Oyun İncelemeleri

Terrorist Takedown 3

Terrorist Takedown serisi, hiç bir zaman çok şey vadedemedi. Daha doğrusu, vadetmiş olsa bile bunları yerine getirmekte çok zayıf kaldı. Özellikle ilk oyuna, sevgili arkadaşım Emre Günen gereken puanı fazlasıyla vermişti. Aradan altı sene geçtikten sonra biz direkt olarak Terrorist Takedown 3’e geçiş yaptık. Geçen bunca sene içerisinde, seride gözle görülür bir gelişime rastlamadığımızı üzülerek belirtmek isterim. Sadece, grafikler eski oyunlarına göre biraz daha iyileştirilmiş, ama yine de bu zamanın pek gerisinde.

Şaşkınlar ordusu

Özel bir tim olarak, her bölümde bize verilen basit görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Aslında, oyuna bakarsanız görevler son derece ciddi ve tehlike arz ediyor. Ancak, yapay zeka yerlerde öyle bir sürünüyor ki, her şey çok basit ve zahmetsizce gelişip gidiyor. Tabii bu olurken, oyundan herhangi bir keyif alamıyoruz. Görevler sırasında yanımızda adamlarımız var. Hikayedeki ana görevimiz, Hakim isimli bir elebaşını bulmak. Görevler, gemi, depo ya da mahzen gibi yerlerde geçiyor. Radarımızın yardımıyla takılmadan rahat rahat ilerleyebiliyoruz.

Önceki yapımlara göre grafikler biraz daha iyileştirilmiş, ancak karakter animasyonları ve modellemeleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Düşmanların öldükten sonra aldıkları şekiller ve yerdeki pozisyonları son derece komik. Hatta, bazı hatalardan dolayı takılmalar ve yüzeylerin içerisinde kalmalar da olabiliyor. Yapay zekadan zaten eser yok, programlanmış gibi, belirli bir mesafeden sonra sağa sola koşturmaya başlıyorlar. Bir siper bulduklarını düşünerek kendilerini korumaya aldıklarını zannediyorlar, ancak vurabilelim diye hep bir taraflarını açıkta bırakıyorlar. Bu da, onları vurmamızı kolaylaştırıyor. Zaman zaman da üstümüze şuursuzca koşturup kendi sonlarını hazırlıyorlar.

Yapay zekadaki sıkıntı kendi adamlarımız için de geçerli. Yanımızda savaştıklarını zannediyorlar, ancak kurşunları havaya sıkıyorlar. Aklımda kalan bir sahne şöyleydi; ilk bölümde gemide başlıyorsunuz ve yanınızdaki adamınızla birlikte bir odayı basıyorsunuz. Ben bir şey yapmadım ve adamımın önden gidip yapacaklarını izlemek istedim. İki terörist ve benim adamım, karşılıklı olarak ayakta ve çok yakın mesafede birbirlerine kurşunları sıkmaya başladılar, ancak kimseye bir şey olmuyordu ve kimse de ölmedi. Ne zaman ki ben içeri girdim ve herkesi temizledim, oyun o zaman devam etti. Bu gibi durumlar son derece sıkıntılı. Ara sıra bizlere görev verilirken, cümlelerdeki yanlışlıklar da gözüme çarpmadı değil.

Silahlar fena değil. Kullanabileceğimiz, tanıdık birçok silah mevcut ve istersek düşmanlardan düşenleri de alıp kullanabiliyoruz. Bazen topluca öldürmek istediğimizde, çevredeki patlayıcıları da kullanmak mümkün. Görevler içerisinde, düşmanları temizlemenin yanı sıra, bombaları imha etmek ya da gizli silahların resimlerini çekmek gibi işler de olabiliyor. Bunun için bize verilen, bomba tarama aleti ya da fotoğraf makinesini kullanıyoruz. Zaman zaman, arkadaşlarımızın kullandıkları araçlarda, hareketli olarak da düşman öldürebiliyoruz. Tabii, yapay zekanın yetersizliği buralarda devreye girdiği için, bu gibi öğelerden yeteri kadar keyif alamıyoruz.

Vaktiniz değerlidir

Seslendirmeler de herhangi bir orijinallik içermiyor. Tehlike anında devreye giren müzik, gerilim katmaktan çok sıkıntı veriyor. Zaten adamların o halini gördükten sonra gerilecek bir şey de kalmıyor. Oyunu istediğimiz yerde kaydedebilme şansına sahibiz ve bölüm içlerindeki bazı noktalarda da kayıt noktaları oluyor. Sonuç itibariyle, Terrorist Takedown 3’ün raflarınızda boşu boşuna yer kaplamasına gerek yok. Sıkıcı ve hatalarla dolu bir oynanışa sahip ve herhangi bir zevk vadetmiyor. Bu yüzden, ileriki zamanlarda Terrorist Takedown konseptli bir yapımla karşılaştığımızda, olumsuz bir ön yargıyla yaklaşacağız maalesef.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu