ilk Stronghold oyunu, ortaçağ ve daha öncesi
tarihleri konu alan strateji oyunlarında , oyuncuların en çok sevdiği bazı
öğeleri bir araya toplamaya çalışmıştı ve kısmen de başarılı olmuştu.
Bu oyunun temeli, kale üzerine oturtulmuştu ve ekonomi önemli bir yer işgal
ediyordu. Özellikle uzun üretim zincirleri, her ne kadar farklı oyun modları
olsa da, oyunu savaştan ve hareketten biraz yoksun bırakıyordu. Pek fena sayılmasa
da, büyük monitörde oynadığımdan mıdır nedir, grafiklerin biraz daha
cilaya ihtiyacı var gibi görünüyordu.
Aradan geçen zamanda firma, eski oyununu baz alarak yeni oyunu Stronghold
Crusader’ı geliştirdi. Bu bir genişleme paketi değil; tek cd’den oluşuyor
ve tek başına çalışabiliyor. İsmin sonuna eklenen Crusader adından iki
anlam çıkıyor, 1.si haçlı seferleri, 2.si de mücadele ve savaş olayının
artması. Aslına bakarsanız iki anlam da bu oyunun içeriğine uyuyor.
Oyunda ilk göze batan, coğrafyanın Avrupa’dan Ortadoğu’ya kaymış
olması. Bu coğrafya, son zamanlarda çıkan oyunlarda popüler olmaya başladı.
Olayların geçtiği tarih ise 12.yy. civarları. Genel olarak Avrupalılar, Türkler
ve Araplarla karşılaşsak da, ağırlık Arap yarımadasında ve çöl
ikliminde geçiyor. Hatta tamamen bunun üzerine oturtulmuş da diyebiliriz.
Oyun motorunda göze batan herhangi bir değişiklik yok. Ufak tefek düzenlemeler
yapılmış olsa da, tamamen eskisi kullanılmış diyebiliriz. Dolayısıyla
grafik ve kontroller hemen hemen aynı düzeyde. Bununla birlikte, çöl ortamı
biraz daha atmosferi iyileştirmiş bana göre. Tabi buna bağlı olarak yapılar,
askeri birimler vb şeyler de değişmiş.
Üretim zinciri yine benzer şekilde mevcut. Yani ekmek yapmak için, buğday
tarlası, değirmen, fırıncı zincirini izlemeniz gerekiyor.Tabi yine coğrafyanın
etkisiyle bazı şeyler kendiliğinden değişmiş. Mesela artık su bulmak daha
zor. Dolayısıyla çölün ortasına buğday tarlası yerleştiremeyeceksiniz.
Bu da vaha gibi yerlerin, stratejiye dahil edilmesi gereken unsurlar olmasını
beraberinde getiriyor. Coğrafya, üretimi etkilediği gibi savaşları da
etkiliyor. Bazı yerler yüksekte bulunuyor ve buralara direkt ulaşamıyorsunuz.
Bazı yerlerde kumlara batıyorsunuz ve yürümek zorlaşıyor. Burada beni
rahatsız eden bir şey, yükseltilerin pek düzgün görülmemesi ve hatta bazı
yerlerde hiç fark edilememesi. Ama neyse ki haritayı 90 derece çevirebiliyoruz.
Hareket etmeden önce haritayı çevirip bir kontrol etmekte fayda var.
İlk oyundan farklı olarak oyun çeşitleri artırılmış. Kendi haritalarımızı oluşturabileceğimiz harita editörü yine mevcut. Birimlerde de önemli değişiklikler mevcut. Daha stratejik birimleri de içeren 25’in üzerinde birim çeşidi var. Her oyunda farklı birimler kilit anahtar rolü oynayabiliyorlar. Birimlerin hareketleri bana daha canlı geldi. Benzer şekilde etraftaki her şey biraz daha canlı ve bu da atmosferi daha iyi kılıyor. Bilgisayarın yapay zekası biraz daha iyi ama bazı senaryolarda garip bir şekilde, bazı yerlerde çok salakça davranabiliyor. Ama bunların bilerek ayarlandığı ve bilgisayarı yenmek için bırakılmış açık kapı olduğu belli oluyor.
Sesler için güzel denilebilir. Daha çok Arap müzikleri çalıyor. Ayrıca Arap seslendirmeleri de mevcut. Askerlerin saldırırken, emir aldıklarında, vurduklarında ya da vurulduklarında çıkardıkları sesler gayet iyi ve gerçekçi. Mesela okçular attıkları okların hepsini isabet ettiremiyor. Herhangi bir engelin arkasında bulunan askeri vurması zorlaşıyor. Dolayısıyla kendine ok isabet etmeyince asker de ses çıkarmıyor. Ama eğer vurulursa veya ölürse uygun şekilde çığlığı basıyor.
Savaşlara başlamak için asker gerekiyor fakat askerleri illaki üretim zincirini takip ederek elde etmek zorunda değilsiniz. Bazı birimleri satın da alabiliyorsunuz. Bu sayede kısa sürede askeri birimlere ulaşıp baskınlar düzenleyebiliyor veya baskına uğrayabiliyorsunuz. Kale yapımı eskiye göre daha esnek. Bu oyunda ateş olayına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü ateşli bir silah (mesela grenade) yangına yol açabiliyor ve bir anda yapılarınız ve askerleriniz küle dönebiliyor. Oyunun kahramanları olarak Lord Crusader, Aslan Yürek Richard, Sultan Selahaddin gibi karakterlerin yanında eski oyundan tanıdık olan karakterler de var. Savaşlardan sonra ise, bazılarının önem verdiği, sinematik olayı konmuş.
Savaşlara odaklanmışken, eğer bir kaleniz ve halkınız varsa bunları da düşünmek zorundasınız. Ne de olsa halk her şeyin temelini oluşturuyor. Halkı sakin tutmak için vergi oranlarından, yiyeceğe kadar çeşitli etkenler var. Yeni oyunda dinin ve biranın etkisi, eskisinden daha çok öne çıkarılmış. İşin garibi ise, sanki Arapların dini de Hıristiyanlıkmış gibi sadece kilise, katedral gibi dini yapıları yapabilmemiz. Halkı sakin tutmanın diğer bir yolu ise zindanları ve darağaçlarını artırmak. Bir başka garip şey ise bahçe gibi yapılar inşa edebiliyoruz ama görüntüsü oyuna hiç uymamış ve çok sırıtıyor.
Genel olarak Stronghold Crusader böyle bir oyun. İlk oyunu beğenenler bunu da beğeneceklerdir. Bu oyunda sadece savaş isteyenler için, sadece ekonomi isteyenler için, sadece kale yapmak isteyenler için veya bunların kombinasyonlarını oynamak isteyenler için kısacası değişik strateji oyunlarını seven hemen herkes için bir şeyler var.