Super Smash Bros. Ultimate
Nintendo‘nun tüm kahramanlarını bir araya getirme olayının bir sonucu olan Smash Bros oyunları, yirmi yıldır firmanın en güçlü kozlarından birisi olmuş durumda. 1999 yılında çıkan ilk oyundan sonra farklı konsollara çıkan serinin son oyunu ise Nintendo Switch’e konuk oluyor; Super Smash Bros. Ultimate.
Super Smash Bros. Ultimate incelemesi
Super Smash Bros. Ultimate‘in türünü bilmeyenler için biraz açıklayalım. Oyunun türü her ne kadar dövüş oyunu olarak geçse de (ki her zaman gerçek bir dövüş oyunu olup olmadığı tartışılır) diğer dövüş oyunları kadar karmaşık değildir. O yüzden genel olarak oyunu tanımlarken Brawler sözcüğü kullanılır. Yani bir arena içinde dövüştüğünüz ve karakterleri arenadan uzaklaştırmaya çalıştığınız bir oyun türü. Eğer PC üzerinde Brawlhalla oynadıysanız, ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
Super Smash Bros. Ultimate‘de iki ana kısmı var. Bunlardan ilki Smash, diğeri de Spirits. Smash’te oyuncular istedikleri karakterle kapışabiliyorlar. Bu mod dört kişiye kadar oynanabiliyor. Eğer arkadaşlarınız ile keyifli zaman geçirmek istiyorsanız, buraya saatlerinizi gömebilirsiniz. Arenalar ve karakterlere sonra değineceğim.
Oyundaki Spirits kısmı ise oyunun senaryosunun bulunduğu kısım. Galeem adı verilen Işığın Efendisi, yeni bir dünya yaratmak adına eski dünyadaki tüm karakterleri yok eder ve onları ruhlara çevirir. Daha sonrasında ise bu karakterlerin kopyalarını yapar ve hepsini kendi için savaşacak kuklalara çevirir. Saldırıdan tek kurtulan karakter olan Kirby, bu yeni dünyada işleri düzeltecek kişidir.
Oyunun Spirits modu kesinlikle oyun içinde, oyuncuyu en çok ödüllendiren kısım. Oyundaki karakterlerin büyük bir kısmını bu modu oynayarak açıyorsunuz. Ayrıca eski oyunlarda yer alan toplanabilir kupalar, bu oyunda Spirit’e yani ruha dönüşmüş durumda. Ruhları bu mod boyunca açabiliyoruz. Kendileri bize yardımcı olabilecek birçok özellik getiriyor. Bunlar arenalardaki eşyaların size doğru kaymasını, daha yükseğe zıplamanızı veya daha az hasar almanızı sağlayabiliyor.
Ruhlar kendi içlerinde dört farklı türe (Kılıç, Kalkan, Kapma ve Nötr) ayrılıyor ve bunların üçünün taş-kağıt-makas mantığı ile birbirine üstünlüğü var. Kılıç, Kapma türüne karşı güçlü; Kalkan, Kılıç türüne karşı güçlü; Kapma, Kalkan türüne karşı güçlü. Nötr olanlar ise karşıdaki ruhlardan etkilenmiyorlar. Ayrıca oyunda bazı ruhları birincil ruh olarak seçip, bazılarını destek olarak seçebiliyoruz. Bazı birincil ruhlar, yanlarına üç destek ruhu alabilirken, bazıları hiç alamayabiliyor. Ayrıca her ruhun seviyesi de mevcut. Ruhların bazıları gerçek potansiyellerinin farkına maksimum seviye olana kadar varamayabiliyor, o nedenle ruhları zayıf ve güçlü olarak sınıflandırmamak en mantıklısı. Ruhların en güzel yanlarından birisi de, aslında hepsinin oyunda kendisine yer bulamayan karakterler olması. Mesela Eevee, bir karakter olarak oyunda yer almıyor, ancak bir ruh olarak yer alıyor.
Ruhlar, oyunun ana senaryo modu olan World of Light oynanarak açılabiliyor demiştik. World of Light’ın dünyası o kadar geniş ki, sizleri gerçekten zorlu dövüşler bekliyor. Ancak karakterleri açmak için bu senaryoyu oynamanız şart. Yaklaşık 25 saat süren bu senaryo sonunda, iki yüze yakın ruhu ve onlarca karakteri açabiliyorsunuz.
Karakter demişken onlardan da bahsedelim. Oyuna ilk girdiğinizde Smash ekranında toplamda 8 karakter (Mario, Donkey Kong, Link, Samus, Yoshi, Kirby, Fox ve Pikachu) bulunuyor ki bunlar ilk oyunda yer alan orijinal karakterler. World of Light senaryosunu oynayarak açabileceğiniz karakter sayısı ise tam olarak 66. Yani tüm karakterleri açtığınızda oynanabilecek olan karakter sayısı 74 yükseliyor ki, indirilebilir olarak yeni karakterler de oyuna eklenecek. (Persona 5’in ana karakteri Joker eklenecek ilk karakter olacak.) Bu karakterlerin büyük kısmı eski oyunlarda yer alan karakterlerden oluşsa da, Incineroar gibi son Pokemon oyunundan eklenen karakterler de oyunda bulunuyor. Her karakter için yaptığınız savaşlar o karaktere özgü bir arenada yapılıyor ve bu oyuna büyük bir artı sağlıyor.
Karakterleri açmanın bir diğer yolu da Smash oynamaktan geçiyor. Smash modunda her on dakikada bir yaptığınız maçlardan sonra, ekranda bir meydan okuma çıkıyor. Eğer meydan okuma gerçekleştiren karakteri yenebilirseniz, o karakteri doğrudan açabiliyorsunuz. Eski oyunlarda belli karakterleri açmak için özel şartlar gerçekleştirmeniz gerekiyordu, ancak burada her şey rastgele olarak gerçekleşiyor. Ancak gene de Super Smash Bros. Ultimate‘in tüm karakterlerini açmak, uzun bir zaman gerektiriyor.
Super Smash Bros. Ultimate ile oyuna eklenen yeni karakterlerin oynanış şekilleri de oldukça çeşitli. Mesela Animal Crossing’ten oyuna eklenen karakter Isabelle, elinde oltasıyla rakiplerini ve eşyaları uzaktan çekebiliyor. Ayrıca Simon gibi karakterler uzun kırbaçlarla belli bir mesafeden rakiplerini dövebiliyor. Bazı büyük karakterler eskilerine göre daha hızlı hareket edebiliyor. Açıkçası yeni karakterleri öğrenmek ve onlara karşı taktik geliştirmek oldukça önemli.
Gelelim oyundaki arenalara. Oyundaki arenalar gerçek anlamda mükemmel. Bazıları inanılmaz düz ve sakinken, bazıları inanılmaz karmaşık. Ancak oyundaki karakterlerin yer aldığı tüm arenalar oyunda mevcut. Bazen Mario‘nun dünyasına gidip orada kapışıyorsunuz, bazen Duck Hunt’ın olduğu dünyaya gidiyorsunuz. Ayrıca arenalar siz savaşırken sürekli değişiyor, eğiliyor, bükülüyor. Düşmanınız dışında, arena da bir çeşit düşmanınız haline geliyor. İşin içine oyundaki zibilyon çeşit eşya da girince, olay çok daha karmaşık hal alıyor.
Oyunun kontrolleri de gayet başarılı. Ben oyunu test ederken her ne kadar ağırlıklı olarak tablet modunda oynasam da, televizyona bağlandığı zaman da kontroller gerçekten iyiydi. Oyuncular oyunda Joy-Con’ları ister tek ister çift olarak kullanabiliyor. Nasıl oynayacağınız tamamen size kalmış, kendinize uygun bir mod bulacağınızdan eminim.
Super Smash Bros. Ultimate‘in grafikleri oldukça canlı ve akıcı. Nintendo Switch‘in grafikleri başarıyla yansıttığını söyleyebilirim. Özellikle arka planlar ve oyun içindeki animasyonlar fazlasıyla başarılı. Oyunun müziklerine diyecek bir şey yok, zaten oynadığınız arenaya göre müziğin değişmesi (yani o oyunun müziklerine dönüşmesi) koskocaman bir artı. Ancak benim gibi, Pokemon‘un müziği ile mest olurken, Ivysaur’dan dayak yemeyin, sonra üzülüyorsunuz.
Super Smash Bros. Ultimate‘in belki de tek sıkıntısı, online kısmında karşımıza çıkıyor. Oyunu ne kadar hızlı bir internet bağlantısı ile oynasam da, daima bir gecikme ve lag sıkıntısı yaşadım. Genel olarak internette bu konuyla ilgili çok fazla şikayet de mevcut. Ancak Nintendo eminim ki buna bir çözüm getirecektir. Ancak zaten Super Smash Bros. Ultimate arkadaşlarınızla oynadığınız zaman parlayan bir oyun.
Oyun hakkında anlatılacak daha çok şey var elbette, ancak daha fazla anlatıp keyfinizi kaçırmak istemiyorum. Genel olarak baktığımızda Super Smash Bros. Ultimate, Nintendo Switch için çıkmış olan en iyi oyunlardan birisi. Uzun zamandır beni bu kadar eğlendiren bir oyunla daha karşılaşmamıştım. Eğer Nintendo Switch‘iniz varsa, Super Smash Bros. Ultimate kesinlikle edinmeniz gereken oyunlardan birisi. Arkadaşlarınızla veya ailenizle eğlencenin dibine vurabileceğiniz son yıllardaki en iyi oyun kendisi. Neyse ben gidip Kirby ile ofistekileri dövmeye gidiyorum görüşürüz!