Oyun İncelemeleri

Terrorhythm

Ritm oyunlarını aşırı severim, bunda hiçbir şüphe yok. Şu ana kadar oynadığım Guitar Hero, Parappa the Rapper, UmJammer Lammy, Bust-a-Groove, VibRibbon ve osu! gibi oyunlar, hem refleksimi geliştirmiş hem de kendime ait bir ritm tutkusu yaratmıştır. Özellikle bu türü sevdiğim için, Terroryhthm‘de de aynı durumu yaşarım diye düşünmüştüm, fakat bu ne yazık ki olamadı.

Steam platformunda ve Steam Early Access‘te bulunan Terroryhthm, adından da anlaşılacağı gibi ritm odaklı bir oyun. Bilgisayarda git gide popülerleşen ritm oyunlarının bir nevi yenisi olarak sayılan bu küçük yapım, ilk başta benim de dikkatimi çekmişti. Ne de olsa ritm oyunları uzmanlık alanım ve çokça sevdiğim bir tür dedim ve inceleme kararı aldım. Ancak, başta da belirttiğim gibi Terrorhythm, beklentilerimin altında veya yetersiz düştü. Bunu daha çok oynanıştan kaybetmesi de yaraya tuz basıyor.

Steam sayfasında güzel görünebilir, yorumlar da pozitif olarak belirtiliyor, peki sorun nedir? Steam Early Access’te olması zaten bunu kolayca gösterebiliyor aslında. Şu ana kadar yaşadığım sorunlardan birkaçı oyunun ritm oyunu olmasına rağmen bir hayli sessiz olması. Ana menüde herhangi bir şarkı veya oynama isteği bulunduracak bir arka plan müziği bulunmazken, oyuna başlamak da ayrı bir dert oldu. Ana menüde sürekli yanıp sönen “Lütfen tuşlarınızı kalibre ediniz.” uyarısı kafamı karıştırmıştı çünkü oyuna başlamadan önce zaten “kalibre” edebiliyordunuz. Seçenek olan bu kalibre ise sizin sahip olduğunuz tepkime hızını ölçüyor, ki bu da her ritm oyununda bulunan bir özellik değil, en azından burada bir artısı var.

Problemlerden başka birisi ise oyunun aşırı yavaş bir şekilde yüklenmesi oldu. Sadece 2 boyutlu olan bu yapımın yüklenmesi ve oyuna girmeniz bir hayli uzun sürüyor, üstelik menülerden menülere geçerken oyunun donduğunu veya hata verdiğiniz anlayamıyorsunuz çünkü bunu gösteren bir yüklenme barı yok. Hal böyle olunca oyunun bazen çöküp çökmediğini anlayamıyorum, bu neden ile masa üstüne geri dönüyorum, fakat tekrar baktığımda oyun çalışır hale geliyor. Yine de yapımcıların göz önünde bulundurması gereken küçük detaylardan biri, umarım yakında bunu yapımda görebiliriz.

Hikaye de ortalıkta pek gözükmüyor… Hani, anlatmaya çalışıyor ama anlamıyorsunuz çünkü hiçbir şekilde sahne veya hikayenin ne olduğu hakkında bir paragraf ile karşılaşmıyorsunuz. Oyunla alakalı hikaye sadece Steam sayfasında bulunan paragraftan ibaret denebilir. Hikayeden yoksun olsa da grafiklerinden birkaç bir şey çıkarabildim, yakın gelecekte geçen bir fütüristik ütopyada müzik tamamen ortadan kaldırılmış bulunmakta, görüntülerden de anlaşıldığı gibi “underground” bir ekip bu kurallara uymuyor. Kahramanımızın ritme göre dans ederek dövüşmesi ve şehrin etrafında bulunan canavarları alt etmesi oluyor. Yirmiye yakın bölüm bulunan oyun, bir hayli kısa sürüyor da denebilir.

Bölümlerden bahsetmişken, nasıl oynandığına değineyim. Daha önce Five Finger Death Punch oynamış olanlar bilir, bir platformun üstünde duruyorsunuz, sağdan ve soldan gelen düşmanları ritmin yardımı ile alt ediyorsunuz. Sadece yan ok tuşlarını kullanmanız yeterli olurken, yukarı ve aşağı ok tuşları da farklı görevlerde kullanılabiliyor. Yukarı ok tuşu, ard arda gelen ve kalkanlı düşmanları kolayca alt ederken, alt ok tuşuna basmak saldırı alanınızı genişletiyor, bu sayede gelen düşmanları alt edebiliyorsunuz. Düşmanların düşürdüğü bazı silahlar ile de savaşabiliyorsunuz; kılıç, disk ve türevi bazı yakın dövüş silahları, birden fazla hasar alan düşmanları kolaylıklar alt edebiliyor. Aynı zamanda bazı düşmanlarda bulunan artı simgesi, eğer sağlığınız düşükse doldurabiliyor, yani oyunu kolaylaştırmak için birkaç özellik de bulunmuyor değil.

Ritm duygusu nedense Terrorhythm‘de pek bulunmuyor, çoğu zaman ritmleri kaçırıyor veya ayak uyduramıyorum. Verilen şarkılar 130 ve 260bpm (Beat Per Minute) arasında değişiyor fakat verilen parçalar o kadar… Garip ki, tam olarak ritmi tutturamıyorsunuz- ve ne yazık ki parçalar belirli bir bölümden sonra tekrar ediyor veya hızlandırılmış şekilde size sunuluyor. Yani oyun bir hayli kısıtlı. Fakat şöyle bir durum var, istediğiniz şarkıyı yükleyebiliyorsunuz, aynı Audiosurf‘teki gibi ama yine de ritmlerin düzgün bir şekilde örtüştüğünü pek söyleyemem. Sahip olduğum The Future of Sound of London‘ın Dead Cities‘den (ki gerçekten ağır bir elektro albümüdür) birkaç parça ile denemek istedim, anlaşılacağı gibi pek de iyi olmadı. Sadece .mp3 dosyasını kabul eden oyun, .wma, .flac veya .AAC formatlarını kabul etmiyordu. Yani gidip formatı değiştirmem gerekti, sonucunda ise pek de sevmediğim deneyimler yaşadım, pek de uyumlu değildi açıkçası.

Oyun şu anki hali ile bir hayli bomboş, sadece birkaç parça, hikayenin ortalıkta olmaması, birkaç alternatif düşman ve iki-üç adet farklılık ile Terrorhythm pek fazla içeriği size sunmuyor.  Yapımın bir de 38TL gibi bir fiyata sahip olması gerçekten kendinden uzaklaştırıyor. Yine de yapımcı, gelecek güncellemeler ile oyuna birkaç yeni özellik getireceğinden bahsediyor. Replay sistemi, oyuncuya göre özel profiller, geliştirilebilen karakterler, günlük özel etkinlikler ve oynanış üzerinde gelişmeler yakında oyuna eklenecek, fakat oyuna karşı olan düşüncelerimi değiştirecek mi, onu bilemiyorum. Zamanla yapımın güncellenmesi ile bunu göreceğim, ama belirttiğim gibi, şu anki durumu ile Terroryhthm‘e sahip olmak ve oynamak pek de değmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu