Styx: Shards of Darkness
Genelde insanları yönettiğimiz oyunlarda zaman zaman farklı karakterleri de yönetme şansına erişiyoruz. Kimi zaman ufak bir ejderha oluyoruz, kimi zaman sevimli bir rakun.. Bu tarz karakterler oyun dünyası için her zaman ön planda olurken egemenliğin insanlarda olması şüphesiz karakter ile özdeşleşmeyi de kuvvetlendiriyor. Peki ya madalyonun diğer tarafı ne olacak?
İşte bu konuda cesur bir adım atan Focus Entertainment, Styx Master of Shadow’da çoğu zaman kullanmış olduğumuz insanları, elfleri, cüceleri ya da az önce saydığım diğer örnekleri bir kenara bırakmış ve hayatını hırsızlık üzerine şekillendiren bir goblin ile tanıştırmıştı bizleri. İlk olarak of Orcs an Man oyununda karşımıza çıkan ve daha sonra kendi oyununa kavuşan Styx ile Yaşam Ağacı’nın kalbini çalmak üzere yola düşmüş ve bu macerası boyunca kendisine eşlik etmiştik.
Styx Shards of Darkness genel olarak ilk oyunun izinden giden bir yapım. Eğlenceli bir video ile açılışını yapan oyunun bu açılış videosunda hem oyun dünyası tanıtılmış hem de ana karakterimiz Styx ile daha önce karşılaşmayan oyunculara karakterin nasıl bir tavrı olduğu özet geçilmiş diyebilirim. İlk etapta birkaç soygun görevi yaptığımız Styx’in hikayesi de yavaş yavaş gelişiyor. Tabi böyle dediysem oyundan çok derin ya da inişli çıkışlı bir hikaye beklemeyin. Oyunun türüne ve tavrına da bağlı olarak basit bir hikaye ile karşılaşıyoruz. Hikayemizin merkesinde ise tabi ki Styx ve onun maharetli elleri bulunmakta.
Diğer detaylara geçmeden önce biraz Styx’ten bahsetmek istiyorum. Yaptığı işe makara tarafını da karıştıran Styx genel olarak baktığımızda eğlenceli bir karakter portresi çiziyor. İçinde olduğu duruma kendince yorum katıyor ya da öldüğünüzde size esprili bir şekilde akıl vermeye çalışıyor. Öyle ki yeri geldiğinde Terminator 2’den “I will be back” sözlerini bile sarfettiğine tanıklık ediyorsunuz. Çok fazla öldüğünüzde ya da oyunun sizi baymaya başladığı anlarda bu söylemler de sıklaşınca tabi bu durumun da biraz sıkıcı bir hale dönüştüğünü itiraf etmeliyim.
Shards of Darkness tıpkı Master of Shadow’da olduğu gibi gizlilik unsurlarının oldukça ön planda olduğu bir yapım. Oyun boyunca karanlık, kuytu köşelerde geziyor ve haritada yer alan düşmanlara gözükmeden ya da onları gizlice egale ederek ilerlemeye çalışıyorsunuz. Tamamen gizlilik unsurları ile ilerlediğinizde işler bir nevi tıkırında ilerliyor. Ama rakiplerinize gözüktüğünüz anda hem çok kolay bir şekilde egale oluyorsunuz hem de oyunun pozitif tarafı da yavaş yavaş yok olmaya başlıyor. Alarm çalmasa bile haritadaki tüm düşmanların peşinize takıldığına tanık oluyor ve bu hengameden kurtulmaktansa kendinizi en yakın boşluğa bırakıp, son kayıt noktasına dönmeyi yeğliyorsunuz.
Aksiyon ve yakalandığınız anlarda sınıfta kalsa da oyunun gizlenme öğeleri ilk oyunda olduğu gibi işliyor. Ama dengenin bu kadar pamuk ipliğine bağlı olması ya da işin içine giren ve sizi bir metreden dahi göremeyen yapay zeka problemi doğal oalrak belli bir süre sonunda sizi de rahatsız etmeye başlıyor. Oyunun gizlilik öğeleri düzgün ve kusursuz bir şekilde ilerlerseniz dediğim gibi gayet iyi işliyor. Diğer taraftan bazı mantık hatalarıyla da karşılaşabiliyorsunuz. Kontra atak yapmak istediğiniz anda yerdeki diğer cesedi sırtlayabiliyor ya da tutunmaya çalıştığınız bir pervazın azizliğine uğrayabiliyorsunuz. Bu nedenle oyundan tam olarak keyif almak için çok yavaş ve sabırlı bir şekilde ilerlemeli ve atacağınız bir adımı üç kere düşünmelisiniz. Oyun sizi bir nevi gizlilik öğelerine dinamikleri gereği değil, sabır taşı mantığı ile itiyor.
Yine meşaleleri söndürerek karanlık bir atmosfere büründüğümüz oyunda gizlenebileceğiniz, aynı zamanda hakladığınız düşmanları saklayabileceğiniz bazı noktalar da mevcut. Genelde belli bir noktaya ulaşmanız gereken oyunda bu tip bölgeler ile sık sık karşılaşıyor ve bu noktaları avantajınız haline getirmeye çalışıyorsunuz. Tabi gitmeniz gereken ana görev noktası dışında aranıyor posterlerini temizleme gibi yan görevlere de izin verilmiş.
Styx Shards of Darkness her ne kadar gizlilik üzerine kurulu olsa da içerisinde ufaktan RPG dinamikleri de serpiştirilmiş. Bu dinamikler genelde karakter gelişimi üzerine kurulmuş durumda. Styx’in klon oluşturma, geçici bir süre gözünmezlik kazanma gibi bazı özellikleri bulunuyor. Bu özellikleri ise bölüm aralarında uğrayabildiğiniz ininizde geliştirebiliyorsunuz. örneğin zıpladığınızda çok daha az ses çıkarma ya da kontra atak sisteminde daha başarılı olma gibi güncellemeler mevcut. Gizlilk ve yakın dövüş unsurları dışında sahip olduğunuz bu özelliklerinizi de kazandığınız yetenek puanları ile geliştirmenize izin verilmiş. yeteneklerinizi kullanabilmek için ya da rakipleri şaşırtmak için kullanacağınız eşyaları da craft sistemiyle oluşturabiliyorsunuz. Her iki sistem de çok derin değil, son derece basit tutulmuş. Oyunda ayrıca bir co-op sistemine de yer verilmiş. Dilerseniz bir arkadaşınız ile birlikte oynayabileceğiniz bu co-op görevleri iyi anlaşırsanız oyunun keyfini yükseltiyor. Tabi yakalanma şansınızı da bir o kadar yükseltiyor.
Styx Shades of Darkness kendi teması ve özgü dünyasına sahip bir oyun. Uçan gemiler, havada süzülen balonlar ya da yerden ufak tahtalarla metrelerce uzanan yerleşim bölgeleri ile hafiften Steampunk öğeleri serpiştirilmiş bir dünyası var. Goblinler, değerli tılsımlar ve fantastik öğeleri ile karma bir dünya yaratılsa da oyunun bu dünyası belki de sahip olduğu en büyük avantajlardan birisi. Oyunun dünyası bu denli güzel olsa da yerleşim alanları, kısacası oyun alanı ve harita sistemi gerekli özene sahip değil.
Unreal Engine 4 ile geliştirilen oyunun grafikleri yeterli seviyede. Çok şaşalı değil, şaşırmıyorsunuz ama bu kapasitede olan bir oyun için yeterli olduğunu söylemek mümkün. Ses anlamında çok fazla söz söylemek mümkün değil. Yan karakterler zayıf görselliğe sahip olmasının yanı sıra seslendirme anlamında da silik. Neyse ki Styx’in surat animasyonları ve kendine has uslübu, seslendirmesi bu noktada oyunu birazcık kurtarmış.
Sonuç olarak Styx Shards of Darkness fazlasıyla ilk oyuna bağlı kalan bir yapım. Hikayesini de göz önüne aldığımızda ilk oyunun üzerine çok fazla bir yenilik konulamamış. Keyif almanız için sizi gizlilik unsurlarına hapseden yapım dediğim gibi bu sınırların dışına çıktığınızda sabrınızı biraz zorlayabiliyor. Eğer gizlilik unsurlarını çok seviyor ve ilk oyundan da büyük keyif aldıysanız Styx Shards of Darkness’ı tavsiye edebilirim. Yok, gizlilik yanında biraz serbestlikte olsun diyorsanız oyun sizin için hayal kırıklığı olabilir.