Oyun İncelemeleri

Teenage Mutant Ninja Turtles

Ninja Kaplumbağalar, benim gibi 20 yaş ve üzerindeki birçok kişi için belki
şu anda olmasa da, çocukluk döneminde oldukça önem taşıyan yaratıklardı. Çizgi
filminin yayınlandığı saatte ekrana kilitlenmek, tüm kaplumbağaların hatta kötü
karakterlerin bile oyuncaklarını temin etmek ve bilumum ninja kaplumbağa
piyasasına hizmet eden malzemeye aynı şekilde “Hizmet etmek”, o dönemde
çoğumuzun yaptığı şeylerdi. 90’lı yılların başında en popüler dönemini yaşayan
kaplumbağalar daha sonraki yıllarda ufak tefek işlerle küçük dönüşler
yaşadıysalar da eski popülaritelerini yakalayamadılar. “Ta ki günümüze kadar”
klişesi buraya ne kadar uyar bilmiyorum, ancak bu eski mutant kardeşler yeni
yüzleriyle animasyon filmi olarak TMNT ismi ile tekrar karşımıza çıktı. Aynı
isimdeki filmin yan ürünü diyebileceğimiz oyunumuzu ise Ubisoft bizlere sundu.

Michelangelo esprileri modası geri mi dönüyor?

TMNT, konusu ve yapısı bakımından tamamiyle filme göre uyarlamış, daha çok
çocuklara hitap eden bir Beat’em-up. Aslında tam anlamıyla bir Beat‘em-up
olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Çünkü Beat‘em up dediğimiz tarzda
oyunlarda amaç, önüne gelen düşmanları yoketmek, çeşitli engelleri aşmak ve sona
ulaşmaktır. Yani normalde düşmanlarla çarpışmak ön planda, engellerden atlamak
ve benzer hamleler ise daha arka plandadır. TMNT de ise tam tersi engeller ön
plana çıkıyor, kabaca tabirlerle oyun süresinin büyük bir bölümünü etrafta
zıplayarak geçiyor. Düşmanlar ise benim hiç tasvip etmediğim şekilde, belli bir
bölgede “Fight” yazısının ekranda çıkmasıyla beraber geliyorlar. O karedeki
düşmanları temizlediğiniz zaman bir dahaki “Fight” yazısı çıkana dek etrafta
gönül rahatlığıyla zıplayabiliyorsunuz. Bu da oyunun yaratması gereken heyecana
büyük bir darbe vuruyor. Her an karşına düşman çıkacak endişesi yada karşıda
atlayacağınız zeminde sizi bekleyen bir rakibe karşı yapılacak plan bu tarz
oyunların bana göre en büyük eğlencesidir. Yoksa belirli bir mekanda üzerinize
gelen adamları pata küte dövmenin pek bir eğlenceli tarafı olduğunu sanmıyorum.

Oyunun çoğunlukla zıplamak üzerine kurulu olduğu tezimi biraz açmak istiyorum
ki, ayrıca bu oyunun ilerleyişi hakkında size oldukça bilgi verecektir. Bunu
gözünüzde canlandırmanız için öncelikle Prince of Persia da ki bütün o zıplama
hareketlerini aklınıza getirmeniz gerekiyor. Duvarda yürüme, yatay demir
çubuklarda sallanma, klasik bir engelin üzerinden atlama, iki duvar arasında
sıçraya sıçraya yukarı çıkmak vs… Bunların hepsinin birebir olmasa bile TMNT ye
de yansıtıldığını göreceksiniz. Zaten iki oyunun da yapımcısının Ubisoft olması
bunun nedeni için yeterli cevap olacaktır. Konumuza tekrar dönelim, bu
söylediğim hareketler karşınıza çıkacak Fight yazısına kadar devamlı suretle
uyguladığınız hareketler bu oyunda. Bu hareketleri üst üste başarılı bir şekilde
yapmak ileriki bölümlerde size, benim koyduğum ismiyle “Arkadaşından destek
alma” puanı olarak geri dönüyor. Bu puanlar ile bir kaplumbağayı çağırıp beraber
özel hareket yapabiliyorsunuz. Ayrıca satır arasında belirteyim tüm bölümlerde
olmasa bile, çoğu bölümde tüm ninja kaplumbağaları geçiş yaparak
kullanabiliyorsunuz. O Sega Genesis de tüm karakterlerin aynı anda ilerlediği
oyunlar geride kaldı anlayacağınız.

Sinemalarımızda hala oynamaya devam eden TMNT’ın, günümüzün 3D animasyon
teknolojisiyle doğal olarak yeni bir havaya büründüğünü ve özellikle 3D ye
geçişi ile kendi içinde bir devrim yaşadığını söylemek yanlış olmaz herhalde.Son 3-4 yıldır seri halinde sunulmuş Konami imzalı TMNT oyunlarında ise 3D ye
geçiş, oyun pazarında bir zorunluluk haline geldiği için kaçınılmaz olmuştu ve
yine multiplatform olarak sunulan bu TMNT oyunlarında arka plan 3D olarak
tasarlanmış, karakterler ise 2D tutulmuştu. Oyunların başarısız olmasında bunun
ne kadar payı var tartışılır, ancak son yıllarda çıkan Konami imzalı TMNT
oyunlarının kalitesizliği tartışılmaz zannımca. Uzun lafın kısası yeni TMNT
oyunumuz “Tamamıyla” 3D olması önceki oyunlarla karşılaştırıldığında karşımıza
çıkan ilk yenilik.Bir başka yenilik ise kaplumbağaların karanlık atmosfer
modasına ayak uydurmuş olmaları.

Aklıma şu an gelen Sonic the Hedgehog, Prince of Persia:Warrior Within, Batman
Begins gibi yapıtlarda rastladığımızı bu tema, TMNT’de de kullanılmış karanlık
iç ve dış mekanlar ve kaplumbağaların kendileri de karanlık bir havaya bürünmüş.
Ancak sert ve keskin yüz hatlarına sahip yeni Michelangelo’nun eski moda
esprileriyle geri dönmesinin tezatlık yarattığı da aşikar.

Shredder: Rocksteady, Bebop yakalayın onları!
Rocksteady ve Bebop: Patron biz 90’larda kaldık be, sende öldün zaten!

Çizgi filminden de hatırlarız ki bu kaplumbağaların hepsinin farklı farklı
özellikleri vardır.Donatello bilgindir,Leonardo savaşçıdır,Michelangelo
esprilidir ve Rafael… Rafael’in özelliği neydi hakikatten?.Ve ben bildim
bileli şimdiye çıkan tüm TMNT oyunlarında bu dediklerimin hiçbirisinin
geçerliliği yoktur. Her zaman Michelangelo en iyi dövüşendir ve en iyi özel
yetenek de onda vardır. Diğerleri de işte arada lazım olur belki diye dururlar.
Peki bu yeni TMNT oyunumuzda değişen bir şey var mı? Hayır yok.Yine en iyi o
dövüşüyor ve yine en iyi özel yetenek onda var. Nançaku’nu helikopter mantığında
kafasının üzerinde çevirerek oldukça uzun atlamalar yapabiliyor. Dövüşlerde ise,
sizin Nunchuck’ınızı sallama hızınızın oldukça üzerindeki hızlarda nançakusunu
sallayarak düşmana hareket imkanı tanımıyor. Diğer karakterlere gelecek olursak;
Rafael sadece belirlenmiş duvarlara kamasını kullanıp tırmanabiliyor, dövüşlerde
ise o kaması pek işe yaramıyor. Donatello çubuğuyla yerden destek alarak
zıplayabiliyor ve dövüş konusunda başarısız kalıyor. Leonardo nispeten dövüş de
iyi. Özel yeteneğine ise rastlayamadım açıkçası.

Oyunun oynanabilirlik seviyesini yüksek tutan en önemli etken bölüm sonunda
kazandığınız notlar. Bu notlar oyunu bitirme sürenize, dövüşlerdeki başarınıza,
kaybettiğiniz canlara Aslında oyunda can kaybetmek gibi bir sorununuz olmuyor,
yandığınız zaman Checkpoint den tekrar başlıyor) ve ilerleyen bölümlerde kardeş
kaplumbağalarla ne kadar yardımlaştığınızın hesaplanmasıyla veriliyor. Bu dört
kıstasa göre aldığınız puanların toplamı geçer not ise Challenge Map de mini
oyunlardan birini açılıyor ve Goodies bölümündeki gereksiz oyun eklentilerinin
açılmasını için puan kazandırıyor. Bu bölüm sonu değerlendirmesi oyunun
oynanabilirlik seviyesini nasıl yüksek tutuyor diye soracaksınızdır elbette,
söyle oluyor oda; oyunu belirli bir sürenin altında bitirmek ve düşmanları en az
kayıpla bitirmek gibi bir amaç oyunda kalmanız için bir sebep oluyor ve sonunda
kazanılan başarılı veya başarısız bir not sizi bir sonraki bölümü oynamaya
teşvik ediyor. İsmi geçmişken Challange Map konusuna da girelim. Extra başlığı
altından ulaşabileceğiniz bu bölümde oyunun kendisinden daha eğlenceli olduğunu
söyleyebileceğimiz birçok oyun buluyor. Bu oyunlarda Wiimote ve Nunchuck
ikilisinin nispeten oyun içindeki kullanımından daha yaratıcı kullanıldığını
söyleyebiliriz.Multiplatform olarak piyasa çıkan oyunlarda, Wii de yayımlanan versiyonların
üstün grafikleriyle değil de kontrolleriyle diğerlerine göre farklılık yaratması
gerektiği aşikar.Oyunları Wii kontrollerine göre uyarlamanın yapımcılar için ne
zorlukta olduğu konusunda hiçbir fikrim yok açıkçası.O yüzden mutiplatform
olarak piyasaya çıkan bir oyunla, mesela Cooking mama gibi sadece Wii için
tasarlanmış bir oyunun kontrollerini birlikte değerlendirmenin yanlış olacağına
inanıyorum.Bu bağlamda TMNT nin kontrollerinin aslında yerden yere vurulabilecek
bir durumu olmasına rağmen alttan almayı uygun görüyorum.Karakterleri nasıl
kontrol ediyoruz ona geçeyim hemen; ilerleme zıplama gibi oyunun büyük bir
bölümünü kapsayan aksiyonları tuşlar yardımıyla yapıyoruz, Wiimote ve
Nunchuck’ın nimetlerinde ise Fight yazısının ekranda belirmesiyle faydalanmaya
başlıyoruz. Nunchuck’ı sallayarak havada uçan tekme atarken, Wiimote’u
sallayarak karakterimiz elindeki silahıyla çeşitli kombinasyonlar yapıyoruz.
Sorunlara geçelim hemen; dövüş anlarında ikili kontrolleri kullanırken yaşanan
en büyük sorun zannımca kol ağrısı. Bazen oldukça fazla sayıda gelen düşmanlara
karşı Wiimote’u uzun bir süre sallamanız gerekiyor, bu da söylediğim gibi eklem
ve kol ağrılarına sebep oluyor. Bir diğer sorun bayağı büyük bir sorun, bir süre
sonra bu dövüş sahneleri hem yaratıcılık yoksunluğundan, hem de kolunuzu
sallamaktan gelen gına ile inanılmaz sıkıcı bir hal alıyor olması. Ekranda
“Fight” yazısı görmemek için dua eder hale gelinebiliniyor. Daha rahat bir
kontrol için bir seçenek tanınmamış olması ise bir diğer büyük sorun. Tüm bu
kontrol kaynaklı sorunların oyun için vereceğim eksi puanlara kamera yaşanan
sorunlar kadar etki etmemesinin en büyük sebebi. Söylediğim gibi yapımcıların
mesela Gamecube ve PS2 için hiçbir şey değiştirmek zorunda kalmadan port
etmelerine rağmen, Wii için tüm kontrolleri yeniden ele almak zorunda
kalmalarıdır.

Tranformers da geldiğine göre hazırız, çocukluğa dönüş için 3..2..1

Kamera açıları dediğim gibi rezalet, ancak bu kamera açılarının da aslında oyuna
farklı bir yapı kazandırdığını düşünüyorum. Mesela kamera açıları yüzünden çoğu
zaman nereye gideceğinizi bulamıyorsunuz ve siz gitmeniz gereken yeri aramakla
cebelleşirken aslında o anın nasıl geçtiğinin farkına da varmıyorsunuz. Yani
yapımcılar oyuncuları oyalayacak farklı bir mecra bulmuşlar istemeyerekte olsa.
Ayrıca sıkıştığınız alandan karakterinizin nerede olduğunu görememenizde oyuna
farklı bir hava katıyor (Nasıl bir havaysa artık). Şaka bir yana kamera
konusunda gerçekten büyük sorunlar var, bu oyunun onanabilirlik ve kontrol
açısından eksi puanlarla tepelenmesine sebep oluyor. Oyunumuz grafik bakımından
çok fazla sırıtmıyor, karanlık havaya uygun orta sınıf çizimlerle bezeli bir
grafik yapısı var. Karakterlerin hareketlerinin akıcılığı ve gerçekçiliği
diyeyim grafik konusundaki en olumlu yan. Ara sahnelerde genelde ise Wii ye
kadar çıkan çoğu oyunda rastladığımız durağan kareler mevcut. Bu durağan
karelerde en iyi örneğini Max Payne de rastladığımız çizgi roman havasında
dizilmiş. Sesler ve müzikler çok fazla dikkat çekmeden işini görüyor,onlar için
vasat tanımlamasını yapabiliriz.

Sonuç olarak TMNT bana göre filmin altında da kalan vasat bir oyun olmaktan
ileri gidememiş. Zamana karşı yarışmak gibi oyunda kalmayı sağlayan etmenlere
rağmen, bitirecek kadar iddialı olmayı gerektiren bir oyun değil. Eğer elinizde
bir PS2’niz varsa alınması daha uygun olabilir. Ancak yeni nesil bir konsol olan
Wii için oldukça zayıf kalıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu