Oyun İncelemeleri

Teenage Mutant Ninja Turtles 2: Battle Nexus

Ninja kaplumbağaları tanımayanız yoktur herhalde. 90’lı yıllarda tüm
çocukların zamanlarını, ailelerin cüzdanlarını sömürmüş olan çizgi roman
uyarlaması; çizgi dizi/ oyuncak/ film. Zamanında günlerimizin büyük bir bölümünü
bu ünlü dört kaplumbağaya adayarak geçirdiğimiz gerçek. Shredder’ın ezeli
düşmanı bu dört kaplumbağa, geçtiğimiz senelerle henüz Türkiye’de yayınlanmayan
yeni çizgi filmi ile küllerinden doğmuştu. On beş yıldır ninja kaplumbağaların
oyun yapım hakkını elinde bulunduran Konami de, yeni serinin ilk oyununu geçen
sene çıkarttı. Vasat bir oyundu. Ancak hem ninja kaplumbağaların hatırını
kıramadık, hem de Beat’em up’a olan özlemimizden faydalandı ve azda olsa
sevdirdi bize kendini. Şimdi ise bu oyunun üzeriden bir yıl geçmeden ikinci
oyunu karşımıza çıktı. Bakalım boynuz kulağı geçmiş mi?

Ey gidi kaplumbağa çorbası!

Battle Nexus, konusunu yeni jenerasyon çizgi filminden almış. Ninja
kaplumbağalar, shredder ile uğraştıkları bildik günlerden birinde yolun kenarına
bıraktıkları Splinter’ın kaçırıldığını fark ederler ve kaçıranların izini sürüp
kendilerin yeni bir maceraya atarlar. Oyun tek harita üzerinde birbiriyle
bağlantılı ve dağınık bölümlerde etraftaki düşmanlarla, çeşitli engellerle
uğraştığımız Beat’em up. Yani Arcade salonlarındaki adıyla “ilerlemeli” oyun. Bu
bölümler haritanın çeşitli yerlerine dağılmış ve 1-1, 1-2, 2-1.. diye aşamalı
bir şekilde ilerliyor. Birbirinden ayrı görevlerin ana teması kaçırılan
splinter’ı bulmak ve daha sonra kötü güçlere dur demek. Bunun için değişik
mekanlarda aynı tip düşmanlarla, yarı sonlarında şefler ile, her aşamada birde
değişik atraksiyonlarla uğraşıyoruz (kar kayağıyla para toplama gibi). Ayrıca
kanalizasyon deliğindeki evimize uğrayıp, aldığımız çoğu gereksiz olan objeleri
işletebiliyoruz ve ev içinde turnuva düzenleyebiliyoruz. Gördüğünüz gibi oyunun
aslında anlaşılması kolay. Ancak anlatması bayağı zor olan bir ilerleyiş şekli
var.

Tek kişilik oyuna başlarken önce oyuna başlayacağın karakteri, daha sonra ise
sonradan geçiş yapabileceğimiz karakterleri seçiyoruz. Şimdi burada da bir sorun
doğuyor. Mesela sevdiğiniz karakterle oynamak için ilk olarak onu seçiyorsunuz
daha sonra da kalanları. Oyuna geçtiğinizde ise L2’ye basarak karakter
değişebiliyorsunuz. Böyle olunca da ilk seçtiğiniz karakterin hiçbir özelliği
kalmıyor. Her kaplumbağanın kendine has bir yeteneği olması böyle yapmalarının
sebebi olabilir. Mesela Raphael ağır kütleleri itebiliyorken, Donatello’da
mekanik kapıları açabiliyor. Bu şekilde olunca hangisine gerek duyulursa ona
geçiliyor. Ama tek kişi oynasak bile her zaman dört kaplumbağanın da aynı anda
ilerlemesini görebilmek güzel olurdu herhalde.

Ançüezli pizza

Battle Nexus’un ilk oyunu arattığını da rahatlıkla söyleyebilirim. Hiçbir
yenilik göremediğimiz gibi, önceki oyundaki artılarında çöpe gittiğini
görüyoruz. Bir kere animasyonlar güzel olmasına rağmen ilk oyunun kalitesini
yakalayamıyor. Karakterler modellemeleri ile mekanlar bazen çok alakasız
olabiliyor. Oyun içi grafiklerde de aynı şey geçerli. Battle Nexus’daki dövüş
sistemi ilk oyun ile tıpatıp aynı. X tuşu ile kısa combolar, kare tuşu ile de
tekli güçlü vuruş yapılıyor. Yuvarlak ile zıplayıp x basınca da havada vuruş
yapıyor. Üçgen ile de elinizde varsa ninja yıldızı atıyor. Ayrıca R1 in yanında
x’e basılırsa düşmanı kaldırıp fırlatıyor. Bunların yanında kareye uzun
basılırsa özel gücünü kullanıyor. Ayrıca etraftan aldığınız elmaslar da yeni bir
güç kazandırıyor.

Konami’ye hepimiz bayılıyoruz fakat “bu oyun ne böyle allah aşkına” demekten
kendimi alamıyorum. Silent Hill ve PESs serisini yapan adamlar bunlar değil
miydi? Aslında belki de değildirler. Belki çalışanlar firma içinde bölümlere
ayrılmışlardır. Her bölüm farklı tarzda oyunlar yapıyor olabilir. Düşündüğüm
gibi ise bir zahmet el atsınlar şu oyuna derim.

Freeware olabilirmiş

İlk yarılardaki düşmanlar bayağı zekâsız olsa da ileriki bölümlerde ortaya çıkan
düşmanların dişli ve zeki olduklarını söyleyebilirim. Özellikle Silah
kullananlar boş bulunduğunuz anda canınızı alabiliyorlar. Hatta bazı
bölümlerdeki düşmanlar gerektiğin fazla zor oluyorlar. Yakından tanıdığınız ayak
takımı da oyuna çerezlik konulmuş diyebiliriz. İlk oyundaki düşman öldürme
zorunluluğu da bu oyunda sıkı tutulmamış. Bazı yarıların her karesindeki tüm
düşmanları öldürmeniz gerekiyorken, bazı yarıları hiç suya sabuna dokunmadan
geçebiliyorsunuz. Bu da oyunun kalitesini çok fazla düşürüyor.

Oyunun zorluk derecesi orta halli. Taşların üstünden karşı tarafa geçme gibi
atraksiyonlar bazıları aşırı derecede basit gözükebiliyor, ancak kamera
açılarının rezilliği (alt satırlarda değineceğim) ve kontrollerdeki problemler
nedeniyle işkenceye de dönüşebiliyor. Düşmanlar ise dediğim gibi bir bölümde
zorlaşıp ondan sonraki bölümde kolaylaşabiliyor. Bizim kaplumbağaların da
aslında bu oyunda çok yetenekli oldukları da söylenemez. Özellikle Leonardo
hayal kırıklığı. Havada yaptığı hareket düşmana hiç etki etmiyor ve tek vuruşu
da pek işe yaramıyor. Donatello ise elektronik kapıları açmaktan başka bir iş
yapmıyor. Bu olayı da çok teferruatlı bir şey zannetmeyin sadece kapının yanında
duran mekanizmanın üzerine gelip üçgene basıyorsunuz. Rafael de idare eder fakat
Michalengelo aralarında en iyisi. Özellikle havada salladığı tekmeler bayağı
hasar veriyor.

Bu oyundan zevk almanın bana kalırsa tek yolu multiplayer oynamak. Multitab
denilen alet ile dört arkadaşınızla beraber oynayabilirsiniz. Tabii dört tane
controller’ınız varsa. Ancak Multiplayer oynamak bile bazen insanı çileden
çıkarabiliyor. Mesela bir oyuncu önden giderse diğerleri oynayanlar kameranın
hareket etmemesi sebebi ile arkada kalıyorlar. Ayrıca kaç kişi oynanırsa
oynansın tek can ibresi oluyor, bu da bir kişi ölünce herkesin ölmesi anlamına
geliyor.

Kameramandan bile tasarruf yapmışlar

Grafikler çok iyi değiller fakat fazla da sırıtmıyorlar. Ayırırsak eksi puanları
mekan tasarımlarına, artı puanları karakter modellemelerine verebiliriz.
Animasyonlar ise geçen seneki oyundan daha kötü. Müzikler kulak tırmalayıcı.
Animasyonlardaki seslendirmeler fena değil fakat oyun esnasındaki konuşmalar ve
tepkiler genelde yanlış zamanlarda giriyor oyunun iyice dağılmasının sebebi
oluyor. Kontroller bu tür oyunlarda olması gerektiği gibi rahat. Kamera tam bir
fiyasko. Zaten hiçbir şekilde kontrol etme imkanımız olmadığından önü kapalı bir
yere girdiğiniz zaman ne yaptığınızın farkına varamıyorsunuz. Ayrıca hiçbir
şekilde hareket etmediği için 2d bir oyunda farkı kalmıyor. Zaten gidebileceğiz
tek bir yol var ve birde onu da tam anlamıyla göremeyince DVD’yi çıkartmadan
konsolu peşine de televizyonu kapatmanız hatta ardından evin şalterlerini
kapatıp annenizin kızmasına sebep olabilirsiniz.

Sonuç olarak bu oyun ne Ninja kaplumbağaların mazisine, ne de yeni çizgi
filmine, ne de Konami’ye yakışan bir oyun değil. Multiplayer olarak
oynayabilecek bir Bet’em up arıyorsanız kısa bir süre idare edebilir. Amaç küçük
kardeşleri oyalamak ise biçilmiş kaftan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu